Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Harry Torczyner ünlü ressama bakıyor... Magpitte ve gercek resim sanatı PERHAÎ 07GUN " Yaşamak gerçeğt herkese onemlı gelir ama başkasımn yaşatnı aynı derecede onem taştmaz." Magritte, 1957. üyük sanatçılar, yaratma sancısını hayatlarının her anında hissettikleri için onların en sıradan olaylara bakışlarında bile duyarlı bir yön buluruz. Yani sanatçının, yapıtı karşısındaki duyarlılığı ile yaşam karşısındaki duyarlüığı aynı konumdadır. Ve onlar bu duyarlılığı hatta bu sancıyı dile getirmeden duramazlar. Bu açıdan mektuplar, sanatçıların içsel yapılarını tanımamıza olanak sağlayan, önemli birer rchberdir. Çünkü mektupta, kişinin başka bir kişiyle yüzyüze olmamasının verdiği, kendiliğinden gelen bir özgürlük, her şeyden bahsedilmesine olanak tanır. RÛke'nin, Baudelaire'in mektuplarında, yapıtlarında söylemedikleri ne çok şey vardır. Resimde özellikle Van Gogh, bir edebi . ^ ^ ^ . . ^ ^ ^ eser tadı bırakacak H M t f TCMIC2YNIIR ne sancd ı mektuplar RENE yazmıştı. B nucu olarak kadın, gelerine bakarak, soylu, saygı duyulan Magritte'in fikirleriMagritte'i canciğer evrensel bir imgeynin Foucadostu Harry Torczyner, ken, "gerçeküstücüult'nunkiler kadar şalerin kadını, şu sıraşırtıcı olduğunu söymektuplarının yanı sıra, lar yerini kaptırmakleyebiliriz. Bacon'ı, günceleri, denemeleri ta olduğu 'poster kıSeneca'yı çağrıştıran zı' kadar saçma saöğretileri ile de, kafave söyleşileriyle panbir buluştu." (s sını yaşadığı dünyatanıtıyor. Dolayısiyla 35) Magritte'in sevnın nedenine niçinidikleri, Bosch, Brane adamış bir kişilik özyaşamöyküsel olarak tanımlayabiliözelliklerden çok, onu que, Chirico, Ensor, Ernst, Pibacia. Sevriz onu. Sanat tarihi yapıtlarının altında medikleri, Dali, Delkitaplarında gerçevaux, Dubuffet, Miküstücü olarak yer alyatan temel ro, popsanat, tamasına karşın, Magdüşüncelerle ele alıyor. şizm. Picasso'ya Breritte kendisini böyle ton'a pek sempati bir sınıfa dahil etme"^^~^^^~ duymamış, Van Gogh'a ise hiç sıcak miştir. Gerçeküstücülerin inandığı çobakmıyor. Ona gore Van Gogh sadeğu şeye inanmadığı gibi, kendisini hep ce trajik bir hayattan ibaret. Nitekim gerçeğin içinde duyumsamıştır. OnlaMagritte, kendini, duygularla, idealarrın baş tacı "otomatik yazı, safça, la özdeşle^tirmekten kaçındığı için 'düşünceyi konuşmaya zorlama' yönHegel'den de uzak tutmuştur. Aynı temini geliştirmek gibi bayağı bir isteği uzaklık psikanaliz için de geçerlidir ateşliyordu." (s. 61) Sonra Röneçünkü sanat yapıtlarına söyleyecek bir sans'ın hümanist dünya görüşünün so sözü yoktur. Psikanaliz, olasılıklar üzerinde düşünmektedir ve olasılıklar düşseli aşamayacağı için gerçeğe de ulaşamayacaktır. Oysa Magritte için yaratma eylemi, gizemi gün ışığına çıkaran gerekli görüntülerin, resimsel ifadesidir. Bu açıdan Chirico'ya daha yakındır. İkisi de, her nesnede ayrı bir anlam bulduğu için onları aynı potada gösterebilmektedirler. Ve biz Magritte'in nesneleriyle yüzyüze geldiğimizde, mantığımız o nesnelerin neden orada olduklarını merak etmeye zorlanmış olmaktadır. Bir ölçüde, nesneler kimliklerini yitirdiklerinden dolayı, resimler karşısında mantlğımız aciz kalmaktadır. Torczyner'e göre Magritte, yine de resme herhangi bir dü&ünceyle başlamamıştır. Resimlerine koyduğu adlar, tıpkı nesnelere yakışttrılan adlar gibi, onları ne tanımlamakta ne de açımlamaktadırlar. Fakat bu adların yanyana getırıldiğinde, şirsel bir tını oluşturduğunu neden yadsıyalım.'1 İsim, her zaman resmi tamamlayan bir öğedir onun için. Yapıtlarında plastik eksildikler bulunduğunu söyleyen eleştirmenlere Magritte'in verdiği cevap, bu eksikliklerin, varlıkların nesnel tasarımlarıyla giderildiğidir. Torczyner, Nietzschevari; toplumda geçerli değerleri yadsıyan bir alıntı yapıyor. Magritte'den: Bizler sözde dünyanın denekleriyiz ve yeryüzünde akıl, alçaklık, kahramanlık ve aptallık kavramları arasında çük güzel bir denge sağlanmıştır. Yaşam Çizgisi ve Gerçek Resim Sanatı üzerinde çeşitli saptamalara giriştiği yazılarında ise, ressam konumundan bir tarihçi konumuna geçebilmektedir. Magritte her ne kadar, resimlcrinin geleceğe kalmasını istemeyip, o an için varolmaları gerektiğine inanmamızı istemiş olsa da, bugün bu resimler bizi şaşırtmaya devam etmiyorlar mı? Kitaptaki örnek resimler şüphesiz yoğunluğu daha da arttırıyor. Aslen duyguların resme yansıtılacak somut formları yoktur. Sanatta ve yaşamda tek temel olguyu "akıl varlığı" kabul ediyor Magritte. Ve "bir sözcük gerçekten bir nesnenin yerini alabilir" derken acaba kavramsal sanata işaret ettiğininfarkındamıydı? • Rene MagrritteGerçek Resim Sanatt/ Harry Toczyner/ Çevtren Nıl Boyacıl Duzlcm Yayınları/143 s. Alan Yayıncılık daha önceden, Lautrec, Picasso ve Van Gogh üzerine otobiyografik özellikleri ağır basan, mcktuplarla zenginleştirilmiş kitaplar yayınlamıştı. Bunlarda sanatçıların çocukluk yıilanndan olgunluk dönemlerine ilişkin kronolojik bilgiler bulunuyordu. Bu sefer Düzlem Yayınları, Belçikalı ressam Rene Magritte'i (18981967) sunuyor. Magritte'i canciğer dostu Harry Torczyner, mektuplarının yanı sıra, günceleri, denemeleri ve söyleşüeriyle tanıtıyor. Dolayısiyla özyaşamöyküsel ozelliklerden çok, onu yapıtlarının altında yatan temel düşüncelerle ele alıyor. Bunlara moda, ahlâk, kadın, yani yaşamla ilgUi her şey dahil. tşte Magritte karşımıza, hem bir ressam, hem de bir filozof, hem de bir sosyolog duyar lılığıyla çıkmakta. Yazıya olan düşkün lüğünden ötürü gençliğinde çeşitli polisiye romanlar yazdığı da ayrı bir gerçek.Şüphesiz Magritte'in yaşamındaki ölçü, düzen sanatına da yansımıştır Resimlerindeki hafiflik yaşantısındakı hassaslıkla eşdeğer. Torczyner'in belC U M H U R I YET KİTAP SAYI 198 MAGRITTE SAYFA 17