16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık CBT 1470/22 Mayıs 2015 17 Tedaviler devam ederken, etkili bir psikolojik destek ile, depresyon ve moral bozukluğu iyileştirilebilir, kaygının azalması sağlanabilir, hastanın stresle baş etme becerileri geliştirilebilir. Böylelikle hastalar tedavilerinde daha çok kontrol hissine ve özgüvene sahip olurken, yaşam kaliteleri de artar. Kanser hastalarında moralin önemi cini aksatmamak adına, iletişim çatışmaları ve yanlış anlaşmaları da engellemek için açık iletişim tercih edilmelidir. Psikoonkoloji; psikolojik destek yöntemlerinin kanser hastalığına uyumda, hastalar, aileler ve tedavi ekibi için kullanıldığı bir klinik uygulama alanıdır. Günümüzde üniversite hastaneleri ve onkoloji kliniği olan çoğu özel hastanede, bu alanda uzman bir sağlık psikoloğu çalışmaktadır. Bu tip kliniklerde hastanın hekimi, psikiyatrist ve psikolog, ilgili diğer branşlarla birlikte ekip olarak çalışırlar. Hastalar böyle bir ihtiyaçları olduğunda hekimlerinden kendilerini yönlendirmesini isteyebilir, ya da çevrelerindeki bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilirler. Hastalarına iyi destek olmak isteyen kişilere öneriler şöyle sıralanabilir: • Sizinle benzer deneyime sahip insanlarla konuşun • Hastanızın duygusal hızı ile devam edin, psikolojik adaptasyon kişiden kişiye değişir • Tedaviler ve hastanızın nasıl hissedebileceği hakkında bilgilenin • Hayatınızın bu dönemine alışmak için kendinize de zaman verin • Her şeyi mükemmel yapmaya çalışıp tüm enerjinizi harcamayın • Enerjinizi koruyabilmek adına kendinize mola zamanları ayırın • İyi bir dinleyici olun, her zaman bir şey söylemek zorunda değilsiniz • İnsanlardan destek istemekten çekinmeyin • İnsanlar yardım etmeyi teklif ettiklerinde geri çevirmeyin • Dengeli beslenmeye ve olabildiğince uyumaya gayret edin • Stresle baş etme becerilerinizi güçlendirin, gerekiyorsa uzman desteği alın. Aynı hastalığa sahip iki kişinin tedavilerinin nasıl gideceği belli olmadığı gibi, ikisinin psikolojik tepkileri de benzer olmayabilir. Bu psikolojik tepkiler, hastalığın kişi için anlamı, yaşı, cinsiyeti, önceki hastalık veya kanser deneyimleri, kültürel zemini, kişiliği, o andaki yaşam koşulları, baş etme yolları çeşidi ve sosyal bağlarının durumuna göre değişebilir. Yapılan çalışmalar, iyi sosyal desteğe sahip, yaşamda hastalıklarla ilgili deneyimi olan, aktif baş etme becerilerini kullanabilen hastaların tedavi dönemlerini daha rahat geçirdiklerini bildirmektedir. DESTEK OLMAK İSTEYENLERE ÖNERİLER Aslıhan Kurt Beierlein PsikoOnkoloji Uzmanı VKV Amerikan Hastanesi Kanser Programı İ yilik hali ya da toplumun “moral” diye tarif ettiği durum, fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan sıkıntısız olmaktır. Kanser hastalığına çok yönlü bir kriz durumu olarak bakıldığında da, bu üç ana alanda zorlanmaların yaşanması beklenebilir. Moral, tabi ki tedaviler için çok önemli bir faktördür. Ancak kanser tanısı almak, travmatik bir durum ve kişinin yaşam düzenini bir anda değiştirdiğinden, kişide ciddi moral bozukluğu yaratabilir. Bu kaçınılmaz ve doğal bir durumdur. Tanıdan hemen sonra, şaşkınlık, üzgünlük, gelecekle ilgili kaygı duyma veya moralsizlik bir düzeye kadar normal kabul edilir. Değişen yaşam düzeninde tedavilere alışma, hastalıkla ilgili bilgi sahibi olma, yeniden kontrol hissini kazanma, psikolojik destek alma ve yaşam kalitesinin devamı ile kişiler eskisi gibi “moralli” hissedebilirler. Morale destek olması için, psikolog görüşmeleri her zaman şart değildir. Kişinin sevdiği ve keyif aldığı şeyleri ve insanları tedavi alırken de yaşamında tutabilmesi, normal hislerin devamına ve morale katkı sağlar. Bununla birlikte hasta yakınlarının tüm bu tedavi süreçlerinin hastanın moralinde iniş çıkışlar yaratabileceğinin farkında olmaları ve bunu doğal karşılamaları bu dönemi destekler. Bir onkoloji ünitesinde kanser tanısı almış bir hastanın moralini yükseltmek için : • Hastaların konforlu bir şekilde tedavi almaları için ortamın sıcak ve samimi bir şekilde dekore edilmesi • Televizyon, müzik, gazete dergi gibi zaman geçirebilecekleri unsurların olması • Hastalıklarına özgü bilgilendirici broşürler sunulmalı • Hastalar ve ailelere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenmelidir. BİR ONKOLOJİ ÜNİTESİ NASIL OLMALIDIR? Yapılan çalışmalar, kişilik yapısı olarak mücadeleci ruha sahip bireylerin KİŞİLİK FARKI • Tanıyı kabullenmede güçlük yaşamadıkları • Tedavilerle ilgili iyimser tutumu koAmerikan Psikologlar Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü’nün verilerine göre kemo rudukları • Tedavilerin faydalı geleceğine inanterapi ve radyoterapi, hastaların %40’ında stres tepkilerine neden olmakta, ya da varo dıkları • Tedavi içindeki karar verme süreçlelan tepkileri arttırmaktadır. Kaygı, depresyon ve yaşam kalitesinde azalma hastala rinde katılımcı bir tutum içinde olduklarını rın en çok yakındıkları sıkıntı durumlarıdır. göstermektedir. Buna karşıt olarak, kaçınmacı, kaderci, Yapılan çalışmalar her 4 hastadan birinin kaygılı ve umutsuz baş etme yollarını kulladepresyon yasadığını göstermektedir. Tedaviler devam ederken, etkili bir nan bireylerin, tedaviye uyumlarında güçpsikolojik destek ile, depresyon ve moral lük yaşadıkları bildirilmiştir.  Kanser tedavisi, fiziksel olduğu kadar bozukluğu iyileştirilebilir, kaygının azalması sağlanabilir, hastanın stresle baş etme sosyal ve psikolojik bir yönde de destekbecerileri geliştirilebilir. Böylelikle hastalar lenmelidir. Durum böyle olunca, ailelerin, tedavilerinde daha çok kontrol hissine ve yakınların ve bakım verenlerin hastaya özgüvene sahip olurken, yaşam kaliteleri yaklaşımları bu süreci önemli ölçüde etkilemektedir. de artar. Unutulmamalıdır ki her aile üyesi hasta  Ülkemizde son yıllarda, hastalıklarda psikolojik desteğin önemi ve farkındalık lığa karşı farklı tepkiler verebilir. Hayatları artmıştır. Özellikle bu konuda Türkiye’de birden değiştiği için korku ya da endişe son 20 yıldır, psikologlar, PsikoOnkoloji duyabilirler. Yorgun ya da gelecekle ilgili alanında uzmanlaşarak, hastalara ve hasta kaygılı olabilenler gibi, bu konu hakkında yakınlarına tedavi döneminde ihtiyaç duy gergin ve çekingen davrananlar da olabidukları psikolojik desteği sağlamaktadırlar.  lir. Ne olursa olsun, hastanın tedavi süre HASTALARDA STRES TEPKİLERİ PSİKOLOJİK ETKİLER   Kanser hastalarının tedavi sürecinde morallerini en çok bozan şey bu süreçte hastaları en çok yoran, yan etkilerin moral bozucu psikolojik etkileridir. Örneğin kemoterapinin yarattığı saç dökülmesi başlı başına travmatik bir durumdur. Bununla baş edebilmek ve beden bütünlüğünü korumak adına hastalar peruk takmayı tercih edebilir, böylelikle sosyal yaşamlarında daha rahat edebilirler. Ya da bunu tercih etmeyebilir. Bu konuda hastanın verdiği karar en doğru olandır. Bunun yanında yaşam düzenlerinin ve planlarının bir anda bozulması, sürekli hastaneye gidip gelmek, halsizlik, eski gücüne sahip olmama, başkalarından destek alıyor olmak ya da sosyal destek azlığı hastaların en zorlandıkları konular arasında sayılabilir. Ancak her hastada bu etkiler aynı şekilde gözlenmeyebilir.  Hastalara, tedavi süreçlerini kolaylaştıracak öneriler: • Hastalığınız ve tedavileri hakkında doğru kaynaklardan bilgi alın • Yaşadığınız zorlu süreci anlamak için kendinize zaman verin • Duygularınızı reddetmeyin veya engellemeyin • Tanı aynı olsa bile, durumunuzu başka hastalar ile karşılaştırmayın • Sağlık ekibinizle açık iletişim içinde olun • Uykusuzluk, ağrı ya da bulantı gibi kaygı verici yan etkilerle baş etmek için doktorunuzun yazacağı ilaçları düzenli kullanın. • Günlük rutinlerinize olabildiğince devam etmeye çalışın • Günde en az 7 saat uyumaya gayret edin, dengeli beslenin • Egzersiz veya yürüyüş yapın, kas gücünüzü korumaya gayret edin • Mümkünse, tıbbi tedavilerinizin yanında ruhunuzu da besleyecek bir hobi edinin. Yaratıcılık ve üretmenin ruhsal iyileşmede olumlu etkileri bulunmaktadır. • Psikolojik olarak zorlandığınızı hissederseniz bu alanda uzman bir psikologdan destek alın   Türk hastalarda tedavi anlamında gözlemlediğiniz dikkat çeken özellikler: Hastalığı kültürle bir bütün olarak düşündüğümüzde, hasta ve hasta yakını davranışları kültürlerde farklılıklar gösterebilir. Her hastada olmamakla birlikte, hasta yakınlarının tanıyı hastalarından gizlemeleri, hastalığın adını kullanmamaları, duygularını rahatça birbirleriyle paylaşamamaları sayılabilir. Bunların varlığında hastanın tedaviye uyumu daha iyi olacakken, hasta yakınlarının, hastalarını korumak adına bu engelleri koymaları hastaları daha da yalnızlaştırıp, içlerine kapanmalarına sebep olabilir. TEDAVİ SÜREÇLERİNİ KOLAYLAŞTIRMA ÖNERİLERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle