05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Melahat Togar, çevirileriyle yurt dışmda çeşitli ödüller aldt 'Çeviri, sevgi ister' P O R T R E l E l i n i T O G A R Hölderlin Madalyası aldı 1909'da İstanbul'da doğdu. tstanbul Muallim Mektebi'ni bitirdiktun sonra Almanya'ya girti; Hesscn'd»; Hochschule für Lehrerbildung Friedberg'de öğrenim gördü. Haydarpaşa Erkek (193743) ve Erenköy Kız (194349) liselcrinde Almanca öğretmenliği; ABD'de Voice of America'da spikerlik (195051) yaptı. ün bir yıl da lstanbul Teknik Üniversitesi'nde Almanca okutmanlığında bulunduktan (195374) sonra emekliye ayrıldı. Hölderlin'den Hyperion, Heinrich von Klcist'tan öyküler, Siegfritd Ijjnz'den Bir Karaborsacının Itiraflurı, G. Keller'den Seltlwyla tnsanları adlı kitapları, Goethe, Heine ve Rilke'nin mektuplarını Türkçeye kazandıran Togar, 1940'larda çıkan Tercüme başta olmak üzere birçok dergide çeviriler yayımladı. Çevirilerinden dolayı 1970'te Hölderlin Gesellchaft taratından Hölderlin Madalyası'na, 1974'teF. Almanya ( Aimhurbaşkanı Heınemann tarafından Üstün Başa'rı Ödülü'ne değer görüldü. Altı yıl sonra Erenköy Kız Lisesi'ne geçcr. Alt ı yıl da orada öğretmenlik yapar. Eşinin görevi dolayısıyla öğretmeııliktenaynlıpAmerika'yagider: "Orada hem Columbia Üniversitesi'nin, hem bir lisenin akşam kurslarını izleyerek Ingilizce öğrendim. Ayrıca radyodan, gazetelerden çok yararlandım. İngilizcemi ilerletince, spiker olmak üzere Voice of America'ya başvurdum. Sesimi denedikten sonra aldılar. Bir yıl çalıştım orada..." Türkiye'ye dönünce yeniden öğretmenlik yapmak ister. îstifa ettiği gerekçesiyle görevine alınmayınca Ltanbul Teknik Üniversitesi'nde okutmanlığa başlar. On bir yıl boyunca tnşaat ve Mimarlık Fakülteleri öğrencilerine Almanca ögretir. "Başanh sınıflarda, dersin son yirmi dakikasında şiir vc şiir çevirisi üzerinde duruyorduk. İstekle çalışan, şiiri gerçekten seven.öğrenmetutkusu içindeöğrencilerimoldu. öğretmenlik çok güzel bir meslek. Öğretmen olduğuma çok memnunum. Bugün de öğrencilerim beni arayıp soruyorlar. İçlerinde çeşitli mesleklerden insanlar, profesörler, devlet adamlan yetişti." Emekliye ayrıldıktan sonra çeviriye ağırlık verir Melahat Togar: "Yavaş çeviriyorum," diyor. "Çok titiz çalışıyorum, çok zaman harcryorum. Çünkü, çevirinin çok önemli bir şey olduğuna inanıyorum. Hatta çeviriye büyük bir sanat diye bakıyorum. Örneğin Shakespeare'i Almancaya kazandıran kişi olarak tanınan Schlegel, dünyanın en güzel Shakcspeare çevirilerini yapmıştır. Üslııba çok önem veriyorum. Kolay iş değil... Çeviri, sevgi ister." Melahat Togar'a göre çevirmenin, eline aldığı kitaba saygı duyması, yazara "ihanet etmemesi" gerekiyor. Çevrilmesi çok güç bir yazar olan Hölderlin'le başladığı, klasiklerle sürdürdüğü çevirmenlik yaşamında, zaman zaman çağdaş yazarların yapıtlarını da dilimize aktardı. Mektup çevirüerine de ağırlık verdi; Goethe'nin, Heine'nin, Rilke'nin mektuplarını kazandırdı dilimize. Artık çevirmenlik onuniçinbüyük önem taşıyor: "Vaktim çok az. Çeviri yapmadan ya da ciddi bir eser okumadan yatarsam vicdanım rahatsız oluyor. Beni çeviri yaşatıyor, diyebilirim. Annc olamadım. Hiç olmazsa geride benden birkaç kitap ve Togar adı kalsın. Bu da beni sürekli çeviri yapmaya yöneltiyor." D "Çevirinin çok önemli bir şey olduğuna inanıyorum. Hatta çeviriye büyük bir sanat diye bakıyorıım. Beni çeviri yaşatıyor." S ALPAY KABACAU abahattin Ali'dcn bir mektup aldım. 'I lölderlin'in Hyperion'undan otuz sayfa çevirip gönder. Klasiklcr arasında basılacak' diyordu. Kitabı okudıım; çetin birceviz... Kirr.i yerlerini anlayamıyorıım. Sabahattin Ali'ye yazdım. Ama o ısrar etti. Sonradan Alman Liscsi'nde müdürlük yapan öğretmcn arkadaşım Anstock'a danışarak, büyük güçlükle otuz sayfayı çevirip gönderdim. Maarif Vekili I lasan Ali Yücel başkanlığında 1939'da kurulan Tercüme Bürosu bu yöntemle çalışır. Önce kimin hangi yapıtı çevirebileceği araştırılır, ardından otuz sayfanın çevirisi istenir. Çeviri incelenir, beğenilirse kitabın tümü çevintirilir. Bu da bir kurulca gözden geçirildikten ve yayımı uygun görüldüktcn sonra basım kararı alınır. Melahat Tog'\'ın çevirmenliği böyle başlar. Çevirmenliğine geçmeden ta başa gidelim: Önce İstanbul'da, ardından İzmir Sultanisi'nde öğrenim görür: "tzmir'in geri alınışını yaşadım" diyor. "O, hayatımı etkilemiş bir olaydır. Izmir'e at üstünde bir komutan girdi. önce Gazi Mustafa Kemal sanıyorduk, değilmiş... Halk coşku içinde yollara dökülmüş... Yaşlı kadınlar, sakailı erkekler ellcrine sarılıp öpmek istiyorlar, ata doğru uzanıyorlar. Çizmelerini gözyaşlarıyla öptüklerini gözlerimlc gördüm. Atatürk'ün döneminde yaşarnış olmaktan dolayı çok mutluyum." Melahat Togar. Coethte. Helne ve Rilkeyi Turkceve kazandırdı İzmir Sultanisi'ni bitirince tstanbul'a dönerler; Muallim Mektebi'ne (öğretmen Okulu) girer. okul bitince açılan sınavı kazanır; Berlin'e gönderilir. "Beş kişi Almanya'ya, beş kişi Fransa'ya gönderilecekt». Okulda Fransızca okuduğum halde beni Almanya'ya ayırmışlar. Değiştirmek istedim, olmadı. Trenle yola çıktık. Biz iki kız, üç erkek... Başka öğrenciler de vardı. Yolda tanıştık, arkadaş olduk. Bunlardan biri Sabahattin Ali'ydi. Kimseye benzemeyen, konuşkan bir insandı. İstasyonlarda gözjemler yapıyordu. öteki arkadaşlar Hayrullah (Örs), Malik (Aksel), ressam Şinasi, Ismail Hakkı, Mehmet Ali..." Berlin'de görevli Kurtuluş, Savaşı komutanlarından Kemalettin Sami Paşa ilgilenir kendileriyle: "Potsdam civarındaki Hoffer nehri kıyısında son derece güzel bir yatılı okula yerleşmcmi sağladı. Oku!, Protestan soeur'lerin yönetimindeydi. İlk günler çok bocaladım. Geri dönmek istiyordum. Tek kelime Almanca bilmiyordum. Çok yalnızdım..." Sabahattin Ali de Potsdam'da Almanca kurslarına yazılmıştır: "Cumartesi günleri beni ziyarete geliyordu. Soeur'lerden izin almıştı. Bana ilk hikâyelerini, ilk şiirlerini okuyordu. Aşkına karşıltk bulamamış tı, bunu anlatıyordu. Bir ağabey gibi davranıyor, benim yetişmemi istiyordu. Almancayı çabuk öğrendi. Rus klasiklerini, başka yazarları okuyor, bana da birtakım yazarları tavsiye ediyordu. Ben, lise öğretmeni olacağim için Almancayı iyi kavramaya çahşıyordum. Daha sonra Sabahattin Ali'yi başka bir kente gönderdiler. Oradan yazmaya başladı. En sonunda iki satırlık bir mektubu geldi. 'Beni Türkiye'ye geri görlderiyorlar' diyordıı. Siyasi nedenler rol oynamış bunda. Dostluğumuz ben Türkiye'ye döndükten sonra da sürdü." Hessen'de Hochschule für Lehrerbildung Friedberg'de öğrer.imini tamamlayıp dört yıl sonra Türkiye'ye döner. Bu arada Almanya'da tanıştığı, sonradan İstanbul Teknik Üniversitesi'nde protesörlük yapacak olan Mesut Togar'la evlenmiştir. Milli Eğitim'de kadınlarla erkekler arasında kaç göçün ortadan kalkmasına yönelik uygulamalara gidildiği bir dönemdir. Melahat Togar, Haydarpaşa Erkek Lisesi Almanca öğretmenliğine atanır. O günleri anarken, "Gençtim," diyor, "fazla tecrübem yoktu. Güçtü. Ama bizim kuşağımız idealistti. Bilgimizi öğrencilere aktarmak için çırpınıyorduk. Bizim kendilerine not vcrdiğimiz gibi öğrenciler de bize not verirler. Ben öğrencilerimden iyi not almıştım. Anstock Bey'le iyi birarkadaşlık kurduk." SAYFA 1 « C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle