02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık CBT 1441/31 Ekim 2014 17 Bağışıklık sistemini güçlendirmek: GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner [email protected] Söylenceler ve gerçekler2 Dr. Mehmet Karaca VKV Amerikan Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Gerekli vitamin ve mineralleri besinlerden yeteri kadar alabiliyor muyuz? Vitamin takviyesine gerek var mı? Bunlar ne kadar etkili ve her gün almak gerekli mi? Geçen haftada bahsettiğim gibi meyve sebzeden zengin, tam tahıllar, baklagiller ve az yağlı proteinler içeren bir diyet ile besleniyorsanız ve özel bir sağlık probleminiz yoksa olasılıkla vitamin takviyesine ihtiyacınız yoktur. Ancak hayat şartları nedeniyle pek çoğumuz dengeli beslenmeyi Soğuk algınlığının gripten farkı ya da yeterli sebze meyve tüketmeyi nedir? beceremeyebiliyoruz. Bu yüzden Soğuk algınlığına neden olan özellikle temponun arttığı, halsizyüzden fazla farklı virüs vardır. Bu leştiğimiz, bağışıklık sistemimizin virüslerin burun akıntısı ve hapşırmagüçsüzleştiğini hissettiğimiz dönemya en sık neden olanı rhinovirustür ve lerde günde bir multivitamin kulbu virüs oldukça bulaşıcıdır. Soğuk allanmak faydalı olabilir. gınlığında burun akıntısı veya burun Bir araştırma yetiştıkanması, boğaz ağrısı, hapkinlerde en sık eksikşırık, hafif ateş, öksürük, liği görülen vitamin başağrısı, vücut ağrıları, ve mineralleri şöyle halsizlik gibi belirtisıralıyor: Kalsiyum, ler görülür. Soğuk magnezyum, A, algınlığı sıklığı C ve E vitaminlehavadaki nem ri. Kullanacağınız oranının düşük multivitaminin bu olduğu kış ayöğeleri yeterince larında artsa içerdiğinden emin da yılın her olmakta fayda var. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için döneminde soYüksek doz E vitamini ğuk algınlığı (günlük 600 IU ve üzene şekilde beslenmek gerekir? Ağırgeçirilebilir. ri) kullanımı kanser riski lıklı olarak hangi meyve, sebzeler Mevsimsel ile ilişkilendirildiğinden gribe ise infbu konuda da dikkatli tüketilmelidir? luenza A ve B olmalısınız. virüsleri neden Bağışıklık sistemini güçlendirmek için ne şe olur. Soğuk algınlığının aksine grip salgınları kilde beslenmek gerekir? Ağırlıklı olarak hangi sonbahardan ilkbahara kadar uzanan “grip sezonunda” görülmektedir. Kış ayları ise gribin en meyve, sebzeler tüketilmelidir? Burada da anahtar kelime denge. Yoksa fazla görüldüğü aylardır. Hem grip hem soğuk algınlığı yukarıda bahbağışıklık sistemini güçlendiren birkaç mucizevi settiğim şekillerde bulaşır. bir meyve veya sebzeden bahsetmek mümkün Gribin önemli bir farkı, ciddi bir durum olan değil. Sadece her meyve ve sebzeyi mevsiminve riskli kişilerde ağır seyreden zatürreye neden de ve bol tüketmek aslında elimizden gelen, olabilmesidir. Grip en çok çocuklar, hamile kayapabileceğimiz en doğru şey. Aslında doğa dınlar, yaşlılar veya kronik kalpakciğer problebize ihtiyacımız olan şeyleri, ihtiyacımız olan mi olan kişilerde zatürreye neden olmaktadır. zamanda sunuyor. Örnek vermek gerekirse C Grip belirtileri arasında kuru öksürük, ateş, vitamini ihtiyacımızın arttığı aylarda portakal, titreme, boğaz ağrısı, kas ve vücut ağrıları, baş greyfurt, mandalinaya, sıvı ihtiyacımızın arttığı ağrısı, burun tıkanıklığı veya akıntısı, yoğun halsıcak yaz aylarında karpuza kavuşuyoruz! sizlik yer alır. Bu halsizlik ikiüç hafta kadar sürebilir. Kimi hastalarda bulantı, kusma ve ishal Hijyenin fazlası zarar mı? Gelişim çağındaki çocuklarda fazla hijyenik gelişebilir. 50 yaşın üzerindeki bireylerin, hamile kakoşullarda yetiştirilmenin bağışıklık sistemlerinin dınların, iki yaşın altındaki çocukların, HIV/ gelişimini olumsuz etkilediğine, bu çocukların AIDS hastalarının, bağışıklığı baskılayıcı tedavi enfeksiyon hastalıklarına karşı daha dirençsiz veya kemoterapi alanların, kronik kalp ve akciolduklarına, astım risklerinin daha yüksek olduğer hastalığı olan kişilerin, diyabet, anemi, böbğuna işaret eden pek çok araştırma var. rek hastalığı gibi metabolik sorunları olanların gribin ilk belirtilerini fark ettiklerinde doktorları Viral enfeksiyonlar nasıl bulaşır? Grip ve soğuk algınlığı gibi virüs enfeksiyon ile görüşmeleri önerilmektedir. ları, öpüşme, tokalaşma, dokunma gibi doğrudan vücut temasından sonra elin ağız, burun veya gözlere sürülmesi ile bulaşabilir. Vücut temasının dışında üzerinde virüs bulanan yüzeylere dokunarak da virüs alınabilir. Hasta kişinin öksürüken ya da hapşırırken havaya saçtığı damlacıkları bir iki metre gibi yakın mesafeden solumak ya da bu damlacıkların gözlerimize gelmesi ile virüs bulaşabilir. Soğuk algınlığı ve grip geçiren yetişkinler belirtilerin başlamasından bir gün öncesinden iyileştikten sonra bir haftaya kadar hastalığı bulaştırabilirler. Doğum Yılımız Karakterimizdir... Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım yakınıyordu. “Babamın yanında sigara içemezdim, oğlumun yanında da içemiyorum.” Eğer kuşaklar arası farklılıkları göz önüne alırsanız normal bir durum bu. Gelin bir göz atalım şu kuşaklara. Bilim insanları, kuşakları 5 gruba ayırıyor. En eski kuşak 1940’lı yıllar ve öncesinde doğanların oluşturduğu “Veteran kuşağı”. Bu kuşak 2. Dünya Savaşını, Cumhuriyetin ilk yıllarını görmüş, idealleri, vatan ve bayrak gibi kutsal kavramları olan bir kuşak. Kuralcı ve disiplinliler. Kahvaltıya bile kravat takıp otururlar. Savaş ve yokluk nedir bilirler, israfa tahammülleri hiç yok. Veteran kuşağını 19451965 yılları arasında doğanların kuşağı izliyor, yani “Baby Boomer” kuşağı. Kuşağın ismi II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan bebek patlaması yüzünden böyle. Şu anda dünyayı yönetiyorlar. Çalışkan olmaları, tek bir kurumda uzun yıllar çalışmaları, kurumsal bağlılıkları, sadakat duyguları temel özellikleri. Bu kuşağın diğer bir ismi ise “Sandviç Kuşağı”. Çünkü hem çocuklarına, hem de anne babalarına baktı bu kuşak. İnsan Hakları Hareketlerinin, ihtilallerin, soğuk savaş yıllarının tanığı hepsi. Azla yetinmeyi biliyorlar. Haksızlığa isyan eden, politik bir yapıları var, iktidar etmeyi seviyorlar. Kolay değil 68 gençlik hareketlerinin başrol oyuncuları. Tanık oldukları dönemler öyle çeşitli ki; ilk çocuklukları TV dönemi, ilk gençlik yılları ‘fast food’ dönemi, yetişkinlik yılları ise, belki de çocukları büyüdüğünden, gayri menkul ve inşaat sektörünün patladığı yıllara denk geliyor. Sonra elektronik çağı, bilgisayar çağı, cep telefonu çağı. “Baby Boomer” kuşağı zenginliğin değerini en iyi bilen kuşak. Bu kuşağın çocukları “X kuşağını” oluşturuyor. Bu kuşak Dünya Petrol Krizini, 12 Eylül Cuntasını, sağ sol çatışmalarını bilen bir kuşak. Onlar doğduğunda evlerinde tuhaf ‘yerli malı’ çamaşır makineleri, Shaub Lorenz TV’ler vardı. Teyplerde müzik dinlenir, 45’likler, elden ele dolaşırdı. X kuşağı her ne kadar annebabaları kadar değerlerine sadık ve politik olamadılar ise de toplumsal duyarlılıkları yüksek. İktidar etme hevesleri de anne babaları kadar yok ama iş motivasyonları iyi. “Mutlu aile, mutlu iş” temel felsefeleri. X kuşağı lüksüne düşkün, hep fazlasını isteyen bir kuşak. Ne de olsa Turgut Özal kuşağı. Daha çok para, daha yüksek standartta bir hayat tutkunu hepsi. Belki de bu nedenle daha az çocuk sahibi oldular, daha sık boşandılar. X kuşağının devamını ise “Y kuşağı” oluşturuyor. Yani 1980 ile 1999 yılları arasında doğanlar, bizim çocuklarımız. “Y kuşağı” çalışmaktan pek hoşlanmıyor. Teknoloji demek her şey demek onlar için. Teknolojinin içine doğdular bir bakıma. Bireyciler, kendini beğenmiş hatta narsist bile sayılırlar. Eğlenceyi seviyorlar. Gözü pekler, girişimcilik konusunda sınır tanımıyorlar. Çok fazla talep ediyorlar, biraz tatminsizler yani. Anne baba düşkünü, ailelerince hep korunmuş çocuklar. İyi tüketiciler, neredeyse tüketmek için varlar. Sanıyorlar ki, dünya hep bolluk içindeydi, annebabalarının, dedelerinin, ninelerinin dünyasında da her şey bolca vardı. Temel özellikleri birçok işi birden aynı anda yapabiliyor olmaları. İyi yönetildiklerinde çok büyük işler becerebiliyorlar. Gerçekçiler, onları hayali projelerle kandırmak imkânsız, ikna olmadan kıllarını kıpırdatmıyorlar. Akran ve ebeveyn onayı da kritik onlar için. Onların onayları olmadan bir işe girmeleri, inanmaları zor. Abartılı bir kendine güvenleri olduğunu da unutmamak lazım. Sadakat duyguları eksik, yaşamları boyunca ortalama 10 kez iş değiştirebilecekleri öngörülüyor. Politik değiller ancak çevreciler, özgürlüklerine düşkünler ve yaşam alanlarına müdahaleye tavizleri yok. Takım çalışmasını iyi yapıyorlar. Yani bizim bildiğimiz ‘Gezi Kuşağı’ onlar. Bir kaç cümle de 2000 yılından sonra doğanlar yani “Z kuşağı” için. Tam bir teknoloji çocuğu onlar, ellerinde bilgisayar ile doğdular. Müthiş bir ‘network’ sahibi hepsi. Aynı anda dünyanın dört bir tarafı ile iletişim halindeler. Göz, kulak, el gibi ince motor becerileri yüksek ancak konsantrasyon yetenekleri az. İyi eğitimli, donanımlı, zeki ancak rekabeti en yoğun yaşayacak olan kuşak. İşte böyle... “Babamın yanında sigara içemezdim, oğlumun yanında da içemiyorum” şaşkınlığı yaşamamak için “kuşakları” tanımak gerek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle