06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Anında ve gerilim içinde" Bir Savaş Vardı / John Steinbeck / Çeviren: Ülkü Tamer Varlık Yayınları / 152 s. / 10.000 TL. / CKK Kod No: 124.312 Steinbeck okumayanımız var mıdır acaba? Yukarı Mahalle'yi, Tatlı Perşembe'yi, Fareler ve tnsanlar'ı hele hele Gazap Üzümleri'yleBitmeyenKavga'yı bilmeyenimiz var mıdır, sanmıyorum. Okumasanr., bile adını duymuş ya da nlmini seyretmişsinizdirmutlaka: Viva Zapata'yı, Cennet Yolu'nu vb... Alman kökenli bir ailcnin çocuğu olarak dünyaya gelf n John Steinbeck (27 Şubat 1902, Salirias.Çalifornia / 20 Aralık 1968), New YorkABD) Amerika'nın olduğrtkadar, dünya edebiyatının da en büyük romancı ve öykiicülerindendir. Çok küçük yaşta, yaşıtlarının çoğu gibi hayvanlara bakmayı ve tanm araçlarını kullanmayı öğrcnen Steinbeck'in babası politikayla ilgileniyor, annesiyse öğretmenlik yapıyordu. 1919'da Stanford Üniversitesi'nin biyoloji bftlümüne dinlcyici öğrenci olarak yazılan John Steinbeck, para kazanmak için sık sık Salinas vadisine dönüyor, çihliklerde bekçüik yapıyordu. Okumalarla dolu olan bu dönem, yazar olmaya karar vermesınde de rol oynadı. 1925te Panama yoluyla New York'a gitti. Boyacılık, duvarcılık, işçilik ve gazetecilik yaparak hayatını kazandı vc sonunda yinc Californiaya döndü; burada evlenen Steinbeck, bir yandan karısıyla birlikte balıkçılık yaparken, bir yandan da korsan Morgan'ın öyküsünü konu alan ilk romanı Altın Kadeh'i (C'ııp of Gold, 1929) yazdı 1939da İskandinavya'ya yaptığı bir yolculuğun ardından kendisine büyük ün sağlayan Gazap Üzümleri'ni yazan vc bu eseriyle Pulitzer ödülü'nü kazanan John Steinbeck, II. Dünya Savaşı karamsarlığını a$abilmi$ bir romancıdır. II. Dünya Savaşı sırasında daha çok ideolojik yönü ağır basan eserler veren yazar, aynı yıllarda savaş muhabiri olarak çalıştı ve o korkunç yılları The Moon Is Down (1942) ilc Once There Was A War (1958) adlı kitaplarında dUe getirdi. Savaş muhabirliği, gazetecilik mesleğinin sırtını sık sık yazarlık sanatına dayayan bir koludur. Çoğu kez, savaş muhabirlerinin kalemlerini daha özenle kullanma gereğini duymalarını, kendilerini kabul ettirmiş birçok yazarın da (Malraux, Pyle, Russel, Hemingway, Onvell, Caldvvell, Malaparte, Koestler, Tolstoy gibi) savaş muhabirliğine yönelmelerini bu nedene bağlamak gerekiyor. Bir Savaş Vardı'daki yazılan aceleyle yazıp New York Herald Tribune'a ve başka gazetdere bildiren Steinbeck şöyle diyor kitabının önsözünde: "Bir zamanlar bir savaş vardı; ama yapılalı o kadar çok zaman oldu ve başka savaşlarla, başka çeşit savaşlarla o kadar gölgelendi ki artık unutuldu. Sözünü ettiğim savaş, Crecy ve Agincourt olaylarıyla başladı, Hiroşima ve Nagasaki'ye minnacık birer atom bombası atdmasıyla sona erdi. Bu savaş belki de unutulmayacaktır. Kendi türünün son örneğiydi çünkü. Bütün dünyayı saran bir savaşı, ama bu uzunlukta bir savaşı, kimse göremeyecektir. Gelecek savaş, eğer çıkmasına meydan verecek kadar aptalsak, hem çok kısa sürecek hem de sonradan onıı hatırlayacak kimse bulunmayacaktır." Bir Savaş Vardı'daki yazılar, "anında ve gerilim içinde" yazdmış gerçek olaylardır. FatmOPM Cönül özgül kltabında yurt dı$ına göç eden kadınların verdlgl mUcadeleyl anlatıyor * s«n, 37 yaşında baklre DHlr mlsln Frau VVeber? S«nln kızlarını dellkanlılar öperken korktular mı, blr yabancı ülkede para kazanmak Içln yaşadın mı?' Bir arada yapayalnız Geminin En Altındaki / Gönül özgül Bügi Yayınevi / Ankara 1991 / 187 s. 12.000 TL. / CKK Kod No: 152. 