Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnsan olarak militan HALIl GOKHAN 'Kendine Göre Bir Devrimci': Jose Mauro Vasconcelos eker Portakalı ile başlayan kendinden pek çok şey dizisi, "Güneşi Uyandıralım" ile 5 sürmüştü. Şimdi buna bir yenisi eklendi: Delifişek (Doidâo). Zeze ile yıllardır kan bağından çok kader bağıyla bağlı olan Vasconcelos, özgeçmişinden bir türlü ayrı tutamıyor onu. Gençliğinde, çocukluğunda Jose Mauro neredeyse, Zeze de dün, bugün kitaplarında, aynı yerde, aynı geçmiş kanalında; dar ama tutkulu bir iz sürmeyle birlikte. Ortak bir kandan çok, ortak bir kanalda akan sevgiden yoksunluk kanından söz edilebilir. Şeker Portakalı'nda ilkin, günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsünü dinlemiş; Güneşi Uyandıralım'da, Maurice Chevalier'nin bir görünüp bir kaybolduğu ormanda, Zaze'nin acılardan kaçamayan delikanlılığına tanık olmuştuk. Delifişek'te bu kez kısaca ilk gençlik yılları ve ansızın, kalemin büyümekten bunaldığı anda sökün ediveren birkaç yıl sonra. Yaşamı oradan oraya gitmekle, dolaşmakla, savrulmakla geçen Vasconcelos başını. türlü olaylar ve uğraşlardan alamaz. tlk işi, dövüş başına 100 cruzeiro aldığı tüy siklet antrenörlüğüdür. Yıllar akıp geçer ve bir yazar için önkoşul sayılan yaşamı çıraklıkta öğrenme dönemi biter. Vasconcelos îspanya'da burslu bir öğrencidir. Ardından Avrupa gezileri. Son olarak yurdunda yaşadığı deneyimler ve savaşımları. Vasconcelos, yazar ve insan oluşumunu birlikte tamamlar. Doidâo'nun Portekizce'den Ispanyolca'ya çevrilmesini sağlayan, Haydee M. Jofre Barroso, bu kitaba yazdığı önsözde, Vasconcelos'taki yazar ve insan uyuşumunu, vicdanın yönlendirici ve biçimlendirici sesi adına yakalamış. Vasconcelos, insanlıkla dayanışma halindeki bir 'insan' olarak militanlığını, kardeşleri olarak gördüğü insanların hakları için her zaman ve her alanda savaşarak kullanıyor. Yazar olarak da, düşünce biçhnlerine, önyargılara, ahlâk kurallarına değişiklikler getirmek isteyen kendine göre bir devrimci nitemiyle vicdanının sesine bir kitapta biçim veriyor. İnsan olarak duyma ve yazar olarak gösterme gücünü kardeşleri adına kullanmış oluyor, böylelikle. Vasconcelos'un Natal kentinde geC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 9 1 Jose Mauro Vasconcelos'un "Şeker Portakalı" ile başlayan "kendinden pek çok şey dizisi", "Güneşi Uyandıralım" ile sürmüştü. Şimdi buna bir yenisi eklendi: Delifişek. Zeze ile yıllardır kan bağından çok kader bağıyla bağlı olan Vasconcelos, özgeçmişinden bir türlü ayrı tutamıyor onu. Gençliğinde, çocukluğunda Jose Mauro neredeyse, Zeze de dün, bugün kitaplarında, aynı yerde, aynı geçmiş kanalında; onunla beraber. çen yıllanna ilişkin küçük bir itirafname sayılabilecek olan Delifişek'te, Şeker Portakalı'nda olduğunca şiirseÜik yok. Ne var ki yine de okurun duygularına iniyor yazar. Bölüm 1, Okul ve Okulun canı cehenneme! Okuldan onca yakınan Ze, soruyor: însanların neden burnu vardı ki? Zira burnu ona çok kötü geliyor. Yüzmeye gitmek için derslerden kaçıyor ve gün geçtikçe şişiyor göğsü. Birkaç yıl sonra her işin, her uğraşın verdiği tekdüzelikler canını sıkmaya başladı. Herkes onu yaşamı ciddiye almamakla suçluyordu. Bir gün bekliyordu Ze. Kafasınxn bozulacağı bir günü. Uzaklarda bir çiftlikte ölmekiçin. Sonra Natal'ın en güzel kızıyla aşk. Çılgın, sorumsuz günler. Sevecenlikten uzak. Kitabın girişinde ithaf olarak küçük bir tümceye rasthyoruz. Büyük harflerle YAZAR imzası var tümcenin altında. Tümce şöyle: "Birazcık sevecenlik, delikanlılık çağında onu kurtarabilirdi." Ailesinin şiddetle karşı çıktığı aykırı aşkından kimi zaman kopmak, kimi zamansa kopmamak için elinden geleni yapmaklar; kendinde gerçek bir delikanh keşfeden baba kar şısmda tutarsız, kimi zaman duygusal yargılamalar; fakat ona karşı hiçbir zaman yokolmamış güvensizlik ve sevecensizlik. Bütün bunlardan ne çıkarılabilir? Vasconcelos, gençlik yülarının çok hızlı gelişen ve değişen, yerini hemen bir başkasına bırakan evreleri arasında, sürekli olarak yadsınan bir önemli yaşam noktasına değinmek istiyor aslında: Sevecenlik. Ze, aşk sorunlarını ailesi ve aşkı arasında yaşamaya başladıktan sonra sevcenlikten iyiden iyiye uzaklaşıyor. Kitabın ikinci yarısında, bir başka deyişle gençlik yıllarının çılgınlığında bir düzine kadar sevecenlikten uzak sahne oynuyor Ze. Gerçekten de kötü biri olduğunu düşünerek başlıyor sevcensizliklerine. Ablasına duyduğu nefreti her dakikada belirtmesi. Ilişkisine yöneltilen eleştirilere kulak asmayışı. önüne gelen herkesi dayaktan geçirme hevesleri. Eski aşkına yeniden hükmetme yü rekliliğini göstermek. Ve bunların benzeriolan birçok hırçın, anlaşılmaz davranış ve tutumiar. Sevecenlikten uzak olan tutumunu, başkalarına tepki olarak göstermeye çalışsa bile bu eksikliği her zaman duyacaktı Ze. Kim ne derse desin her şeye karşın bir parça sevecenlik onu kurtarabilirdi. Aşkını, bütün toplumsal kıskaçların, denetleyici ve belirleyicilerin acımasız önyargılarından korurken, daha doğrusu aşkını kurtarmaya çalışırken başkalarının karşısında hangi sevecenlik, diyeceksiniz. Serseriliğin sevecenliği. Günün birinde acıyı keşfeden Zeze'nin, gençlik ydlarında serserilere özgü bir ders olarak nitelediği Coğrafya'da; karamsar, kendini her an bir erkek olarak ispata hazır delikanlı yüreğinde bir türlü patlamak bilmeyen bombanın fitilini durduk yerde uzatan aile ve toplum baskılarını da keşfetmesidir Delifişek'te okuduğumuz. Ne diyebiliriz? Aşksızvebaskısız gençlik olmaz. • Delifişek /Jose Mauro de Vasconselos ICan YayınlanlÇev tncıKut/104s. Ji S A YF A