05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir sergi bir albüm Türkiye'de Fotoğrafın Oncüleri Geçen günlerde Türk İslam Eserleri Müzesi'nde Pierre de Gigord koleksiyonundan oluşan bir sergi açıldı. Sergiyi Fransız Kültür Merkezi getirmiş, Osmanlı Bankası da finanse etmişti. Ardından da Banka serginin kataloğunu yayımladı. (Images D'empıre Aux origines de la photographie en Turque, Türkiye'de Fotoğrafın Oncüleri) Bu önemli kataloğu edinmek isteyenlerin Türk İslam Eserleri Müzesi'ne başvurmaları ve yanlarında üç yüz bin lira bulundurmaları gerekiyor. Katalogtan Engin Çizgen'in yazısının bir bölümünü sunuyoruz. EIMGIN CIZGtlU ItSHAP] çuk mavi gökyüzündeki kapkara bulut, yavaşça esen rüzgârla süzülerek ilerliyordu . Bu bulutun sardığıysa, tanrılar tanrısı Zeus ve Kral înakhos'un kızı lo idi... Birbirlerine delice aşık Zeus ve lo, kendilerini izleyen bulutun içinde, tüm zanıan boyutlarının ötesinde, ilahi bir dans gibi sevişmelerinin doruklarını yaşarken, Zeus'un karısı Hera'yı unutmuşlardı bile... Hera'nın soluğu kıskançlık ve nefretle daha mı bir güçlenmişti ne... Kara bulutu darmadağm ediverdi... Zeus bembeyaz tenli sevgilisi to'yu, Hera'nın kötülüklerinden korumak için, küçük bir buzağıya çevirdi... Hera, küçük buzağıyı, sığırtmaç yüz gözlü Argos'a teslim etti... Yüz göz, gözedeme görevini iyi yapsın da kucast Zeus'la Io'nun buluşmasına engeller koysun diye... Zeus, küçük buzağı sevgilisini kurtarmak için Hermes'i sığırtmaç Argos'a gönderdi... Çoban kılığına giren Hermes, kavalıyla ninniler çalarak ve uzun uzun ınasallar anlatarak Argos'un yüz gözünü de uyutmayı başardı ve onu öldürerek beyaz buzağı lo'yu kunardı. Hera öfkesinden çılgına dönerek, ölü Argos'un yüz gozünü alıp, sevgili tavuskuşunun kuyruğuna serpti... Kuyrukta inanılmaz güzel renklere dönüşüverdi bu yüz kütülük... Zavallı to ise, artık diyar diyar kaçmak zorundaydı... Aşkının yüceliğiyle uçuyor muydu, yoksa ayrılığın acısıyla sürünüyor muydu bilinmez... Öir şehrin iki yakasının ortasından geçen, nehir gibi akan bir denizden süzülüverince, buraya Buzağı geçidi anlamına gelen "Bosphorus" dendi. to'da Nuh'un gemisinde olmalıydı... Tüm bu olayları yaşarken de yaşadıktan sonra da hiç kimseye görünmeden, gemiönemi var!.. Kimdi "O" ? Ince, zarif ellerini bir kuş kanadını tarif edercesine yüzünden geçirerek peçesini örten bu kadın, küçük beyaz buzağı lo olabilir mi? Buğulu gözlerinin ardından ondokuzuncu yüzyıl Istanbul'unun siluetini gözleyerek, kırmızı fesi ve rcdıngotuyla şimdi köşeden görünüverecek zarif tstanbul efendisini düşleyen bu kadın? Ud'undan yükselen bir III. Selim bestesinin Istanbul semalarında Hermes'in kavalından çıkan namelerle buluştuğunu biliyormu? lo ile Zeus'un aşklarını görüntüye dönüşteremeden, unutulmasın diye onlart sevgiden anlayanların yüreklerine serptik... Amazonlar'da savaş ruhunu, Nuh'ta inançla zorlukları yenmeyi, Troya'da hileyi, Midas'ta intikam duygusunu, Sardis'te maddi dünyanın başlangıcını keşfettik... lıcı göriintü de Niepce'in Chalon'daki evinin penceresinden, uzun bir sure poz verdirerek çektiği görüntüydü. Doğadan koparılıp ele alınmış bir parça gibi duran bu görüntunün sahibi, yaşlı ve yorgun adaııı 1833te ölürken, bayağı daha genç ortağı Louis Jacques Mande Daguerre'e teslim etmişti. Daha alınacak çok yol olduğubesbelliydi. Tüm incelikleri yaşlı dostu ve ortağı Niepce'den öğrenmiş olan bu genç adanı, çalışmalannı inanılmaz bir inatla sonuca vardırdı. küçük karanlık kutuya yerleştirilen madeni levha üzerine, artık daha olgun görüntüler zaptedilebiliyordu. Yeni buluşun adı "Daguerreotype"dı. • Bu olağanüstu buluş öyle bir ilgi uyandırdı ki önceleri bazı kusurları görmezlikten gelindi. Bir zaman sonra, buluşun buluş olduğu unutulup günlük kullanıma girdiğinde, artık kusurları dökmenin zamanı da gelmiştt. Bir kere görüntü pek keskin değildi, levha hareleniyordu. Sağlar solda, sollar sağda görünüyordu. Araç da ağırdı ve en önemlisi çekılen her Daguerreotype tekti, çoğaltılnıası olanaksızdı. öyleyse araştırmaya devam. Ingiliz William Henry Fox Talbot imdada yetiştı. Ve kâğıt üzerine negatifpozitif görüntüler elde etmeyi başardı. Daguerreotype çağının sonunu belirleyen yeni bir dönem açılmıştı. Çoğaltma olanağı vardı ama bunlar yınc de keskin görüntüler olmadığından adına "Calotype" ya da "Talbotype" denen bu yeniliğin üzerinde de kusurlar listesi çıkarılması gerekiyordu. Burada da imdada ilk dahi'nin kuzeni Nipece de SaıntVictor yetiştive 1847'dealbüminleduyarlıhalegetirilmiş cam negatifler üzerinde kusursuz görüntüler elde etti. Artık bu sonuç, efsanelerin topraklarını fotoğraflamak ve albümler haline getirmek için yeterli gibi görünmekteydi. Zamanın ilgilileri sevinçle koştular medeniyetlerin doğduğu ülkelere. Akdeniz'in dalgalarına, çölün sıcağına aldırmadan büyuk bir inançla ve inatla sürdürdüler bu başlangıcı. Asırlara direnen anıtların yanı sıra, Doğu'nun şehir dokuları içinde sürüp giden yaşamını bugünlere taşımak, bu zorluklara katlanmasını bilen insanların, öncü fotoğrafçıların çabalarıyla oldu. Kahveleri, Cuma Selamlığı, Dervişleri, Esnafı, Satıcıları, Fieleri ile Osmanlı yaşamını; Karadağh, Gürcü, Mısırlı, Türk, Rum, Ermeni, Arnavut, Yahudi, Sırp, Arab, Çerkes, Kalddı nüfusu ile Osmanlı halkını; Bizans Surları, Camileri, Çeşmeleri, Ilipodrom Meydanı, Mezarlıkları, sarayları ile Osmanlı döneminin eskiden kalmış veya yaşayan yapılarını, yönlendirdikleri ışıkla bir zemin üzerine saptayarak onlar getirdiler günümüze... Adına FOTOĞRAF dedik... • S A Y F A 7 U Calata Köprusu, Abdullah Frfcres 1880 nin konup kaldığı dağın adının "Ağn Dağı" olduğunu öğrenip, yavaşça ayrıldı oradan... Zaman, zamansızlık olup, bir Osmanlı su kemerinin altından nebirlere karışarak akıverdı Anadolu'da... Kimi olaylar yaşanmamış gibi unutulurken, kimi daha dün olarak varsayıldı... Tüm bu zamansızlık boyutunda güzeller güzeli lo da bizimle birlikte miydi. . Ne Ve ondokuzuncu yüzyılda doruklara varan endüstri devrimi içinde, ışığı bir yüzey üzerine zaptcderek görüntüye dönüştüren fotoğraf makinesinı... Bu yüzyılın fotoğrafçıları, güneşi kendilcrine resim çizmesi için zorlayarak başladılar bu serüvene.Asırlara dayanan çeşitli optik kullanımlarının sonucunu, "fotoğraf adına çevirmeye ilk adım atan Joseph Nicephore Niepceoldu. Î826'larda ilk ka C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 1 9 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle