29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye'nin önemli bir zaafı Işkenceyi Durdurun / Taner Akçarn Ayrıntı Yayınevi, İst. 1991 / 166 s. 14.000 TL. / CKK Kod No: 303. 034 ORAL ÇALIŞLAR Rcjimın adı ne olursa olsıın işkence yapılamaz ve buna müsa ade etmemeliyiz' düşüncesi bize yahanculır. Bunda elbette, ınev tut lıaklarımızın çoğunun 'ihsan edilmiş' olmasının payı büyıiktür." TancrAkçam, Ayrıntı Yayınevi tarahndan basılan Tşkenceyi Durdurun' adlı kitabında söylediği bu sözlerle önemli bir zaahını/.a dikkat çekiyor. I tangi çizgi ve eğilimden olursa olsun. bir kültür olarak, her şart al tında işkenceye karşı çıkamıyoruz. Yani, İslamcısın dan sosyalistine, hıırjuva liberalinden hışistine, ilkel düşünetıinden sıradan vatandaşına kadar, aramızda bir orıak nokta var. Bizim gibi düşünmeyene, çizdiğimiz sınırların dışına çıkana karşı acımasızlık ortak özelliklerimizden birisi. Taner, işkencenin Türkiye'deki tarihini incelerken, uzun yıllardır yasak oldıığu halde, işkencenin hâlâ ııeden uygulandığı sorıısıına cevap arıyor. Ru üorııya cevap ararkeıı, varolan yasalaıla, pıatik yaşanı Taner Akçam kitabında, işkencenin Türkiye'dekitarihini inceliyor B I R i N C E L E arasındaki çelişmc üzerinde duruyor. "Işkence önce 1838 Tanzimat Fermanı ve sonra kesin olarak 1858 Ceza Kanıınu ileyasaklandı. nOyıldırresnıen yasaktır. Bu bilinir, sürekli işkence yapıldığının bilindiği gibi. CJünlük hayatıa yaşananlarla, kanunlarda yazılanlar arasında var olan bu korkunç uçurum Türk taribinin ilginc; bir özelliğıdir." Daba sonra mabkeınelerde işkenceyi ma/ur gösteren brneklere de deginen Ak(,am, işkence zibniyetinin ve sürekliliğinin tarihsel nedenleri üzerinde duruyor. Bu noktada öne sürdüğü ve tartıştığı en ilgiııç nokta, devlet kurtarma ideolojisi. Yüzyıllardır, Türkiye devleti kıırtarılmak istenmektedir. Ozellikle aydııılarımız, Türkiye'yi kurtarabiltnek için her şeyi bir kenarabırakmı^larve devlet kurtarma ideolojisinesarılmi!}lardır. ()rtıeğin, "Jön Türklcrin en derin özlemle rinin 'hürriyet' oldıığu doğru değildir. )ön Türklerin en derin isteği Osmanlı împaraiorltığu nun paı\alanmasıııı durdurmaktı. Hürriyet, ancak dolayısıyla kendilerini ilgilendiriyordu." Taner'in Şerif Mardin'den aktardığı bu saiırlar üzerinde ciddi ciddi düşünmek zorundayız. Yine, sosyalistler, "karşıdevrimi" temizleyebilmek i(,in işkence dahil her zoru yıllarca i(,selleştirmediler mi? Stalin döneminde sosyalist Sovyetler Birliği'nin savunması ve yaşaması için yapılan her türlü zorbalık ve terör, yüce sosyalizınin (,'ikarları perdesi ardına saklanarak hoş karşılanmadı mı.' İslamcılar bu açıdan hiç tarklı değildir, kâiiri temizlemek, İslamı yayma için kılıç sallamak en kutsal davranış biçimlerinden biridir Kııran, kâHrlere karşı cıhaı ç.tgrılarıyl.ı dolııduı. Fler siyasi akım, devleti ve halkı kuıtarmak iddia sıyla ortaya çıkıyor ve sonra halkı bu kutsal yeıe ulaştırabilmck için her şeyi miibah gören bir meşruiyet noktasına ulaşıyor lıııkivede İşkence Normaldir başlıklı bölümde, işkencenin Türk kühürünün bir paıçası olduğuntı söylüyor. Daha vnıra şiddet ve işkencenin tarihimiz deoynadıj',1 role dikkat çekiyor. tşkence, devlet laratından sürekli uygulanabiliyor ve bu yü/.yılların pıatiği içinde toplıım tarahndan da içsclleştiriliyor. Yasaklandıgı halde nasıl böyle bir süreklilik sağlanıyor. Taner e gıire Osmanlı ve Türk loplıımlarında hukuk sistemi ile günlük hayat arasında biıyük bir kopukluk var İki larklı dünya yan yana yaşanıvor. Batı da geçerlı olan hukuk teorileri, aralarındaki tüm farklara rağmeıı, hukuk kuralları ile toplumsal ilişkiler arasında, birbirlerine tercüme edilebi lirlik bağlantisının oldıığunıı kabııl ederler. Türkiye cle bu le/.iıı geçeıliliği kuşku götürür. I Iııkuk diinyasiıulan kalkarak, toplumsal hayatın kuralları konusıında bir sonuca varınak oldukça zordur. İslam dininde de benzer bir durum oldugunu söylüyor. Yani İslam yasalarıyla îslamın uygulamaları arasında da bir tarklılık olduğuna dikkat çekiyor. Osmanlı İmparatorlugu döneminde, îslamın yasalarına uygıın olmayan işlerin 'kitabına uydurulduğunu' söylüyor. Bu bölümde verdiği örnekler İslam hukukunun Osmanlının yönetim anlayışından daha yumuşak t)lduğu gibi bir izlenime yol açıyor. İslam hukuku, tabii daha başka bir incelemenın konıısu, ama yine de yeri gelmişken sövlemek isterim. İslam huku Tancr Akcam kaabında, iskence zıhnıyetının ve sureklılığının ta rıhsel nedenlerı ustunde duruyor ku, Osmanlının devlet telsetesinden çok daha sert hü kümlere ve anlayışlara sahiptir. Faner, daha sonra Türk solunun ve muhalefet harcketinin insan haklarına ilişkin /aaflarının nedenleri üzerinde duruyor. Solıın ve aydınların bu noktadaki tcmel eksiğinin ve /.aalmın nedenlerini şöyle özeili yor: "Türk muhalefet harekeıinde elitizm ve halka gü vensizliğin sonucu otorite özlemli teorilerin gelişme sinde, birey \e bakları sorununun razlaca merkezi bir rol oynamamasında önemli bir neden de Batı'dan et kilendikleri düşünce akımlarının bu nilelikten ıızak olmalarıdır... Osmanlı rcjiminin meşruivei kaynağı nın İslam dini olması Osmanlı aydınını kaçınılmaz bi çiınde pozitivizme itti. Muhaletet hareketinın özel likle askeri okullarcia ve tıbbiyede gelişmesi de bu eği 1 iıııi güçlendirdi. Bu okullarda okutulan hiyoloji, li zik, kimva gibi deısler, sistemi veoınııı dini kaıakteı i nı eleştirmek isteyenleıe bolca malzeme saglıyordu. Biyolojik materyalizmin, daha sonra ilk sosyalist ha reketi bile belirleyecek derecedeetkilemesinin nede ni buydu." "Türk düşün harekeıinin öncülerinin, ilk burjuva demokrat hareketinin temsilcilerinin, Batının ırkçı ve Danvinist teorilerinden etkilenmeleri Türk de mokrasi hareketi açısından ciddi bir talihsi/.likti de nebilir. Sosyalist harekeı de bu pozilivist ekıbiıı için den doğdu ve maddi yapıya yaptığı aşırı \ urgtı dışında Batılılaşmacı aydınlardan çok tarklı bir özellik göstermedi." Taner'in öne sürılüğü kenıli tarihimi/ üzerine tezler tartışmaya açıktır. Orııeğin sosyalist lıareketle po zitivist düşiıncenin, pozilivist düşünce ile İslami cere yanın ortak noktalarmın oldıığu iddiası önemlidir. "İşkenceyi Durdurun" kitabının bizim açımızdan belki de daha önemli olan yönii, insan hakları kavramının Marksizmle olan tarihsel bagları \e Marx tan başlayarak sosyalist düşüncenin insan anlayışına yaklaşımının incelenmesidir. D ' S A YF A 1 S T A B I "Canım yavrıım, sanıyoruın bu giiııı dcğin seninlc ilgilı konıılarda, "özgürlük", "bağımsızlık" ve hatta "üzerklik" sözcüklerini hiç kullanmadım. Anoık, kuşkusıız, ka/anmamı/ gerektigini düşündüğüm özellıklerin başııula açıkgoruşlülük ve günden güne bi/.i cdnıertliğe bira/ daha yaklastıran vericilik geliyor. Çünkii, Marie, yaşam bızlerden öylesinc biıyük ve derin ki..." Bir anne ve anarşist olan Catherıne Baker, "Zorunlu Eğitimc Hayır" kitabına böyle başlıyor. Catherine Baker çok sevdiği kı/ı Marie'yi okula yullamamış. Marie 14 yaşına geliııce de oktıla vollamama gerckçelcrini ona anlatmak için bu kitabı kalenıe alnıış. Baker a göre okul, çocuklara gardiyanlık yapan hir kurıını. Okul itaati aşılıyor ve rol dağıtıyt)r. Zorunlu Eğitimc llayırl Ctilhcrınc Btihr I Çcvırcn A xşegul SoıımczciY F.nıl I Ayrıntt Yavımvı 1224 s. I IX.(XX) TL. Bir anne ve anarşist CUMHURIYET KİTAP SAYI 65
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle