Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Oyuncu ve şair Cahit Irgat'ı 20 yıl önce yitirmiştik Şiirin İngiliz Kemal'i Irgatın Türküsü / Cahit Irgat / Adam Yayınlanjst. Nisan 1991/224 s, / 16.700 TL./CKKKodNo:002.445 6O'lı yıllann başları. Lise yıllarım. Şiirden, romandan, tiyatrodan çok sinema delisi olduğumuz yıllar. Izmir'in Küçükyalısı'nda iki sinema var, biri yazlık "Venüs", öteki kışlık "Köşk" sineması. îkisi de deniz kıyısında. Körfez, o zamanlar denize girilir gibi. Konak'tan gıizelyaL'ya bütün kıyı yaklarla dolu, şimdiki gibi moloz doldurulup kıyı şeridi yapılmamış henüz... Venüs sinemasında daha çok yabancı filmler oynuyor. Muzaffer Tema'nın Amerika'da çevirdiği ve Jean Fontain'le birlikte dans ederken görüldüğü filmin o sahnesi hâlâ gözlerimin önünde. Filmi değil, ama Tema'yı görmek için millet nasıl da kuyruğa girmişti sinemanın önünde. Ama bizim asıl gözde sinemamız Köşk'tü. Çünkü Köşk sinemasında daha çok yerli filmler oynardı. Ayrıca cumartesipazar günleri sünneder, nişan, düğün törenleri... Anneannemin kiracısı, Kore'den gelmiş biryüzbaşı da bu törenlerde akerdeon çalardı. O yıllardan kalan bir film de Göksel Arsoy'la Belgin Doruk'un başrollerini paylaştığl "Samanyolu." Samanyolu'nu yedi gün, yedi kez seyretmiştik. Göksel Arsoy biraz da kendimiz değil miydik, karşılıksız aşkıyla bir yazar olarak.. Yüz olarak o yıllardan bir de Cahit Irgat kalmış belleğimin derinliğinde "Estergon Kalesi, İstanbul'un Fethi, Dudaktan Kalbe, Altı ölü Var, Yasak Aşk, Dağlan Bekleyen Kız, İngiliz Kemal" filmlerinin sert bakışlı, kemer burunlu Cahit Irgat 'ı... Ancak 6O'lı yıllann sonunda, üniversite öğrencisiyken anlayacaktım Irgat'ın oyunculuğu yanında bir şair olduğunu... Sahaflar'da bir kaJdırımda "Ortalık" adlı şiir kitabınıgörünce... Bir de şair Ahmet Celal'le Hisar pavyonda o yıllann ünlü dansözü Zennube ile kanuni Coşkutı Erdem'i dinledikten sonra sabaha karşı Yeşilçam'ın oralarda bir sabahçı kahvesinde görünce... Irgat, kahvenin sokağa bakan penceresi önünde oturmuş, ellerinin arasında boş bir cep kanyağı şişesi... Masanın altındaki mavi naylon çöp sepeti boş kanyak şişeleriyle dolu... Taa o zamandan mı kalmış "Muhabbet" adlı şiiri aklımın bir kıyısında: "Meyhaneye dönmeliyim, Muhabbet kokusuna, Rakı vursun beynime poyraz poyraz Şaşırayımsahilimi, Yıldız yolumu, Yolculuğumu unutayım." O'nun "Irgat'ın Türküsü" kitabının arkasına yazdıkları dünyaya bakışının, şiir anlay ışının bir özeti sayılamaz mı? "Odamızı, döşeğimizi, ekmeğimizi, içkimizi paylaştığımız şairler olmuştur. Bunlarm kimi sağdır, kimi ölmüştür. Bunların kimi doğru yolda, kimi dönmüştür. Kimi hâlâ yazıyor, kimi susmuştur. Oysa tam yazılacak zaman şimdi. Tam konuşulacak zaman. Dün biz bir şeyler hazırlamaya çalıştık bugünkü kuşaklara. Bugün de daha güzelini hazırlamak gerek yarınlara. Şiirin mükemmel yapjsı içinde, ustaca ve insanca yapılmalı bu. Insanı insan yapabilmek, insanı insanlığına vardırabilmekiçin." "tnsanı insan yapabilmek." Yazdıklarını çözümleyecek anahtar olarak da alınabilir bu cümle... Şükran Kurdakul da Irgat'ın şiirini değerlendirirken bir anlamda bu cümlenin altını çızmiyor mu? "Şiirlerinde sömürünün, sava$>s m n a cahit ırgat Adana Devtet Tlyatrosu nda prova için sıra beklerken. Adana 1958. (Fotoflraf: Ara Cüler) den kopardığı insanı arayan Cahit Irgat'ın, bir inanç adamı olduğu söylenebilir. Nedir ki dünya görüşüne temel olan felsefeye bağlı temaları işlemez, açlığın, C A H İ T I R G A T Hl | M R l Clhat İçin Cahit Cahit ki bu hasta düzende sağlıklı bir kanserdi Cahit ki haksızlığa karşı üreyen höerelerdi. Yorgun develer gibi çoktüğü Dornıen şölenlerinde bile "Siz paranızı, ben kendı kenditni verim," dcrdi. Cahit zaten a7ülarak.yaşayanlardan değil Çoğalarak ölenlerdendi. CMVktl Taşlap kana bulandı Içten içeyanan yarın Çığlık çığlığa yaralıların Kancık kurşunlara lıarcanan ölen insan, vuran üiban. Kan yağmuru ana baba ^özündcn Bir ofman boy atıyor bir insan ölüsurıden Hürriyet meydanında uşlar kana bulandı ölen insan, vuran insan. Kan yağmuru ana baba gozündcn Birorman boy atıyor bir insan ölıisünden. CaMtlrsat Adana Tiyatrosu 1958 vılında kuruldu. Kadroda; Cahit ırgat (ayakta). Nevln seval (1958). Reilsör Saraladıgı, kışüıgınIm Alpago ve Sallh Tozan (çökmüs olan) vardı (Fotograf Ara Cüler) S A YFA *"?' , . f ! .Y * CUMHURİYETKİTAPSAV/67 10