Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Doç. Malay kitabtnda çağlar boyu tartışılan bir kurumu inceliyor G E Ç M İ Ş İ N G E L E C E 6 I ( y Yukardan aşağıya mı? Stalin'den Gorbaçov'a / Doğu Perinçek / Kaynak Yayınları / 7.350 TL. / CKK Kod No: 072.087 MEÜH CEVDET ANDAY Sovyetler Birliği'nde Gorbaçov'un öncülük ettiği "Yeniden Yapılanma" politikası, Batı basınında geniş ölçüde incelenmektedır; bu konuda, tahminleri aşan sayıda yayın var. Bunların birtakımı elbet çok azı dilimize de çevrilmiştir, çevrilmektedir. Merakla okuyor ve okurumuza tanıtmaya çtdısıyoruz. Son günlerde Sayın Doğu Perinçek'in "Stalin'den Gorbaçov'a" adlı çok ilginç yapıtı da bunlara katıldı. (Ben adı geçen kitaBın ilk baskısını görmemiştim, bir fırsat kaçırmışım, demek çok çabuk satılmış Kİ, Kaynak Yayınları yenı baskıya gitmiş.) Dostum Doğu Perinçek, konuyu geniş kapsamlı bir çerçeve içinde inceliyor ve yer yer sorunları, toplumumuzda geçen sosyalizme ilişkin kimi tartışmalarla koşutluklar kurarak daha da anlamlı ve anlaşılır kılıyor. Bu koşutluklar teori alanında geçerli olabilir ancak. "Stalin'den Gorbaçov'a" adlı yapıtı gelecektg daha geniş açıdan ele almayı düşünerek, şimdilik yukarıda sözünü ettiğim bu koşutluklardan birine deeinmekle yetineceğim Bilindiği gibi Sovyetler Birliği ekonomisi hakkındaki en önemli tanılardan biri, Sovyet bürokrasisinin ya da teknokrasinin ekonomiyi çıkmaza soktuğuna ilişkin olan tanıdır. Bu durum ise ekonomi politikasını hazırlayan ye yürüten parti öncülerı ile işçi sınıfı arasındaki, nasıl diyeyim, ya baskıya varan ya da tembelliği doğuran bir tür uyuşmazlık, bir tür tersliktir. Burada öncü nedir, kimdir sorusu karşımıza çıkıyor: Sa Gorbaçov yın Perinçek'in dediğine bakalım: "Marx, 'kendiliğinden sınıP ve 'kendisi için sınıf ayrımını yapmıştı. İjçi sınıfı nesnel olarak sınıftır. Fakat bu sınıf bütün üyeleriyle bir anda 'kendisi için sınıf olamaz. Sınıfın önce bazı kesimleri uyanır ve siyasetkültür alanına çıkar. Bu ileri kesimler, işçi sınıfının öncüsüdür. Bu öncü, burjuvazinin ideolojik hegemonyasından ilk kurtulan kesimdir." Eğer öncülerin sosyalizmi kurmaları, kimi yanlıslıklara, tıkanmalara, hatta başansızlıkJara neden oluyorsa, tutulacak tek yol, işçi sınıfının bilinçlenmesini beklemektir. Bizde buna işçi sınıfının eğitimi" deniyor. Bunun karşısında ise halka ragmenciler, yani Jacobenizm yer almaktadır. Sayın Perinçek, öncünün rolünü yadsımıyor, tam tersine onu tutuyor ve diyor ki, " ö n c ü , polkikalarını, sınıfın büyük çoğunluğunu kazanma amacına uygun olarak saptayacaktır. Ama 'kazanmak' sözcüğü bile burada bir değiştirme sorumluluğunu ifade eder; sorun, öncü gerçeğini kabul ettikten sonra öncükitle diyalektiğini doğru tahlil etmek ve sınıfın genel çıkarları yönünde çözümler geliştirmektir." Elbet burada, öncükitle diyalektiğı sözü yenı bir sorunsalı karjımıza çıkarıyor. Kitabın yazarı bunu şöyle açıklamaktadır: "Sınıfların tarihe müdahalesı, böylece kaçınılmaz olarak öncüsünden başlayıp kitlesine doeru bir süreç izliyor. Tarihe müdahalenin doruğu olan devrim de bu sürecin içinde ve her zaman süre:in tamamlanmadığı bir noktada oluyor. Ekim devriminden Nikaragua devrimine kadar bütün emekçi devrimleri hep aynı ger;eği ortaya koydu. Devrimler, devrimci sınıfların üyelerinin tünü bilinçlenmeden gerçekleşiyor... Öncü, tarihe insan müdahaesinin bir ifadesidir. Üretici güçlerin gelişmesi ve sınıfın uyanısı ;onuna kadar müdahalejiz devam etseydi, devrime de gerek kalnayacaktı. O zaman evrimciler haklı çıkacaktı." Her bölümünde okuru böylesine ilginç ve önemli tartısmalara karşı karşıya getiren bu yapıt, başta da dediğim gibi, Sovyeter Birliği'ndeki olayı, bize koşutluklar kurarak incelemektedir. Kölenin kötü talihi Çağlar Boyu Kölelik / Doç. Dr. Hasan Malay / Gündoğan Yayınları / 344 s. / 16700 TL / CKK Kod No: 158.027 tSMAk.MUMT Köleliği bugün tümüyle insanlığa aykın buluvoruz. Ne var ki bu inancın çok eskiye dayandığını sanmak, aldanmak olur. Köleliğin kaldırılmasına yönelik uluslararası çalışmalar, on dokuzuncu yüzyılın başından yirminci yüzyılın başına kadar devam etmiş, Birleşmiş Milletler ancak 1956 vılında köleliğin kaldırılmasına ilişkin bir kararı kabul etmiştir. Kaldı ki bugün bile dünyanın "kıyısında, köşesinde" hâlâ klasik anlamda köle çalıştırıldığı bilinmektedir. Üstelik köleliğin insanlığa aykırılığı nedeniyle ortadan kalktığını düşünmek biraz saflık olur. Köleliğin "ortadan kalkışı" kapitalizmin gelişimiyle sıkı sıkıya ilişkili bir süreçtir. Sonunda kapitalist, köle yerine özgür işçi çalıştırmayı kendi yararına görerek yeğlemiştir. A. Kojeve, 'KöleEfendi Diyalektiği' adlı yazısında köleliği felsefi / tarihsel bir süreklilik şeklinde ele alır: "... O (insan^ hep zorunlu olarak ya efendi ya da köledir. Eğer ınsan gerçekliği ancak toplumsal bir gerçeklik olarak doğabilmekte ise o zaman toplum içinde, en azından baslangıçta, bir efendilik ve bir kölelik öğesi, 'özerk var oluşlar' ve 'bağımlı var oluslar' barındırmak zorundadır." Yine kölelikle uğK Ö L E L E R İ Ç İ N raşanfilozoflardanHegel 'Fenomenoloji'de kölenin seçmediği, ama katlandığı bir konum olan köleliği reddetmeye istekli ve hazır olduğunu belirterek "Onun önündeki tek engel, efendiyle ölesiye savaşta, onu kölelik durumunu kabule, yani kendisinin kabul edilmesini istemeden diğerini kabule zorlayan tek şey olan korkudur" der. Kölenin tek kunuluş yolu isyandır ve tarihte köle isyanları hep kanla bastırılmıştır. Doç. Dr. Hasan Malay'ın Çağlar Boyu Kölelik kitabı "ikinci sınıf insan olarak" kölenin duyduğu korkunun ve bu korkuyu doğuran işkence, baskı ve cezalann, korkuya tepki köle avaklanmalarına geniş yer ayırıyor. Çağlar Boyu Kölelik aslında Eski Yunan ve Roma'da kölelik kurumunu kapsayan bir yapıt; bu dönemin kölelik kavramı, köle kaynakları, ticareti, ayaklanmaları ve köleliğe ilişkin diğer olguları inceliyor. Tarihsel olay ve kanıtların doğrudan ve yorumsuz anlatımına dayanan bir inceleme olduğu söylenebilir. Yazarın uzmanlık alanı olan Antikçağ'da köle ve köleliğin önemi göz önüne alındığında, Eski Yunan ve Roma tarihinin kavranmasında kölelik uygulamasının derinlemesine anlaşılması gerektiği ortaya çıkar. Kitabın sonuna kısa sözlük, teknik terimlerin açıklanması, dizin ve kölelik albümü de eklenmiş. 'Köle Sayısı' bölümünün başında ünlü düşünür Seneca'dan yapılan bir alıntı, köleefendi diyalektiğinin sürekliliği içinde çağlar boyunca ezilen yığınların içindeki korkuyu biraz olsun yenmelerini sağlamaz mıydı? "Bir zamanlar Senato'da, kölelere farklı giysiler giydirilmesi önerilmişti; ama sonra eğer köleler bizi saymağa baslarlarsa başımıza neler geleceğini anladık" diyor Seneca. D 1) KöleEfendi Diyalektiği / A. Kojeve / Çeviren: Tülin Bumin / DEFTER Ekim. Kasım 1988 / Metis Yayınları. D E M İ Ş L E R D İ ? NE Köle, sadece efendisinin kölesi olarak kalmaz; aynı zamanda tümüyle ona aittir de. Aristoteles Yunanlı düfünür Köle, haksızlığa katlanmak zorundadır. Platon Yunanlı düfünür Aolelerin umutlanmaya olan ihtiyaçları özgür i.ısanlarınkinden daha az değildir. Ksenophon Atinalı asker /föleleri özgür kişilerden ayıran şey kötü talihleridir. Petronius Romalı güldürü yazart Bir zamanlar Senato'da kölelere farklı giysiler giydirilmesi önerilmişti; ama sonra, eğer köleler bızi saymaya baslarlarsa başımıza neler geleceğini anladık. Seneca Filozof 7arlaların köleler tarafından işlenmesi fikri utanç Büyük Plinius Romalı devlet adamı Köle ile özgür insan arasındaki en belirgin fark, köle vücudunun tüm öfkclere cevap verebilir oluşudur. Demosthenes Yunanlı devlet adamı Eğer akıllı biriysen, kölenin bile söylediklerine kulak ver. PseudoPhoklydes ATölelerin çocuk sahibi olmalarına izin verilmeli ki çocuklar rehine işlevi görsünler. PseudoAristoteles Yunanlı düşünür Aolelerin ağızlarına tokat vurarak ellerini inciten birçok arkadaşı uyardım ve onlara kendilerini yıpratmayı ve bir sinir nöbeti geçirmeyi hak ettiklerini söyledim. Galenus Pergamonlu tıp bilgini Aolelerin çoğunun akıllı, cesur ve hatta filozof olduklarına ilişkin yeterli kanıt vardır. Macrobius Filozof Bu ayaktakımını kontrol etmenin tek yolu, onların sizden korkmalarını sağlamaktır. Bu arada günahsız kölelerin de öleceğini söylüyorsunuz; evet, ölecekler! Tacitus Romalı tarihçi özgürlüklerini satın almak için midelerini aldatarak biriktirdikleri parayı veriyorlar. Seneca Filozof Bu adamlar köle! Hayır! Kaderin insan üzerindeki etkilerini düşünecek olursak onlar senin köledaşların! Seneca Herkes ayyı cevherden yaratılmıştır ve aynı kökenden gelir. Seneca CUMHURİYET KİTAP SAYI 30 S A Y FA 2 1