26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

www.iku.edu.tr BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM Statü göstergeleri ve akıllı telefonlar Prof. Dr. Rengin Küçükerdoğan Prof. Dr. Işıl Zeybek İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi T eknolojik iletişimin değişime uğramasıyla birlikte hiç kuşkusuz yaşam biçimleri de değişti. Günümüzde, insanların yaptığı ilk hareket cep telefonlarını oturdukları masaya koymak, belli aralıklarla gelen mailleri kontrol etmek ve telefon çaldığı an onu yanıtlamak... Bu durumda, “nedir cep telefonlarını bu kadar anlamlı ve işlevsel kılan” diye sormadan edemiyoruz. Yapılan bazı araştırmalar, cep telefonunun insanlar açısından ne denli yaşamsal bir önem kazandığını açıkça ortaya koymaktadır. Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD) tarafından Türkiye genelinde, 26 ilde 12 yaş üzeri 6530 kişiyle yapılan bir araştırmanın verilerine bir bakalım: • Ankete katılanların % 96.8’inin cep telefonu kullandığı; • Ankete katılan ve birden fazla cep telefonu kullanan kişilerin, % 52.1’inin “statü göstergesi” olarak cep telefonu kullandıkları; % 27.1’inin birden fazla cep telefonu hattı olduğu ve bu kullanımın farklı amaçlardan kaynaklandığı; • Cep telefonunu değiştirme sıklığına bakılırsa, cinsiyet açısından erkeklerin daha kısa aralıklarla telefonlarını değiştirme eğilimlerinde oldukları; • Katılanların % 61.1’inin bugüne kadar tek bir marka cep telefonu kullandığını; % 27’.5’nin ise iki marka kullandıkları; % 8 oranında bir grubun da üç marka cep telefonu kullandıkları aktarılmaktadır.1 Bu alanla ilgili bir başka araştırmada ise, Türk toplumunun, Avrupa Birliği ülkelerine oranla daha sık cep telefonu değiştirdikleri dile getirilmektedir. Türkiye’de cep telefonunun ortalama kullanım süresinin, 18 ay seviyesinde olduğu, AB ülkelerinde ise, bu sürenin 24 ayın üstünde olduğu aktarılan bilgiler arasındadır. Türk tüketicilerin yüzde 10’unun, 6 ayda bir cep telefonunu değiştirdiklerinin altı çizilmektedir. Ayrıca, Türkiye’de cep telefonu ithalatına yapılan harcamanın son 5 yılda üçe katlandığına belirtilmektedir. Bir diğer araştırmanın sonucu bakalım: Millward Brown tarafından “Ürün Yenileme Sıklığı” Araştırmasının sonuçlarına göre, Türk tüketicisinin en çok aldığı ve en sık değiştirdiği ürün olarak cep telefonu olduğu açıkça belirtilmektedir. Bu durumda, kimi zaman itibar kazanmak, ayrıcalıklı olduğunu, üst düzeyde bir yaşam biçimine sahip olduğunu kimi zaman ekonomik açıdan iyi bir gelir düzeyine sahip olduğunu başkalarına kanıtlamak, göstermek arzusunda olan kişiler için lüks nitelikli cep telefonları bir anlamda kendi psikolojik gereksinimlerini gidermek adına karşımıza çıkan bir araç konumundadır. Bu noktada, statü ve sosyal statü kavramını sorgulamak yerinde olacaktır En yalın haliyle “statü” olgusunu, bireyin toplum içinde elde ettiği ya da sahip olduğu saygınlık, konum olarak değerlendirmek söz konusudur. Bu değerlendirme bizi, “değerler” kavramına ve yaşam biçimleri olgusuna göndermektedir. Çünkü değerler ve sosyal statü kavramları arasında bir etkileşim söz konusudur. Değerler olarak adlandırılan söylem gerçekte, toplum içinde yaşayan bireylerin sergiledikleri tutum ve davranışlarında, gerçekleştirdikleri eylemlerde herhangi bir nesneye, olguya, duruma karşı gösterdikleri tavırla ilintili bir durumdur. Değerler farklı yollarla kavramlaştırabilinir. Fallding, Rokeach, Williams gibi kuramcılar, değerlerin iki türü üzerinde çalışmalarda bulunmuşlardır. Değerlerin bu iki türü “bir kişinin sahip olduğu değerler” ve “bir nesneye özgü değerler” olarak nitelendirilebilir. Ayrıca, nesneler ya da çıktılar, bir kişi onlara değer yüklemeden kendi başına bir değere sahip değildir.2 Yaşam biçimleri, kullanılan teknolojiler, bireylerin birbirleriyle kurdukları iletişim, nesnelere yüklenilen anlamlar arasında etkileşimi sağlayan ve onlara aracılık eden “değerler” aslında yaşamımızda ne kadar da önemli bir kavram! Özellikle lüks olarak nitelendirilen markaların, ürünlerin satın alınması söz konusu olduğunda, değerler ve yaşam biçimi olgusu lüks ürünlerin satın alınmasında ve kullanılmasında kararları belirleyen, tüketici davranışlarını etkileyen, yönlendiren bir etmen olarak kendini göstermektedir. IPSOS Media tarafından “lüks tüketim” üzerine yapılan bir araştırma sonucunda, kişilik yapıları ve tüketici davranışları üzerine bir sınıflandırma ortaya konmuştur: Özgürlükçüler (%14): Daha çok kadın tüketicilerin yer aldığı bu grupta, kadınların en belirgin özelliği, yaşamda aktif hatta hiperaktif bir görünüm sergilemeleridir. Ne iş yaşamını, ne özel yaşamı kimseyle paylaşmak istemeyen ve denetimi kendi ellerinde bulundurmak isteyen bu kişiler, her alanda başarılı olmak istemektedirler. Lüks ürünleri çok rahat tüketmekte ve bu yönde para harcamaya hazır kişiler konumundadırlar. Teknoloji Meraklıları (%13): 35 yaş altı, daha çok öğrencilerin oluşturduğu bu grup, teknolojik yenilikleri yakından takip etmekte, oyun konsolları, telefon, görselişitsel araçlar başta olmak üzere teknolojik yenilikleri öncelikli olarak kendileri kullanmak istemektedirler. Alışverişkolikler (%7): Bu grupta yer alan kişiler, daha genç ve özgür bir kitleden oluşmaktadır. % 7’lik bir oran az gibi gözükse de, bu grupta yer alan kişiler lüks ürünlere çok para harcamaktadırlar. Moda, sanat, tatil, tasarım gibi alanlar lüks tüketime yönelik öncelikli olarak yöneldikleri alanlardır. Onlar için LÜKS TÜKETİM ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALAR lüks kavramının eşanlamlı sözcüğü kişisel mutluluktur. Gösteriş Meraklıları (%8): 25 yaşından büyük, büyük şehirlerde çift olarak yaşayan kişilerdir. “Görünmek” eylemi, onlar için çok önemlidir. Marka, tüketimin kalbinde yer almaktadır ve marka olgusu onlar için öze gitmenin bir göstergesidir. Toplumsal görünümlerinin simgesi olarak lüks ürünler satın almak temel davranış biçimi olarak gözlemlenmektedir. Para önemli değildir ancak, satın alınan markanın bilindik olması son derece önemlidir. Parlak Enteller (%13): Yaşam biçimleri çerçevesinde çok zengin olan bu kişiler, tüketim dünyasında diğer insanlara benzemek istemezler. Lüks onlar için çok kişiseldir, bireysel bir arayıştır, özgünlüğü ve yaracılığı aramaktır. Lüks ürünler, eşsiz ve nadir duyguların kaynağıdır.3 Sonuç olarak, İPSOS’un kişilik ile ilgili çarpıcı verilerine de bakarak, akıllı telefonlarla statülerin nasıl yapılandırıldığı, hangi kişilik gruplarının lüks tüketime meraklı oldukları ve bu ürünlerle kendilerine belli bir statü oluşturdukları belirgin biçimde açıklanmıştır. “Ne kadar tüketirsen o kadar varsın” deyimi son yıllarda sıklıkla kullanılır olmuştur. İşte akıllı telefonlar da bu tüketim trendi içinde ne kadar “lüks” olsalar da “statüleri” belirlemekte, “kişilerde haz ve tatmin duygusu yaratmakta”, “ayrıcalık” ve “farkındalık” yaratılmasında yararlı olmaktadır; ya da öyle sanılmaktadır... 1 ,(Bkz. Işıl Zeybek, Lüks ve Markalama, Tüketici Davranışlarında Lüks İmgesi, İstanbul, Beta Yayınları, 2013.s.47) 2 Bkz., Hasan Tutar, Sosyal Psikoloji, Ankara, Seçkin Yayınları, 2012, s.165 in Meglino, B.M. Ravlin E.C. (1998) “İndividual Values on Organizations: Concepts, Controversies and Research, Journal of Management, 243, s.353. “ Bkz.,www.ebookbrowse.com/lecomportementdachatdesproduitsdeluxeokdocd99853131, 2011.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle