Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Stres de bulaşıcı olabiliyor davranışında, normal sineklerden daha az gelişmiş bir beyin bölgesinin rol oynadığını saptadı. Araştırmayı yöneten Amita Sehgal’e göre gerçi bu şekilde uykunun rolü ve insanın gelişimi arasında doğrudan bir bağlantı ortaya çıkmıyor. Ama araştırma ilk kez “uyku ve yaşamın ilk evreleri arasındaki mekanik bağlantıyı” ortaya koyması açısından önem taşıyor. daha büyük oldukları için bunların Dünya, Mars veya Venüs gibi kaya gezegenler mi yoksa Neptün ve Uranüs gibi gaz gezegenleri mi olduğu belirlenemiyor. Gezegen oluşumuyla ilgili modellerden anlaşıldığı üzere Dünyamızın 1,5 mislisinden daha küçük bir çapta olan gezegenler, hidrojen ve helyumdan oluşan yoğun bir gaz kılıfı geliştiremiyorlar diye açıklıyor “Kepler” araştırmacısı Thomas Barclay. Bu yüzden de Kepler186f’’nin bir kaya gezegen olduğu ve bu açıdan da Venüs, Dünya ve Mars’a benzediği düşünülmekte. Öte yandan, 2012 yılından bu yana geniş bir dalga uzunluğu alanında olası bir uygarlığa ait radyo sinyallerini de aradılarsa da bir sonuç alamadılar. Böyle bir incelemenin tekrarlanabilmesi için uzaktaki gezegendeki saptayıcı bir vericinin, Dünyadaki en güçlü radyo istasyonundan en az on misli daha güçlü olması gerekir diyor Seti Enstitüsü, “Search for Extraterrestrial Intelligence” (Dünya dışı uygarlık arayışları). Gezegen avcısı “Kepler” 2009 yılında Dünyamızın yörüngesine yerleştirilmişti. Uzay teleskopu yaklaşık 3800 uzak gezegen tespit etti, bunlardan bugüne kadar 1000 tanesinin varlığı da kanıtlandı. Geçen yıl uydu kontrol sisteminin bir kısmı bozulunca, gözlem programı da durdu. NASA şimdi teleskopu sağlamlaştırmak için alternatif bir yöntem üzerinde çalışıyor. Yalnızca esnemek değil, stres de bulaşıcı olabiliyor. Kendisi rahatlamış bile olsa, başka birini gergin bir durumda gören bir kişi bile stresli hale gelebiliyor. Bu etki bir videoyla bile kendini gösteriyor. Sadece izlemek bile, bedenin stres hormonu kortizolu salgılaması için yeterli oluyor diyor MaxPlanck Bilişim ve Sinir Bilimleri Enstitüsü’nden Tania Singer ile çalışan ekip ve Dresden Teknik Üniversitesi’nden Clemens Kirschbaum, Psychoneuroendocrinology dergisinde. Bilim insanları bunu “empatik stres” olarak tanımlıyor. Bir stres testinde, katılımcılar zorlu hesaplar çözmek ve görüşme diyalogları yaratmak zorundaydı. Bu görevleri izleyenlerin yüzde yirmi altısında kortizol değerinin yükseldiği görülmüş. İzleyenler arasında yer alan yakınlarda ise bu oran yüzde kırka kadar çıkmış. İzleyicilere olayları doğrudan doğruya izleme şansı verildiğinde, izleyicilerin yüzde otuzunda stres artarken, ekran üzerinden izlendiğinde bu oran yüzde yirmi dört civarında kalmış. Bu da televizyon dizilerinde izlenen üzüntülerin ve stresin izleyiciye geçebileceği anlamına geliyor diyor Veronika Engert. Anne babalar geç kalkan çocuklarını azarlamamalı. Science dergisindeki araştırma, sirkesinekleriyle yapılmış. Uzun uyku evreleri hem beynin gelişimi hem de üreme yetisi için önemli. Şimdilik sadece sirkesinekleri için geçerli olan sonuçların, diğer hayvan türleri ve insan için de geçerli olabileceği düşünülüyor. Çocuklar, fare yavruları ve sinekler çok uyuyorlar diyor araştırmaya katılan Matthew Kayser (Pennsylvania). Genetik değişimden geçirilen sirkesinekleriyle gerçekleştirilen deneyler sonucunda, genç sineklerin normalde göreceli olarak az dopamin ürettikleri ortaya çıkmış. Mutluluk hormonu olarak da bilinen dopamin uykudan uyanmayı sağlıyor. Bu yüzden genç sinekler, yaşlı sineklere kıyasla daha uzun ve derin uyuyor. Deneyler sırasında genç sineklerin dopamin seviyesi yapay olarak yükseltilmiş. Bu durum sineklerin daha az uyumalarına neden olduğu gibi geliştikten sonra daha az çiftleşmelerine neden olmuş. Bilim insanları uykusuzluk çeken sineklerin çiftleşme İyi uyku beyin gelişimi için gerekli Astronomlar ilk kez diğer bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde Dünya büyüklüğünde bir gezegen saptadılar. Amerikan Seti Enstitüsü’nden Elisa Quintana, uzaktaki gezegende sıvı suyun bulunabileceğini söylüyor Science dergisinde. Bilindiği gibi su yaşamın temel koşullarından biridir. Kepler186f katalog numarasını alan gezegen, yaklaşık olarak 490 ışık yılı uzaklıkta yer alan bir güneş sisteminde dönüyor ve uzay teleskopu Kepler’in izlediği beş gezegenden en dışta bulunanı. Verilere göre Kepler 186f’nin çapı Dünyamızınkinden sadece yüzde on daha büyük. Söz konusu gezegen, diğer bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde saptanan ilk Dünya büyüklüğündeki gezegen diyor Quintana. Bir yıldızın etrafındaki, su için ne çok soğuk ne de çok sıcak olmayan bölge, yaşanabilir bölge olarak tanımlanıyor. Seti Enstitüsü’ne göre bugüne dek keşfedilen yaklaşık 1800 güneşötesi gezegenden yirmi kadarı, merkezi yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer alıyor. Fakat bunlar genelde Dünyamızdan çok Yaşanabilir bölgede Dünya büyüklüğünde bir gezegen olarak bilinen Juno’nun adı verildi. Yeni bulgu sayesinde yeni doğum kontrol yöntemleri ve yeni kısırlık tedavileri geliştirebilecek. Bir sperma hücresi bir yumurta hücresiyle buluştuğu zaman, ikisi tek bir hücre olarak (zigot) kaynaşıyor. Uzun süredir var olan bir bilmeceyi çözdük. Bu temel etkileşim olmadan döllenme yaşanmıyor, diyor araştırmayı yöneten Gavin Wright. Eğer Juno’nun gerçekten de kısırlık için bir gösterge olduğu kanıtlanırsa, basit bir gen testiyle, yapay döllenmenin beden dışında mı yoksa sperma hücresinin doğrudan doğruya yumurta hücresine mi aşılanması gerektiğini öğrenebiliriz diyor araştırmacılar. Bu yöntem invitro (beden dışı) döllenmenin başarısız olması halinde kullanılmakta. Araştırmaya katılmayan Sheffield Üniversitesi’nden Allan Pacey, Juno’nun doğru işlememesi ya da hiç çalışmaması kısırlığın ana nedeni olamaz diyor. Fakat yine bulgunun doğum kontrolü için önemli olabileceğini düşünüyor. Embriyonun gelişimi yumurta ve sperma hücresinin kaynaşmasıyla başlar. Bilim insanları şimdi gelişimimizin ilk adımı olan döllenmenin gerçekleşmesi için mutlaka gerekli olan bir protein keşfetti. Bu protein olmadan, döllenme gerçekleşmiyor. Dişi yumurta hücresinin döllenmesiyle ilgili önemli bir giz çözüldü. İngiliz Wellcom Trust Sanger Enstitüsü bilim insanları yumurta hücresinin üzerinde sperma hücresine tutunmayı olanaklı kılan bir reseptör saptadı (Nature). Yeni proteine, eski Roma’da evlilik, doğum ve bakım tanrısı Döllenmenin gizi çözüldü Etkili bir aşı maddesine rağmen kızamık küresel bir sorun. Her yıl yaklaşık Kızamık için yeni etki maddesi olarak 150.000 kişi kızamık enfeksiyonu yüzünden yaşamını yitiriyor. Amerikalı (Georgia Eyalet Üniversitesi/ Atlanta) ve Alman bilim insanları (PaulEhrlich Ens Açlık çiftleri saldırganlaştırıyor Voodoo bebeklerini (büyü bebekleri) kullanarak deneyler yapan Amerikalı bilim insanları, açlığın çiftler arasında yaşanan tartışmaları saldırganlığa ve şiddete dönüştürdüğünü, bu yüzden de zor tartışmaların tok karnına yapılmasını söylüyorlar. Araştırma sonuçlarına göre kan şekeri düştüğü zaman çiftler arasındaki saldırganlık da artıyor. Kavga, çatışma hatta belki de evsel şiddet bile basit ama çoğunlukla gözden kaçırılan bir durumun sonucu olabilir ki buda açlık deniyor Proceedings dergisinde. Ohio Eyalet Üniversitesi’nde Brad Bushman, çiftler arasındaki saldırganlığı Voodoo bebekleriyle belirlemiş. Her çifte eşlerini sembolize eden bir bebek ve elli bir tane iğne verilmiş. Katılımcılardan üç hafta boyu akşamdan akşama bebeklere iğne batırmaları istenmiş. Yani ne kadar çok sinirlenirlerse o kadar çok iğne batırmaları söylenmiş. Araştırmaya katılan yüz yedi bekâr çift ayrıca sabahları aç karnına ve gece yatmadan önce kan şekerini ölçmüş. Sonuçlara göre geceleri kan şekeri düştükçe o kadar fazla iğne batırılmış. Katılımcılar üç hafta sonra da eşleriyle bir oyun oynamışlar. Bu deneyde ortalama şeker seviyesi ve saldırgan davranış arasında bir ilişki ortaya çıkmış. Kan şekeri düştükçe, eşlere daha uzun süre rahatsız sesler dinletilmiş. Bilim insanları kan şekeri seviyesindeki düşüş ve otokontrol zayıflaması arasındaki bağlantıyı şu şekilde açıklıyorlar: Glikoz beyin için bir tür yakıt görevini gördüğü gibi otokontrol için de gereklidir. Daha önceki araştırmalar örneğin düşük glikoz seviyesiyle, agresif atımların çok zor baskılandığını ve duyguların zor harekete geçirildiğini göstermiştir. Hatta İngilizcede açlık ve sinirlilik karışımı için bir sözcük bile var: Hungry (aç) ve angry (sinirli) kelimelerin birleştirilmesinden oluşturulan “Hangry”. CBT 1415 6 / 2 Mayıs 2014