29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

letteki evlilikler arasında onunki gibisi yoktu; on gün sürmüş, bütün kasabayı hayretler içinde bırakmış, garip tehlikeli bir cvlilikti. Bu tuhaf cvlilik dışında Miss Amelia hep yalnız yaşadı. Çoğunlukla bütün bir geceyi bataklıktaki barakasında geçirirdi. Üzerinde iş tulumu, ayağında lastik çizmeleri, sessizce itnbiğin hafif ateşinı beklerdi..." Miss Amelia, filmde Cork Hubbert'ın oynadığı Kuzen Lymon'a âşık olacaktır: "... Gelen bir yabancıydı. Bir yabancırun, gecenin bu saatinde yaya olarak kasabaya girdiği pek görülmüş değildi. Üstelik de adam kamburdu. Eh, boyu bir metreyi zar zor aşıyordu. Ancak dizlerine kadar inen eski püskü, tozlu bir palto geçirmişti sırtına. Kısacık çarpık bacakları, yamuk yumuk iri göğsünü ve sırtına konmuş kamburu taşıyamayacak kadar ince görünüyordu. Kocaman bir kafası, çukura kaçmış mavi gözleri, küçük, keskin bir ağzı vardı. Yüzü aynı zamanda hem yumuşak hem de küstahtı. Solgun derisi tozdan daha da sararmıştı. Gözlerinin altında mor halkalar vardı. tple bağlanmış, eğri büğrü eski bir bavul taşıyordu elindc..." Miss Amelia'nın gönlünü Kuzen Lymon'a kaptırmasıyla kasvetli kasaba da değişir sanki. Amelia'nın dükkânı bir kahveye dönüşür, kasabanın görüp göreceği tek şenlikli yer olur. Ne var ki çok geçmeden Kuzen Lymon da gönlünü Miss Amelia'nın eski kocası Marvın Macy'ye kaptıracaktır: "...Kasabada Marvin Macy adında bir tamirci yaşardı. Henry Macy'nin kardeşiydi. tkisine kardeş demeye bin şahit isterdi. Hiç benzeşmezlerdi. Marvin Macy, bölgenin en yakışıklı adamıydı. Boyu 1.80 idi. Kaslı vücudu, yumuşak bakışlı gri gözleri, kıvır kıvır saçları vardı. Kazancı da iyiydi. Açıldığında, içinden bir çağlayan resmi çıkan altın bir saati vardı. Görünümüyle, kazancıyla sansh adamdı. Kimseye muhtaç değildi, borçlu değildi. Her zaman istedigini elde ederdi. Daha ciddi, gerçekçi bir yaklaşım gerekirse, Marvin Macy aslında imrenilecek bir adam değildi. Şeytanın biriydi. Kasabanın en kötü ünlü delikanlısıydı. Küçükken, yıllarca, ustura dövüşünde öldürdüğü adamın kurutulup tuzlanmış kulağını yanında taşımıştı. Keyfi için çam ormamndaki sincapların kuyruğunu baltayla doğrardı. Pantolonunun sol arka cebinde zayıf karakterli insanları tavlamak, kışkırtmak için marihuana bulundururdu. Bu özelliklerinin çok iyi bilinmesine karşın yine de bölgedeki kadınların, kızların sevgilisiydi. O günlerde yumuşak bakışlı, küçük, sevimli, narin kalçalı, baştan çıkarıcı genç kızların sayısı hayli çoktu. Hemen bütün kızları baştan çıkarmış, ardından onları günahlarıyla bas başa bırakmada hiçbir sakınca görmemişti..." Öykü de, film de Miss Amelia'nın kahvesindeki bir dövüşle noktalanacaktır. Amelia'yla Marvin kahvenin ortasında herkesin önünde kapışacaklar, ancak kavga Kuzen Lymon'ın Marvin'den yana çıkmasıyla son bulacaktır. Yalnız Bir Avcıdır Yürek adlı yapıtı da Türkçeye çevrilmiş olan Carson McCullers, sıradan, yabansı, sapkın insanların yüreğinde de güçlü, tutkulu, güzel sevgilerin boy vereceğini anlatmıştır. Bir de sevginin, toplumun yerleşik düzeninde ancak kuralları altüst eden bir başkaldırı olabileceğini. Carson McCullers'ın 1941'de yayımlanan Reflections in a Golden Eye adlı romanı 1967 yılında büyük usta John Huston tarafından sinemaya aktarılmıştı. Türkiye'de de Pırıltılı Gözler adıyla gösterilen filmde başrolleri Marlon Brando'yla Elizabeth Taylor paylaşmışlardı. Bu kez McCullers'ın bir başka yapıtı, Hüzünlü Kahve'nin Türküsü beyazperde yolunda. D C U M H U R I Y E T KİTAP SAYI 30 Kemal Tahir'in "Notlar"ınm beşinci cildi yayımland Üstad şairken Kemal TahirNotlar (1950 Önccsi, Şiirler ve Ziya İlhan'a Mektuplar) / Bağlam Yayınları / 224 s./ 9.000 TL./ CKKKodNo: 154.031 İ93O'lu yıllar, Kemal Tahir'in yakın çevresinde bir 'şair' olarak tanındığı dönemdir. Kemal Tahir sonradan "Romancı olmaya 1940 yılında karar verdiğim zaman 29 yaşındaydım" diyecektir. Yaşamı boyunca gözlem ve düşüncelerini defterlere, ajandalara, takvim yapraklarına yazan Kemal Tahir'in "Notlar" adıyla yayımlanmaya başlanan çeşitli yazılarının 5. kitabı sairlik dönemirii kapsıyor. Bağlam Yayınlan'nca çıkarılan kitapta Kemal Tahir in arkadaşı Ziya . ilhan'a yazdığı mektuplar, 4O'lı yıllarda çeşitli cezaevlerinde yatarken sürdürdüğü şiir çalışmalarından örnekler; şiir ve edebiyat ortamıyla ilgili düşünce, çaba ve değerlendirmeleri yer alıyor. Kemal Tahir'in "Edebiyat benim teşrih (otopsi) masamda" dediği düşünceleri bize ilginç geldi, bir de siz okuyun bakalım ne diyeceksiniz? (s. 6567) Kemal Tahir' "Şiir ilk defa yaratanını kandırır.' Edebiyat benim teşrih masamda Şair: Kabil olduğu kadar sersem olan adam. Yazdığı yalana en evvel kendi inanır. Şiir: Kabil olduğu kadar sersem bir adamın yazdığı yalan ki, ilk defa yaratanını kandırır. (Hava) gibi bir nesne. Şiir yazmak: Su içmekten daha kolay, âşık olmaktan daha sefil bir meşgale. Roman: Bir buudlu hayat. Romancı: Vakti en bol zat. Roman yazmak: Karagöz oynatmak. Piyes: Tiyatrolarda boş kalan ve aybı perde ile kapatılan yeri dolduran şey. Piyesçi: En dikkatli ve en devamlı tiyatro seyircisi. Piyes yazmak: Şunun ve bunun namına gevezelik etmek. Tenkit: Ukalâ dümbeleklerinin en tuhaf meşgalelerinden biri. Münekkit: Dostluğunu ve düşmanlığını asla saklayamayan. Tenkit yazmak: Saçmalamak. Hikâye: Kısa yazıldığı için uğraşanı pek çabuk mânâsızlığa düşüren matah. Hikâyeci: Dilsiz meddah. Hikâye yazmak: Tahrir Müdürü'nün iki boş sütununa karalama yetiştirmek. Mizah: Her şey ve herkesten evvel yazanı rezil eden garabet makiyajı. Mizahçı: Dev aynasında görülen yüz. Mizah yazmak: Karnaval olmayan zamanda maskara kıyafetıyle piyasaya çıkmak. Tez: Kavli mücerret. Mısra: Sarf ve nahv'e en az uyan satır. Gazel: Bir nevi feryadü figan. Birbirini tutmaması şarttır. Kaside: Okuyanın sabrını ölçen terazi. Divan: Tekkeyi bekleyenlerin içtikleri çorbanın tuzu, biberi. Ezgi, Ozan, Destan: Yeni Türk Lugatı çıkıncaya kadar, her isteyenin her istediği mânâya aldığı muz makulesi çerezler. Mısraı Berceste: Sahibinin hiç sinmediği satır. Sehlü mümteni: Güç vehmedilen bir bilmece. Tarih: Rakam düşmanlığı. Şarkı: Nev icad dilencilerin müz'iç bir gayretle satmaya çalıştıkları, kirli berbat birkaç yaprağa yazılan, birkaç mürettip hatası çok satır. Kıt'a: Abdullah Cevdet merhumu şairliğe götüren cankurtaran simidi. Beyit: Ketenhelvacıların yegâne sermayesi. Divan: Şâkirdlerin aklını büsbütün kanştıran elifba cüzü. Mecmuayı eş'ar: Camekân bekçisi, hakaret paratoner'i. Edebiyat mecmuası: Karabatak. Kaari: Nesli munkariz olmuş bir mahluk. Edebiyat fakültesi: Tenbel ve gabilerden Darülfünun mezunu yetiştiren bostan. Edebiyat hocası: Açlığa idmanlı sportmen. Edebiyat heveskârı: Serserinin birisı. Filozof: Kendı kendine konuşan zırdeli. Muharrirler: Sözlerivle ve yazılarıyla mesuliyet kabul etmeyen adamlar. Mubahhirler: Müzevvir sürtükler. Musahhihler: Hoca merhumun tajıdığı karakulaklı saldırma. Mürettipler: Yazıcıların şeriki cürümleri. Müvezziler: Tramvay şirketinin sermayesini kediye yükletecek peşin paralı müşterileri. Efkârı umumiye ve cemiyet: Her maddeyi bel' eyleyen i^kembe. S A Y F A 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle