25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Italya, genç Türk edebiyatını keşfetmeye devam ediyor. Son yillarda üstüste Orhan Pamuk, Nedim Gürsel ve Latife Tekin Italyanca'ya çevrildi. Şimdi sıra şairlerde. Nâzım Hikmet'in dışında hiçbir Türk şairinin Italya'da kitabının olmaması Italyan şiirseverlerini neredeyse utandırıyor. Çevirmen sorunu aşılırsa, Avrupa'nın pek çok dilinde kapılar açılmaya hazır. Işte Enis Batur'un çizmedeki serüveni; önce Poesia dergisinde inceleme ve şiirlerinden örneklerle tanıtılan şairin ilk kitabı "Scritti e Sigilli"nin (Yazılar ve Tuğralar) ardından, Italya'nın en büyük yayınevlerinden Garzanti'de ikinci kitabı"Imago Mundi" yayımlandı. Türkiye'de ilk kitabı lyi Şeyler Yayıncılık tarafindan geçen yıl çıkarılan usta şair Mario Luzi'nin önsözüyle piyasaya çıkan kitap hemen yankı toplamaya başladı. Elisabetta Stefanelli'nin "Batur'un Hem Duru, Hem Girdaplı Mısraları" başlıklı yazısından sonra, Gutenberg dergisinde Giancarlo Pontiggia "îstanbul'dan gelen DoğuBatı Mozayiği" adlı yazısında şairin formel açıdan Batılı, soluk açısından Doğulu yapısı üzerinde övgüyle duruyor. Enis Batur'un her iki kitabını îtalyanca'ya çeviren Işıl Saatçioğlu Türkçe'ye Mario Luzi, Ungaretti ve Dante'nin şiirlerinin yanı sıra Calvino'nun "Görünmez Kentler"ini kazandırmıştı. "Imago Mundi", Batur'un 197787 arası yazdığı, çoğu "Kandil"ve"Sarnıç"adlı kitaplarında toplanan şiirlerini içeriyor. Kitaba Mario Luzi'nin yazdığı önsözü sunuyoruz. Italya, genç Türk edebiyatını keşfe devam ediyor... Sarnıç, Tılsım ve Trajedi Enis Batıır MARİO LUZİ | nis Batur, imajını tüm gücü ve görkemiyle belirleyen iki şiir kitabı ile aramıza geldi. Batur'un, bütün alanlarda dikkat ve duyarhlığıyla böbürlenen kültürümüz ile çağcıl Türk kültürü arasındaki cehalet sınırını bir hamlede aşmış olmasını olağanüstü bir girişim olarak değerlendiriyorum. Işıl Saatçioğlu'na borçlu olduğumuz aktarımın kalitesi ise; koordinatların en iyi biçimde gözlenmiş olması, olası her türlü homojenliğin titizlikle korunması sonucu, 'organ naklınin' elverişli ortamda gerçekleşmesini sağlıyor. Batur gibi bir şair için, doğru an' diye bir şey söz konusu olmasa da, kendisini halen bütünüyle belirleyememiş uzamımi2a doğru bir anda girip girmediğini kestirmek zor. ttalyanist Işıl Saatçioğlu'nun eleştirel duyarlılığı ve çeviri yeteneği aktarıma, doğruluğun yanı sıra, çok daha değerli bir olguyu, Batur metninin canhlığını getiriyor. Bu durumda şair yalnız gösterilmekle kalmıyor, yazı adımının ve henüz oluşum sürecini tamamlamamış, devinimli bir çağcıllığın içine yerleştiriliyor. Bu zorlu çalışmanın anlamının, yeni bir verinin kazanılmasıyla sınırlanıp kalmasını önleyecek Ve onun, zamanımızın şiirsel belleğinde, tüm farklann ötesinde olup bitenin aktarılmasında gerçek bir açıidık katkısı oluşturmasını sağlayacak bu tek geçerli odakta.Enis Batur çok önemli ve anlamlı bir figür. Simgeci sonrası dönemin, daha doğrusu onu izleyen şıırin en belirgin özelliği bir kez saptandıkta, Batur'un eleştirel bilincini ve doğal eğilimlerini, evrensel ve karşılaştırmah kültürleri ve o koyu Osmanlı kalıtını öne çıkararak, o iklimde nasıl dahiyane, nasıl tanıdık dolaştığını hayranlıkla seyredebiliriz. Batur metninin açık ve örtük izleği başkalaşımdır. Şair bu izleği göğüsler, kovalar, özdeğin elegelmez bünyesini yorumlar yorumlamasına, ama zaman ve uzam içinde tanımlanabilir, sınırları belirlenmiş bir kimliğe de sığamaz. Batur şiirine egemen bu bitimsiz simya işleminde civanın, kendisini içeren gövdelerdeki, onların çeşitli derinliklerindeki sonsuz değişkenliğini hayal edin. Bu hayal, kitaptan bir iki dize okur okumaz hemen gerçekleşecektir. •Civanın izlediği yol hiçbir son nokta tanımaz, hiçbir son durakta durmaz. Durduğunda da bu, güzergahını sondan başa katetmek, kendisine ikiz bir güzergah çizmek içindir. Yazgısı mevsimleri, mevsimlerden çöken tortuyu, alev alev, ortak bir varoluşta birbirine bağlayarak, bir arada tutarak diyagonafkatetmektir sanki. Benzerlikleri bir yana bırakıp şairin, Eliot'un Tiresia'sı gibi, zamanda ve uzamda, insan hayatına, insan deneyimine, insanın toplu ve kişisel hangi kişi olduğu hiç önemli değildir birikimine, kimlik kaygısı taşımaksızın dolaylı ve uzun soluklu süzülüşüne, oraya sokuluşuna, onu sarmalayışına bakalım: Hepimiz biliriz; orada burada, rastgele yeşererek, sabitleşmeyen bir noktada su üzerine çıkararak bu göçebe ögeye olası ve değişken bir yaşam hakkını tanıyabilecek tek ve yegane şey yazıdır. Zaten sabit bir noktayı talep etmez şair, ama bir anlamı ister, ona gerilir: Bir epos'un, bitimsiz bir dürtünün kahramanıdır. "Batur şiirinde Doğu ve Batı örtüşür" diyor Işıl Saatçioğlu, ama gerçek bir buluşturuculuğa, birleştiricinğe soyunmaz şair; buna karşın çoğu kez erime noktasına ulaşır. Eğretileme dizgesinin olağanüstü güzellikte bir işleyişi var Batur şiirinde; ancak birbirine geçmeli, zincirleme eğretilemelerdir bunlar. Sürekli yer değiştirip kayarak eğretilemevi kuranın kesin varlığı çevresinde bir kuşku alanı oluştururlar. Ancak bütün bunlar, insanın doğrudan varlığını dışlamaz. Yukarıda sözünü ettiğimiz o güzelim ağrıyı, soluk soluğalığı, çağın o yoğun tutkusunu katederler ve sonuçta uzun bir cançekişme korlaşır. Sarnıç, Tılsım ve Trajedi bunu doğrulamaküzereburadadır.B C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 2 1 6 S A Y F A 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle