22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tartışma CBT 1441/31 Ekim 2014 19 TEOG adlandırması zihinleri karıştırıcı nitelikte İlköğretim düzeyinde verilen temel eğitimin, İmam Hatip Ortaokulları ile bölünüp parçalanması ve çocukların hayatlarının erken yaşlarda birbirlerinden ayrılması, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda sıralanan demokrasi eğitimi ve karma eğitim ilkeleri ile ulusallık, fırsat ve imkân eşitliği, bilimsellik, laiklik, süreklilik ve planlılık gibi öteki eğitim ilkelerinin hayata geçirilmesine olan olumsuz etkileri ise bu yazının sınırlarına sığmayacak kadar kapsamlıdır. bu bildirgeye göre de, temel eğitim kavramı ortaöğretim basamağındaki çeşitli programlara yönelmeden önce, öğrenilmesi gerekenleri, eğitimin içeriğini ve nitel yönünü kapsayan bir kavram olmaktadır. Bu bildirge ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği (RG:28789, 8.10.2013) tarandığında temel eğitim kapsamında öğrenilmesi gerekenler ya da ilköğretim düzeyinde öğrenim gören öğrencilere kazandırılması gereken davranışsal özellikler/kazanımlar gruplanarak aşağıdaki gibi sıralanabilir (Kabadayı, 2001, s.39). Temel eğitimle öğrencilere kazandırılacak davranışsal özelliklerin başında ulusal dil olarak Türkçe okuyup yazabilme, sözlü anlatım ve yazılı kompoze edebilmeyi kapsayan iletişim becerileri gelmektedir. İkinci grup özellikler ise kısaca temel sayısal yeterlikler ve problem çözebilme yeterliği başlığı altında toplanabilir. Temel eğitimin içeriğini belirleyen üçüncü davranışsal özellik, daha sonraki öğrenmeler için bir temel oluşturacağından öğrenmeyi öğrenme yeterliğidir. amacıyla bilim, eğitim, öğretim ve yayın kuruluşları başta olmak üzere, hayatın tüm alanlarında Türkçenin doğru ve etkin kullanımı sağlama (KB, 2013, s.50) hedefine nasıl ulaşacaksınız? Yarattığınız kafa karışıklığının farkında mısınız? Reşide Kabadayı Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi kabadayister@gmail.com M illi Eğitim Bakanlığı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) adını verdiği yeni bir uygulamaya geçti. İlköğretimden mezun olan öğrenciler, daha önce yapılan ortak sınavlarda aldıkları puanlar ve yaptıkları tercihlere göre, ortaöğretim düzeyinde herhangi bir liseye yerleştirildiler. Öğrencilerin istemedikleri halde, ikamet ettikleri yerlerden uzak liselere ve İmam Hatip Liselerine yerleştirilmek istenmesi gibi çok ama çok önemli sorunlar var. Ama TEOG adı da sorunlu, hatta yanlış. Kaldı ki Milli Eğitim Bakanlığının 2003 yılından beri tam 13 kez değiştirdiği halde İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde bile (RG:28789, 8.10.2013) bu adlandırmada yer alan ‘temel eğitim’ ibaresine rastlanmıyor. Öteki ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de örgün eğitim sistemi (formal education) hiyerarşik sırasıyla ilköğretim (primary education), ortaöğretim (secondary education) ve yükseköğretim (higher education/ tertiary education) olarak örgütlenmekte. Örgün eğitimin bu aşamalarında her biri için yaş sınırları belli olan çağ nüfusuna eğitim veriliyor. Böylece örgün eğitimin ilk basamağını oluşturan ilköğretim 613 yaş çağ nüfusuna verilen 8 yıllık zorunlu ve parasız eğitimin adı olmaktadır. Ortaokullar (middleschools) ise ortaöğretim değil ilköğretim kapsamında yer alan okullardır. AKP hükümetinin 4+4+4 düzenini getirebilmek için 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerde bile ortaokullar ilköğretim kapsamı içinde düşünülmekte. Kanunun değişik 7. maddesine göre ‘ilköğretimin …. dört yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile dört yıl süreli ve zorunlu ortaokuldan oluştuğu’ belirtilmekte (Değişik: 30/3/2012 6287/2 md). İlköğretimle ortaöğretim arasındaki en temel fark ise program çeşitliliğidir. Zira ortaöğretim kurumları olan liselerde öğrencileri (1) yükseköğretime; (2) hayata ve iş alanlarına ve (3) hem yükseköğretime hem de hayata ve iş alanlarına hazırlayanlar olmak üzere esas olarak üç tür program sunulmaktadır.1 Buna karşın ilköğretim düzeyinde, seçmeli dersler ve öteki öğrenme yaşantılarıyla zenginleştirilse bile, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de ülke çapında tek tip eğitim programı sunulmaktadır. Temel eğitim (basic education) kavramı burada devreye girmektedir. Zira temel eğitim bu ilk eğitim basamağında, yani ilköğretim basamağında okutulan eğitim programının ya da eski deyimle müfredatın adıdır. Yani ‘temel eğitim’ terimi bir öğretim basamağını değil ilköğretimin içeriğini nitelemektedir. Öte yandan, temel eğitim örneğin ilköğretimi okuyamamış, çeşitli nedenlerle terk etmiş, ancak daha sonra ilköğretimi bitirmek durumunda kalan yetişkinler dâhil çağ nüfusu dışındaki yaş gruplarına da verilebilir. Bu durumda verilen temel eğitim örgün eğitimin değil yaygın eğitimin kapsamına girmektedir. Yaygın eğitim olarak temel eğitim almış bir yetişkin örgün eğitimin ikinci basamağı olan ortaöğretime devam edemeyeceğine göre MEB’in getirdiği yeni uygulamanın (sistem demiyorum) Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) şeklinde değil İlköğretimden Ortaöğretime Geçiş (İOG) olarak adlandırılması gerekmektedir. İlköğretim müfredatının hem Türkiye’de hem de öteki ülkelerde kısaca ‘temel eğitim’ şeklinde adlandırılmasının nedenlerine gelinirse, bunlardan birincisi okumayazma ve temel sayısal yeterlikler gibi ilköğretimde kazanılan yeterliklerin daha üst öğrenmeler ya da daha üst eğitim basamakları için bir başlangıç ya da temel oluşturmasıdır. Yani ‘temel’ ibaresi aynı, ‘binanın temeli’, ‘temel hak ve özgürlükler’, ‘temel sağlık hizmetleri’ ya da ‘temel bilgiler’ terimlerinde yer aldığı gibi önem ve önceliği olan bir durumu nitelemek için kullanılmaktadır. Tam da bu nedenle ‘temel eğitim’ kavramı başka alanlarda da kullanılmaktadır. Örneğin ekonominin çeşitli alanlarında yeni istihdam edilecekleri işe hazırlayan iş öncesi başlangıç eğitimine de temel eğitim adı verildiği görülmektedir (Philips, 1975, ss. 16). İlköğretimin içeriğine temel eğitim adı verilmesinin ikinci nedeni ise herkesin daha üst eğitim basamaklarında ilerleyebilmek için gereken temel bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özelliklerle yaşamsal yeterlikleri kazanma hakkıdır. Bu hak 59 Mart, 1990’da, Jomiten’de (Tayland) kabul edilen ‘Herkes İçin Dünya Eğitim Beyannamesi Temel Öğrenme İhtiyaçlarını Karşılanması İçin Hareket Çerçevesi’ adlı bildirgede de dile getirilmektedir. ‘Temel eğitim’ kavramı ile ‘temel öğrenme ihtiyaçları’ kavramlarının birleştirildiği NEDEN TEMEL EĞİTİM? 5 GEREKÇE.. Aynı zamanda genel akademik yeteneğin birer bileşeni olan bu üç alandaki yeterlilikler daha sonraki öğretim basamaklarında öğrenmelerin gerçekleşebilmesinde önkoşul niteliğinde olmaları nedeniyle Jomiten Bildirgesinde ‘öğrenme araçları’ olarak da adlandırılıyor. Temel eğitimin içeriğini oluşturan dördüncü ve beşinci grup davranışsal özellikler, dengeli beslenme, çocuk bakımı, çevre ve hijyen alanlarında bilgilenip bilinçlenmeyi kapsayan sağlıklı yaşayabilme alanındaki yeterliklerle vatandaşlık ve demokrasi eğitimi ve bu kapsamda yer alan ulusal değerlerdir. Bunlara bir de İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde 2006 yılında getirilen değişiklikle (RG: 2.5.2006/26156, 5. ve 6. maddeler) öğrencilerin bilimsel düşünme düzeylerini yükseltmek, yaratıcı güçlerini ortaya çıkarmak ve bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma yöntem ve tekniklerini öğretmek gibi eğitim hedefleri eklenebilir. MEB’nın getirdiği uygulamaya İlköğretimden Ortaöğretime Geçiş (İOG) yerine TEOG adını vermesinin nedenleri üzerinde de durulabilir. Birinci neden çok basit bir şekilde, bakanlığın ‘ilköğretim’ kavramı ile ‘temel eğitim kavramı’ arasındaki farkı bilmemesi ya da TEOG adlandırmasının kulağa hoş gelmesi olabilir. Ancak burada hemen sormak gerekir. Kendiniz eğitim alanındaki kavramların anlamlarını bilmiyorsanız ve onları doğru kullanmıyorsanız sistemi nasıl yönetebilirsiniz? Başta öğretmenler olmak üzere gerek merkezden gerekse taşra örgütlerinden kavramların doğru kullanılmasını nasıl bekleyebilirsiniz? 20142018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planına koyduğunuz Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın önüne geçmek JOMİTEN BİLDİRGESİ: ‘ÖĞRENME ARAÇLARI’ İkinci olasılık MEB’nın İOG adlandırmasını kasıtlı olarak yapmamasıdır. Eğer böyle ise MEB’nın bir program bütünlüğü içinde iç tutarlılık gösteren 8 yıllık ilköğretim programını/ temel eğitimi, 4+4+4 uygulaması ile bölüp parçaladığını zihinlerden saklamak istediği düşünülebilir. Eğer böyle ise MEB İmam Hatip Ortaokullarını da temel eğitim kapsamına almak istemektedir. Oysa yukarıda listelenen ilköğretim programı /temel eğitimin hedefleri arasında çocukların erken yaşta bu okullara yöneltilerek, kendilerine bütünüyle yabancı bir dilin, Arapçanın yoğun bir şekilde öğretimi bulunmamaktadır. Kaldı ki Arapçanın erken bir yaşta ve yoğunlukla öğretilmesi temel Türkçe eğitiminin etkililikle gerçekleştirilmesini engellemesi yanında, öğrencilerin ilköğretim düzeyinde kendi dillerinde eğitim görme hakkını belli ölçülerde engelleyici niteliktedir. Ana dilleri Kürtçe olan çocukların bu dilde öğrenim görmesi tartışılırken, ana dilleri Türkçe olan çocukların aynı zamanda ulusal dil olan Türkçe öğrenim görme hakkının bir bakıma engellenmesini anlamak mümkün değildir. Üstelik ilk dört yıldan sonra ilköğretimin İmam Hatip Ortaokulları ve diğer ortaokullar olarak ikiye bölünmesi hem 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 2. maddesinde ‘Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçları’ başlığı altında hem de aynı kanunun 23. maddesinde ‘İlköğretimin Amaç ve Görevleri’ başlığı altında sıralanan hedeflerle örtüşmemektedir. Bir başka söyleyişle, İmam Hatip Ortaokulları uygulaması ile bu hedeflerin gerçekleşmesi ya da öğrencilerin bu hedeflerde ifadesini bulan davranışsal özellikleri kazanmaları pek mümkün değildir. KAYNAKLAR Kabadayı, Reşide. ‘Sekiz Yıllık İlköğretimde Öğrenciler Neleri Kazanmalıdır?’. Buca Eğitim Fakültesi Dergisi. (Özel Sayı): 13, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, 2001. KB. Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı. Onuncu Kalkınma Planı (20142018). Resmi Gazete Sayı: 28699, 6. Temmuz 2013. (www.kb.gov.tr). Philips, H.M. ‘What is Meant by Basic Education’. Paris: UNESCO, IIEP, International Institute for Educational Planning. (Seminar paper19), 1975. UNICEF, ‘Herkes İçin Dünya Eğitim Beyannamesi Temel Öğrenme İhtiyaçlarını Karşılanması İçin Hareket Çerçevesi’ (Tayland, Jomiten 59 Mart, 1990). NewYork: WCEFA, 1990. YOKSA KASITLI OLARAK YAPMIYORLAR MI? 1 Burada bilimsel ve teknolojik gelişmeler karşısında genel akademik eğitimin daha fazla önem kazanması nedeniyle tüm dünyada mesleğe hazırlayan ortaöğretim programlarının giderek kaybolduğunu, hatta ortaöğretimin ilköğretimin devamı haline gelme yolunda olduğunu belirtmek isterim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle