29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şinasi'ye gayri resmi bakış Ziyad Ebiizziya, "Şinasi Kimdir, Şinasi Nedir?" adlı araştırmasında, Tanzimat'ın bu ünlü kişiliğinin yakın dostluğunu kazanmış dedesi Ebiizziya Tevfik'in makalelerinden yararlanmış. Kafalarımızda biraz "Tasviri Efkâr" biraz da "Şair Evlenmesi" olarak yer alan Şinasi'nin gerçekte kim olduğu, kitapta olanca açıklığıyla sergileniyor. ÛMİD MYMOftUI csmi edebiyat kitaplarında ve resmi ansiklopedilerde hayatı ve emeği bir paragrafla geçiştirilen Şinasi için tarih araştırmacısı Ziyad Ebiizziya 800sayfalık bir kitap hazırladı. Pek yakında basılacak bu eserde, 119 yıl önce bu ay ölen Şinasi'nin bilinmedik yönleri ve özellikleri açıkJanıyor. Tarih araştırmacısı Ziyad Ebiizziya Şinasi üstüne bir kitap hazırladı R Yazar çalışmaları sırasında en büyük yardımı dedesi EbüzziyaTevfik'ten gördü. Çünkü Şinasi 'nin dostlueunu kazanmış pek az kimseden biri olan Ebiizziya Tevfık, Tanzimatın bu "marazi" karakteriyle her buluşmasını bir rapor titizliğiyle kaleme alıyordu ve bu yazıları 18801912 yılları arasında 159 sayı çıkardığı "Mecmuai Ebiizziya" adlı dergisinde tefrika etmişti. Ziyad Ebüzziya'nın "Şinasi Kimdir Şinasi Nedir" adlı araştırmasında dedesinin makalelerinı günümüzün diliyle okuyacaksınız. İşte o zaman kafalarımıza biraz "Tasviri Efkâr" birkaç kaside ve biraz da "Şair Evlenmesi" diye tıkıştırılan Şinasi'nin gerçekte aslının çok kötü bir dublörü olduğunu şaşırarak göreceksiniz. Kimlik bunalımında ve kişilik erozyonunda giderek eriyenkimi"okuryazarlarımız", Şinasi'nin 45 yıllıkmacerasını sıkıcı bulabilirler. Ancak malum "erozyonun" ne zaman, neden ve nasıl başladığını merak edenlere Şinasi portresi önemli ipuçları verebilir. (Umuduyla) 1869 yıİına dönerek Ebüzziya'nın peşinden Tasviri Efkâr gazetesjnin merdivenlerine tırmanalım. Şinasi, matbaacılıktaki maharetini iyi bildiği genç meslektaşını akıl danısmak için davet etmişti. Eski yazının dizgi işlerini çok güçleştiren 500'e yakın harf sayısını 112'ye indirmiş, bu konuda onun fikrini almak istiyordu. Tasviri Efkâr matbaası o tarihte Babıâli'nin Sadaret Kapısı karşısındaki köşede(Soğukçeşme'ye tırmanan yokuşun sağı olabilir) bulunuyordu. Gazetenin "asık suratlı" müvezzii YusufAğa Şinasi'den destur almış, Ebüzziya'yı ancak ondan sonra huzura çıkarmıştı. Burası sekiz metre uzunluğunda, beş metre genişliğinde, iki pencereli bir odaydı. Şinasi, içeriye girince sol köşede iki ince şilteden oluşan yer yatağında oturuyordu. Sırtına vişne çürüğü bir kumaşla kaplanmış köhne bir samur kürk almış, dizlerine de yorganı çekmişti. Önünde sönmeye yüz tutmuş toprak bir mangal duruyordu. Başucundaki çivide köstekli saati asılıydı. Yanı başında tenekeden bir şamdanla yemek tepsisi vardı. Besbelli o öğlen taamında tahan helvası, zeytin ve ekmek yemişti. Ahşap döşeme üzerinde bastırarak söndürdüğü ve sıraya dizdiği sigara izmaritlerini saymazsak, bunlardan başka odada hiçbir şey yoktu. Ebiizziya yeni harf düzenini tutmadı. Ona göre gerçi S A Y F A 1 B pratikti, ama yazının güzelliğini öldürüyordu. Şinasi aldırmadı, kitaplarını yeni harfleriyle bastı. Bu karşılaşma sırasında Şinasi Ebüzziya'dan baskıda olan bir kitabının düzeltilerine yardımcı olmasını da rica etmişti. Tabii ki bu rica emir "telakki" edildi. Çünkü yardım isteyen kişi "milletin söyleyebilme kudretini dilsizlikten kurtaran, ona sevda edebi, siya$et fikri veren, zulmeti, zalim yılandan müthiş, akrepten iğrenç, cellattan korkunç tanıtan idi." O, Ebiizziya kuşağının ve istikbalde yetişecek vatan evladının "pederi irfanı, piri edebü siyaseti idi." İlişkileri Şinasi'nin ölümüne kadar iki yıl aralıksız sürmüştür. Şinasi İstanbul'dan doğuya kaç kere gitti bilinmiyor, ama kısa yasamının 8 yılını Paris'te geçirmişti. Umutsuz Tanzimat girişimiyle Avrupa'ya gönderilen öğrenci kafilesi içindeydi. Henüz 23 yaşındaydı ve Paris'te kendine saygın bir çevre edinmişti. Dilbilimci Littre, İsa'nın hayatını yazan Ernest Renan, romantik şair Alphonse de Lamartine ve Pavet de Courteille (?) gibı ünlü kişilerle göriişüyor, oryantalist Sacy ailesinin (?) oğlu Isac Sacy'le arkadaşlık ediyordu. Nihayet 1851'de Societe Asiatique'e üye oldu. Paris dönüşü Şinasi'yi Medisi Maarif üyeliğine tayin ettiler. Reşid Paşa Şinasi'yi ulu makamlara hazırlıyordu. Ama onu sevmeyenler de vardı. Ali Paşa sadrazam olur olmaz "sakalını frenk gibi kesen" Şinasi'nin görevine son verdi (1856). Levanten bir doktorun verdiği uyduruk sakal hastalığı raporu da işe yaramamıştı. Şinasi, pirimiz Agah Efenai'yle 22 Ekim 1860'ta ilk bağımsızTürkçe gazete olan Tercümanı Ahval'i çıkarmaya başladığı yıllar şöhretinin doruklarındaydı. Amao bu şöhretin getirdiği "riskleri" omuzlayacak kadar güçlü biri değildi. Vehimlerinincinnetedönüşmesine ramak kalaso Ateşll bir kalem mücadelesl Şinasi'yle ateşli bir kalem mücadelesine girişen Mehmed Sait Paja (18381914). Tasvir'i Efkâr'da yayımlanan bir haberin Ruznamei Ceridei Havadis Gazetesi'nde yaJanlamasıyla baslayan bu kavga, basın tarihimizin ilk tartışmasıdır. D ö n ay süren sürtüsme ilk önce bir dil sorunu olarak ortaya çıkmış, uzadıkça niteliği değişerek bir edebiyat tartışması haline gelmişti. Şinasi rakip gazetede çıkan "mebhusetün anha, tul ü dıraz, salifetüzzikr" tamlamasının yanlış olduğunu yazınca karşısında Mehmed Said Paşa'yı (o zaman henüz Efendi) bumuştur. Şinasi bu tartışma sırasında konudan hiç aynlmadı, savlarını hep belgelemeye çalıştı, yanlışlarını olgunlukla kabul etti, rakibıni hiç küçümsemedi ve tartışmayı kesinlikle kişisel saldırı düzeyine indirmedi. Şinasi, Paris'te sekız yıl Rue Du Bac Sokaflı'nda yaşadı. Ayrılışından yaklaşık 20 yıl sonra patlak veren Paris Komunu sırasında Rue Du Bac yoğun sokak çatışmalarına sahne olmuştu CUMHURİYET KİTAP SAYI 30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle