Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
iklim günlüğü için hayranlık vericidir. Şimdi Georgia Teknoloji Enstitüsü bilimcileri bu genç kadını yeniden ölümsüzleştirdi ve Vinci tablosunu kopyaladı. Fakat şimdiye dek hep olduğu gibi tuval veya kâğıda değil de, moleküllere. Mona Lisa’nın bu mini portresi topu topu bir insan saçının sadece üçte biri genişliğinde. Otuz mikrometre büyüklüğündeki bu mini tablo, atomik kuvvet mikroskobu ve Termo kimyasal nano litografi işlemi sayesinde elde edilmiş. Bu yöntemle mikroskop ucunun bir yüzeye nokta nokta konumlandırılmasıyla bu bölgede sınırlı kimyasal reaksiyon vuruluyor. Reaksiyonların bu mekânsal sınırlandırılması sayesinde mini Mona Lisa gibi karmaşık kimyasal görüntüleri elde etmek için gerekli hassasiyeti elde edebiliyoruz diye açıklıyor Jennifer Curtis. Mikroskop ucunun sıcaklığı, her noktada ne kadar molekülün dönüştürüleceğini belirliyor ve bu da atomik kuvvet görüntüsünün parlaklığı üzerinde etkili. Farklı yoğunlukta kimyasallardan oluşan resim en sonunda floresanlı boyalarla işlenmiş. Bilim insanlarına göre yeni yöntem nano elektronik, optik veya biyoloji mühendisliği gibi birbirinden farklı alanlarda yeni olanaklara kapı açıyor. re yöneticilerinin ölümcül hastalıkları önceden kestirip etkilerini azaltacak önlemler almalarına yardımcı olabileceğine dikkat çekiliyor. Guatemala’da olağandışı bir Maya frizi Grönland buzu alttan da eriyor Guatemala’da bulunan alışılmışın dışındaki bir Maya frizi büyüledi. 600 yılından kalma friz şimdiye dek gün ışığına çıkarılanların en ilgi çekicisi diyor arkeologlar. Francisco EstradaBelli ve ekibi, 8 X2 metrelik friz parçasını Guatemala kentinin 600 km. kuzeyinde Kolomb öncesi bir merkez olan Holmul’da Temmuz ayında bulmuş. EstradaBelli’niye göre frizin üzerinde tanrılar ve tüylerle ve yeşim taşlarıyla süslü yüksek rütbeli insanları temsil eden kişiler tasvir edilmiş. Bunların altında ise otuz yazı işareti içeren bir bordür var. Bu yazı işaretleri arasında frizde tasvir edilen insanların isimleri de bulunuyor. Büyük bir sanat eseri olarak nitelendirilen friz ayrıca Mayalıların en önemli dönemleri (250900 yılları arası) hakkında da bilgi veriyor. Henüz çok az araştırılmış kazı yerinde (Holmul) ayrıca İ.S.600 yılına ait bir piramidin de kalıntıları bulunmuş. Isınan iklim insanlarda çatışmayı körüklüyor Araştırmacılar, insanlık tarihi boyunca ve tüm dünyada, sıcaklıklar yükseldikçe insanların kafalarının da daha çok kızdığını ortaya koydu (Nature, 01 Ağustos 2013). Bu sonuç iklimdeki değişikliklerin insanlarda bir biçimde çatışma ve çekişmeleri körüklediğine işaret eden ve sayıları giderek artan başka araştırmalardan elde edilen bulguları destekliyor. Sıcaklıklar ve yağışlardaki küçük değişiklikler insanların farklı türlerde çelişkiler yaşama olasılığını arttırıyor. Bu çelişkiler araba sürücülerinin öfkeli korna çalışları gibi kişiler arası dalaşmalardan, ciddi iç savaşlara ve toplumsal çöküşlere uzanan geniş bir yelpaze oluşturuyor. Araştırmada çevresel değişim ve insan saldırganlığı ile ilgili 12,000 yılı aşkın bir süreye uzanan ve altı anakarayı içeren 60 farklı çalışmadan elde edilen verilerin yeniden gözden geçirildiği belirtiliyor. Değişiminin toprakta yarattığı etkiler Kaliforniya Üniversitesi ve ABD Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi’nden bilim insanları küresel ısınmanın toprak üzerinde yarattığı dünya çapındaki etkileri ölçen yeni bir bilgisayar modeli geliştirdi. Bu etkiler topraktaki bakteri ve mantarların karbonu nasıl denetlediklerine de ışık tutuyor. Bu mikrobik modelin sonuçları, toprakta meydana gelen sonuçların geleneksel modellerine kıyasla çok daha güvenilir. (Nature Climate Change) Yeni doppler radarı bu yaz uçuşa geçiyor Dünyamızın en dıştaki kılıfı olan litosferin kalınlığı bazı yerlerde 200 km’yi bulur. Fakat Grönland’da en fazla 7080 km kadar. Anlaşıldığı üzere bunun üstteki buzul için doğrudan etkileri Yunuslar asla unutmuyor var. Grönland’daki buz tabakası sadece yükselen su ve hava sıcaklığı yüzünden erimiyor. Postdam Jeoloji Araştımaları Merkezi bilim insanları, buzun, yer mantosundan dış kılıfa sızan sıcaklık yüzünden de alttan eridiğini saptadı. Bu etki bölgelere göre değişmekte ve bunun nedeni Grönland’daki çok ince litosfere bağlı. Litosferin ince olması yüzünden yer mantosundan daha fazla sıcaklık akıyor dolayısıyla da bu jeotermik ısınma ve Grönland’daki buz tabakası arasında karmaşık bir etkileşim yaşanıyor (Nature Geoscience). Bu kıtasal levhalar iklimde önemli bir rol oynuyor. Buz tabakaları ve sıcaklık artışı arasındaki etkileşim ve geri besleme süreçleri son derece karmaşıktır. Grönland yılda yaklaşık 227 gigaton buz kaybediyor ve bu şekilde deniz seviyesinde aşağı yukarı 0,7mm’lik bir değişime neden oluyor. Şu sıralar deniz seviyesi yılda üç milimetre kadar laşmadıkları hayvanların ıslıklarını çalmış. Yuyükseliyor. Elexej Petrunin ve Irina Rogoschina nuslar tanımadıkları hayvanların ıslıklarına hiç ile çalışan ekip şimdi buz/iklim modelini, Gronilgi göstermemişler. Oysa Bruck bu ıslıkları tanıland litosferine ait termomekanik modelle birdık hayvanların ıslıklarıyla karıştırınca yunuslar leştirdi. Modeli üç milyon yıl kadar geriye sarahoparlöre doğru yüzürek ıslıklara kendi “isim ısrak buz karot örneklerinden alınan ölçümleri de lıklarıyla” cevap vermişler. Bu da yunusların bu dikkate aldılar. Model hesaplamalarımız ölçümıslıkları tanıdıklarını kanıtlıyor. Hatta yunuslarlerle çok iyi örtüşüyor. Hem buz tabakasının kadan iki tanesi birbirlerini yirmi yıl görmemelerilınlığı hem de sıcaklık çok kesin bir şekilde göne rağmen tanıyabilmiş. rülebiliyor diyor Petrunin. Grönland’ın litosferi 2,81,7 milyar yaşında ve orta Grönland’da çok Nilgün Özbaşaran Dede incedir (7080km). nilodede@hotmail.com Yunusların şaşılası bir bellekleri var. Hayvanlar yirmi yıl görmedikleri hemcinslerini bile hatırlıyor. Yunusların bellekleri insanlarınkine benzer bir şekilde işliyor diyor Chichago Üniversitesi biyologu Jason Bruck (Proceedings of the Royal Society). Yunuslar birbirlerini “imzalı ıslıklarla” tanıyor. Her yunus yavruyken kişisel bir ses çıkarıyor. Bilim insanları bu sesin, isimle karşılaştırılabileceğini söylüyor. Bruck, Amerika’daki hayvanat bahçelerinde ve akvaryumlarda yaşayan büyük yunusları incelemiş. Kurumların ortak bir yetiştirme programı olduğu için bazı kurumlarda ilk yıllarını başka bir yerde geçiren yunuslar bulunuyor. Bruck yunuslara ilk önce hiçbir zaman aynı havuzu pay İklim değişikliğiyle hastalıklar arasında Girdaplar, oksijen bağlantı var Hastalıklarla çevresel koşullar ara gereksinimine sındaki ilişkiyi araştıran dünyanın önde gelen bilim insanlarından oluşan ulus katkı da yapıyor Kısaca HIWRAP olarak bilinen Highaltitude Imaging Wind and Rain Profiler (Yüksek irtifa görüntüleyici rüzgar ve yağmur radarı) adlı kendi kendini yönetebilen küçültülmüş Doppler radarı, kasırgalar arasında uçarak rüzgâr ve yağmurla ilgili ölçümler yapacak ve rüzgârla ilgili verilerin elde edilmesi amacıyla geliştirilen yeni bir deneyi sınayacak olan uçağın altına iliştirilecek. HIWRAP Atlantik Okyanusu’ndaki kasırgaları araştırmak üzere bu yaz başlatılan alan çalışması kapsamında geliştirildi. CBT 1379 7 / 23 Ağustos 2013 lararası bir ekibe göre iklim değişikliği, insan sağlığı ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında ciddi etkiler yaratarak, hastalıkların tüm dünyaya yayılmasında etkili oluyor. Science dergisinde yayımlanan araştırmada, hastalık sistemlerinin iklim değişkenlerine verdikleri tepki biçimleriyle ilgili örneklemelerin kamu sağlığı görevlilerinin ve çev Tropikal bölgelerde okyanuslar için can alıcı önem taşıyan oksijen nasıl sağlanır? GEOMAR Helm holtz Okyanus Araştırma Merkezi’nden okyanus bilimciler ilk kez bu soruyla ilgili niceliksel yanıtlar veriyor. Araştırmacılar söz konusu bölgelerde oksijen gereksiniminin yaklaşık üçte bir kadarının girdap ya da iç dalgalanmalar gibi birtakım çalkantılı süreçler tarafından sağlandığını ortaya koydu. Ortak Araştırma Merkezi SFB754 tarafından “Tropikal Okyanuslarda İklimBiyokimya Etkileşimleri” adlı proje kapsamında gerçekleştirilen araştırma Biogeosciences adlı dergide yayımlandı. Rita Urgan