Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
î. Z. Eyüboğlu, 'Tarih bir bilinç varlığıdır' diyor Tarihe giris bileti Tarihin İlkeleri / tsmet Zeki Eyüboğlu Say Yayınları İst. 1991 / 174 s./ 9.500 TL. CKK Kod No: 102. 102 MEHMET ALİKILIÇMV Bütun dünya ölçeğinde insani bilimler alanında, en çok kitap ve makale, tarih disiplinine giren konularda yayınlanmaktadır. İnsanlığın tarihe olan bu ilgisi, kaçımlmaz olarak tarihin kendine ılışkindüşüncevespekülasyonlarıda harekete geçirmektedir. Tarılıin işleyişinin ilkeleri olabileceğini düşünen ve bu ilkeleri bulmaya yönelen çalışmalar, tarih felsefesi adı verilen özel bir düşünce alanı oluşturmaktadır. Fakat işin aslı, hemen herkes tarihe giriş bileti kesmek ıstemektedir ve kesilen biletlerin de kendi damgasını taşımasını istemektedir. Bu açıdan kitaplı dinlerdeh başlamak üzere, adeta hemen tüm büyük toplumsal ref ormcuların birer tarih felsefelerinin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hatta topluma karşı büyük oynayan herkesin bir tarih felsefesinin olduğu söylenebilir. Öte yandan, büyük siyasal akımlar (Marksizm, Liberalizm vb) da biN E N L İ V O R L A R T Edebiyatçtlarunıza bugünlerde çalışırken ya da dinlenırken hangi tür müziği dinlediklerinı sorduk. Ola ki merak ediyorsunuzdur. Aynca, onların yalnızca ne yazdıkları ya da nasıl çalıştıkları değil, dinledikleri müzik de ilginizi çeker diye düşündük. tşte yanıtlari: Tuğpul Tanyol: Klasik dinliyorum. Schubert'in liedleri, viyolonsei sonatları; Mozart'ın bütün piyano konçertoları ve bir de Quenn'in "Innvendo" adlı albümünü dinliyorum. Tomrls Uyar: Mozart Yıllardan beri günün getirdiği ruh durumuna göre müzik dınlerım. Bu, genellikle sabah klasik müzik, öğleyin hafif rnuzik akşamüstü de caz olur. Lsyla Şahln: Son olarak Edith Piaf ın bir kabetini aidım. Onu dinliyorum. Yılmaz Odabası: Şıvan, Joan Baez ve Leman Sam'ı dinliyorum. Gurup Kızılırmak 'ı da ara sıra dinliyorum. Leman Sam rer tarih felsefesine sahip olmuşlar veya eğer öyle söylemek gerekirse, birer tarih felsefesi olarak ortaya çıkmışlardır. Hatta yayılma sahaları düşük ölçekli kalsa dahi, hemen her ideulojinin belli bir tarih tdsefesinden ya kaynaklandığı ya da böyle bir felsefeye dayandığı söylenebilir. Bumın böyle olmaEyubofllu kitabında •düşunsei akımın dışında kalan olayın tarihi yoktur' şekllnde, çok kessının temel nedeni, kln bir önermede bulunuyor.tarthe sürekli bir gelljme olarak bakıyor. toplumsal alanda tarihi olduğu kadar bir "gerileme" tarihi olarak anoluşturulan ideolojik çerçevelerin kendilerini kanıtlatmak aynı derecede mümkündür. lama küresi olarak tarihten başka bir araç bulamamaBu söylediklerim tarihe yönelik spekülasyonlara landır. Hal böyle olunca, her tarih felsefesi geçmişi a karşı yöneltilen bilimsel kanıtların çok küçük bir böpriori ilkeler doğrultusunda yeniden düzenlenmeklümünü oluşturmaktadır. Kısaca söylemek gerekirte, yoğurmakta ve sonunda da "asıl" tarihin bu olduse, bugün tarih bilimi toplam veya bütünsel tarih değunu iddia etmektedir. Bu ise bilimsel tarihin onünnilen bir alanı oluşturma uğraşı vermekte ve buradan deki başlıca engellerden birini oluşturmaktadır. Fada tek bir insan bilimine ulaşmayı amaçlamaktadır. kat bundan daha büyük bir engel tarihe spekülatif Bu açıdan tarih ne gelişmenin ne bilincin ne de başka açıdan yaklaşan görüşlerdir. Daha açık bir ifadeyle, herhangi bir şeyin egemenliği altında değildir, yalgeçmiş yaşanmışlıklardan hangilerinin tarihsel oldunızca değişmeyi inceler. Bu durumda insana ait hiçğuna dair aksiyomatik önermelerle oluşturulan bir bir şey bilimsel tarihin alanının dışında kalamaz, yani kavramsal çerçeveye dayanan tarih yorumlarına speen kör inançlardan, tırnak kesme, hatta uyuma gibi külatif tarih adını veriyoruz. Bu açıdan yalnızca sason derece gündelik sayılan işlere kadar her şey tarivaşların, yalnızca uluslararası antlaşmaların ve yalnızhin ilgi alanındadır. Tarih, kapısından geçilmek için ca üretim ilişkilerinin vb. tarihsel, diğerlerinin ise tayüce sıfatlar gerektiren bir tapınak değildir. rih dışı olduğu varsayımına dayalı irdelemeler spekülatif olmaktadır. Spekîilatiftir, çünkü seçilen unsur Çağdaş tarih şu soruyu sorar: Değişme hangi fakveya unsurlar her ne olurlarsa olsunlar, geçmişin yaltörlerden ötürü meydana geliyor? Ve buna cevap nızca belirli ögelerinin tarihselliği üzerine inşa edilen vermek üzere, insani olan her şey i sorgular (bazen inbir akıl yürütme, malzemenin keyfiliğinden ötürü sani olmayanı da sorgular), yani tarihini yapar. Bu bütünü kapsayamayacak ve mutlaka aksiyomlara daaçıdan çağdaş tarihçilikte hiyerarşiler yoktur, insayanacakttr. nın düşünme eylemi tuvalet eyleminden daha önemli veya daha üstün görüleTiez, böyle görülmesi değer Ismet Zeki Eyüboğlu Tarihin İlkeleri adını verdiği yargılarından kaynaklanır ve bilim değer yargılarını kitabının 141. sahifesinde "Düşünsel akımın dışında hesaba katmaz. kalan olayın tarihi yoktur" cinsinden, çok keskin bir Aslında çok fazla uzaması mümkün olan bu yazıyı önermede bulunurken, iki şey birden yapmaktadır. kısa kesmek üzere, spekülatif tarihlerin Batı'da 19. Bir yandan tarihi reddetmekte, diğer yandan da speyüzyılda kaldığını belirtmeliyim. Eyüboğlu'nun takülatif irdelemenin en tipik örneklerinden birini verrih spekülasyonunun boyutlarını tahmine yararı olur mektedir. Yazar, kitabının ilk cümlesinde tarihi nasıl diye, s. 14'ten bir alıntı yapıyorum: "Amerikalılar Inanladığını şöyle bildirmektedir: "Tarih bir bilinç vargilizce konuşurlar, tngüiz diliyle düşünürler. Bu nelığıdır. Bu özelliği yüzünden boyuna geKşen, geçmidenlebir Amerika tarihi yoktur. Amerika tarihi adı şin üzerine yengiyi kuran, yükselten bir basamaklar verilen bir İngiltere tarihi uzantısı vardır." Son sadüzenidir. Onda geriye dönüş olmadığı gibi değişyımlara göre ABD halkının yarıya yakını îngilizce dışı meyen, boyuna yinelenen bir örnek, bir ölçek de diller konuşuyor ve gene aynı halkın % 30'u hiç İngiaranmaz." lizce bilmiyor. Bu durumda Eyüboğlu'nun önermeTarihe sürekli bir "gelişme" olarak bakmak, sine göre Amerika tarihi yoktur, İngiltere, Fransa, İsGramsci'nin terimleriyle ideolojik bir tavırdır. Gene panya, İtalya, Polonya, Rusya vb. tarihlerinin uzantıGramsci'ye göre bilimsel bakış açısı tarihte yalnızca !arı vardır. değişme görebilir. Değişmenin yönünün artı mı eksi Tarihe veya herhangi başka bir disipline bilimsel mi, yani gerileme veya ilerleme doğrultusunda olup yöntemlerin dışında yaklaşınca, yani spekülasyon yaolmadığını bilim belirleyemez. Bunun yanı sıra tarihpınca bu gibi durumlar kaçınılmaz olur. Kitabın adıte yön görmek, mutlaka gayecı bir seçmecilik gerektinın öyle olmasına rağmen "tarihin ilkeleri" yoktur, rir. Yani tarihin hangi yöne ilerlediği söyleniyorsa, bilimin ilkeleri vardır ve onlar da değişirler, böylece bunu kanıtlamaya yatkın ögeler seçilir, diğerleri ihtarihin konusu olurlar. D mal edilir. Bu açıdan insaniık tarihini bir "ilerleme" S A Y F A 5 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AYI » 7