02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık CBT 1438/10 Ekim 2014 17 Akne ile ilgili öneriler Akneli gençlere, dış görüntülerini çok önemsedikleri bu yaşlarda, benlik algılamalarının bozulmaması, aknenin sosyalleşmelerine engel olmaması ve derilerinde yanlış yaklaşım nedeniyle akne izlerinin kalmaması amacıyla dermatologların, ebeveynlerin yardımcı olmaları gerekmektedir. Dr. Buket Pençe VKV Amerikan Bölümü Hastanesi Dermatoloji A kne az veya çok şiddetli olarak hemen hemen tüm ergenlerde görülmektedir. Genellikle kızlarda 14, erkeklerde 16 yaşında artış göstermektedir. Akneli gençlere, dış görüntülerini çok önemsedikleri bu yaşlarda, benlik algılamalarının bozulmaması, aknenin sosyalleşmelerine engel olmaması ve derilerinde yanlış yaklaşım nedeniyle akne izlerinin kalmaması amacıyla dermatologların, ebeveynlerin yardımcı olmaları gerekmektedir. Üstünde durulması gereken konular şunlardır:   1Psikolojik durum: Gençler psikolojik olarak aknenin büyük bir sorun değil, çocukluktan gençliğe geçişin belirtilerinden biri olduğunu düşünmelidirler. Aksi halde bu stresle de sivilce oluşumuna olumsuz etki yaparlar, yani sivilcelerinin artmasına neden olabilirler. “Görüntüm çok kötü oldu” yerine “İki senede bu görüntünün iz bırakmadan geçmesi için dikkatli olmalıyım” diye düşünmeleri daha doğru olacaktır. Ergenlik çağında çocuğu olan aileler de gençlere bu konularda destek olmalı, psikolojilerini daima yüksek tutmalarına yardımcı olarak sivilcelerin sadece gençlik döneminde görülen gelip geçici sorunlar olduğunu, bir uzman doktorla birlikte tedavilerini yapabileceklerini söyleyerek ilaçlarını sürerken yardım etmeli, sivilceler iz bırakacak kadar ciddileşmeden gerekli tedaviye başlamaya özen göstermelidirler. Maalesef deri hastalıklarında diğer sistem hastalıklarından çok daha sık olarak uzman doktor dışındaki kişilerce tedaviler önerilebilmektedir. Bazı merkezlerde bilinçsiz akneli cilt bakımları yapılmakta, gereksiz veya zararlı cerrahi işlemler, lazer tedavileri uygulanabilmektedir. Gençlerin ve ebeveynlerin bu gibi önerilere, işlemlere ve tedavilere rağbet etmemeleri gerekmektedir.   2Akne tedavisine başlarken: Hastalara tedavinin en az 8 hafta süreceği, kısa sürede sonuç alınamayacağı, ilaçların yine de düzenli kullanılmasının gerektiği tedaviye başlamadan anlatılmalıdır. Kızlarda aknenin âdet zamanlarında tekrarlayabileceği, ergenlerin sınav dönemi gibi stresli dönemlerinde aknenin şiddetlenebildiği mutlaka belirtilmelidir. Ayrıca akne tedavisinin ilk haftalarında komedonlarda belirginleşme olabileceği konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Ayrıca hastaların yaşam tarzlarını devam ettirmekte zorlanma yacakları tedavi seçeneklerinin uygulanmasına doktorla birlikte karar verilmelidir.   3Diyet: Akne ve diyet arasındaki ilişki yıllardır tartışılmaktadır. 19301960 yılları arasında çikolata, yağ, kuruyemiş ve tatlılar akneye neden olacaklarına inanıldığı için yasaklanmaktaydı. Daha sonraları ise bu sonuçlara ulaşılan tıbbi araştırmaların hatalı olduğu görüldü ve akne hastalarına diyet önerilmekten vazgeçildi. Son 10 yıldaki pek çok çalışmada ise diyet ve akne arasındaki ilişki yeniden kabul edilmektedir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte yağlı yiyecekler (çikolata, dondurma, süt, yoğurt, peynir, kuruyemiş, kızartma) akneyi artırabilmektedir. Bu etkinin mekanizması hakkında ise değişik görüşler ileri sürülmektedir.   4Aknenin sıkılması: Gençler sivilcelerini ve siyah noktalarını (açık komedon) tırnakları ile sıkarak tedavi edeceklerini düşünürler. Oysa bu kesinlikle yapılmaması gereken bir harekettir. Çünkü sivilce ve komedonları sıkınca içeriğin bir kısmı dışarıya boşalırken bir kısmı da deri içine yayılabilmektedir. Açık komedonları sıkmak isterken tahriş etmek iltihaplanmalarına yol açabilmektedir. Ayrıca tırnakla zedelenen deriden bakteriler girerek enfekte akneye neden olmaktadır. Sivilcelerle oynayıp onları sıkmak, kopartmak deride kırmızı, kahverengi lekelere ve çukur izlere de sebebiyet vermektedir. Akne skarı, post inflamatuar hiperpigmentasyon denilen bu sorunların tedavileri bazen aknenin tedavisinden daha uzun sürebilmektedir.   5Kozmetikler: Akneli gençler bir toplantıya gidecekleri, arkadaşlarının arasına çıkacakları zaman sivilceleri kapatmak için pudra, fondöten gibi kozmetikler kullanmamalıdırlar. Çünkü bunlar ufacık tanecikleri ile yağ bezlerinin dökme ağızlarını kapatarak komedonlara ve yeni sivilcelere neden olurlar. Kozmetik ürünlerde kakao yağı, lanolin, keten tohumu yağı, mineral yağlar, zeytinyağı, yer fıstığı yağı, vazelin, susam yağı ve ekstreleri bulunabilmektedir. Akneli cilde uygun olmayan bu ürünler yerine non komedojenik veya non aknejenik ürünler zorunlu zamanlarda ve kısa sürelerle kullanılmalıdır.   6Temizlik: Ergenlik yaşındaki gençlerin derileri yağlanmaya başlayınca ilk yapmaları gereken, deri temizliğine özen göstermek olmalıdır. Akneli ciltlerin temizliğinin amacı; deri yüzeyindeki kir, ter, yağ ve ölü deri hücrelerini tahriş etmeden ve aşırı kurutmadan akneli bölgeden uzaklaştırmaktır. Deriden su kaybını önleyen seramidler veya serebrosidler gibi deri komponentleri temizlenirse, istenilenin aksine sebase bezlerden sebum salınımı artabilir ve akneye ters etki yapar. Buna engel olmak için şunlara dikkat edilmelidir: a) Asit özelliğinde (pH:5.5) sabunlar, sindetler, asit salisilik veya benzoil peroksit gibi akne tedavisinde kullanılan maddeleri içeren sabunlarla yağ bezi kanallarının ağızları daima açık tutulmalıdır. Doğal sabunlar bazik olduğu için kullanılmamalıdır. Kuruluğa karşı hazırlanmış olan yağlı sa bunlar uygun değildir. b) Temizleyiciler musluk suyu veya mineral sularla iyice durulanmalıdır. c) Kolonyalı, parfümlü, alkollü temizleyiciler kullanılmamalıdır. d) Aşırı sıcak su kullanılmamalı ve sık buhar banyosu yapılmamalıdır. e) Şiddetli ovuşturma, fırça, kese, sünger kullanımı inflamasyonu artıracağı için zararlıdır. f) Deri yüzeyindeki yağı absorbe eden kil maskeleri derinin temizliğine yardımcı ürünlerdir. g) Günde 2 kez derinin temizlenmesi yeterlidir. h) Hafif peeling (soyma) ve porları (gözenekleri) sıkıştırma özelliği olan retinoik asitli solüsyon, jel ve kremler tonik olarak kullanılabilirler. 7 Nemlendirme: Aknenin tedavisi sırasında hastanın cildinde oluşacak kuruluğu düzeltmek gerekebilmektedir. Ancak aşırı nemlendirmek de akneye neden olabilmektedir. Kullanılacak olan nemlendiricinin non komedojenik olması çok önemlidir. Akne tedavisinde kullanılan bazı maddelerin nemlendiricilerde de bulunması bu açıdan çok uygun olur. Örneğin komedolitik olan yani siyah noktaları temizleyen salisilik asit % 2 oranına kadar nemlendiricilerde bulunur. Sülfür ve türevlerini içeren losyon ve kremleri kullanmak da yine akneli cilde uygundur.   8 Güneşin akneye etkisi: Bronzlaşmak aknenin belirgin görüntüsünü düzeltse de deriyi kalınlaştırdığı için komedonlarda artışa neden olmaktadır. Ayrıca yazın sıcak havalar; terlemeyi artırmakta ve akne benzeri isilik (miliaria) denilen kabartılar oluşturmaktadır. Bu nedenlerle ve güneşin deriyi yaşlandırdığı, lekelendirdiği, deri kanserlerine yol açtığı da göz önünde bulundurularak akneli hastaların yağsız jel veya süt formunda güneş koruyucu kullanmaları gerekmektedir. Akne tedavisinde dıştan kullanılan retinoik asit ve benzoil peroksit ile ağızdan verilen ve deriye sürülen antibiotiklerden tetrasiklinlerin ışığa karşı deriyi hassaslaştırmaları nedeniyle bu tedaviler uygulanırken de su bazlı yüksek faktörlü güneş koruyucular kullanılması gerekebilmektedir. Kitap ‘21. Yüzyıl İçin Planlama KurultayıIII 2324 Ekim tarihlerinde Ankara’da dördüncü yılına girecek ve dördüncüsü yapılacak olan “21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayları”nın geçen yıl yapılan üçüncüsü kitap olarak basıldı. Kurultay, Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce düzenleniyor ve liderliğini de eski DPT Müsteşarı Prof. Dr. Bilsay Kuruç yapıyor. Dr. Serdar Şahinkaya’nın editörlüğünde hazırlanan kitap Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi yayını olarak basıldı.. Konular iki ana noktada toplandı: İnsan ve Planlama ve KaynaklarSanayi, Bilgi ve Model.. Alt başlıklarında, İstihdam ve kadın emeği; eğitim ve bilimin tablosu, geleceği.. Konuların uzmanlarının ilginç ve kapsamlı değerlendirme ve tartışmalarının yer aldığı Kurultay kitabı, gelecek için düşünceleri merak edenler için çok önemli bir kaynak değerinde.. Kitaba önsöz yazan Prof. Dr. Bilsay Kuruç, yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: “Özellikle son on yılda Türkiye’de toplumun çeşitli katmanlarında ve genişleyen bir çevrede şikâyetler çoğalmıştır. Her düzeyde konuşma alanları, konular şikâyetlere göre şekillenmektedir. Çünkü, egemen karar merkezlerinin söylemleri ile yaşananlar arasında giderek açılan bir ‘tutarsızlıklar makası’ ortaya çıkmıştır. Bu tablo, geleceğe güveni azaltıyor; şüpheleri; endişeleri büyütüyor. Evet, perdeleri delip geçmek gerekiyor. Kurultaylarımızda yapılan görüşmeler bunun kolay olmadığını, ancak çaba gösterilirse yapılabileceğini ortaya koyuyor. Bu önemli bir sonuçtur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle