05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

üç kitap için söylenebilecek olan şey ise şu: Çok güzel imgeler yakalayan bunları oldukça güçlü şekilde birleştiren Mutlu, uzun soltığuyla bir şiir yakalamanın peşinde. Mutlu, önceki şiirini aştığı gibi daha yetkin bir şiire de ulaşıyor. Ayten Mutlu'nun son kitabı için söylenmesi gereken salt bunlar değil elbette. Asıl söylenmesi gereken §u: Ayten Mutlu son kitabıyla şiirinde izlemiş olduğu sessiz çizgiyi tamamiyle değiştiriyor. Son kitabıyla Mutlu yeni bir şiir dönemini muştuluyor. Eski şiirine, özellikle kitapta yazmış olduğu yakın dönemli tarihli şiirlerle keskin bir şekilde elveda diyen Mutlu, daha yoğun ve çağrışım ile imgeye dayanan bir şiirle çıluyor okuyucusunun karşısına. Ama etkilenmiyor da bunu yaparken Mutlu. Ya da etkilenmesini göstermiyor. Kendi şiirinde bir kopuşu gerçekleştiren Mutlu tamamen kendine özgü bir imge ve ses yapısıyla yapıyor bunu, geçmişten getirdiği şiir birikimiyle. Mutlu'nun şiirinde orkestrasyonu oluşturan ses zenginliği her kitabında dikkat çekici. Gerek iç uyaklar, gerekse dış uyaklar ve ses benzeşimiyle yapılan ve yakalanan müzik ve ritm, son kitabında (Kül tzi) daha bir doruğa ulaşıyor. özellikle bu kitapla birlikte uyak daha bir etkinleşiyor ve zenginleşiyor. Mutlu'nun şiirinde birçok uyağın zengin ve tam olması da (tam ve zengin kafiye) Mutlu'yaözgü. Sözcük dağarcığının zenginliğiyle de dikkati celbeden şair için son olarak şunları söylemek istiyorum. Mutlu kendi şiirinde daha etkin bir yere doğru gidiyor. Şiirde ısrarlı oluşu, şiir sabrıveşiirgörgüsüyle. • Sanırım Hiçbirimizin Farkedemediği Bir Sarsıntı Oldu/ Hasan öztoprak/ Armonı Yayınlanl' 40s. Hasan Öztoprak, O • Hayalle Kal (1991) adlı şiir kitabıyla çıkmıştı ilk, okurlarının karşısına. Bu ilk kitabında kendini arayan, genellikle arındırdmamış fazla uzun dizelerle yazılmış şiirler, ama bir ilk kitap için her şeye rağmen iyi şiirler yer alıyordu. öztoprak ikinci kitabında ilk kitabı için sözünü ettiğimiz olumsuzluktan arındırmış kendini. Sözcük ekonomisi nasü yapılmalı ise öyle şiirlerle oluşturmuş kitabını. Anlatımcılığıyla ifade etme içiçe yürüyor yine. Düzyazı şiirle rindeyse ağır basan sanki serbest çağrışım (Hepsi bir yere yönelik serbest çağnşımlarla). C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 9 8 öztoprak bu ikinci kitabıyla masumiyetini de bırakmış bir yana. Artık kirlenmiş dünyayı yazıyor. Kirlenmiş bir şair bilinciyle. Çünkü sarsıntının ayrımında. Dünya hâlâ bu sarsıntıyı geçiriyor. Birey de. îlk aynmına varan da doğal olarak şair. öztoprak bu sarsıntının şiirini yazıyor/yazmaya devam ediyor beş bölüme ayırdığı şiirleriyle. Deyiş olarak öztoprak söylemek istediğini, ifade etmek istediğini yapabilecek en uygun deyişi kullanmış bu şiirlerinde. Zaman zaman daha açık dizelerle, zaman zamansa daha kapalı olan dizelerle yazmış olması bunu değiştirmiyor. Aksine zenginleştiriyor. Şair "insanlıktançekilirkenasİınınhatırasına" dizesinde ne kadar açıksa, "Ben bu çağın sakalları gün yüzü görmeyen insanı değilim" derken de o kadar kapalı. Ya da vice versa. öztoprak kırdığı dizelerle dünyanın artık eskisi gibi anlaşılamayacağını, parçalanmış olduğunu imlerken, derinden duyduğu acı ve hüzünle de dünya, yaşama, gidişata kırgın olduğunu, insanın ancak insanlığa bir geri dönüşle kurtulabileceğini de imliyor. İçinde "Türkçe bir cümbüş/ve çekip gitmearzusu" duyan bir şair, "şimdilik canına kıymadan" diyerek yine aynı şeylere gönderme yapıyor. Şairin başlayan yangın hikâyesi anladığım kadarıyla bu şiirlerle (hikâyesinin başlangıcı çok önemli çünkü) bir başlangıç yaparak, gelecek şiirlerle bu temel üzerinde daha da gelişecek. öztoprak bunu vaad ediyor. Sesini bulduğu yerde şiirini geliştireceğini vaad ediyor. Birikimi ise bunun için yeterli. özellikle ikinci kitabı Öztoprağın, bunu kanıtlamış durumda. Öztoprak için şu anda Senol Yorozlu Hoyrat bir tadın ressamı: Mustafa • Mustafa Delioğlu'nu öteden beri tanırım. Resim macerasının yakından tanığıyım. önce gerçekten hoyrat bir tadı dışlaştıran illüstrasyonlarıyla attı adımını Delioğlu. Geleneksel bir çizgi ile verdiği bu hoyrat tad çok önemliydi. Bizim olan vardı onun resminde. Doğu'nun gizemi ve illüstre resimlerde hoyrat olandı. kendini arayan insan tcması geleneksel çizgilerle başarılı bir şekilde verilmişti. Sonra güvercin ve maymun resimleri izledi Delioğlu'nun fırçasından illüstre çalışmaları. Sessiz bir bekleyiş vardı maymunlarla güvercinler tablolarında. Zaman ağır bir gravür gibi akıp giderken güvercinler yerlerinde bir bekleyişteydiler. Bu bizim Doğu'nun insanıydı. Tema olarak Delioğlu modern zamanlara uzanırken, çizgi ve desen olarak doğuda kalıyor, ayaklarını bizim olan manın aktığı tuhaf bir şekilde hissedilebiliyor yine. Aslolanın bekleyiş olduğunu mu vermek istiyor, bunu bilmiyorum ama etkileyici olan ve bende bıraktığı izlenim bu. • Tarihe düşülen bir not: Şenol Yorozlu'nun resimleri Şenol Yorozlu bir süredir haluda bir mutlaka görüştüğüm, sa• nat hakkında konuştuğumuz rcssam arkadaşım. Soyut sanat, non figiıratif resim vb. Yorozlu'nun ulaşmak istediği resimde birer araç. Yorozlu için asıl önemli olan resmin kendisi. Yorozlu'nun resimlerinde figürler ge nellikle belirsiz, bir sis ardında gibi, doğrusu renkli bir sis ardında. Bıır ı dan, çağımızın gerçekliğinin çok yanlı lığını, parçalanmışlığını, insanın bu parçalanmışlığının ardında ve ortasında kaldığını imlediğinı çıkarabiliriz Yorozlu'nun. Bir gün yine otumrken bana şunları söylemişti (Bunları daha sonra telefonla hatırlattığımda da doğruladı): "Seksen ve doksanlı yıllaıda (Büyüklere Masallar) adlı resim seriuıi boyarken Abdi İpekçi'nin öldürülmesine tanık olmuştum. Şimdilerde (Faisolu Yeminler ve Falsolu Durumlar) adlı resim serimi boyarken de burnumuzun dibinde olup bitenlere tanık oluyorum." Yorozlu bu sözleri söylemese de rcsimden az çok anlayan biri onun bu dediklerini onun resimlerinde bulacaktır. Çünkü Yorozlu'nun resimleri insanı merkez alan, insanın durumuyla, özellikle de ülkemizdeki genel insan figurleriyleyakından ilintili. Erimiş insan figürleri başka neyi imler? Aslında şumı söylemek gerekir. Yorozlu'nun resimleri bir anlamdada tarihe düşülen bircr boyalı nottur. Yorozlu'nun dediği gibi: "Çağdaş sanatın sorunlarını içernıesine karşın sanatım, yaşananlara da düşülen, dolayısıyla tarihe düşülen bir nottur." • S A Y F A 9 Hasan Öztoprak başka şey söylemek gereksiz. Genç bir şair. İkinci kitabı yeni çıktı. Yapacağı şey çektiği şiir çilesini sürdürmek, sabretmek ve kendi şiirini başka hiçbir şeye kulak asmadan geliştirmek. Ben kendi adıma öztoprak'ın bu kitabını okuduktan sonra üçüncü ve diğer kitaplarını da bekliyorum. • toprağa basıyordu/basıyor. Delioğlu şimdilerde nüler çiziyor. Kımıltısız, derin bir sessizliğin hakim olduğu mekânlar nülerde olduğu gibi diğer resimlerinde de göze çarpan ilk olgular. Bazen mekan ve zaman dışına çıkan figürler de çiziyor Delioğlu. Ama mekânsız bir zaman dışında za
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle