17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARİH KİTABINDA TERZİ HASAN VE.. Osmanlı devlet düzeninde Yörük Salih Özbaran, [email protected] Çok kolaydır tarihle uğraşmak, ona el atmak. Heveslenen kitap yazar, yorum yapar onun üstüne. Lise tarih kitaplarıyla da milyonlara ulaşır. Ancak tarihin ne olduğu, nasıl yazıldığı, kimin için hazırlandığı dert edinilmez pek. İşte size bir örnek. Uydurulmuş bir metin: Terzi Hasan: Hanım bugün hana gitmiyorum. Eşi: Neden Bey, hasta mısın? Terzi Hasan: Hayır bugün saraya çıkıcam. Eşi: Aman Bey, sen ne diyorsun? Aklın yerinde midir? Senin ne işin var sarayda? Terzi Hasan: Yok hanım aklım çok şükür yerindedir. Bugün Divanıhümayun toplantı günüdür. Gidip derdimi anlatacağım. Kadı’nın verdiği haksız kararı kadıların en büyüğü kazasker efendiye şikâyet edeceğim. Baktım olmadı padişah efendimize söylerim. Eşi: Aman Bey sen ne dersin? Seni saraya alırlar mı? Dinlerler mi? Sen kim, saraya gidip kadıyı şikâyet etmek kim? Bey yalvarırım gitme. Terzi Hasan: Hanım, sen bilmez misin? Padişahımız halkını gözetir kollar, haksızlığa izin vermez. Hem divan bütün herkese açıktır. Doğu’dan, Batı’dan herkes gelir, derdini anlatır. Adalet bulur. [Terzi Hasan, sonunda, Topkapı Sarayı’na, divanın toplandığı Kubbealtı’na ulaşır, yazarların uydurduğu, adliye ile ilgilenen kazasker ve maliyeye bakan defterdarın da katıldığı söyleşi sonucunda işini bitirir!]. Veziriazam: Anlat bakalım Terzi Hasan nedir şikâyetin? Terzi Hasan: Efendim ben kendi yağıyla kavrulan fakir bir terziyim. Bundan bir ay önce parasını peşin ödediğim ipekli kumaş sipariş ettim. Kumaşlar bugün gelir yarın gelir derken kumaş tüccarı geminin battığını, ipekli kumaşların ziyan olduğunu söyledi. Ben de verdiğim parayı geri isteyince kendisinin de mağdur olduğunu bütün siparişlerin zayi olduğunu söyledi. Durumu kadıya götürdük. Kadı efendi iki tarafın da mağdur olduğunu tüccarın ödeme gücü kalmadığını söyledi ve bana para verilmemesine hükmetti. Ben kumaş alamayınca nasıl iş yaparım? Ne ederim? Derdime çare isterim. Kadının adaletli davranmasını isterim. Veziriazam: Dur bakalım derdine çare bulunur. Kazasker sen ne dersin? Kadıları sen atarsın. Onların adaletini sen denetlersin. Adaletsiz olanları sen görevden alırsın. Kazasker: Kadı doğru hüküm vermiştir. Tüccar da mağdurdur Terzi Hasan da... Bu durumda zararı karşılamak gerekir. Bu devletin görevidir. Verdiğim karar şudur ki Terzi Hasan’ın ve tüccarın zararının devlet hazinesi tarafından karşılanmasıdır. Veziriazam: Bu adaletli bir karardır. Lakin hazineden sorumlu defterdardır. Bir de onun görüşünü alalım. Defterdar: Zararın tespiti için derhâl bir memur görevlendirelim. Padişahımızın izniyle de mağdurlarının zararlarının ödenmesinde bir sakınca yoktur. Veziriazam: Terzi Hasan derdine çare bulundu. Var mı bir diyeceğin? Terzi Hasan: Yoktur efendim. Adalet yerini buldu. Mağdur kalmadı. Yukarıdaki (imlasına hiç dokunmadığım) satırların altında “yazarlar tarafından düzenlenmiştir” damgası var. Yani bir lise tarih kitabının beş yazarı kafa kafaya vermişler, kendilerini yüzyılların gerisinden “kaynak” yerine koymuşlar; 78. sayfada yaratmışlar bu tarih “gerçeği”ni! Şu soru da geliyor aklıma: Bu beş sorumlu önce döneme uygun Osmanlıca metin hazırlayıp sonra günümüz Türkçesine mi uyarlamışlar? Ben neresinden onarayım bu uydurulmuş söyleşiyi? İran’dan ünlü ipek yolunu aşarak gelmesi gereken ipekli kumaşın gemide batmasından mı; günümüz Bakanlar Kurulu’nda bile göremediğimiz sistemde mi? Osmanlı adalet sisteminin iyi ve kötü nasıl çalıştığını yansıtan özgün metinler ne güne duruyor! Çeyrek yüzyıldır üzerine titrediğim ve birçok tarihçi ve eğitimcinin tarih eğitimine ilişkin uyarıları, önerileri, beş para etmemiş sanki! Liselerin bir alt sınıfta okutulan 9. sınıf tarih kitabının 1. Ünitesi “Tarih Bilimine Giriş” diye başlatılmış. Güya tarihi ciddiye alıyor ve onun bilimsel olarak ele alınması gerektiği izlemini veriyor. Hatta, onun yönteminden söz etmeye çalışıyor: Kaynak arama, tasnif (sınıflandırma), tahlil (çözümleme), tenkit (eleştiri) ve terkip (sentez) yanbaşlıkları altında sanki bilim statüsüne oturtmaya çalışıyor. Ama, yöntem sorunlarına ilişkin önerilere kendileri uymuyor ve “Terzi Hasan”lı tarih “yağma Hasan” tarihine dönüşüyor. Terzi Hasan’ın ağzından hiç mağdurun kalmadığı kanıtlanıyor! Daha da korkunç olanı şu: Verilen metnin altına o “canlandırmadan yararlanarak aşağıda verilen soruları cevaplandırınız” buyruğu konmuş. Çok yazık! Uydurulmuş bir metin üzerinden öğrencilerin (tabii ki uydurulmuş) yanıt vermesi bekleniyor! Ben de bir metin nakledeyim, gerçek bir metin, benim uydurmadığım bir metin. Görkemli Osmanlı zamanında ortaya çıktığı sanılan, giderayak yayılan ve devlet yönetiminde baş gösteren bunalımlara ilişkin ve devletin yüksek katına sunulan nasihatnâme türündeki sayfalardan bir parça: “Müslümanlar bu hususta kati müteşekkidirler (şikayet ederler), zira kimisi ömründe azim şehir görmemiştir. Türk vardır ki iskeleden Divanı âliye gelince[ye kadar] kırk kişiye sormayınca Divanı bulımaz. Bu kande (nerede) kaldı kim Divan yazıcılarının evini bula, bunların hâli budur ki evvela Divanı âliye ki varurlar hükmi şerif (sultan buyruğu) emr olunur, şâd olurlar (sevinirler), sonra sora sora reisü’lküttâb (katiplerin başı) hazretlerinin evini bulurlar, dahi âdeti kadimdür (uygulanagelir) ki ol hükm isteyen Türkün eline barmak kadar kağıd verilür ve derler ki var imdi sen bu kâğıdı felan mahallede felan yazıcıya ver, ol senin hükmünü yazıverür derler; dahi ol derdmend (dertli) yayla yürüklerinden olub ömründe ne ekabir (devlet büyükleri) ve ne bu asl şehir görmedi ise, vakt olur ki divansız günlerde iki gün gezer bulımaz, sonra konak yerin dahi yavıkolur (kaybolur) başına dürlü dürlü haller gelür, ta cum’a irtesi giru Divana gelür, ol emr ittikleri kâtibi bulur, kâtib dahi neylesin ol dar yerde Türkle oturub hükmünü yazmada kabil değil.... geze geze hükme virecek akçasın dahi bulsa akçasız alımaz, ah vah ile çıkar gider...” (Osmanlı Devlet Düzenine ait Metinler, II, hazırlayan Yaşar Yücel, Ankara 1980, 51. bab). Metni uzatmama veya değişik örnekler vermeme gerek yok; ayrıca açıklamaya da. Osmanlıların devlet düzeni ve toplumla olan ilişkilerini toz pembe göstermek niye! Cumhuriyet Türkiye’sinin ve evrensel ortamın bizlere sağladığı değerler neden yok sayılır? Geçmiş önümüzde değil, ama geleceğin rotası da geçmişin iyi değerlendirilmesiyle çizilir. Bu rota için inanılabilir kanıtlar geçerlidir, sahte deliller değil. Yazık ediliyor geleceğe bakan lise öğrencisine. GÖK ATLASI 15 Mayıs 2014 akşam saat 21:30 için verildi. Baskıya en uygun sadelikte ve kolay görülebileceği +2.5 kadire kadar parlak yıldız (kırmızı yazıl)ı olan takım yıldızlar (maviler) özetlenerek belirtildi. Burçlar kalın büyük harfle gösterildi. Gök atlasına gökyüzüne bakar şekilde doğru yönlerde yukarıya kaldırarak eşleştirmek yeterli olacaktır. Gök atlası temiz gökyüzü şartları için geçerlidir, 30 kadar gökcismi noktalanmıştır, bu sayıya yakın gökcismin görüldüğü yerleşimlerde gökyüzü iyi ışık kirliliği yok demektir. Görülebilen nesne sayısı azaldıkça gökyüzü kirli şehir ışıkları araziyi değil boş yere gökyüzünü aydınlatmıştır. Nisan 2014 tarihli fotoğraf bu sayfada verildi (İstanbul Üniversitesinden Dr. Selçuk Altınsaçlı çekti). Kuşlarla ilgili bir de adres: ikgt.org. 3– GÖKYÜZÜ Nisan sayısı yayında: astronomi.org/ wpcontent/files/webfiles/ebulten/GOKYUZUNisan2014Sayi52. pdf BU DA ÖZGÜN BİR METİN CBT 1415 15 / 2 Mayıs 2014 gün saat 4 17 Jüpiter Ay’ın 5 derece kuzeyinde 6 13 Ay Yer’e en uzak 6 04 Göktaşı yağmuru 7 06 İLKDÖRDÜN 10 18 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 23 derece yüksekte 10 21 Satürn–Yer–Güneş dizilişi ile karşı konumda 11 17 Mars Ay’ın 3 derece kuzeyinde 11 18 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 17 derece yüksekte 12 19 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 12 derece yüksekte 13 19 Merkür Aldebaran’ın 8 derece kuzeyinde 14 15 Satürn Ay’ın 0.6 derece kuzeyinde ve örtülüyor 14 22 DOLUNAY (resimde verildi) 15 16 Venüs Uranüs’ün 1.3 derece güneyinde 17 07 Güney batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 11 derece yüksekte 18 07 Güney batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 16 derece yüksekte 18 15 Ay Yer’e en yakın 19 08 Güney batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 22 derece yüksekte 21 12 Mars sabit görünümde 21 16 SON DÖRDÜN 22 07 Neptün Ay’ın 5 derece güneyinde 24 23 Uranüs Ay’ın 1.9 derece güneyinde 25 10 Merkür–Güneş açıklığı en büyük (doğu 23 derece) 25 19 Venüs Ay’ın 2 derece güneyinde 28 22 YENİ AY 30 19 Merkür Ay’ın 6 derece kuzeyinde MAYIS AYINDA GÖK OLAYLARI GÜNLÜĞÜ EĞİTİMTARİH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle