Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dırılarak Pantheon'a gömüldü. Ama bu büyük yazara son coşkulu saygı ve sevgi gösterisi, Germinal'de ölümsüzleştirdiği madencilerden geldi. Devlet büyüklerinin mezar başı konuşmalan ansızın bir grup madcnci tarafından Tcesildi. "Germinal! Germinal!" diye bağırarak mezarın başına gelen madenciler Zola'ya kırmızı çiçekler bırakıp oradan ayrddılar. Türkçede, bildiğim kadarıyla, Hamdi Varoğlu ve Bertan Onaran'ın yaptıkları Germinal çevirıleri var. Ama gidin bir kitabevine, bakalım Germinal'i bulabilecek misiııiz? Aynı şey Emile Zola'nın dilimize çevrilmi$ öbür kitapları için de geçerli. Günümiizün egemen deyişiyle klasikler "out" oldu artık. Medya savaşlarının, yolsuzluklaruı, geçim kaygılarının, gündelik yaşamanın bunaltıcı bombardımanı altında, hepsi de birbirine benzeyen, birbirinden farklı olmak için değil, birbirine benzemek için yarışan haftalık dergilerin de yönlendirmesiyle insanlar kitabın da günceliyle yetiniyorlar. Oysa bana sorarsanız, Shakespeare'in Dante'nin, Dostoyevski'nin, Tolstoy'un, Stendhal'in, Flaubert'in, Cervantes'in, Zola'nın yapıtları hâlâ güncelliğini koruyor. Çünkü Hamlct'i, Macbeth'i, îlahi Komcdya'yı, Suç ve Ceza'yı, Budala'yı, Anna Karenina'yı, Kızıl ile Kara'yı, Don Kişot'u okuduğunuzda, bu kitaplarda yaşayan, yaratılan kişiliklerin eylemlerinde, düşüncelerinde, davranışlarında yalnızca kendi kişiliğinizin, ruhunuzun derinliklerini değil, güncel kepazeliklerin "kahraman"larının ruhlarında olup biteni de bulacaksınız. Onlara klasik dememizin nedeni de bu değil mizaten? • Sinema Zola'yı cok seviyor 0 n dokuzuncu yüzyılın büyük Fransız romancısı Emile Zola'nın yapıtları bugüne değin tam yirmi dört kez beyazperdeye geldi. Gerçekten de, Claude Berri'nin şu sıralar Fransa sinemalarında gösterilen Germinal'i beyazperdedeki yirmi dördüncü Zola uyarlaması. Sinemadaki ilk Zola filminin esin kaynağı Dreyfus olayı oldu. Fransız ordusu subaylarından Yahudi asıllı Alfred Dreyfus'ün 1894'te vatana ihanetle yargılanması, suçlu bulunarak ömür boyu hapse mahkum edilmesi, Dreyfus'ün suçsuzluğuna inanan Zola'nın 13 Ocak 1898'de L'Aurore gazetesinde Fransız genelkurmayını suçlayarak "Jaccuse" (îtham Ediyorum) sözleriyle başlayan açık mektubu yayımlaması, "sinema sanatının babası" Georges Melies'ye doğallıkla çok çekici gelmişti. 1899'da çevrilen film biraz aceleye getirilmesine karşın, Melies'in görece uzun 13 filminden biriydi. Ferdinand Zecca da 1908'de aynı konuyu işleyen tek makaralık bir film çevirecekti. Ama Zecca, Zola'nın Germinal'inin ilk beyazperde uyarlamasını da gerçekleştirmişti. La Greve (Grev) adıyla çevrUen film 1904'te gösterilmişti. Zecca bununla da yetinmemiş, aynı yıl gene Zola'dan esinlenerek Executions capitales' i (tdam Cezası) çekmişti. Ardından iki Germinal uyarlaması daha geldi: 1905'te Lucien Nonguet'nin Au pay noir'ı (Kara Ulkede) ve 1912'de Victorin Jasset'nin Au pays des tenebres'i (Gölgeler Ülkesinde). Daha sonra, 1913 yılında Albert Capellani ilk kez romanla aynı adı paylaşan bir film gerçekleştirdi. Capellani'den sonraki Germinal ise tam elli yıl sonra, 1963 'te ünlü Fransız yönetmen Yves Allegret tarafından çekilecek, Emile Zola'nın yapıtları tam 24 kez beyazperdeye uyarlandı ClaudeBerri'nin'Cermlnarindegrevcllerileaskerlerkarsıkarsıya (Ustte) Germlnallnyeniuyar lamasında maden Iscisi Maheu yu GĞrard Depardleu (Altta.sağda} canlandırıyor C UMHURIY E T K İ T A P S A Y I 1 8 1 ama eleştirmenlerce biraz sıkıcı bulunacaktı. Bir oyuncu ve tiyatro yönetmeni olan Capellani, büyük bir ayrıntı ustalığıyla sinemaya aktardığı Germinal den önce, 1909'da gene Zola'dan uyarladığı L'Assommoir (Meyhane) ile hiç de küçümsenemeyecek bir başarıya imzasını atmıştı 1877'de yayımlanan ve Zola'yı kitapları en çok satan yazarlar arasına sokarak Fransa'nın en ünlü yazarı yapan L'Assommoir adlı roman bir yıJ önce de Nonguet eliyle si nemaya aktarılmıştı. Capellani'nin 900 metrelik L'Assommoir'ı aynı zamanda ilk uzun Fransız filmi ve Zola'nın bu alkolizm üzerine gerçekçi yapıtından kaynaklanan yarım düzine filmden biriydi. Zecca 1902'de Les victimes de L'alcoolisme'i (Alkolizm Kurbanları) çevirmiş, bunu 1911'de Gerard Bourgeois'nın Les victimes de L'alcool'ü izlemişti. 1933'teGastonRoudesromanın özgün adıyla çevirdiği filmle eleştirmenlerden olumlu tepkiler aldı. Ama Rene Clement'ın 1956'da gerçekleştirdiği Gervaise, bütün L'Assommoir uyarlamalarının en başardısı olarak nitelendi. Clement'ın yapıtında sevgilisi tarafından terk edildikten sonra iki çocuğuyla umarsız bir yaşama sürüklenen, bir dam tamircisiyle evlendikten sonra da alkol tutkunluğuna yakalanan Montmartre'li çamaşırcı Gervaise'i Alman oyuncu Maria Schell canlandırdı. Schell bu filmdeki yorumuyla Venedik Şenliği'nde en iyi kadın oyuncu ödülüne j SAYFA 13