17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Bu hafta köşemi Prof. Dr Rana Yavuzer Anadolu’nun yazısına ayırıyorum ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak:?İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Bir meslek ayaklar altında; Hekime şiddet: Beyaz kod Ne olur bu ülkenin hekim evlatlarını bu kadar kolay, bozuk para gibi harcamayalım, harcatmayalım. Onlar bizim, sizin hepimizin göz bebeği, ülkemizin emeği, yüz akıdır ve hak ettikleri saygıyı görmelidirler. Prof. Dr. Rana Yavuzer Anadolu [email protected] Cumhuriyet BİLİM?VE?TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1415 2 Mayıs 2014 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL?YAYIN?YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN?YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU?MÜDÜR Aykut Küçükkaya GÖRSEL?YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE?MERKEZİ?VE?YAZIŞMA?ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET?REKLAM CBT 1415 2 / 2 Mayıs 2014 Genel Müdür: Özlem Aydan, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü, Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya, Reklam Müdürü: Ozan Altaş, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul www.cumhuriyet.com.tr İlginç bir toplumuz vesselam. Kime sorsanız evladı okusun ister, meslek sahibi olsun, hem de en iyisinden, en yükseğinden! Ancak bilgiye, bilgeye saygısı yoktur. Bir başkasının binbir emekle okutup meslek sahibi ettiği evladını hiç düşünmeden iki kalemde harcar. Bir başkası da, onunkini tabi. Bu genel durum tesbitinden sonra gelelim ayaklar altındaki mesleğe, hekimliğe. Yaşam boyu gereksinimimiz olan hekimlik kutsal meslektir. Doğumdan ölüme eli üstümüzdedir. Zor öğrenilir, ömür boyu süren eğitim ve öğrenme gerektirir. Prestijli meslektir! Ya da meslekti mi demek lazım? Meşakkatlidir. Çoğu insanın öğürmeden bakamayacağı işlere burnuna kadar gömülür insan. Evine yuvasına, çoluk çocuğuna belki de hem yorgunluk, hem de hastalık taşır günün sonunda. Sorumluluğu büyük meslektir, bir satır reçetesi, bir bistüri darbesi, bir karar cümlesi hekimi ömür boyu kovalar. Uykuda işini görür rüya yerine, durmaksızın sorgular kendini, aman bir hata yapmayayım diye. Peki bu, günün Türkiye’sinde hekimlerin durumu nedir? Hangi koşullarda çalışırlar bilir misiniz? Hani şu üniversite sınavında çocuğunuzun kazanmasını istediğiniz okulun mezunları ne haldedir bilir misiniz? Sizin haritada zor bulduğunuz yerlerde, mezuniyette, uzmanlıkta, yan dalda, ikide birde zorunlu hizmet yapmaktan komando ile göçer arası bir hale gelmiş biçimde, çoğu zaman da ailelerinin bölünmüş olarak yaşadıklarından haberiniz var mıdır? Ya hekimlerin popülist sağlık politikalarının en vazgeçilmez öğesi olarak ve bilinçli şekilde kum torbası şeklinde kullanıldıklarının farkında mısınız? Hekimlerinizin, tabiri caizse, vatandaşın zorlu geçim koşullarından, işsizlikten, eşitsizlikten, yoksulluktan, pahalılıktan, eğitimsizlikten, bakabileceğinden çok fazla çocuk yapmaktan, ondan –bundan şundan atan kafasını yatıştırmak için bir kum torbası gibi savunmasız ve her türlü sözlü/ fiziki saldırıya açık biçimde, insanlık dışı koşullarda çalıştığını biliyor musunuz? Kapısında kuyruk olup da, “içerdeki hasta fazla kaldı, geç bakıldım, sırasız muayene olamadım” diye olay çıkardığınız uzun koridorlara açılan daracık odasında, onun çoğu zaman da yanında ne bir hemşire, ne bir yardımcı sağlık personeli, ve hatta hasta kaydını tutacak bir sekreter, memur bile olmadan günde yüzlerce hastaya bakmak zorunda bırakıldığını duydunuz mu? Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Çalışma Örgütü gibi uluslararası kuruluşların bir hastaya ortalama 20 dk. ayırmak gerektiğini bildirmelerine karşın, hekiminize 2.5 dakikada bir hasta bakma zorunluluğu dayatıldığından haberiniz var mı? Düşünün ki siz, bir günde 150200 kişiyle merhabalaşıp, tokalaşsanız bir tuhaf hissedersiniz kendinizi, oysa hekiminiz bu sayıda insanı karşılamakta, muayene etmekte, tetkik yapmakta, sonuçları değerlendirerek, bir de tedavi sağlamaktadır bir günde! Sizce bu insani midir? Sizce bu doğru mudur? Siz olsanız, evladınız olsa, oradaki, o odadaki doktor, nasıl hissedersiniz? Kum torbası dedik, sadece iş yükü altında ezilmez kum torbası, bir de sağlı sollu darbe alır. Ismarlama reçete yazmadı diye, sırasız hasta bakmadı diye, gereksiz istirahat vermedi diye, bekletti diye, ilgilenmedi diye, o diye bu diye, bahane çok! Zaten canı burnundadır vatandaşın, e bir de bakar ki her gün bir iki arbede hastanede, acilde, vur abalıya, adeta hobi gibi git sağlık kurumunda maraza çıkar, söv, say, ağzına geleni söyle, yetmedi, doktoru, hemşireyi döv, yetmedi ağzını burnunu kır, o da yetmedi yedi sülaleni topla hastane çıkışında linç et, daha da hızını alamadın mı, döner bıçağı, sopa, tabanca tüfek… Kimsenin oralı olduğu yok. Hastane değil adeta temalı oyun parkı! Tema da şiddet. Karar vericiler, yöneticiler hep sessizdir bu duruma; ee ne yapsınlar böyle böyle vatandaşın gazı alınmaktadır. Birilerinden alsınlar hırsını ki düşünüp dönüp dolanıp, bu sistemsizliğin kökenine yönelmesin. Zaten tıp fakülteleri çok sayıdadır, her köşe başında bir üniversite ve bir de tıp fakültesi kurulmuştur. E, bu vatanın evladı da çoktur. Ölen, sakatlanan, ruh sağlığı bozulan hekimin yerine yenilerini bulmak da kolaydır. Geriye sağlam kimse kalmasa da fark etmemektedir, önemli olan bir biçimde vatandaşın hiddetini ve şiddetini sandığa kalmadan bir biçimde bir yerlere deşarj etmesini sağlamaktır. Ama hekimliğe gün gelir herkesin gereksinimi olur. Akıl ve beden sağlığı yerinde, insanca koşullarda yaşayan ve çalışan, mesleğini seven, hastalarına tutkun, konusunu en üst düzeyde bilen ve en doğru şekilde uygulayan, insan sevgisi ve saygısı üstüne kurulu olarak meslek yaşamını sürdüren hekimlere ihtiyacımız vardır hepimizin... YÖNETİCİLERİN SESSİZLİĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle