20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

www.iku.edu.tr ZEUGMA Güzin Kutlu Tarhan İstanbul Kültür Üniversitesi İletişim Sanatları Yüksek Lisans Mezunu [email protected] BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM A den çıkmaya başlarız ailece. En küçük fırsatları değerlendirip seyehatlerle zamanı renklendirmeyi ihmal etmeyen bir gen bu işin doğrusu. Pablo Neruda’nın şiirini hayat mottosu seçip yaş aldıkça artan vaktin ve isteğin verdiği enerjiyle bulutların üstünü mesken belliyor ruhumuz. “Yavaş yavaş ölürler” diyor Neruda… Seyahat etmeyenler. Okumayanlar, müzik dinlemeyenler, Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar. Yavaş yavaş ölürler Alışkanlıklarına esir olanlar, Her gün aynı yolları yürüyenler,…” diye devam ediyor. Geçen sene yine bu gezgin ruhla “hadi nereye gidiyoruz?” dedik ve mozaik süsleme sanatına duyduğumuz ilginin çekiciliği ile Gaziantep’i seçtik. Hem kilomuzda hem de Zeugma Mozaik Müzesi’nde kazanımlarımızla boşlukları gayet güzel doldurduk. Ülkemizin diğer ünlü mozaik merkezleri olan Şanlıurfa Haleplibahçe, Adana Misis, İzmir Efes Yamaç Evleri ve Kahramanmaraş’ı ikincil görülmeli listesine aldık. Aslında rotamızı Antakya Mozaik Müzesi’ni görünce üç sene önce belirlemiştik. Bir zamanlar Romalıların ve ardılları Bizanslıların Anadolu topraklarında mozaik sanatı ile yaşadıkları yerleri güzelleştirmeleri ilgimizi çekmişti. Apollon, Eros, Satyros, Aphrodite,Baccus gibi mitolojik kahramanları kübik taşlarla (tesserae) halı dokur gibi ince ince tonlayarak resmetmişler. Dini mekânların süslenmesinde de, mozaik kullanarak görsel hikâyeleri canlandırmışlar. Mozaiğin tarihini araştırınca antik çağlara uzanıyorsunuz. Beşbin yıl önce Sümerlerde duvar kaplamalarında ilk görülmüş. Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Ortaçağ dönemlerinde gelişerek ve kendi çağının özelliğini yansıtarak günümüze uzanmış. Picasso ve Chagall’da modern sanatta mozaiği kullanarak eserlerinde zenginlik katmışlar. İlk dönem mozaikte çizgiler genellikle, geometrik motiflerle işlenmiş. Siyahbeyaz çakıl taşı sert toprak üzerindeki zemin, harçla düz bir hale getirilerek meydana çıkmış. Zamanla kullanılan malzemenin çeşitlenmesiyle konu dağarcığı da genişlemiş ve insan, hayvan, bitki figürleri, günlük hayat kesitleri, mitolojik ve dini objeler görülmüş. Ayrıca y’a merdiven dayansa, hiç düşünme Çakıl taşlarını traşlayıp, değişik renklere boyayarak da kullanmaya başlamışlar. Kübik, üçgen prizma ve dörtgen şekiller verip kesip, boyayıp önceden hazırlanan tesseraeleri mozaik panosuna işlemişler. MÖ.3. ve 1. yüzyıllar arasında yani Helenistik çağda, mozaik sanatı daha da gelişmeye başlamış, terrakotta, kiremit, mermer parçaları, seramik ve cam da eklenmeye başlanmış. Renklisırlı seramik ile cam parçalarının boyanması ışıkta görselliği arttırmış. Sonraları ise işin boyutu iyice gelişmiş ve mozaik yapımında, altın ve gümüş de kullanılmış. Özellikle Antakya yöresinde bulunan mozaiklerde İsa tasfirlerinde altın, diğer kişilerin tasvirlerinde gümüş görülmeye başlanmış. Fakat maalesef define avcıları bu değerli madenlerin peşinde birçok mozaiği tahrip etmiş. “Zeugma” ise, Roma İmparatorluğu’nun ele geçirmesiyle AntakyaÇin arasında Fırat Nehri’nin en sığ yerinde kurulmuş ve geçit, köprü anlamını taşıyan mozaik zengini bir şehir. Liman şehri olması ticari değer de kazandırmış. İpek yolu üzerinde ve Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında olması da garnizon kenti özelliklerini katmış. Nehir kenarında varlıklı bir yerleşim yeri olmuş. Dönemin ünlü sanatçılarını kente çekmiş ve yontma sanatı burada gelişmiş. Zeugmalı mozaik ustaları Fırat nehrinden topladığı nehir taşlarını 810 milimetre ebadında kübik biçiminde keserek mozaikleri yapmış. Bu mozaiklerin BelkısZeugma’da ilk görülüşü, kaçak kazı ihbarı ile 1987 yılında olmuş. Burada oda biçimli aile kaya mezarının ön terasına dizilmiş halde mezar sahiplerine ait heykeller de bulunmuş.1992 yılında yine bir ihbar sonucunda yapılan kazıda şarap tanrısı Dionysos ve eşi Ariadne’nin düğününün resimlendiği bir taban mozaiği görülmüş. Bu alan seyir yeri yapılarak küçük bir müze olarak düzenlenmiş. 7 yıl süresince Zeugma’ya gelen ziyaretçiler hayranlıkla bu mozaiği seyretmiş ve bu kentin büyüklüğü ziyaretçilere görsel olarak sunulmuş. 15 Haziran 1998 yılında ise bu mozaiklerin büyük bir kısmının çalınması önemli bir kayıp olmuş. Sonrasında GAP kapsamında inşa edilecek Birecik Hidroelektrik Barajı bu şehrin diğer kabusu olmuş. Türk ve yabancılardan oluşan ekipler antik kentin sular altında kalacak mozaikler için çalışmış. Kentin villalarında ve çarşıların bulunduğu bölümlerinde yoğun kurtarma kazıları yaparak “Venüs’ün Doğuşu”, “DionysosTelete”, “Fırat Tanrıları”,“Galatya”,“DionysosAriadne”, “Satyros Antiope” vb... gün ışığına çıkarmışlar. Sular yükselirken yapılan bu kurtarma kazılarında ele geçen mozaikler, freskler, mimari parçalar ve benzeri tüm buluntuların çizimleri yapılıp belgelendikten sonra, su altında kalmaktan kurtarılarak Gaziantep Müzesi’ne taşınmış. Bu çalışmalarda Zeugma’da yontu sanatının geliştiği görülmüş. Bronz, kireç taşı ve mermerden heykeller, sert kalkerden lahitler, bullalar (baskılı kiltoprak mühür) bulunmuş. Yüzük taşı oymacılığında da Zeugmalı ustalar çok başarılı olmuş. Antik dönemde varlıklı her kişinin bir yüzük mühürü mevcutmuş. Çalışmalarda ele geçen yüz bin mühür Gaziantep’e ve Türkiye’ye dünya rekoru kazandıran Zeugma’yı eşsiz kılan özellikler arasında yer alıyor. Mühürler, mektup, ferman ya da bir paketi başka yerlere göndermek gerektiğinde, kapatıldıktan sonra üzerlerine iz vurmaya yarayan objeler. Pişmiş topraktan yapılan bu bullalar, üzerinde taşıdıkları son derece zengin tasvirler ile Zeugma’nın diğer antik kentlerle olan ilişkileri, dönemin ekonomik, sosyal ve dini hayatı üzerine benzersiz bilgiler edinmemizi sağlıyor. Zeugmalıların mühründe sevdiği tanrının, tanrıçanın, hayvanın veya kişinin resmi görülüyor. Kentin su altında kalmayan bölümünde yer alan villalar, tiyatro, sütunlu caddeler, hamam, agora ve tapınak ise toprağın 34 metre altında tamamen gün ışığına çıkaca ğı günü beklemekte. Nitekim 2003 yılında Zeugma’da restorasyon amaçlı kazı çalışmaları başlatılmış. Zeugma’nın simgesi olan mozaik “Çingene Kızı” ise 1999 yılında  bir vatandaşın gösterdiği dere yatağında yapılan kazıda ortaya çıkmış. Bu gizemli mozaik üzerinde betimlenen kişinin kim olduğu ve cinsiyeti konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor. Yunan mitolojisindeki yeryüzü tanrısı Gaia olduğunu iddia eden kaynaklar çoğunlukta. İnanılmaz canlı renkler içeren ve paha biçilmez bir değere sahip mozaikteki insan figürü, gözlerindeki hüzün ve bakışlarındaki gizem ile anlam derinliğiyle Mona Lisa gibi her açıdan size bakıyor. Bu bakış, mozaikte de çok başarılı işlenirken ağız kısmı harap olmuş. Mozaikteki işçilik mükemmel ve taşlar gözaltındaki halkaların kavisine göre dizilmiş. Zeugma mozaikleri, Gaziantep Müzesi’nde dünyanın en ünlü mozaik koleksiyonu olarak öne çıkıyor. Müzedeki mozaiklerde mitolojik kişilikler, tanrılar, tanrıçalar, efsanevi kişiler ve bunların yaşamlarından kesitler görülüyor. Ayrıca 4 adet Roma Dönemi çeşmesi, 20 adet sütun, 4 adet kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari parçalar restorasyonu Zeugma Mozaik Müzesi koleksiyonunda görülmesi gereken diğer şahaser eserler. 1.5 metre boyundaki Savaş Tanrısı Mars bronz heykeli, MS 2.yy’da yapılmış önemli bir eser.  Savaş Tanrısı Mars’ın bereketi, savaşı ve gücü simgeleyen karakteriyle bu lejyon kentinde yatık şekilde bulunmuş. Göz bebeği gümüş üzerine altın kakma tekniğiyle yapılmış. Öfkeli ve kızgın bakışları var. Mars’ın bronzdan yapılmış çıplak heykelinin gövdesi S hareketi yaparak ayakta duruyor. Dirseğinden bükerek yukarı kaldırdığı sağ elinde bir mızrak tutuyor. Sol elinde ise kıvrık dallı çiçek var. Hem savaşı hem bereketi simgeliyor. Heykel 2000 yılında GAP projesi yapımında sular altında kalacak kısımların kurtarılması çalışmalarında bulunmuş. Gerek mimarisi gerek teknolojik açıdan dünyanın en önde gelen müzelerinden biri Zeugma. Antik kentin on üç rengin armonisinden oluşan iki bin yıllık mozaikler maalesef define avcılarının talan etmesiyle eksilmiş. Müzede bu eksikliklerin mümkün olan kısımları lazer sistemiyle tamamlanmış. Şu anda Zeugma Mozaik Müzesi 1700 metrekarelik alanı ile bugün ‘’Dünyanın En Büyük Mozaik Müzesi’’ unvanını taşıyor. www.tarihimizden.com             http://www.zeugmaweb.com/ www.haldundomac.com/haberdetay. asp?haberID=600 http://www.turkcebilgi.com/mozaik http://arkeokur.tumblr.com/ post/40103344876/fratnehriakmamdiyorzeugmabizebakyor Çift ana dalda seçme özgürlü ğ ü FARKLIYIZ. GELECEKTE HEM TASARIMCI HEM DE ÖĞRETMEN BİRİNİ GÖRÜRSENİZ ŞAŞIRMAYIN. /ikuaday
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle