17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

www.iku.edu.tr BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM 23 Nisan: Avrupa’nın en yoksul çocuklarının bayramı Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi, Edebiyat Fak. Dekanı Dahice bir düşünceyle ulusal egemenlik temeline dayalı olarak kurulan yeni Cumhuriyet’in ancak yeni kuşakların koruyuculuğunda yaşayabileceğini öngören Atatürk, Ulusal Meclis’in açılış günü olan 23 Nisan’ı çocuklara armağan ederek bu günün anlam ve öneminin geleceğin yetişkinleri olacak çocuklarca hiç unutulmamasını garantiye almak istemişti. Daha sonraları, 23 Nisan uluslararası bir çocuk şenliğine dönüşmüştü ve dünyada çocuklara armağan edilen ilk gün olarak daha sonra UNESCO tarafından da desteklenerek uluslararası bilinirliği epeyce artmıştı. Başka ülkelerden gelen çocuklar Türk arkadaşları tarafından kendi evlerinde misafir ediliyordu. Bu özellikleriyle de çocuklara yönelik bu sembolik armağan Türkiye’nin uluslararası prestijini olumlu yönde etkileyen güçlü bir tanıtım halini de almıştı. AKP iktidarı yıllarında 23 Nisan yavaş yavaş bu özelliğini yitirdi. Tüm ulusal bayramlar gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da artık eski görkeminden uzak sönük törenlerle kutlanıyor. Her şeyin ötesinde 23 Nisan çocuklarla ilgili sorunların gündeme getirilmesine de aracılık eden bir gündü. Bu yıl da 23 Nisan’ın tarihsel ve törensel yanlarına ek olarak ülkemizde çocukların yüz yüze olduğu çeşitli sorunlar da yazılı ve görsel basında yer buldu. Bunlar arasında çocuk işçiliği, çocukların eğitime erişimi, çocuklara ve kadınlara karşı aile içi şiddet, çocuk suçluluğu gibi çeşitli konular toplumun gündemine taşındı. 23 Nisan’ın en azından bu açıdan, yani çocuklar konusunda toplumsal bilinçlenmeye hizmet etmesi açısından bir önemi olduğuna inanıyorum. Bir ülkenin en önemli sermayesi “insan sermayesidir.” İnsan sermayesi içinde en önemli küme ise çocuklardır. Çocukların yaşama nasıl başladıkları, onların psikolojik ve sosyal refahları, beslenmeleri, eğitimleri bir ülkenin hassasiyetle üzerinde durması gereken en önemli konuların başında gelir. Çocuk yoksulluğu çocuklarla ilgili sorunların anasını oluşturur. Çünkü yoksulluk yukarıda sözü edilen çocuklarla ilgili konuların hemen tamamının alt yapısını oluşturur. Yoksul çocuklar psikolojik ve sosyal açıdan, beslenme ve eğitime erişim açılarından daha baştan büyük bir dezavantajla başlarlar. Ne yazık ki, bu dezavantaj çocukların ileriki yaşlarında da katlanarak devam eder. Türkiye’nin toplam nüfusu 2013 yılı sonuçlarına göre 76 milyon olarak belirlenmiştir (http://www.hurriyet.com. tr/gundem/25688311.asp). Bu nüfusun yaklaşık %32’sini 015 yaş arası çocuklar oluşturuyor. UNICEF’in “Türkiye’de Çocuk ve Genç Nüfusun Durumunun Analizi 2012” raporuna göre, 015 yaş arası bu çocukların dörtte biri yoksulluk içinde yaşamaktadır. Yani 76 milyonun %32’si 24 milyon çocuk ediyorsa (015 yaş arası), bu çocukların 6 milyonu yoksulluk içinde yaşamaktadır. Rapor ayrıca şunları dile getiriyor: “Ekonomik durgunluk halinde ciddi risklerle karşı karşıya kalacakların sayısı muhtemelen daha da yüksektir. Çocuklar arasında yoksulluk, yetişkinlere göre daha yaygındır. Yoksulluk içinde olma olasılığı en fazla olanlar, az eğitimli anne ve babaların çocuklarıdır. Maddi yoksulluk içinde olan kız ve erkek çocukların, örneğin kötü beslenme, sağlık sorunları, çocuk işçiliği, okula devamsızlık, internete ulaşamama, boş zaman ve sosyalleşme Şekil 1. 015 yaş grubundaki çocukların şiddetli maddi imkânlarından yararlanamama, şiddet yoksunluk oranları, 2011 ve parçalanmış aile, hatta doğal felaKaynak: Betam (http://betam.bahcesehir.edu.tr/tr/2014/04/uccocuktanikisisiddetlimaddiyoksunlukcekiyor/) ketler sonucu ölüm ve yaralanma gibi diğer fiziksel ve sosyal yoksunlukları ve riskleri yaşama olasılıkları daha büyüktür. Yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkilerinin yaşam boyu sürdüğü ve sonuçta kendi çocuklarını da etkilediği belirlenmistir” (UNICEF; http://www. unicef. org.tr/files/bilgimerkezi/doc/ sitanturfinal2012.pdf, s. 4). Avrupa Birliği standartları ile değerlendirildiğinde resim bu, bir anlamda “mutlak yoksulluk” durumu. Bu yeni hesaba daha da kararmaktadır. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik göre “2011 yılında Türkiye’deki çocukların yüzde 24,8’i yeve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin 22 Nisan 2014 tari terince ısınmayan evlerde yaşamakta, ana protein kaynaklahinde yazılı basında yer alan bültenine göre Türkiye’de 015 rından iki günde bir tüketememekte ve eskiyen kıyafetleri arası yaştaki çocukların üçte biri (%63’ü) “şiddetli maddi yerine yenilerini alamamaktadır” (BETAM; http://betam. yosunluk” içindedir (BETAM; http://betam.bahcesehir.edu. bahcesehir.edu.tr/tr/2014/04/uccocuktanikisisiddetlitr/tr/2014/04/uccocuktanikisisiddetlimaddiyoksunluk maddiyoksunlukcekiyor/). 015 yaş arası çocukların %25’i yaklaşık 6 milyon çocuğa karşılık gelmektedir. Ülkemizde 6 cekiyor/). BETAM raporunun ilgili kısmı şöyle: “Şiddetli maddi yoksunluk bireylerin hayatlarına düzgün milyon çocuk en temel ihtiyaçlarını dahi zar zor giderebilen bir şekilde devam edebilmeleri için gerekli olan çeşitli ihti mutlak yoksulluk içindeki ailelerde yaşamaktadır. Hepimizin yaçların zorunluluktan yerine getirilememesi olarak tanımla beklediği gibi, bu çocukların büyük bir kısmı ülkemizin nabilir. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından Doğu, Güneydoğu, Doğu Karadeniz ve İç Anadolu bölgelekullanılan ölçüt Türkiye’de de uygulanmakta olan Gelir ve rinde yaşamaktadır. Tahmin etmek çok kolay: Bu çocukların Yaşam Koşulları Anketleri verileriyle hesaplanmaktadır. Bu büyük çoğunluğu çok kardeşli ve annebabaları da eğitimsiz. ölçüte göre (1) kira ve faturaların ödenmesi, (2) evin ısınma Eğitim ve doğurganlık oranı arasındaki ilişki dikkate alındıihtiyacının yeterince karşılanması, (3) beklenmedik harca ğında bu aileler aynı zamanda kalabalık aileler. Bu aileler bümaların karşılanması, (4) her iki günde bir et, balık ya da yük olasılıkla devlet destekli maddi yardımlarla yaşamlarını protein eşdeğer gıdaların tüketilmesi, (5) evden uzakta bir sürdürebiliyorlar. Yine büyük olasılıkla bu çocukların büyük haftalık tatil masrafının karşılanması, (6) bir arabaya, (7) bir kısmı eğitim sisteminin dışında kalacak. Çocuk yoksulluğu konusunda Türkiye sadece çamaşır makinesine, (8) bir renkli televizyona, (9) bir teleAvrupa şampiyonu değil, aynı zamanda OECD şampifona sahip olunması olarak belirlenen 9 kalemden 4’ünü yeyonu. UNICEF’in “Türkiye’de Çocuk ve Genç Nüfusun rine getiremeyen bireyler şiddetli maddi yoksunluk içerisinde kabul edilmektedir.... Veriler Türkiye’de yaklaşık her üç Durumunun Analizi 2012” raporuna göre; “Çocuklar araçocuktan ikisinin Avrupa standartlarına göre şiddetli maddi sındaki göreli yoksulluga iliskin son OECD verilerine göre, Türkiye’de çocuk yoksulluğu OECD ülkeleri arasında en yoksunluk içerisinde yaşadığını göstermektedir.” Yukarıdaki grafikte gelişmiş Batı ekonomilerinin ya yüksek düzeydedir ve %24,6 olan bu oran OECD ortalamasınısıra Polonya, Macaristan, Romanya gibi gelişmekte olan nın hemen hemen iki katıdır” . OECD Türkiye dahil 36 üye ülkeden oluşmaktadır ve ülkelerin de Türkiye’den iyi konumda olması BETAM araşbu ülkelere gelişmişlerin yanı sıra Şili, Çek Cumhuriyeti, tırmacılarının da dikkatini çekmiş: Estonya, Macaristan, Meksika, Polonya, Slovak Cumhuriyeti, “...Seçilen ülkeler arasında Almanya, Fransa, İngiltere Slovenya gibi gelişmekte olan veya eski Komünist blok üyesi gibi gelişmişlik düzeyi Türkiye’den çok daha ileri olan ülkeülke de vardır. Çocuk yoksulluğu konusunda bu ülkelerin ler olduğu gibi, Polonya, Macaristan, Romanya gibi ülkeler bile gerisinde yer alıyor olmamız Türkiye’de sosyal adalede bulunmaktadır. 0 ila 15 yaş arasındaki çocuklarda şiddettin ve gelir eşitsizliğinin ne kadar bozuk olduğunun açık bir li maddi yoksunluk oranı Türkiye’de yüzde 63,5 iken seçili göstergesidir. Türkiye devleti havalimanı ve köprü inşaatülkeler arasında Türkiye’ye en yakın ülke olan Romanya ‘da bile yüzde 36’dır. Bu oran Yunanistan’da yüzde 16,5, larına hazine garantisi verebilirken ilk etapta ve acil olarak bu 6 milyon çocuğunu devlet himayesine alarak ve tek bir İtalya’da ise yüzde 12,4’e gerilemektedir” Biraz önce yaptığımız yüzde hesabını tekrar edersek (0 kayıp vermeden 18 yaşına geldiklerinde bu çocuklarımızın 15 yaş arası çocuklar Türkiye’nin %32’sini oluşturuyor; yani tamamını lise mezunu yapmayı garanti altına almalıdır. Aksi 24 milyon), 015 yaş arası 24 milyon çocuğun 16 milyonu takdirde, bu 6 milyon çocuk tıpkı annebabaları gibi yoksul(üçte ikisi) maddi yoksunluk içinde yaşıyor. BETAM uz luk çemberine girecek yeni milyon çocukların annebabası manları haklı olarak otomobil, bir haftalık tatil, telefon, vb. olmaya devam edeceklerdir. Hatırlatmakta yarar var: Tek şeyleri de liste dışı bırakarak ikinci bir hesaplama daha yap başına temel eğitimi bitirmiş olmak bile insanları yoksulluk mışlar. Bu yeni hesaplamada Avrupa Birliği standardı içinde sınırının üzerine çıkarmaya yetmektedir. Yoksulluğu yenmesadece üçü hesaplamaya dahil edilmiş. Bunlar “evi yeterince nin tek ve en kesin ilacı eğitimdir! Geçen hafta yayımladığımız Üniversite Hocalarının ısıtma; iki günde bir et, tavuk, balık gibi protein tüketebilme GözündenKim Hangi Mesleği Seçmeli? yazının ve eskiyen kıyafetlerini yenileriyle değiştirebilme ihtiyaçlarının hiçbirini karşılayamama” olarak belirlenmiş. Artık devamını haftaya. CBT 141513 / 2 Mayıs 2014
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle