17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Oğuz Erol’u kaybettik İlhan Kayan, [email protected] Hayrettin Ökçesiz [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com Erol, kıyı ve karst jeomorfolojisi alanlarındaki çalışmalarıyla da Türkiye’nin Kuvaterner paleocoğrafyasına yeni ve önemli katkılar yapmıştı. Diğer ağırlıklı bir ilgi alanı da Klimatoloji idi. ğuz Erol 1926 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve Orta eğitimini İstanbul’da, Lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1947 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü’nden lisans diplomasını aldı. 1950 yılında, aynı Bölümde, İskoç profesör McCallien yönetiminde “Ankara Güneydoğusundaki Elma Dağı ve Çevresinin Jeoloji ve Jeomorfolojisi Üzerine Bir Araştırma” konulu teziyle doktorasını tamamladı. Bir süre öğretmenlik yapan Erol, 1952 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Fiziki Coğrafya ve Jeoloji Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. Aynı Bölümde 1957 yılında doçent, 1965 yılında profesör oldu. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsüne naklen atandı. 1993 yılında emekli oluncaya kadar da orada çalıştı. Emeklilik yaşamını İstanbulAtaköy’de sürdüren Erol, evli ve iki çocuk babasıdır. Oğlu Prof. Dr. Murat Erol Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde (Kimya), kızı Prof. Dr. Dilek Yılmazbayhan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde çalışmaktadır. Prof. Erol, kadrolu görev yerleri dışında, ODTÜ, A.Ü. Fen Fakültesi, İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümlerinde dersler verdi, ortak araştırma projelerinde görev aldı. 19741977 yılları arasında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanlığı yaptı. Ayrıca çalıştığı kurumlarda çeşitli dönemlerde bölüm ve anabilim dalı başkanlıkları gibi yönetim görevlerinde bulundu. Değişik zamanlarda ve çeşitli projelerle ilişkili olarak İngiltere ve Almanya’da çalışmalar yaptı. Bunlar arasında dikkati çekenler: 19611962 de A. von Humboldt bursu ile Münih Üniversitesi’nde Prof. Dr. Herbert Louis yanındaki çalışmaları, 19771978 de Tübingen Üniversitesi’nde “Tübingen Atlası” için “Türkiye’nin Doğal Yöreleri” haritasını hazırlamak üzere yaptığı çalışmalardır. Prof. Erol Fransa, İtalya, ABD üniversitelerinde de ortak çalışmalar yapmış, birçok uluslararası bilimsel toplantı, kongre ve sempozyuma katılmıştır. Jeomorfoloji, Jeoloji, Fiziki Coğrafya, Kuvaterner Jeolojisi ve Paleocoğrafyası, Klimatoloji, Hidroloji, Deniz Bilimleri, Jeoarkeoloji, Uzaktan Algılama gibi yerbilimleri konularında çok sayıda yayın ve çalışmalarıyla dikkati çeken Prof. Erol, çeşitli üniversitelerdeki çalışmaları yanında MTA, DSİ, TPAO, TÜBİTAK, Orman Bakanlığı gibi kurumlarda, Türkiye’nin değişik yöreleri üzerine çok sayıda arazi çalışmaları yapmış, rapor ve yayınlar üretmiştir. Bunların sayısı 300’e yakındır. Prof. Erol’un bilimsel çalışmalarında İç Anadolu jeoloji ve jeomorfolojisi ağırlıklı yer tutmuştur. Daha doktora çalışmaları sırasında haritalayıp tanıttığı “Ankara Melanjı” yorumu Türkiye jeolojisine orijinal bir katkıdır ve yıllar sonra Prof. Celal Şengör tarafından ABD’de büyük boyuttaki orijinal haritasının basılması sağlanmıştır. İç Anadolu’dan başlayarak Türkiye geneline genişlettiği aşınım yüzeyleri ve akarsu seki sistemleri ile bunların paleocoğrafya yorumları üzerine yaptığı çalışmalar ve bunlara ait yayınlar, alanlarında temel nitelikte bilimsel değer taşımaktadır. Prof. Erol, Türkiye paleocoğrafyası üzerine olan yorumlarını 1960’lı yıllardan itibaren şekillenen tektonik modeller doğrultusunda güncellemiş, levha tektoniği, neotektonik gibi yeni kavramlarla çok uyumlu paleocoğrafya evrim dönemlerini tanımlamıştır. İç Anadolu pluvial gölleri ve göl seviye oynamaları ile ilgili çok ayrıntılı jeomorfoloji haritaları ve titiz yorumları da alanında özgün örneklerdir. Prof. Erol kıyı ve karst jeomorfolojisi alanlarındaki çalışmalarıyla da Türkiye’nin Kuvaterner paleocoğrafyasına yeni ve önemli katkılar yapmıştır. Prof. Erol’un diğer ağırlıklı bir ilgi alanı da Klimatolojidir. Onun fiziki coğrafya formasyonunu tamamlayan bu konu özellikle eğitim alanında geniş bir yer tutmuş, güncel bilgilerle hazırladığı kitapları tekrar tekrar basılmıştır. Bu çok yönlü deneyimlerinin önemli bir ürünü de TAVO (Tübingen Atlas des Vorderen Orients. Almanya) projesinde yayımlanan Türkiye’nin doğal yörelerinin sistematik haritalanması ve yorumlanmasıdır. Prof. Erol yerbilimleri alanında literatür derleme ve arşivleme meraklısıydı. Bu alanda TÜBİTAK projeleri ve yayınları bulunmaktadır. Prof. Erol bilgisayarsız yıllarda bilgisayar mantığı ile başladığı bu çalışmalarını, mesleki gereksiniminin yanında, bir hobi olarak emeklilik döneminde de sürdürmüştür. Özel kitapları ve dokümanları Bilecik Edebali Üniversitesi Coğrafya Bölümüne bağışlanmıştır. Prof. Erol sakin, nazik, mütevazı, hoşgörülü kişiliği ile her ortamda sevgi ve saygı görürdü. Engin bilgisi, konusuna hâkimiyeti ve güzel ders anlatımı yanında arazi çalışmalarındaki gözlem ve değerlendirmeleri ile öğrencilerini ve meslektaşlarını kendisine hayran bırakırdı. Jeoloji, fiziki coğrafya (özellikle jeomorfoloji ve Klimatoloji) alanlarında sayısız öğrencisi oldu. Birçok akademisyenin yetişmesinde doğrudan katkısı yanında örnek ve özendirici etkisi oldu. 11 Nisan 2014 günü kaybettiğimiz Oğuz hocamızı unutmayacağız. Çağdaş (laik, demokratik, sosyal) Hukuk Devleti bir balon gibidir. Patlatmamak koşuluyla içine istediğiniz kadar özgürlük üfleyebilirsiniz. Üflemelisiniz! O Yüzyılımızın Birincil Sorunu • Yüzyılımızın sorunu, güven duyamamaktır. Ülkeler arasında da güven birincil sorundur. Bunun için ittifaklar, birlikler, paktlar vs. kuruyorlar. Avrupa Birliği bile temelde bu soruna dayanıyor. Güvenin koşulları vardır. Bunlardan en önemlisi, birbirini iyi tanımaktır. O zaman birbirimizi güvenecek kadar iyi tanıdıklarımızla işbirlikleri yaparak, yeryüzünde güvensizlik alanlarını azaltabiliriz. Bu ağ hızla yayılabilir. Türkiye’nin bu nedenle herşeyden önce tüm Dünya Türkleriyle bunu denemesi gerekir. Hamasi ve emperyal düş ve düşüncelerden korunarak, ırkçılıklara saplanmadan bu ağa katkıda bulunmalıdır. Atatürk’ün Türk tarihi ve kültürü ilgisi sanırım bu kaygıdan gelmekteydi. Elbette adil ticaret, özgür bilim, nitelikli turizm, dünya kentlerinin kardeşlik bağları kurması gibi, ülkeleri güven zemininde birbirine bağlayacak daha başka kaynaklar da vardır. Bunlarla bu güven ağı daha da genişletilebilecektir. Kültürel ayrılık nedeniyle birinin ötekini yadsıması gerekmez. Bu ayrılıkların arasına bunları kaynaştıracak sempatik iletken ögeler yerleştirildiğinde, aksine bir etki de yaratılabilir. İnsanlar elbette “ne mutlu” diyecekler öyle oldukları, öyle düşündükleri, öyle inandıkları için... Ve tüm bunları birbirlerine güvenebilmek için yapacaklar. Buradan birbirine düşmanlık çıkmaz, daha çok güvenmek çıkar bence. Bu yüzden ne mutlu Türk’üm, Kürt’üm, Arap’ım, Çerkez’im vs. diyene... O zaman ne mutlu bize ki, biz de bu mutlu insanlarla yurt’taşız, diyebileceğiz. Bu insanları birbirine düşüren şey, öyle oldukları değil, öyle oluşlarını bir kavga nedenine uyarlayan sömürgenlerin kaba maddi çıkar hesaplarıdır. Atatürk bunu da çok iyi görmüştü. Şimdi tüm bunları yeniden ve daha iyi görmemiz gerekiyor. • Biz bizi boğar. Ben bizi bozar. Biz biz olalım, ayrı olalım, gayrı olalım, aynı olmayalım. Bir olduğumuz yer, birlikte olduğumuz yer olsun. Bu demektir ki, din, ulus, halk, emek, soy sop, sermaye fetişizminin tuzaklarına düşmemeye bakalım. Özgür eleştirel bir akılla özerk bir birey olmayı başaralım. Bu bireylerin topluluğu ve toplumu, geleceğin mutlu insanının toprağıdır. Bu topluma ve bu insana doğru bugün, en azından yanlış şeyler yapmamak, bizim en öncelikli ödevimiz olmalı... • Devletin kendi yaptığı kanunlara uymasını sağlamak için açtıkları davaları kaybettiklerinde yurttaşlar, niçin davanın mali yükünü çekmek zorunda kalıyorlar? Devlet, kendi yaptığı hukuku bilmiyor mudur ki, avukatlarla çalışıyor? Ben avukatsız yapabiliyorsam, o niye yapamıyor? Devletin kendini yargı denetiminden kaçırmanın çok kurnazca bir yoludur bu. Gerçekten bir eşkıya keyfiliği ve haksızlığıdır aynı zamanda. • Biz değişmeden, ne değişebilir ki! Birbirimize özgürlük, güvenlik ve eşitlik içinde yaşayabilmenin tüm olanaklarını sağlamalıyız. Bunun için birbirimize daha çok özgürlük tanımalıyız. Bunun için birbirimize bu değişimin koşullarını ödünsüz ve özveriyle sağlamalıyız. Bunun başka bir yolu yok. • Devlet sırrı dediğimiz şeylerin bilinmeleriyle felaketler getirmelerinin arasında pek fazla bir şeyin bulunamayacağı denli berbat şeyler olmaya başladı... Yapılacak iş, bu sırlardan bir an önce kurtulmaktır! • Ülke hukukuna aykırı davrandıkları için Twitter’ı, Youtube’u vs.yi kapatmak, elektrik dağıtım şirketleri hukuka aykırı davranıyorlar diye, tüm yurtta elektriği kesmek gibi bir şey... Demek ki, gerekçeleri sahte, yalan ve yanlış, niyetleri çok açık ve çok berbat! • Sokaktaki Üniversiteyi anlayamadan, Üniversite’yi anlayamayız. Üniversiteler önce sokak üniversiteleri olmayı başararak kendileri olmayı başarırlar. “Üniversite” Paris sokaklarında doğmamış mıydı? Üniversiteler meslek okulları değildir. • Adalet bilgisini, adalete yarayan bilgiyi üretmek, korumak, yaymak... İnsanlığın kurtuluşu buna bağlı. • Dönen birgün geri döner. Kuramsal kozmolog olan Profesör Scott Dodelson, 8 Mayıs Perşembe günü Boğaziçi Kültür Merkezi Albert Long Hall’de saat 15.30’da “Evrende karanlık sektör gerçekten var mı, yoksa Einstein yanıldı mı? başlıklı bir “Toplum Bilim” konuşması yapacak. Dodelson’un konuşmasında özetle; “Son on senenin gözlemleri evrende enerjinin çoğunlukla ‘karanlık madde’ ve ‘karanlık enerji’den oluştuğunu düşündürüyor. Bunların ne olduğunu, bilinen fizik içinde nereye konumlandığını anlayabilmek için yoğun araştırmalar yapılıyor. Son zamanlarda ise dikkatler bir başka olasılığa da çevrildi: Karanlık sektör yok ama Einstein’ın teorisini değiştirmek gerek. Şimdi tekrar bu iki rakip fikir arasındaki çekişmeyi izliyoruz: Doğanın temel yasalarını değiştir veya yeni varlıklar/maddeler tanımla. Acaba hangisi kazanacak ve biz bunu nasıl bulabileceğiz?” üzerinde duracak. Prof. Scott Dodelson Boğaziçi Üniversitesi’ne geliyor CBT 1415 19/2 Mayıs 2014
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle