20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Son Araştırmalardan dar köpekbalığı öldürülmekte. Birçok köpekbalığı popülasyonu küçüldü. Deniz biyologları şimdi bir olta yemi taktiğiyle ilk kez dünya genelindeki köpekbalıklarını saymak istiyor. Bu amaçta üzerinde olta yemi bulunan sualtı kameraları üç okyanustaki dört yüz resife bırakılacak diye açıklıyor Florida Uluslararası Üniversitesi köpekbalığı uzmanı Mike Heithaus. “Küresel Yüzgeçİzi” (Global FinPrint) projesi böylece 2018 yılına dek nerelerdeki köpekbalıklarının sağlıklı, nerelerdekilerin tehdit altında olduklarını gösterecek. İnsanların köpekbalıklarını ihtiyaçları var, örneğin deniz sazı çayırlıklarının korunması gibi beslenme zinciri üzerindeki anahtar role dikkat çekiyor. Köpekbalıkları kaplumbağaları ve denizineklerini yiyerek doğal dengeyi koruyor. Yoksa bu türler çok fazla çoğalır ve deniz sazını tüketirler. Oysa deniz sazı çayırlıkları birçok balık türü ve yengecin yaşam alanıdır. Proje, Microsoft kurucularından Paul G.Allen tarafından dört milyon dolarla destekleniyor. Kameralar köpekbalığı popülasyonları hakkında çok az bilinen bölgelere bırakılacak. Bunlar HintPasifik bölge, tropikal Batı Atlantik, Güney ve Doğu Afrika ve Hint Okyanusu’ndaki adaların etrafında kalan bölgeler. Heithaus’a göre proje, köpekbalıklarının avlanarak yok olması halinde, hassas deniz ekosistemlerinde neler yaşanıyor sorusuna yanıt getirecek. CBT 1479/24 Temmuz 2015 7 Kitap Bir Zamanlar Amerika Neyi Yanlış Yaptık ve Nasıl Düzeltebiliriz? Thomas FriedmanMichael Mandelbaum Çeviri: Levent Göktem bzd Yayın ve İletişim Hizmetleri Bu kitapta Amerika’nın karşısına dikilen dört büyük meseleyi; küreselleşme, IT devrimu, kronikleşen bükçe açıkları ve enerji tüketim alışkanlıklarını da ele alıyor. Amerika’nın dünyadaki gücünü korumak için hemen yapılması gerekenleri sıralıyor. Soğuk Savaşın bitişi, bu meseleler karşısında ciddi bir tavır takınılmasına engel oldu. Çin’in eğitim alanındaki başarısı, sanayideki gücü ve teknolojideki yetkinliği, birçok açıdan bize eski zamanlarımızı hatırlatıor. Ancak Friedman ve Mandelbaum, Amerikan tarihine bakarak beş bileşenli bir başarı formülü bulunabileceğini, Amerika’nın karşısına dikilen meselelerin üstesinden gelmek için, bu formülü revize ederek uygulanması gerektiğini savunuyorlar. Amerika’nın bugünkü durumunu mercek altına yatıran yazarlar, gelecekte ülkenin büyümeye devam etmesi için neler yapılması gerektiğine dair çözüm önerileri de sunuyor. Amerika’nın iki yetkin ve eleştirel kalemi ABD’nin şimdi gücünü epey yitirmiş konumuyla, dünya ile nasıl yeni bir uzlaşıya giderek daha yaşanabilir bir dünya kurulabileceğinin yol ve yöntemini arıyor. Diyorlar ki, “büyük uzlaşılar sadece sınırlarımız Çin’de yaşayan insanlar için değil, çok uzaklarda yaşayan milyarlarca insanın gelecekte güvenli ve müreffeh bir hayat sürmesi açısından da çok önemlidir. Siyasetimiz, sadece yetersiz tepkiler vermeye devam ederse veya daha da fenası aşırı partizanlık nedeniyle felç olduğu için hiç tepki vermezse, kamu politikaları açısından en önemli soruyu ‘biz hangi dünyada yaşıyoruz?’ sorusunu sorup cevabını bulmazsak, tüm dünya bunun sonuçlarını derinden hissedecektir.” Kitabın ana bölümleri şöyle: Teşhis, Eğitim meselesi, Matematik ve Fiziğe Karşı Açılan Savaş, Politik Başarısızlık ve Amerika’yı Yeniden Keşfetmek. mukozası hücreleri incelenmiş. On bir yağ asidinde günün saatlerine bağlı değişimler tespit edilmiş. Bazıları gece, kimileri ise gündüz daha yüksek miktarda bulunmuş. Hücre zarlarındaki değişimler tüm katılımcılarda hemen hemen aynı saatte (gündüz) meydana gelmiş. Ancak hayvanların aksine insanda mevsimlere bağlı bir yağ asidi motifi görülmemiş. Bazı katılımcılarda yağ asit oranı ilkbahar ve yaz aylarında yükselirken, diğerlerinde sonbahar ve kışın en yüksek seviyeye ulaşıyor. Gün içinde yağ asitleri bileşiminde meydana gelen değişimlerin kan basıncı, kalp frekansı veya metabolizma oranı gibi diğer ritimlerle bağlantılı olabileceği tahmin edilmekte ki bu hastalıkların ve ölüm vakalarının niçin belli başlı saatlerde daha sık görüldüğünü de açıklayabilir. Örneğin kalp enfarktüsü akşamdan çok sabahın erken saatlerinde meydana gelmektedir. Avrupa Birliği istatistik dairesi Eurastat’ın verilerine göre Avrupa Birliği’nin nüfusu bu yılın başında 508,2 milyona ulaştı. Birliğin bir yıl önceki nüfusu 506,9 milyondu. Toplam nüfusun yarısından fazlası dört ülkede yaşıyor. 81,2 milyon nüfusuyla Almanya en kalabalık üye devlet. Fransa 66,4 milyon. Üçüncü sırada 65,8 milyon ile İngiltere yer alıyor. İtalya’nın nüfusu ise 60,8 milyon. 2014 yılında 16 Avrupa Birliği ülkesinde nüfus artarken, on ikisinde azaldı. En büyük artış Lüksemburg’ta yaşandı. Lüksemburg’u İsveç, Malta, Avusturya ve Danimarka takip ediyor. Güney Kıbrıs, Yunanistan, Letonya ve Litvanya’da ise nüfus azaldı. Avrupa Birliğinde nüfus bir yıl için yüzde 0,22 oranında artmış. Eurostat’ın açıklamasına göre nüfus artışı her şeyden önce göçe bağlı. Mesela Almanya ve İtalya’da nüfusun artmasına rağmen doğal değişim (doğum ve ölüm oranları) negatif olmuş. Avrupa Birliği’nde 508 milyon kişi yaşıyor Çin’deki bir süper bilgisayar (“Samanyolu”) dünyanın en hızlı işlemcisi unvanını, beşinci kez korudu. Üstelik ikinci sıradaki bilgisayardan iki kat verimli çalışıyor. “Samanyolu”nu şimdiye dek geçen olmadı. Tianhe, Guangzhou Savunma Teknolojileri Üniversitesi’nde kullanılıyor ve saniyede 33,86 petaflop hızında işlem yapıyor. Avrupa’nın en hızlısı ise İsviçre’de. Lugano’daki Süper İşlem Merkezi’nde (CSCS) özellikle araştırma projeleri veya hava raporu tahminlerinde kullanılan bir süper bilgisayar var. “Piz Daint” işlemci dünya listesinde altıncı sıraya yerleşti ve 6,27 petaflop hızında işlem yapıyor. Yarışa yeni katılan “Shaheen II” yedinci sıraya yerleşti. Suudi Arabistan’a ait bu bilgisayar “Samanyolu” yine en hızlı işlemci Eski Çiçekçi Sokağı Beyoğlu’nda sevda, hüzün, curcuna Gürol Sözen Remzi Kitapevi Gürol Sözen’in 19631973 yılları arasında dostlarıyla birlikte geceli gündüzlü yaşadığı Eski Çiçekçi Sokağı’ndaki resim atölyesinin penceresinden notlar; bir bakıma Anadolu’nun İstanbul’u ve Beyoğlu’su... Her kesimden insanın birbirini sorgulamadn nefes aldığı ve akıp giden coşkunun, hüznün ortak yaşandığı bu Beyoğlu öykülerinde günümüz edebiyat ve sanat dünyasından ünlü dostlar da var. Kan basıncı, kas gücü ve hormonların gün içinde değiştiğini tıp uzmanları uzun bir süredir zaten biliyorlardı. Avusturyalı bilim insanları şimdi hücre zarı yapısının da gün içinde farklılaştığını kanıtladı. Viyana Veterinerlik Üniversitesi araştırmacıları yağ asitleri bileşimlerinin yıl içinde değiştiğini ve o zamanki çevre koşullarına uyum sağladıklarını saptamışlardı. Bir yıl boyu yirmi katılımcının ağız Hücreler de belli bir ritmi takip ediyor 5,53 petaflop hızında. Amerikan üreticisi Cray’ın tesisi Cidde Bilim ve Teknoloji Enstitüsünde yer alıyor. En iyi on arasında Japonya’nın Fujitsu tesisi Riken var. En iyi on arasında yer alan diğer işlemci ABD’den. Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’ndaki “Titan”, 17,59 petaflop ile ikinci sıradaki yerini aldı. Bilgisayar şirketi IBM uzun bir süre listeye hakimdi. Artık listeye en fazla tesis sokabilen firma HewlettPackard 177 tesis ile listede yüzde 35,4’lük bir payı var. Bunu takip eden 108 sistemli IBM’in listedeki payı ise yüzde 21,6. Cray firması ise 71 süper bilgisayarla yüzde 14,2’lik bir payın sahibi. En hızlı 500 bilgisayar listesi altı ayda bir Uluslararası Süper Bilgisayar Konferansı’nda açıklanmaktadır. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Toplumsal Tarih Temmuz sayısında Ümit Kurt’un “Emvali Metruke ve Tasfiye Komisyonlarının Yapısı ve İşlevi” başlıklı yazısını kapağa taşıyor. Ümit Kurt, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki belgelerden yola çıkarak Ermenilerin yaşadığı bölgelerde 33 Emvali Metruke Komisyonu ve 42 Tasfiye Komisyonu oluşturulduğunu ortaya koyuyor; komisyonlardan biri Osmanlı Ermeni vatandaşlarının mallarını tespit ederken, diğeri de tespiti yapılan malları şahıslara satmak veya orduya bağışlamak gibi yollarla tasfiye etmiş. K. Aslıhan Yener, “Alalah Kazıları 15 Yaşında” başlıklı yazısında, Hatay’da antik Alalah kentinde on beş yıldır yönettiği kazının, 1930’larda ilk çalışmaları başlatan C. Leonard Woolley’den bu yana geçtiği aşamaları anlatıyor. Diğer ilginç konularıyla Toplumsal Tarih’i Temmuz ayında elinizden düşüremeyeceksiniz. Toplumsal Tarih Dergisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle