Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Thomas de Quincey'nin "İngiliz Posta Arabası" Yapı Kredi Yayınlarından çıktı Posta arabasında bir afyonkes HAIIL TURHANtl homas de Quincey'nin hayatında belirleyici ve birbiriyle çok yakından bağlantılı olan iki olay vardır: Kızkardeşi Elizabeth'in ölümü ve gençlik yıllarından başlayarak ömrü boyunca süren afyon bağımlılığı. Kızkardeşinin ölümünden önce, de Ouincey için hayat, düzensiz bir dünyanın ortasındaki mutluluk adasıydı. Küçük Elizabeth ile aralarındaki sevgi bağında "Tanrının evrensel sevgisinin varlığını" duyuyordu. J. Hillis Miller'ın sözleriyle, "Öylesine yoğun bir muduluk içinde yaşıyordu ki, mutlu olduğunun ayırdında değildi." (*) De Quincey, mutluluk ve aşırı sevinç arasında ayırım yapar. Çocukluğunda ayırdında olmaksızın yaşadığı mutluluktur. Rahadık, sükun ve kendini tam güvenlik içinde duyma halidir. Hayatı(nı)n bu evresinde çatışma isebölünmelere yer yoktur. Aşırı sevinç ve yansıtıcıdır. Daha açık bir anlatımla, aşırı sevinç duyan insan sevinçli oluşunun ayırdındadır. Elizabeth'in ölümü, de Quincey'nin ayırdında olmaksızın içinde yaşamakta olduğu cenneti cehenneme dönüştürmüştür. Yitirmiş olduğu "semavi yükseklikJer"in ancak o zaman ayırdına varabilmiştir. Kızkardeşinin ölümüyle "hayatın imgesi"ne sahip olabilmiş; hayatın hem bir cennetsi mutluluk, hem de bir cehennem azabı olduğunu kavrayabilmiştir. Çocuk ölümleri de Quincey'nin iç dünyasında belirleyici olmuştur. Kızkardeşinin, oğlunun, ilk gençlik aşkı küçük fahişe Ann'in, William Wordsworth'ın kızı Kate'in ölümleri... (ölüm çocuklara hep bir ilkbahar sabahının ılıklık ve yumuşaklığında mı gelir?). Bu yitirişler aynı zamanda, de Quincey'nin afyon, düşlerine de anahtardır(lar). ölüm yüzlerce fantastik biçim olarak afyon düşlerine/ karabasanlarına yayılmıştır. İngiliz Posta Arabası'nın Hareketin Görkemi başlığını taşıyan Uk bölümü gazete haberi ve özyaşamsal deneme birleşimidir. De Quincey yer yer konu dışına taşar, yan izleklere kayar. Anekdotlar düşerek atlı posta arabasıyla yolculuk etmenin yararlarını anlatır. Burada okur de Quincey denemelerinin çok belirgin bir özelliğiyle karşılaşır: Hareket ediyormuş, bir yerden bir başka yere gidiyormuş duygusu. Bir C U M HURIY E T K İ T A P S A Y I 1 8 8 T "İngiliz ' Posta Arabası'nda de Quincey, düşlerin anlatımında bugün bile erişilmesi güç bir ustalık gösterir. Burada, hayallerin dile getirilmesi, değiştirilmesi ve başka hayallerle zenginleştirilmesi gibi müzik sanatına özgü bir yol izler. diğer anlatımla, de Quincey ruhunda taşıdığı bu duyguyu, sürekli hareket tutkusunu okura da yansıtır. îflah olmaz bir gezgindir İngiliz afyonkeşi. Londra'nın sokaklarını, Galler'in en ücra köylerini adım adım dolaşmıştır. De Quinceynin denemeleri okurun içinde başıboş gezindiği uçsuz bucaksız mekanlardır. Bir başka anlatımla, O'nun denemeleri okura alışılmadık bir köksüzlük ve yurtsuzluk duygusu yaşatırlar. (* *) Denemenin hemen başında konuyu açıklar. Başlangıçta ve görünürde her şey ussaldır. Ancak, okuma ilerledikçe yazarın izleyeceğini sandiğımız düşünce çizgisinden, denemenin başında açıkladığı izlekten uzaklaştığını anlarız. De Quincey, okuru peşine takmış ve başlangıç noktasından millerce öteye götürmüştür. De Quincey'de sınırları belirlenmiş bir izlek yoktur. Bir izlekten diğerlerine atlar, bunları birarada geliştirir. Denemeleri afyon düşlerinin etkisi altında sokaklarında amaçsızca dolaştığı Londra'ya benzer. Stnırsız avareliklerin kentidir Londra. De Quincey'nin us haritası da tıpkı bu kent gibi sınırları belirsizdir. Posta arabasının İngilizler'in Napolyon'a karşı kazandıkları zaferleri ülkenin her köşesine yayma işlevinin anlatıldığı Zaferle Güneye Yolculuk başlıldı bölümde deneme, ondokuzuncu yüzyılda yaygın olan ve gündelik hayatı tasvir eden tabloları çağrıştırır. Bu tablolarda insanlar arka plandaki anonim kalabalık olmaktan çıkmışlardı. Kalabalıktaki her çehre kendine özgü anlatımlarıyla diğerlerinden ayırt edi lebilir, Ani Ölüm Hayali başlıklı üçüncü bölüm "ansiklopedik gazetecilik" olarak niteleyebileceğimiz bir söylevders ile açılır ve yazarın 1817 yılında başından geçen bir olaya bağlanır: De Quincey, berrak bir ağustos gecesinde, usu afyonla paralize olmuş, bir posta arabasının üstünde ve arabacının hemen yanında yapmış olduğu yolculuğu anımsar. Araba ağır ağır yol alırken arabacının uyuklamakta olduğunun ayırdına varır. Buraya değin çizilen pastoral bir tablodur, fakat az sonra karabasana dönüşecektir. Çünkü de Quincey, o anda dikkatleri çok uzaklarda olan iki dalgın aşığı taşıyan bir başka arabayla çarpışmak üzere olduklarını görür. Felaket son anda ve ancak bir mucize olarak önlenebilir. Yaz gecesinin derin sükunetinde ölüm hiç beklenmedik bir anda yüzünü göstermiştir. Posta Arabası birdenbire ölümün atlısı olmuştur. Ancak karabasanların ressamı Fuseli'in tasvir edebileceği bir korku ve terör anıdır bu. De Quincey de o anda gördüklerini ve hissettiklerini anlatırken böyle bir tablo çizmektedir. Fakat o aynı zamanda bu dehşet anının üzerine harika bir fantezi de inşa eder. Düş ve karabasan de Quincey'nin sanrılı usunda birbirine karışırlar. Yukarıda, de Quincey'nin denemeleri boyunca bir izlekten diğerine atladığını ve bunları birlikte geliştirdiğini yazmıştım. Gerçekten, bu izleklermüzikal bir tasarıma uygun olarak içiçe geçerler. Mario Praz'ın sözleriyle, "bütün değişik, kişisel izlekler tam bir orkestra finaliyle özedenir." (* *) De Quincey bu müzikal yapıyı kurmada E.T.A. Hoffman'dan etkilenmiştir. Ancak unutulmasın, afyon da söz konusu tekniğe önemli katkıda bulunmuştur. Kızkardeşinin ölümüyle yitirmiş olduğu mutluluğu yeniden yakalamak ve çocukluğunun cennetine geri dönmek isteyen de Quincey'e afyon bu mutlu geçmişi armağan etmiştir. Daha doğru bir anlatımla, afyon etkisi altında dinlediği incelikle işlenmiş müzik O'na geçmişin anılarını geri getiriyordu. Müzik, geçmişi yeniden kurabilme gücüne sahiptir. Müziğin bütünü ilk notada gizlidir. Bir başka deyişle, diğer notalar ilk notada katlanmışlardır. ilk notayla birlikte parça tıpkı katlanmış bir duvar halısı gibi açılır. De Ou incey denemelerinde müziğin bu özelliğini yakalamaya çalışmıştır. Söz konusu müzikal özellik aynı zamanda O'nun politik tutumunun ve tarih anlayışının da temelidir. Muhafazakar de Quincey sürekliliği ve kesintisizliği kutsar; beri yandan, kırılma ve aralıklardan derin hoşnutsuzluk duyar. Süreksizlik ve kesinti için "per saltum" deyimini kullanır. Bu deyim, metafizik bir itirazı ifade eder. Sözcüklerle müzikal bir yapı kurmaya çalışırken daima mükemmel sürekliliğin peşinde olmuştur de Çuincey. Fakat süreklilik tek başına yeterli değildir. Çünkü son kertede, havada asılı kalabilen, çok hassas dengeli bir yapıdır kurmayı amaçladığı. Bu nedenle, sürekliliğin yanı sıra müziğin bir başka belirleyici özelliğine daha gereksinmiştir: Yalnızca karşıt güçlerin içsel uyumu, diğer deyişle armoni, sürekliliğin tükenmesini ve (müzikal) yapının iskambil kağıtlarından yapılma bir şato gibi yıkılmasını önleyebilir. Bir şeyin bilgisi ancak karşıtının ne olduğu öğrenildiğinde edinilebilir. De Quincey bu nosyonu haryanlık duyduğu John Paul Richter'den almıştır. Buna göre, çelişik iki düşünce aynı anda karşılıklı olarak birbirlerini açıklayabilirler. Biri diğerine çarparak geri döner, yankılanır. Böylelikle birbirlerini yansıtırlar. Karşıdıklarla oluşan, hassas ve gerilimli denge de Quincey için psikolojik ve epistemolojik bir ilkeden daha fazlasını ifade eder. Bu denge sayesinde mekan ve zaman kuvvedi bir çekim merkezi olmaksızın bütün yönlere yayılır ve genişler. Ancak böylelikle sözcüklerden oluşan ve afyon düşlerine tekabül eden müzikal bir yapı kurulabilir. Söylem, izleğin çevresinde daireler çizerek dans eder. (*) J. Hillis Miller, The Disappearance of God: Five NineteenthCentury Writers (Tanrının Gözden Kayboluşu: Beş Ondokuzuncu Yüzyıl Yazarı),BelknapPress, 1963, s. 18. (* *) Mario Praz, The Hero in Eclipse in Victorian Fiction (Viktorya Dönemi Kurmacasında Karanlığa Gömülü Kahraman), Oxford University Press,London,s.81. İngiliz Posta Arabası/ Thomas Jc QuinceyI Çevıren: Mchmet H. Doğanl Yapı Kredi Yaytnlart. S AY FA