563 NURANOZYBI Güniimüz Alman edebiyatının Almanya'da yaşayan yabancı yazarların anlatımlarına yer vermesine ve bu durumun biz Türkleri deyakından ilgilendirmesinekarşın, bu konuya ülkemizde gereken ilginin gösterilmediğine inanıyorum. 70'li yılların başından beri Türk yazarları eserleriyle Alman edebiyatı içinde yerlerini almaya başlamışlardır. Birinci kuşak edebiyatı yazarlarının çoğu Türkiye'de yazmaya başlamış olup, daha sonra Almanya'da yazan ya da eserleri Almancaya çevrilen yazarlardır. İkinci kuşak edebiyatı ise tamamen Almanya'da oluşmuştur. Almanca yazılan ve genelde yabancı bir ülkede yaşamanın insana getirdiği sıkıntıyı, manevi baskıyı, iki toplum arasındaki kültür çatışmasını, yeni benlik arayışını konu alan bu kitaplar Almanlar tarafından ilgi üe okunmakta, birçoğuna ödüller verilmektedir. ö t e yandan, Alman yazarları tarafından Türk işçi ve çocuklarının ana figür olarak işlendiği kitaplann sayısı da giderek artış göstermektedir. Uzücü olan, bu kitapların Türkiye'de, sadece Almanya'daki edebiyat olaylarını yakından izleyen belli bir kesim tarafından tanınıp, genelde Türk okuruna yabancı kalması. Gönül özgül, "Geminin En Altındaki" adlı öykü kitabiyla Türk edebiyatına, yurt dışında yaşamak zoS A Y F A 6 özgül, yurtdışındaki insanlann cendere içindeki yaşamlarım anlatıyor runda olup, iki kültür arasında sıkışıp kalmış insanların duygu ve düşüncelerini anlatan bir eser kazandırıyor. Kitaptaki 29 öykünün hepsi de bu konu etrafında yoğunlaşmış olmaınakla birlikte, kitabın okıınması bittikten sonra nedense aklımızda "yapayalnız, topluma ve kendine yabancı" öykü kahramanları kalıyor. Yazarın kendisiyle özdeşleşmiş izlenimi veren, birinci tekil anlatun biçimindt ulan, Türkiye'de ve yurt dışındaki insan manzaralarından kesitler sunan öykülerin kahramanlarına, okur çabucak ısınıp, onla rın özlemlerini, ayrılıklarını, korkularını, yalnızlıklarını kendisi de yaşıyor sanki. Öykülerin yalın, abartıdan uzak, duyarh ve sıcak bir dille kaleme alınışı da okurun, kitabı bir çırpıda bitirmesine neden oluyor. Yurt dışına göç etmek zorunda kalan kadınımızın benlik arayışı ve kendini gerçekleştirme süreci içinde verdiği mücadelenin eleştirel bir anlatım tutumu ile üstelik kadın gözüyle aktarılması kitaba ayrı bir özellik katmakta. "Sen, otuz yedi yaşında 'bakire' bilir misin Frau Weber? Senin kızlarını delikanlılar öperken korktular mı? 'O senin alamam, değerin o senin' dediler mi? Ha Frau Weber! Sevdalandın mı sen de bir zamanlar yirmi yaşlarında? Sen de bir yabancı ülkede para kazanmak için yaşadın mı Frau Weber? Türkiye'deki bir Almanyalıydım. 'Tek başına ne fındıklar kırıyordur orada' diyenleri duydum. Almanya'da da kuşkuyla bakıyorlardı yurttaşlarım. 'Belki Türkiye'de üç çocuk anasıdır? Kimseye yüz vermediği bundan,' diyorlardı. Sendikalılaştırmak için onları, saatlerce konuşurdum. Ağzımdan çıkanlara değil, bacaklarıma bakarIardı."(s.l25) Gönül Özgül'le yeni öykülerinde kısa zaman içinde yeniden buluşmak dileğiyle... • C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 6 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle