25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kâğıt teknolojisi ve yazı kullanımı " Eski Türklerde Yazı, Kâğıt, Kitap ve Kâğıt Damgaları", Şinasi Tekin'in son çalışmalarından biri. Aslında araştırmacı, kitabının önsözünde de belirttiği gibi 1314 Ocak 1993 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde vermiş olduğu konferansları biraz daha genişleterek hazırlamış kitabını. I. GUVEN KAYA rof. Dr. Şinasi Tekin, 1965 yılından bu yana çalışmalaruıı Amerika Birleşik Devletleri'nde, Harvard Ünivcrsitesi'nde sürdüren bir bilim adamı. Türk kültürüne yönelik çeşitli bilimsel çalışmaları yayımlamak üzere burada kurulan Sources ol üriental Languages and Lıteratures dızinıni yönetmesinın yanısıra, bir dilci olarak Turkler'in Islamiyet öncesine ait, özellikle Uygur dönemine ait dil özcUüdcn üzerinde de pek çok önemli çalışmalanvardır. Şinasi Tekın bundan başka Şikago Üniversitcsi'nde uzun ytllar çalışan Prof. Fahir îz'le birlikte, Türklük Bilgisi Araştırmaları/Journal of Turkish Studies'i çıkarmaktadır. Dergiye gönderilecek olan yazılann Türkçe ağırlıklı olmasına özen gösteren araştırmacı, bu konuda çağrıda bulunmuş tur. "Eski Türklerde Yazı, Kâğıt, Kitap ve Kâğıt Damgaları", Şinasi Tekin'in son çalışmalarından biri. Aslında araştırmacı, kitabının önsözünde de belirttiği gibi 1314 Ocak 1993 tarihleri arasında tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde vermiş olduğu konferansları biraz daha genişleterek hazırlamıştır bu kitabını. Türk kültür tarihi için gerçekten büyük önemi olan bir kaynak sayabileceğimiz bu yapıtında profesör Tekin, yalnızca yazı, kâğıt ve damgaların yapılmasını ve oluşmasını anlatmamış, bütün bunların oluşumunda kültür değişiminin, çeşitli kültürlerle temasların sonucu ortaya çıkan değişimi ve bu değişim içinde kâğıt teknolojisinin gelişimini ve yazı kullanımını irdelemiştir. Şinasi Tekin, bu genel çizgi içinde, kitabının birinci bölümündeşöylediyor: melerin bir uzantısı olarak ortaya belirtir. Uygurlar döneminde Türklcr artık kentleşme aşamasına gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak kullandıkları yazı ile birlikte yazı malzemeleri de değişmiştir. öncelikle yazdıkları yer artık bir taş tablet değil, doğrudan doğruya kâğıttır. Kâğıdın Çin'de bulunduğuna işaret eden araştırmacı, Türkler de dahil olmak üzere öteki uluslar tarafından daha sonra kullanılmaya başlanıldığını belirtir. Kâğıdın Orta Asya ve Akdeniz bölgesine yayılmasından söz ederken şöyle söyler: "...Sür'atle yayılan bu icat yani kâğıt, ilkin ipek yolunun başladığı bölge olan Çin'inhemenbatısındaki Lou Luan ve TunHuang'da kullanılmış, sevilmiş,beğcnilmiştir. Hatta buralarda imal edilmiştir. Nitekim Turfan bölgesine müteakip devirlerde kâğıt, TunHuang'dan ithal edilmiştir. Bununla ilgili olarak Uygurca kayıt çok ilgi çekicidir: Şaçio kegdesi ol 'Bu Şaçio kâğıdıdır.' Şaçio TunHuang civarında bir yer adıdır. 751'dcn sonra tslam dünyasında, gerekse bu tarihten önce Doğu Türkistan şehirlerinde imal edilen kâğıtile Çin'de imal edilen kâğıt arasında çok büyük farklar vardır. Bu farklılık, kullanılacak olan diğer yazı malzemelerinin cinsine göre yani fırça veya kaleme göre ortaya çıkmaktadır: Şöyle ki Çin'de imal edilen kâğıtlar ince şeffaf böğürtlen elyafından yapıldığı için yumuşak, kolay bükülebilen cinstendirler. Şeffaftırlar. Yazı malzemesi olarak kullandan fırça bu tür kâğıdın üzerinde adeta uçar, dans eder. Ardından bıraktığı ızler. Uzakdoğu hat sanatının birer şaheseridir. Zaten bu tür kâğıdın hikmeti vücudu, günlük ihtiyacı karşılamaktan çok, böyle resim ve hat sanatınıicraetmekiçindir..." (s.2728) Fırça ile yazmak, Türk yazı sanatı için uygun değudir. Türklerin harf karakteri değişik olduğundan kamış kalem kullanılması gerekmektedir. Bu durumda, Çin kâğıtları da böyle bir yazı karakteri için uygun değildir: " ..Fırça yerine kamış kalem kullanan Doğu Türkistan şehirlerindebuna göre kâğıt imal edilmiş; fırça kültürünün gerektirdiği ince, zarif ve şeffaf Çin kâğıdı yerine, keten elyafından ve pamıık tan, diğer maddelerlc scrtleştirilmiş kalm kâğıtlar imal edilmiştir. Işte bu tür kâğıthı rın her ikiyüzü de kullanılmıştır. "Kalem" için kuüanılan "üzük" kelimesi ise 'harl vc hece' manasindan başka 'kamış kalem' manasınadagelebiliyor. ."(s. 32) Şinasi Tekin, kâğıtların kitap aşamasına gelmesinin de yine bir kültürel değişikli ğin gereği olduğuna işaret eder: "Sekizınci asırda temelleri atılan ve dokuzuiKu asırdan sonra Uygur Türkçesi adıyla yaygınlaşan eski Türk yazı dilini kullanan butün değişik din ve mezhep mensubu Türk lerin, yani Maniheistlerin, Budistlerin ve Hıristiyanların dilinde genel manada eser, kitap, yazı, nesne manalarına gelen nom bitig, Budistlerin dilinde hususi olarak sutra yani geleceğe göre 'Buddha'nın bızzat şahsen vaad ettiği eser' manasında teknikterimolarakkullanılmıştır..." (s. 41) Bu sutra ya da öteki adıyla sudur'lann cilthalinegetirilmesideözelbirtekniğige rektiriyor. Araştırmacı bu ciltcılik işinı dc şöyle anlatıyor: "...Kâğnıan diktörtgen şeklinde 7x14 santim ebadında tabakalar kesilir, tabakanın sağına ve soluna birer çember çizilir, ortasına da, ince bir sicim geçecek kadar birer delik açılır; aynı daireler tabakanın arkasına da çizilir. Böylece hazırlanan kâğıt tabakalar arkalı önlü yazılır. Metin bittikten sonra kâğıtların ebadından biraz büyükçe gene diktörtgen şeklinde iki tahta tabaka hazırlanır; kâğıt tabakalar gibi sağa ve sola birer delik açılır. Birinci tahtanın deliklerinden birer sicim geçirilir ve bunlar, çıkmasın diye tahtanın altından düğmclenir. Sona yazılan kâğıt ve bunlar, çıkmasın diye tahtanın altından düğümlenir. Sona yazılan kâğıt tabakalar, aynı hizadaki sağlı sollu deliklerden oradaki sicimle geçirilir..." (s. 42) Kâğıt ve cilt işlerinin yanısıra, Türkler'in, baskı işlerini de Çin'den öğrendiklerini anlıyoruz. Araştırmacı, baskının yanısıra Uygurlar'ın madenden hurufat döktüklerine de işaret eder. özellikle harflerin dizilişinde ve baskı sırasında harflerinbitişmesindeözelteknikkullanıldığını belirtirken, "tahta oyma baskı usulünü başan ile kullandıklarını" söyler. Araştırmacıya göre, "bu teknik, büyük bir ihtimalle Budistlerin çok rağbet ettiği dua formüllerini, dharani adı verilen tılsımlığı hece hece ve kelimeleri ihtiva eden 'büyü yapma' metinlerini ve bilhassa her zaman ihtiyaç duyulan giinah çıkarma formüllerini çoğaltma ihtıyacından doğmuştur..." (s.446) • Eski Türklerde Yazı, Kâğıt, Kitap ve Kâğıt Damgaları/ Şinasi Tekin/ Eren Yayıncıhkl'İstanbul/1993. SAYFA 19 Şinasi Tekin'den Türk kültür tarihi için önemli bir kaynak P Mani dlnıne ait reslmll Uygurca bir kitap kalıntısı "doğmak" fiilini ifade etmek için de ufak bir güneş resmi yapmıştır. Zamanla bu resimler resim olmaktan çıkmışlar, üsluplaşmışlar ve nihayet kısa, muhtelif çizgi gruplarıhalinedönüşmüşlerdir..."(s. 11) Mezopotamya'dan M.ö. 1000'li yıllarda Fenikelilere dolayısıyla bütün Akteniz sahillerine yayılan yazıyı, her ulus fonetik yapısına uydurarak değiştirmiş ve kullanmaya başlamıştır. Araştırmacıya göre Göktürk alfabesi de bu etkinin ve kendi içindeki değişiminin bir göstergesidir. Bu değişimse, doğrudan doğruya toplumsalsosyal yapısıylu ilgilidir. Şinasi Tekin bu noktada kimi sözcüklerin oluşumunu, toplum yaşammda bcliren çeşitli gereksin "Insanoğlunun en büyük keşiflerinden biri de yazı olmuştur. Konuşulan dilin kelimelerini belli işaretlerle tespit edebilmc imkanını ilk defa ortaya atan millet, bilindiği gibi Sümerlerdir. M.ö. dördüncü binde Sümerler, düşünce ve nesneleri tabiattan alıp olduğu gibi resmetmek suretiyle tabletler üzerine kaydetmişlerdir. Mesela "güneş" kelimesi için güneş resmi çizmiş, C U M H U H İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle