Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aydın Karahasan'la 'Van Gogh' kitabı üstünesöyleşi Ressamlardan kimi tanırsınız? NECMİSÖNME2 BOCHUM Vincent van Gogh / Aydın Karahasan Çağdaş Yayıncılık ve Basın Sanayi A.Ş. Ist. 1991 / 144 s. / 60.000 TL. / CKK Kod No: Halen Almanya'da yaşayan Aydın Karahasan, Van Gogh'un 100. ölüm yıldönümü üstüne bir yazı kaleme almak isteğiyle yola çıkmış. Fakat elindeki dokümanların fazlalığı karşısında içinde resimlerin de bulunduğu bir kiVincent van Gogh tap hazırlamaya karar vermiş. Karahasan kitabı için, "elimden geldiği kadar bütünlüğe saygı duymaya çalıştım" diyor. ~ Van Gogh'la ilk tanışmanız nasıl oldu? ~ 1954 yılında Yeni Sabah gazetesınde haftada bir gün Cemal Tollu "Sanat Bahisleri" başlığı altında yazılar yazıyordu. Ben, bu gazetede ilgimi çeken yazıları kesip arşivliyordum. Bugün çok iyi hatırlıyorum. Cemal Tollu üç bölüm halinde, her salı günü yayımlanmak üzere Van Gogh üzerine bir dizi yazı yayımlamıştı. Bundan sonra ilgimi çektiği için Van Gogh'la ilgili kaynak aradım, ama bulamadım. Aynı yıl akademiye gırmeye de karar verdim. Sözlü sınavda jüride benim yazılarından dolayı tanıdığım Cemal Tollu da vardı. Tollu bana, "Ressamlardan kimi tanıyorsunuz?" diye sormaz mı Ben de Cezanne, Renoir, Van Gogh" dedim "Van Gogh'u nereden tanıyorsunuz?" diye sorunca oturup Van Gogh üzerine bildığım her şeyi anlattım. Benim Van Gogh'la tanışmam böyleoldu. öyle sanıyorum ki akademide o zamanlar öğ rcncilere kısa süreli burslar verilerek, Paris'c gitmeleri imkânı tanınıyordu. Siz de bu burslardan birini aldınız. O zamanlar Louvre'da olan Van Gogh resimleriyle ilk kez karşılaşınca neler hissettiniz? Orada, 1954'te, yazıyla tanıştığım Van Gogh'un 1959'da gerçeğiyle tanıştım. Van Gogh'un Dr. Gachet'nin portrelerinden ilk versiyonu da oradaydı, bu resim benim çok ilgimi çekti, uzun uzun inceledim. Van Gogh'un fırça vuruşları ve renk kullanışı beni çok etkilemişti. Daha sonra Türkiye'ye döndünüz ve Zonguldak'ta lise öğretmenliği yaptığınızı biliyorum. Fakat daha sonra yurt dışına çıktıruz, o zamanlar işinizi ve kurduğunuz düzeni bırakıp sizi yabancı bir ülkeye gitmeye iten düşünceleriniz nelerdi? O zamanlar şimdiki gibi Türkiye'nin düşünce hayatı, çok yönlu kişilere, soru soranlara kapalıydı. Geleceğin biraz daha karanlık olacağını hesap ederek, tekrar yurt dışına çıkmamın daha iyi olacağını düşündüm. O sıralarda iş gücünün yanı sıra fikir gücüne de ihtiyaç duyuluyordu Almanya'da. öğretmenlere, çevirmenlere, yabancı dilde zorluk çeken işçilerimize yardım edecek insanlara ihtiyaç duyuluyordu. Ben de Dortmund'daki bir liseye Türk çocukİarının eğitimi için başvurmuştum, ama benim ressam olduğumu görünce, Türk çocuklarına hoca bulunabileceğini, ama bir Kunstlehrere ihtiyaçlarını olduğunu söylediler. Böylece Alman öğrencilerin sanat hocası olarak çaJışmaya başladım Almanya'da kalmam kesinleşti. Bu arada kendi çalışmalarımı da sürdürüyor ve bol bol müzeleri gezip incelemeler yapıyordum. . van Cogh ~l$te böyle; sanatıma nayatımı koydum. kendlmltehl ehllkaya attım, bu uflurda yarı aklımı yltlrdlm." Van Gogh üzerine bir kitap yazmak düşüncesi sizde nasıl oluştu? Van Gogh'un 100. ölüm yıldönümü nedeniyle çok önceden başlayarak bu olayı kamuoyuna tanıtmaya başladılar. Ben, burada yayımlanan birçok dergiye sanat üzerine yazılar yazıyordum zaten. Van gogh'un 100. ölüm yıldönümü üzerine de bir yazı hazırlamam gerektığini düşünüyordum ve gereken tüm dokümanları toplamıştım. Van Gogh üzerine y azmaya başladıktan sonra bunu küçük boyudu bir yazı olarak değil de normalboyudu ve içinde resimlerin de olacağı bir kıtap olarak düşünmeyebaşladım. Türkçede bırakın Van Gogh'u, Rönesans üzerine yazılmış ya da başka dillerden çevrilmiş bütünleyici bir kitap bile bulunamıyor. Bu açıgı kapatmak ve bilgiye gereksinimi olan inAuvcrs yolu, Auvırs 1890. Tuval üzerine yaOlıboya, Helslnkl, Ateneumln Taklemuseu. S A YF A sanları doğru biçımde bilgilendırmek için kitap yayınlanması şart. Ben Van Gogh'a duyduğum kişisel ilginin sonucu olarak Van Gogh'u seçtim. Sizin Van Gogh üzerine yazdığınız kitapta eğitici bir üslup ağır basıyor. Bunun nedenleri üzerinde duralım isterseniz ? Ana hadarıyla bakıldığında sanat tarihi üzerine ülkemizde yayımlanan kitaplar çok az olduğu gibi birçoğunun renkli baskısı bile yoktur. Bu ozellik benim yöntemimi ekledi. Bir ressamın kitabı yazılırken ya eserleri üzerine ya da ressamın yaşamıyla birlikte etkilendiği sanatçılarla, birlikte olduğu insanlardan ve çevresinden söz edilir. O yuzden ben uç ana noktadan yola çıkarak kitabımı hazırladım. Bu kitap, hem biyografik, hem didaktik hem de analitik temeller üzerine kuruldu. Çünkü ülkemizin bugünkü durumu sadece biyografik, analitik ya da sadece didaktik olarak bir ressamı ele almaya uygun değil, bilgi vermek, doğru ve tam biyografik dokümanları aktarmak önemli. Detaylara ya da kişisel fikirlere girmek için bir temelin olması şart. Sanat eleştirmenlerinin bugüne kadar oluşturamadıkları bu temeli, sadece bir kitapla, bir ressamla kapatmak mumkün değil. Resim sanatının bütün oluşu, yazarı ister ıstemez etkiliyor. Ben elimden gelidiğı kadar bu bütünlüğe saygı duymaya çalıştım. D CUMHURİYET KİTAP SAYI 67