Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Rüşvet demeyip almışlardı! Ses Duvarındaki Generaller / Betül Uncular / Bilgi Yayınevi / 254 s. / 12.000 TL / CKK Kod No: 152.547 TUNCA ARSUN Lockheedskandah sadece Türkiye'de aydınlanamadı K İ T A P T A N B İ R B Ö L Û M Türkiye sarsılıyor... ...Şubat 1976'da gazetelerde Washington mahreçli şu haher dikkat çekti: "Uçaklarının satışını sağlamak üzere ceşitli Ulkelerdekı nüfuzlu kişilere 22 rnılyon dolar tutarında rüşvet dağıttığı iddia edilen Amerikan Lockheed firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Karl Kotchian, dün konuyu inceleyen Senato Araştırma Komisyonu'nda verdiği ifadede Türkiye'deki satışlar için de bir müşavirlik firmasına 876 bin dolar rüşvet verildiğini açıkladı. Kotchian, bu paranın bir bölümünün hükümet yetkililerine aktarılıp aktarılmadığını ise bilmediğini söyledi. Kotchian, ifadesi sırasında firmısının yıllarca önce Hollanda'da çok yüksek dereceli bir yetkiliye 1.1 milyon dolar verdiğini de belirtti. Komisyon çevreleri, adı geçen Hollandalı yetkilinin Prens Bernhard olduğunu öne sürüyorlar. Çeşitli ülkelerde dağıtılan 22 milyon dolarlık rüşvetin 7 milyon dolarının ise Japonya'daki sağcı bir partinin yöneticisi olan Yoshio Kodama'ya verildiği ortaya çıktı." Bütün dünyada bomba gibi patlayan "Lockheed Skandalı" uzun süre gazetelerin manşetlerinden inmedi. Herkes şaşkın durumdaydı. Kimse ne yapılacağını kestiremiyordu. Ancak kısa bir süre geçtikten sonra hem askeri kesimde hem de sivil kesimde olayın aydınlığa çıkarılması için çaba gösterilmeye başlandı... Eğer dünyanın en eski mesleği fahişelik ise ilk fahişenin "işleri" arasında birilerine "rüşvet" olarak sunulmak da vardır muhakkak! Araştırmacılar, insanoğlunun "rüşvet" adı verilen tiryakiıiğini, İsa'nın doğumundan yaklaşık iki bin yıl öncesine kadar götürebiliyorlar çünkü... Rüşvet almanın ve vermenin, . binlerce yıllık "tatlı" bir tarihi var. Benzerlerinde olduğu gibi bizim de seçkin bir yerimiz var bu tarih içinde. Fuzuli'nin "selam verdim, rüşvet değildür deyup almadılar"ı çok şeyin anlatıcısı ve habercisi örneğin. Ama vine de en kötü noktada değiliz! Bir zamanîar Moğol zindanlarmı anımsayalım ve şükredelim. Tıka basa dolu... Biricik suç rüşvetçilere engel olmaya çalışmak! Suç tarihinin en büyük rüşvetçisi sayılan Zaire eski Devlet Başkanı Mobutu Sese Seko'yu düşünelim... Kişisel serveti, ülkesinin iç ve dış borçlanyla aynı miktarda! Biz henüz "bahşiş" aşamasında sayılmalıyız... Gizli bir silah rüşvet. Özellikle uluslararası arenada, yoksul ülkelerın pazarlarını ele geçirmek için "gelişmişlerin" yürüttüğü amansız savaşın etkili bir silahı. Batı'dan Doğu'ya ya da tam tersi. Kurumlaşmış rüşvetten söz ediliyor artık. Herkesin hem rüşvet aldığı, hem rüşvet verdiği bir düzenekten... Deneyimli gazeteci Betül Uncular, dünyanın en kalın kitaplarından birinin Türkiye'ye ilişki anlı şanlı sayfalarını çeviriyor. Ses Duvarı'ndaki Generaller. Rüşvet olaylarının en azından politik yaşamı noktalamadığı bir dönemde, rüşvetin adli ahlaksızlıkla oldukça içli dışlı olduğu bir süreçte, yaklaşık 15 yıl öncesine götürüyor okuru. "Aydınlanmamış" bir olaydan ve sorumlularından hesap soruyor Uncular. Bellek tazeliyor... Başka bir deyişle, geçen yıllarda kamuoyunun oldukça meşgul eden "Trilyonluk uçak ihalesinin ardından bir ANAP'lı çıktı" haberleri üzerine, Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın yapmayın dediği şeyi yapıyor: "Dırdır ediyor" bir gazeteci olarak. Lockheed skandalı... Türkiye'ye dönük soru işaretleri hâlâ varlığını koruyor. Bir Amerikan uçak firması olan Lockheed'in dünyanın çeşitli ülkelerine sattığı askeri ve sivil uçaklar için bol miktarda rüşvet dağıttığının açığa çıkması üzerine, yer yerinden oynamış, Japon parlamentosu bir başbakanını düşürmüş, Hollanda parlamentosu kraliçenin şerefini beş paralık ederek kocasını tüm görevlerinden almış, İtalyan hükümeti birbirine girmişti. Toplam 876 bin dolarlık bir meblağ da Türkiye'ye uygun görülmüştü. Ama ülkemizde bu konu kısa sürede "tavsatılmış", sorumlular bulunamamıştı! Bütün komisyonlara, Meclis araştırmalanna, mahkemelere rağmen, "birileri" yakayı sıyırmıştı. "Milli menfaatler" ve "Yüce Türk Silahlı Kuvvetlerinin yüksek çıkarlan" vb. ajitasyon, Lockheed skandalının Türkiye masasının ayaklarının tamamlanmasını engelliyordu. S A Y F A 6 Ses Duvarındaki Generaller, 15 yıl öncesinın tam Kıbrıs Harekâtı günlerine denk düşen "manşetlik" olayını, en ince ayrıntısına kadar, belgelerle seriyor gözler önüne. Lockheed'den bir İtalyan firması aracılığıyla alınan 40 adet F104 S uçağınm öyküsü, ordunun tüm geleneklerinin alt üst edilişiyle, pazara çıkan "şereflerIe", orgeneral eşlerinin çekişmesiyle, İtalyan aracı firması Aeritalia'nın tam da Lice depremi sonrasında yolladığı 30 bin dolarlık "bağışıyla", Kıbrıs bunalımıyla ve olağanüstü görüşme trafiğiyle birlikte anlatılıyor. Siyasal boyutun üzerinde de titizlikle durmuş Uncular. "Ben artık böyle işlerin döndüğü bir orduda kalmak istemiyorum, istifa edeceğim" diyen generallerden, askeri sırlara, dağıtılan hedıyelere kadar... Rüşvetin yaygınlığı, pek çok darbeye bahane olagelmiştir. Askerler, iktidarlarını pekiştirmek için hep rüşvetle mücadeleyi öne çıkarırlar. Ama, "Köşklere" yerleşen kimi askerlerin de şu veya bu biçimde ses duvarlarını aşıp, ışık hızını yakalama peşinde oldukları da açık! Sık sık Lockheed konusunda "yapılmayan bir şey kalmadı" denir. Ancak bir sonucun da olmadığı düşünülürse, Betül Uncular'ın kitabı, "işin peşini bırakmayanlar" için oldukça geniş bir kılavuz niteliğinde. D Betül Uncular, "Ses Duvarındaki Generaller "de 15 yıl önceslnin tam Kıbrıs Harekâtı günlerine denk düşen "manşetlik" olay "Lockheed skandalı"nı en ınce ayrıntılarına kadar, belgelerle göz önüne seriyor CUMHURİYET KİTAP S A Y I 30