18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Eski balıkhane müdürünün kaleminden balıkçılığımız Tanıdık balıkçıdan alın .r Pkhe et Pecheries en Turguie (Türkiye'de Balık Avı ve Avlanan Yerler) / Karekin Deveciyan / İstanbul, 1926 lkemizin denizlerinde, akarsularında ve göllerinde yaşayan balıklar, bunların nerelerde, nasıl avlandıkları ve değerlendirildiklerı konusunda yeterince çalışma olduğunu söylemek herhalde doğru olmaz. Üstelik söz konusu yaşamın, sürekli değiştiği, son yıllardaki kirlenme ve doğal yaşamı inanılmaz boyutlarda tahrip eden avlanma sonucu altüst olduğu hatırlanırsa, yapılan ve yapılacak çalışmalar, kısa bir süre sonra ister ıstemez yetersiz hale gelecektir. Bir başka deyişle sağlıklı bilgilere sahip olabilmek için, konunun sürekli olarak araştırdıp izlenmesi gerekmektedir. Ayrıca elde edilen sonuçların, balıkçıîıeın uzmanı olmayan, sadece "mcraklı" okuyucuya ulaştınlabilmesi, konuyla ilgili bir diğer sorundur. Tüm bu noktalardan bakarsak (belki tekrar etmiş olacağız, ama) eldeki çalışmalar hayli yetersizdir. Umalım ki yeni araştırmaların yapılıp yayımlanmasıyla bu açıklık olabildiğincc telaıi edilsin. İstanbul Balıkhanesi eski müdürlerinden Karekin Deveciyan, sözünü ettiğimiz sorunlar göz önüne alınırsa, gerçekten zor bir işin altına girip yüzünün akıvla çıkmış bir yazar. Ardında hiçbir çalışma olmadan, konuyla ilgili zengin bilgiler içeren ve her tür okuvucuÎ'i yardımcı olabilecek bir kitap yazmak herhalde koay bir şey değil. "Türkiye'de Balık Avı ve Avlanan Yerler", 1915 yılında Türkçe, 1926 yılında da Fransızca olmak üzere iki kez yayımlanmış, büyük boy, 480 sayfalık bir ki U • • AHMET EKEN tap. Ayrıca kitabın sonunda, 169 sayfalık bir ekler bölümü yer alıyor. Karekin Deveciyan çalışmasımn ilk baskısına yazdığı önsözde, konunun ekonomik olarak öneminin altını çizdikten sonra Türkiye'de yapılan balıkçılığın, elde edilen ürünlerin işlenmesinin, modern dünyada ulaşılan seviyenin hayli altında olduğunu söylüyor. Konuyla ilgili başka bir kitap olmadığını, çalışmasını yönetici olarak görev yaptığı, istanbul balıkhanesindeki gözlemlerine ve araştırmalarına dayanarak hazırladığını ifade eden yazar, kitabının balıkçılık konusunda kaleme alınan ilk çalışma olduğunu belirtiyor. Kitabın ikinci baskısı ilkinden biraz farklı. Bu baskıya yazdığı önsözde, değişiklikler ve eklemeler yaptığını, örneğin ele alınan tüm balıklann isimlerinin Latincesinin ve hangi familyaya ait oldukiarının gösterildiğini söyleyen yazar, ayrıca kitabına ilave ettiği istatistiki tablolarla okuyucuya ayrıntılı bilgiler vermeyi amaçladığını belirtiyor. "Türkiye'de Balık Avı ve Avlanan Yerler" üç bölümden oluşuyor: Balıklar, Diğer Su Ürünleri ve Balık Avcılığı. (Kullanılan alet ve malzeme) Balıklar bölümünde önce göçebe balıklar ele alınmış. Incelenen ilk balık ise "Xiphias gladius." Ancak ola ki bir gün canınız bu balıktan istedi, siz balıkçınıza kılıç balığı diye sorun. Daha kolay anlaşmış olursunuz. Yazar, kılıç balığını tüm özellikleriyle, yaşadığı yerlerle tanıtıyor, nasıl yararlanıldığı hakkında bilgiler veriyor. Örneğin kitabın yayımlandığı yıllarda İstanbul Boğazı'nda yılda 6 bin kadar kılıç avlanırmış. Bu bölümde, kılıç dışında orkinos, palamut, torik, uskumru, kolyos, lüfer, istavrit, kaya balığı, malta palamutu, dülger balığı, hamsi, çaç balığı, sardalya ve pervane, tek tek ele alınıp, kılıç balığında olduğu gibi ıncelenmiş. Yazar daha sonra göçer olmayan balıkları tanıtıyor. Kırlangıç, skorpit, Su samuru Karekin Devecıyan'ın kitabından öörendiğımıze göre bir zamanlar Izmit Körtezi ve Marmara'da ayıbalığı bulunurmuş Şımdı olmaması çevre konusundakı duyarlığımızın yeterlı olmamasına bağlanamaz mı? ispari, gün balığı, ördek balığı... Kısaca kitapta denizlerde ve tatlı sularda yaşayan 150'den çok balık fiziki şekillerine, yaşadıkları yerlere, yaşama biçimlerine göre sımflandırılarak incelenmiş. Yazardan öğrendiğimize göre, tatlı sulanmızda yaşayan balıklar şunlar: Mersin balığı, tirsi, som, deniz alası, yılan balığı, kefal, dere pisisi, alabalık, göl alası, dağ alası, gölge balığı, sazan balığı, tatlı su kayası, bıyıklı balık, çapak balığı, kızıl kanat, havuz balığı, sarı balık, kaba burun balığı, dere kayası, inci balığı, gümüşlü balık, ördek Balığı, tatlısu levreği, uzun levrek, yayın, turna balığı, platika, dikenli balık, dere skorpiti... Kitapta, artık aramızda olmayan iki deniz canlısı da tanıtılmış: Ayı balığı ve su samuru. Yazar, Marmara denizinde, özellikle Izmit Körfezi'nde sık sık ayı balığına rastlandığını söylüyor. Hatta bir keresinde Büyük Ada yakınlarında yakalanan bir Ayı Balığı balıkhaneye getirilmiş, genellikle ayı balıklarının koyu gri renkte olduğunu belirten yazar, bunun siyaha yakın koyu kahverengi olduğunu söylüyor. Su samurlarının ise Boğaziçi'ndeki kayıkhanelerde yuvalandıklarını öğreniyoruz. Kürkleri yüzünden avlanıyorlarmış. Denizlerde ve tatlı sularda bulunan diğer canlılar çalışmanın ikinci bölümünün konusu. İstakoz, kerevit, böcek, karides, yengeç,,pavurya, çalpara, ayna, mürekkep balığı, ahtapot, kalamar, midye istiridye, tarak, sünger, mercan, sülük vs. balıklar da olduğu gibi tek tek tanıtılıyor. Yazar istanbul Balıkhanesi'ne yılda ortalama 30 bin istakozun getirildiğini söylüyor. Ancak konservesi yapılmayıp, taze olarak tüketiliyormuş. Ayrıca midye konusundaki bir uyarıyı not etmekte yarar görüyoruz, yazar "Taze olmadıftı takdirde dokunabilir" diyor, "Alırken buna dikkat edin, en iyisi tanıdık bir balıkçıdan almaktır." Üçüncü bölümde, balık avcılığı ve avlanma yerleri ınceleniyor. Olta, ağ, dalyan, avcılıkta kullanılan malzemeler, kayıklar. İstanbul'daki dalyanlar bu kısımda ele alınmış. Kitaptaki bir Boğaziçi haritasında gördüğümüz kadarıyla balık olarak Boğaz'ı geçmek pek kolay değil, neredeyse her yer dalyan. Son bölümünün, son kısmı "Balıkçılık nizamnamesi." Nizamnameye göre izinsiz avlanmak yasak, yakalandığı takdirde av araçlarına el konuyor. Dinamitle avlanmanın cezası, 3 aya kadar hapis, 6 liradan az olmamak üzere 30 liraya kadar para cezası. Kitabın ekinde, daha önce de belirttiğimiz gibi 19151923 yılları arasına ait istatistiki bilgiyer yer alıyor. Kitabın içerisindeki bilgiler sayılarla desteklenerek sistemli bir hale getirilmiş. Gerek ansiklopedik gerekse belgesel yanıyla içerdiğı bılgileri sunuşuyla "Türkiye'de Balık Avı ve Balık Avlanan Yerler" önemli bir çalışma. Ayrıca tanıttığı türlerin birçoğu, bugün artık olmadığı, tükendiğı için kitabın tarihi yanı ayrı bir önem kazanıyor. Dileriz ki özenli bir yayıncının dikkatini çeker ve yeniden yayınlanır. D S A Y F A 11 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 53
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle