29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Her tıatta ikl gun "Kâmusi Osmani" çalıştıflı MIIH Kutüphane (Bibliothegue Imperiale). Şinasi Çünkü Şinasi Efendi'yi kaybettik (13 Eylül 1871). Namık Kemal, Ebüzziya'yı cenaze işleriyle uğraşmaya memur etmişti. Bugün Alman Hastanesı'nin bahçesinde hâlâ yaşayan Şinasi'nin diktiği, pturup altında kahve içtiği çitlembik ağacını solumuzda bırakarak avluya girdik. Kapının önünde şarabi bir ferace giyinmiş, solgun benizli, baygın gözleriyle bize nigerân (bakakalan) uzunca boylu, incecik genç bir kadın duruyordu. Usulca geriledi. Odaya girdik. Kıbleye doğru üstünde gü vez bir yazma yorgan, yüzünde bir tülbent örtülü "na'jı üstâdın" huzurunda ihtiram duruşuna geçtik. Ebüzziya bu, hiç "hutda teferrtıatı" kaçırır mı! Kuran okuyan hocadan izin alıp yüzünden tülbenti çckerek üstadın dudaklarına "kemali te'essürle bir busci veda tevdi etti." Bu hali gören hoca efendi "Lâ havle velâ ku vvete illâ billah" diyerek rahmetlinin başını sağa doğru çevirdi. Sağ gözü sol gözünden ziyade aralık kalmıştı. Simada belli belirsiz bir tebessüm fark olunuyordu. Ebüzziya üstadın ölümüne neden olan yumurtadan iri mosmor tümörü parmağıyla yoklamayı da ihmal etmedi. "Lastik top gibi idi." Şinasi ölmedem bırdakikaöncekalemiyle hokkasını getirerek yeşil bir kâğıdajyçbir anlama gelmeyen şu kelimeyi yazmıştır: 0 R T R E Asıl adı İbrahim Şinasi'dir Asıl adı İbrahim şinasi'dır. 5 (?) Ağustos 1826'da Cihangir'de doğdu. 13(?) Eylül 1871'de Sormargir'de 45 yaşında öldü. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra Tophane İdaresi Kalemi'ne girdi. Burada çalışırken Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi. Şiir yazmaya başladı. Yeni yapılan Karaköy Köprüsü için yazdığı dokuz beyitlik sanatlı tarih (Ebced) ile beğeni kazandı. Devlet bursuyla 19 (?) Nisan 1849'da Fransa'ya gitti. 3 (?) Temmuz 1855'te döndü. 4 Temmuz 1855'te Meclisi Maarif üyeliğine atandı. 18 Eylül 1856'da sakalı yüzünden görevden alındı. 18 Haziran 1857'de aynı göreve ikinci defa getirildi. 22 Ekim 1860'ta Agâh Efendi'yle birlikte Tercümanı Ahval gazetesini çıkardı. Tek perdelik komedi "Şair Evlenmesi" 1860'ta, Fransızca şiir çevirileri "Tercümei Manzume" 1859'da, şiirlerinden derleme "Müntahabatı E}'ar" 1862'de, atasözlerini derlediği "Durubi Emsali Osmaniye" 1863 ve 1885'te, makalelerini derlediği "Müntahabatı Tasviri Efkâr" 1885'te basıldı. Uzun yıllarını verdiği "Kâmusi Osmanî" adlı lügatini ise tamamlayamadı. Nazikter Hanım eşini anlatıyor: 'Şinasi Efendi zihnen meşgul olmadığı vakitler çok neşeliydi. Zihnen meşgul dlduğu vakitler ise çok asabiydi, az söylerdi. Tabii hane halkı da ona göre bir tavır alırdı. Evde kat'a şamata istemezdi. Verdiği emirler gayet kat'i idi. Hiçbir emrinin icrasız kaldığını istemezdi. Sabahları kalkar kalkmaz gömleğini, pantolonunu giymet mu'tâdı ' idi. Hiçbir vakit geceliğiyle oturup gezdiği görülmemiştir. Bağdaş kurup yazardı. Düşünürken çok gezinir ve birçok sigara ıçerdi. Bu sırada kendisine lakırdı söyletmezdi. Ve bazen hiç beklenmedik bir söz söyler ve onun üzerıne bahsederken bir anda kat'ederek tefekkürata avdet ederdi." (Mecmuaı Ebüzziya "Şinasi'nin Eyyâmı Ahîrei Hayatı ve Vefatı", C.10, Cüz. 104, 14 Temmuz 1911) luğu ikinci kez Paris'te aldı. Siyasetten ödü kopmuştu. O evine kapanıp büyük hayali Kâmusi Osmani'yi yazmak istiyordu. Bu sıra İstanbul kaçaklarından olup da ziyaretine gelen Namık Kemal'i tersledi. Artık Jön TürkJer'in mayasını çalan yeni Osmanlılardan bucak bucak kaçıyordu. Ebüzziya Tevfik, Şinasi'nin topografik Paris haritasını da çıkarmıştır: Rue du Bac'ta ikâmet ediyordu. Hafta iki gün, o tarihte Bibliotheque Imperiale olan Milli Kütüphane'ye giderek Kâmusi Osmani içın çalışırdı. Gece kitap kapağı açmaz, iyi havalarda Rue du Bac'tan Voltaire rıhtımına çıkar, kırk elli adım gidip geldikten sonra Royal köprüsü nden Tuileries rıhtımına geçer, orada büyük havuzun karşısındaki kanapelerden birine oturarak Littre'yi beklerdi. Onunla yedi buçuğa kadar "ilmi tstikâk üzerine mübâhasede" yapar, vakit doldu mu iki "allâmei lugat", ertesi akşam yine buluşmaya söz keserek ayrılırdı. Şinasi tam sekizde Rue de Lille'de Madam Bert 'in lokantasındadır. Bir çorba, bir et, bir salatadan ibaret olan akşam yemeğini yer, kahvesini Quai Voltaire'de içer, gece yarısına bir saat kalıncaya kadar d'Orsay (MaJaquais) caddesinde sağa sola gidip gelerek vakit geçirir. Ondan sonra evine çekilip ertesi günü sabahın yedisine kadar yatağında kalır, sekizde "tahrirc" başlar idi. Nihayet bir Osmanlı padişahı burnunu kırıp Avrupa'ya seyahat etmeye karar verince, Fransa, Paris'te yuvaîanmış Abdülaziz muhaliflerini İngiltere'ye kovalamıştı. Ama Şinasi'ye ilişmediler. Sultan'la Parıs'e gelen Fuad Paşa, Şinasi'yi sefarete celp ettirerek oşlu Hikmet'in hatırı için büyük hasrete son vermesinı rica etti. Paşa bu "tavassuta" Şinasi'nin eşi Nazikter Hanım'ın isteğiyle kalkışmıştı. Kaçak derhai İstanbul'a gitti. Tophane Müftüsü Bekir Efendi'yle Sormagir imamını Asmalı Mescid sokağındaki Courrier d'Orient (Doğu Postası) gazetesıne davet edip eşini boşadı. (Tazminatını vermeyi de ihmal etmemişti). Beş gün sonra tekrar Paris'teydi. Ona İzmir valıliğini de teklif eden Fuat Paşa'ya ay ıp ettiği için derin vicdan azabı çekiyordu. Paşa öldüğü zaman ardından hüngür hüngür ağlaması biraz da bu yüzdendir. Yine Ebüzziya'nın peşindeyiz. İstikamet Sormagir mahallesı. Ama bu defa tatsız bir yolculuk bekliyor bizi. Şinasi'nin arkadaşlık kurduflu Ernest Renan, o yıllar Paris'te teolojı ve felsefe çalışmalarıyla saygı gören, sözu geçen bir yazardı. S A Y F A I S C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle