25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Son Araştırmalardan CBT 1483/21Ağustos 2015 Deneyimli biniciler atın duruşundan ve yüzünden, hayvanın stresli veya rahat olduğunu okuyabilir. İngilizler şimdi atın birçok yüz ifadesinin insan ve şempanzeninkine benzediğini buldu. Atlar da yüz hatlarını değiştirmek için dudak, burun delikleri ve göz gibi yüz kaslarından yararlanıyor. Sussex Üniversitesi’nde Jennifer Wathan ve ekibi bir kodlama sistemi geliştirdi. Bu sistem, hayvanların çeşitli sosyal durumlarındaki yüz ifadelerini gösteriyor. Araştırmacılar bu şekilde atta 17 farklı yüz ifadesi saptamışlar. İnsanda 27, şempanzede 13 ve köpek de ise 16 farklı yüz ifadesi vardır. Yüz ifadeleri bir katalogda bir araya getirilmiş. Atların görme yetileri köpek ve kedilerden daha iyidir. Ve karmaşık yüz hareketlerinin çokluğu ve bunlardan çoğunun insanım mimiklerine benziyor olması şaşırtıcıdır diyor Warthan. Araştırmayı yöneten Karen McComb, bugüne kadar evrimsel açıdan in İnsan ve atın mimikleri birbirlerine benziyor Düştü düşecek gibi, ama binlerce yıldır ayaktalar Kaliforniya’nın güneyindeki San Bernardino Dağları’ndaki kayalar tek dokunuşta düşeceklermiş gibi duruyor. Ama aralarında tonlarca ağırlıkta olan granit kayalar bile binlerce yıldır ayakta. Genelde özel erozyon süreçleriyle oluşan bu tür kayalar aslında dünyanın birçok yerinde var. Fakat Silverwood gölü ve Grass vadisi çevresindeki kayaları gizemli bir fenomen haline getiren konumları. Bu kayalar iki önemli tektonik hatta yer alıyor: San Andreas fayı ve San Jacinto kırığı. Peki üstü üste binmiş ve düştü düşecekmiş gibi duran bu kayalar nasıl oluyor da devrilmiyor? Bu sorunun yanıtını bulmaya çalışan Kaliforniya Üniversitesi jeologu Lisa Grant Ludwig, 36 kayayı mercek altında almış. Taşlar kesin bir şekilde ölçüldükten sonra araştırmacılar kayaların devrilmesi için gerekli olan kuvveti de hesaplamış. Ve Grant Ludwig bu değerleri yerin orta ve şiddetli deprem anındaki hareketiyle birleştirmiş. Hesaplara göre son 10.000 yılda 50 ila 100 deprem yaşanmış olmalı. Buna göre hiçbir kayanın ayakta kalmaması gerekiyordu. Fakat bölgedeki sismik koşulları ayrıntılı bir şekilde incelediklerinde olası bir açıklama buldular. Birbirine yakın iki fay arasındaki mesafe “stepover” etkisine neden oluyor. Bu süreçte gerilimler bir faydan diğerine atlıyor ve bu tür bir olayda “gölge bölgeler” oluşuyor ki buralardaki yer hareketleri zayıflıyor. Jeologlar bu kayaların bu tür bir “deprem gölgesinde” yer aldığını düşünüyor. Fakat madalyonun diğer yüzü de var. Sismik açıdan çok etkin olan San Jacinto’nun, San Andreas ile birleşmesi gelecekte güneyde çok şiddetli çift depreme neden olabilir. ri halinde daha da belirginleşmiş. Sonuçlar gözbebeklerinin senkronize olduğunu gösteriyor. Kontrol edemediğimiz bu davranış sosyal kararlarımızı etkiliyor. Ne var ki bu yansıma öğrencilerin sadece Avrupalı yüzler görmeleri halinde gerçekleşmiş. Asyalı gözlerde bu tepki ortaya çıkmamış. (Psychological Science). bancı insanların gözbebeklerini görebildikleri bir video klibi izletildi. Ancak öğrenciler gözbebeklerinin kısa aralar içinde büyüdüklerini, küçüldüklerini veya aynı kaldıklarını bilmiyordı. Öğrencilere hangi kişiye beş Avro ödünç verebilecekleri sorulmuş. Gözbebeği sosyal bilgilerle ilgili zengin bir kaynaktır. Örneğin gülümsememizi isteğe göre değiştirebiliriz ama gözbebeklerimizi değil diyor Kret. Araştırmadan çıkan diğer ilginç bir sonuç da öğrencilerin, videolarda gördükleri gözbebeklerine tepki göstermeleri olmuş. Videoda gözbebekleri büyükse, öğrencilerin gözbebekleri de büyümüş. Ve bu etki özellikle de öğrencilerin videodaki kişiye güvenmele sandan uzak olan hayvanlarda mimiklerin de daha ilkel olduğu sanılıyordu. Katalogumuz atların, çok çeşitli yüz ifadelerine sahip olduklarını gösterdi diye açıklıyor. Bu da sosyal faktörlerin mimiğin evrimi üzerinde önemli bir etki yaptığının bir kanıtı olarak kabul edilmekte. Memelilerdeki mimik kas sistemi, Nervus facialis olarak bilinen yedinci beyin siniriyle bağlantılı. Ancak insanın aksine birçok hayvanın sosyal davranışında dış kulak kaslarıyla hareket ettirilebilen kulakların da çok önemli bir rolü var. Hayvanlar dünyasında farklı üreme stratejileri var. Klasik cinsel üreme dışında, çiftleşme olmadan da üreyen türler bulunuyor. Birçok omurgasız hayvan hatta testere balıkları bile eşeysiz üreyebiliyor. Ve sünger veya polip ise bir tür filiz oluşturarak, tomurcuklarla çoğalıyorlar. Peki ama ilk çok hücreli hayvan, yani tüm atalarımızın atası nasıl ürüyordu? Neufundland’da bulunan 565 milyon yıllık fosiller işte bu soruya yanıt getirdi. Bu Fractofusus fosilleri, dünyanın en eski çok Dünyanın en eski canlısı nasıl ürüyordu? hücrelileridir ve en gizemli hayvan grubu Rangeomorpha’ya dahildir. Yeraltına uzanan bir sapa bağlı bedeni, kafasız, ağızsız veya sindirim organları bulunmayan yassı bir şekle sahip. Tahminlere göre besleyici maddeleri doğrudan doğruya sudan alıyorlardı. Bu gizemli canlıların ne şekilde üredikleri ise bilinmiyordu. Cambridge Üniversitesi’nden Emily Mitchel ve ekibi, Fractofusus fosillerinin dağılımını istatistik modellerle analiz etme fikrine ulaştı. Çünkü hareketsiz organizmaların tesadüf olmayan dağılımları üremeleri hakkında değerli ipuçları verebiliyor. Ve analizler gerçekten de Fractofusus fosillerinin kayaç üzerinde dikkat çekici bir motifi göstermiş. Buna göre en büyük örnekler çevreye dağılmışlar. (Nature). Bir insana güvenmek istediğimizde o kişiyi iyice inceleriz. Çünkü bilinçsiz olarak beynimiz karşımızdaki kişinin çeşitli özelliklerini değerlendirerek, güvenilir olup olmadığına karar verir. Mesela samimi bir gülüş, yüz ifadesi, hatta kişinin sesi bile önemli bir rol oynar. Son bir araştırma ise gözbebeklerin de açıklayıcı sinyaller gönderdiğini ortaya koydu. Aslında gözbebeklerimizin sevinç veya cinsel uyarım sırasında büyüdükleri bilinir. Büyük gözbebekleri güvende olma halinin, küçülmüş gözbebekleri ise korku veya saldırganlığın işaretidir. Leiden Üniversitesi’nden Mariska Kret şimdi gözbebeklerinin insanlara güvenmede bir rol oynayıp oynamadıklarını araştırdı. Bu amaçta 61 üniversite öğrencisine ya Güvenmek istiyorsan gözbebeklere bak Bonobo maymunları şempanzelerden sonra insanın en yakın akrabalarıdır. Ne kadar yakın olduklarını ise iletişim biçimleri gösteriyor. Bonobo maymunları aralarında bebeklere benzer şekilde anlaşıyor. Belli başı sesleri bebek sesleriyle karşılaştırılabilir; bir olasılıkla da konuşmanın erken bir geçiş biçimini oluşturuyor diyor İsviçre Neuchtel Üniversitesi’nde Zanna Clay ve ekibi PeerJ dergisinde. Şempanze cinsine dahil olan Bonobolar (Pan paniscus) farklı durumlarda tipik cırtlak bir ses çıkarıyor. Bu sesin anlamı, birçok bebek sesinde olduğu gibi bağlama göre değişiyor. Demoktratik Kongo Cumhuriyeti’nde doğal ortamda yaşayan 40 Bonobo maymunu Ekim 2013 ve Mart 2014 tarihleri arasında incelendi. Araştırmacılar karakteristik cırtlak sesleri, Bonoboların kapalı ağızla ve genelde nötr yüz ifadesiyle çıkardıkları ince ve kısa tonlar olarak tanımlıyor. Bu sesi yemek yerken, koşarken, dinlenirken, tüy temizliği sırasında, kavga ederken veya da uyarırken çıkarıyorlar. İster nötr, pozitif ya da negatif duygular söz konusu olan ses Bonobolar bebekler gibi iletişim kuruyor ler akustik olarak birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzerdi diyor araştırmacılar. Oysa diğer hayvanlar belli başlı sesleri sadece çok özel durumlarda çıkarıyor. Bonobo maymunları tarafından çıkarılan seslerin tahminlere göre bağlamla ilgili olması, dilin gelişimi için bir ön koşul görülmekte. Bonoboların sesleri esnek, çünkü sesler duruma göre farklı anlamlar taşıyor. Bu dilsel özelliği bebeklerde de görüyoruz diyor Clay. “Ne kadar ayrıntılı incelersek, insan ve hayvan arasında o kadar çok benzerlik keşfediyoruz.” Bonobo sesleri basitten, esnek iletişim biçimlerine doğru evrimsel bir geçişi temsil ediyor. Bu tür bir iletişiminse insan ve Bonobonun altı milyon yıl önceki ortak atasında gelişmiş olabilir. MaxPlanck Evrimsel Antropoloji bilim insanları Bonoboların farklı durumlarda, grubu bir arada tutmak için de cırtlak sesler çıkarıyor olabileceklerini düşünüyor. Fakat yine de Bonobo ve insanlar arasında birçok benzerlik söz konusu. Mesela erkek Bonobolar her zaman aile içinde kalıyor veya anneyle çok yakın bir ilişki kuruyor. Ayrıca Bonobolar empati yapmasını bildikleri gibi çok da barışçıllar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle