Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Gündem CBT 1441/31 Ekim 2014 Cumhuriyet Okuma Yazma Öğrenmektir! ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak:?İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM?VE?TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1441 31 Ekim 2014 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Utku Çakırözer YAYIN?YÖNETMENİ Orhan Bursalı YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ayşe Yıldırım Başlangıç GÖRSEL?YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. Genel Müdür: Özlem Aydan, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü, Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya, Reklam Müdürü: Ozan Altaş, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE?MERKEZİ?VE?YAZIŞMA?ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET?REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul www.cumhuriyet.com.tr Padişah’ın okuma yazma bilen bir “ümmete” ihtiyacı yoktu.. İllerde ve ilçelerde genellikle medreseler vardı.. Bir de az sayıda gelişmiş köyde.. Bunların sayısı da Osmanlının son dönemlerinde artmış olsa gerek, 17001800’lerde kaç medrese vardı? Ama buralarda okuma yazma öğrenmek de herkese nasip olmazdı. Arkadaşımız, babasının (1912 doğumlu) öyküsünü anlatıyor: Malatya’nın bir nahiyesindeki medreseye gitmek istemiş, ama medrese hocası her çocuktan üç mecidiye istiyormuş. Yoksul oldukları için bu parayı verememişler. Nahiye’den de ancak 35 çocuk oraya gidebilmiş. Anadolu demek yoksulluk demektir! Baba, kendi çabasıyla daha sonra okuma yazma öğrenmiş, o dönemde diplomabelgeden çok başarım, bilmen önemli.. Polisliğe geçiyor, eğitimini de Ankara’da Polis Akademisi’nde tamamlıyor. Türkiye ikincisi olarak mezun oluyor ve diplomasını alıyor. Cumhuriyet böyle kuruldu! *** Padişah’ın, “Padişahlık Sistemi”nin millete yurttaşa da ihtiyacı yoktur. Düşünün, okuma yazma seferberliği Avrupa’da 17. yüzyılda başlamıştır! Oysa Osmanlı’da yaprak kımıldamıyordu o tarihte: 19. yüzyılda, yani “1800 yılında Osmanlı Devleti’nin hic¸bir yerinde okur yazar oranı % 5’i gec¸memekteydi ve u¨lke genelinde ortalama okur yazar oranı muhtemelen % 1’di… Tanzimat do¨nemi sonunda Ahmet Midhat Efendi okuma yazma bilmeyenlerin nu¨fusun % 9095’i kadar oldugˆunu, bunların kalemsiz ve dilsiz olduklarını yazmaktaydı. (Prof. Dr. Muhteşem Kaynak, Gazi Üniversitesi). 19. yüzyıl ortalarında yetişkinler arasında okuryazarlık oranı büyük ölçüde artmış ve %50’lerin üzerine çıkmıştı. Mesela Almanya, Hollanda, İsviçre ve İskandinavya’da %70’in; İngiltere, Fransa, Avusturya ve Belçika’da %50’nin üzerinde bir okuma yazma oranına erişmiştir. Kaybettiğimiz yazarımız Oktay Yenal’ın Ulusların Zenginliği ve UygarlığıEğitim Boyutu kitabı, Avrupa’nın bu alanda yaptıklarının çok iyi bir dökümünü verir ve Osmanlı ile Avrupa uygarlığı arasındaki 300 yıllık farkı izah eder. Bunu Atatürk de söylemiştir; daha sonra Erdal İnönü de Bilimsel Devrim ve Statejik Anlamı kitabında “300 yıllık gecikme”yi başka bir açıdan anlatır. Genç Cumhuriyetin seferberliği sayesinde, 1927’de okuma yazma oranı yüzde 10.2’ye, 1941’de iki kat artarak 27’ye yükseldi. Cumhuriyet budur! Bütün bireylerin ülkenin her konuda sorununa katılımıdır. Katkıda bulunmasıdır, çözüm üretmesidir. Her bireyin ülkeyi yönetme potansiyeline sahip olması ve böyle bir potansiyelle donatılmasıdır. Türkiye devrimi, bunun ilk adımını okuma yaz ma seferberliğiyle başlattı. *** Cumhuriyet ise millet ve yurttaş demektir. Çoban Sülülerin, köyünden okula gitmek için bazen saatlerce yürümesi, okuması.. ve Türkiye’nin başına geçmesi demektir Cumhuriyet.. Cumhuriyet, herkese bu fırsatı veren rejimin adıdır. Cumhuriyet biziz, herkestir, doğmamış çocuğun adıdır. Bu nedenle de, fırşat eşitliğini, kadınına ve erkeğine aynı olanakları ve eşitliği sunan Cumhuriyet gerçek anlamıyla Cumhuriyet olabilir. Kadını dışlayan rejimin adı Cumhuriyet olamaz. Kadın erkek eşitliğinde Türkiye 140 kadar ülke arasında 125. sıradaysa, Cumhuriyet yarımdır.. İslam Cumhuriyeti de olmaz. Bu kavram da, kadını dışlar, molla egemenliği kurar. Kendi görüşlerinden başka görüşteki yurttaşlara sistemi kapatan rejimin adı da Cumhuriyet olamaz. *** Cumhuriyet, neredeyse sıfırdan yurttaş yarattı. Dil sadeleştirildi, latin alfabesiyle herkesin kolay okuma yazma öğrenmesinin koşulları oluşturuldu. Bilgi kaynağı Batı’daydı. Düşüncenin, bilimin, teknolojinin tarihi orada ve Latin alfabesiyle yazılmıştı ayrıca. Bazıları, yeni alfabeye geçişi, hem de okumuş yazmış iddiasındakiler bile, “millet bir gecede dilsiz bırakıldı” palavrasıyla kötüler veya düşüncesizliğini ortaya atar. Çünkü parlak bir laftır, ama boş laftır! Oysa milletin zaten okuma yazması yoktu! Millet, Cumhuriyet ile, okuma yazma seferberliğiyle millet ve yurttaş olmuş, Cumhuriyet rejimi de giysilerini giymeye başlamıştır.. *** Cumhuriyet bayramı kutlu olsun.. Atatürk bu bayramı “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözleriyle başlattı. Bazı geri zekâlılar “Osmanlıya özlem”i yalandan da olsa dile getirmiyor mu.. Cumhuriyet ile varoluşlarını bile inkâr etmiyor mu... Neyse onların da demokraside bunları dile getirme özgürlüğü var.. Ama, Cumhuriyet devrimi tamamlanmamıştır.. Cumhuriyeti pek çok açıdan yarım bırakma çabası içindedir iktidarlar. Hele hele bugünkü.. Cumhuriyet devrimi, milletin her ferdinin fiilen katılımını, fırsat eşitliğini ve ayrımsızlığı gerçekleştirinceye kadar, gerçekten kendi iradesini yönetime fiilen yansıtıncaya kadar, sürecektir.. Daha yapacak çok iş var... Gelecek haftaya kadar sevgiyle kalın..