Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR İlkel memelinin gizi çözüldü nı düşündüler, binlerce hayvan ithaf edildi ve canlı kümes hayvanları satan dükkanlar kapatıldı. Fakat virüs daha sonra da bulaşmaya devam etti. Dünya Sağlık Organizasyonu (WHO) Temmuz ayına kadar virüsün 133 kişiye bulaştığını ve 43 kişinin de hayatını kaybettiğini açıkladı. Hatta WHO Nisan ayında ender vakalarda virüsün insandan insana bulaşmış olabileceğini ve üç ailede virüsün doğrudan doğruya bir yakından diğerine bulaştığını bildirmişti. BaoChangjun ve ekibi şimdi bir aileyi daha yakından inceledi. Altmış yaşındaki babaya virüs Mart ayında bulaşmıştı. 32 yaşındaki kızı hiçbir önlem almadan hasta babasıyla ilgilenince daha sonra doğrudan doğruya kümes hayvanıyla temas etmemesine rağmen hastalanmış. Baba ve kızı daha sonra çoklu organ yetmezliğinden yaşamlarını yitirmişler. Bilim insanları iki vakada da virüsün neredeyse birebir özdeş köküne rastlamışlar. Bu yüzden virüsün babadan, kızına bulaştığı sanılıyor. sitler) bozarak, hızla ölüme götüren bir Dang varyantı görülmekte. Ayrıca mutasyona uğrayan sinekler çok daha saldırgan ve olasılıkla da halihazırdaki böcek ilaçlarına karşı direnç kazanmış durumda. Nikaragua’da bugüne dek en az 6 kişi yaşamını yitirmiş ve hastalık 2000’i aşkın kişiye bulaşmış durumda. Honduras’taki ölü sayısı ise 17’ye çıktı ve 15.000 kişi de hasta. Belli başlı sivrisineklerle bulaşan Dang hummasıının başlıca belirtileri yüksek ateş ve eklem ağrıları. Hastalığa karşı henüz bir aşı bulunmuyor. Dang ateşi olarak da bilinen hastalık daha çok tropikal ve subtropikal bölgelerde en çok da Güneydoğu Asya’da, Pasifik’te, tropikal Afrika’da, Orta Amerika ve Karayip’lerde görülüyor. Ancak İngilizlere göre Dang humması dünya genelinde bilinenden çok daha yaygın. 2010’da dünya genelinde 300 milyon enfeksiyon gizli kalmış olabilir. Dünya Sağlık Organizasyonu’na göre yılda 50100 milyon enfeksiyon vakası yaşanmakta (Nature). Bilim insanları ince tüylü ve zehir bezleri bulunan, soyu uzun süre tükenmiş olan ilkel bir memelinin nasıl göründüğünü çözdüler. Hafif gövdeli Megaconus’un arka ayaklarındaki zehir bezleriyle düşmanlarına karşı koymuş olduğu sanılıyor. Hayvan neredeyse bir fare büyüklüğünde (Nature). Yüz yıldır hayvanın dişlerinden başka bir şey bilinmiyor du. “Neredeyse yüz yılı aşkın bir süredir paleontologlar dişlerin ait olduğu hayvanın ne şekilde görünmüş olabileceği üzerinde kafa patlatıyorlardı” diyor Bonn Üniversitesi’nden Thomas Martin. Uluslararası bir araştırma ekibi, Çin’in kuzeydoğusunda bulunan 165 milyon yıllık tüm bir iskeleti inceledi. Ön azı dişlerindeki çıkıntılarla hayvanlar olasılıklı bitkileri öğütüp yemişler. İlkel memeliler her şeyden önce böceklerle beslendikleri için çenenin alışılmışın dışında gelişmiş olduğunu söylüyor bilim insanları. Demek ki çenenin uyum sağlaması sadece çağdaş memelilere özgü değil. Evrim sürecinde de ileri derecede uyum görülebiliyor diye açıklıyor Martin. Kemik yapısına bakılırsa Megaconus’un yerde yaşamış olması gerekiyor. 250 gramlık hayvan, zehir bezleri sayesinde düşmanlar için kolay bir av olmuyordu diyor uzmanlar. Dang hummasından mutasyon mu sorumlu? Nikaragualı bilim insanlarının tahminlerine göre Orta Amerika’daki Dang humması salgınının sorumlusu, sivrisinek kalıtımında meydana gelen bir mutasyon olabilir. Bölgede hastalığın eski biçimi her zaman vardı diyor Chinandega Barrios Laboratuvarı’ndan Ricardo Aguliar Noguera. Fakat şu sıralarda görülen vakalarda kan pulcuklarını (trombo Elmas, hücrelerin sıcaklığını ölçüyor: Nano termometre HYN9: 43 kişi öldü Uzmanlar ölümcül kuş gribi H7N9’un insandan insana bulaştığıyla ilgili yeni kanıtlar saptadılar. Bulgularımız yeni virüsün bir salgına sebep olabileceğini gösteriyor diyor Hücrelerin içindeki sıcaklığı kesin bir şekilde ölçen yeni bir teknik için daha önce kuvantum bilgisayarları için geliştirilen yapay elmastan yararlanıldı. Çünkü bunlar sıcaklığa karşı çok duyarlı. Kuvantum deneylerinde olumsuz etki yapanın biyoloji ve tıpta işe yarayabileceği sanılıyor. Küçük bir hileyle canlı hücrelerdeki minik parçaların sıcaklığı ayarlanabiliyor. Harvard Üniversitesi fizikçilerinden Georg Kucsko ve Peter Maurer bugüne dek özellikle de nano elmaslara uzun bir süre için kuvantum bilgilerinin ne şekilde yazılabileceğini araştırıyordu. Burada amaç kuvantum dünyasındaki fenomenlerin son derece hızlı işlemlerde kullanılmasına izin veren bir kuvantum bilgisayarının geliştirilmesiydi. Bilim insanları bu tür elmasları, canlı cilt hücrelerinin çeşitli bölgelerine yerleştirdi. Bir hücrenin küçük alanlarındaki sıcaklık binde bir derecelik bir hata payıyla ölçüldü. Ve bu yöntem halihazırdaki yöntemlere kıyasla on misli daha doğru. Bilim insanları hücrelerin içindeki sıcaklığı değiştirebilmek için hücrelerin içine ilave olarak altın nano partiküller yerleştirdikten sonra bunları da lazerle ışınlamışlar. Bu şekilde hücrenin belli başlı bölgelerindeki sıcaklık etkilenmiş ve nano elmaslarla da kontrol altına alınabilmiş. Kucsko bu tür bir nano termometre ile kimyasal reaksiyonların kontrol edilebileceğini söylüyor. Nitekim bu şekilde sıcaklığın iki madde arasındaki sınır bölgede ne şekilde aktığı ölçülebilir. Ayrıca gen espresyonundan hücresel metabolizmaya kadar her şey sıcaklıktan çok fazla etkilenmekte. Mesela sıcaklık efektleri tümör hücrelerinin öldürülmesinde kullanılmakta. Ancak hücrelerin içindeki sıcaklık kesin olarak bilinmediğinden sorunlar yaşanır. Oysa nano termometre bu bilgileri en doğru bir şekilde veriyor. Dünyanın en küçük Mona Lisa tablosu Mona Lisa dünyaca ünlüdür. Neredeyse herkes Leonardo da Vinci tarafından 1503 yılında resmedilen Floransalı Lisa del Giocondo’yu bilir. Özellikle de Mona Lisa’nın gülümseyişi birçok kişi Türlerin yok oluşu toprağı çoraklaştırıyor Birçok hayvanın bitkiyle beslendiğini herkes bilir. Fakat İngilizler şimdi beslenme zincirinin farklı bir yönde işlediğini de gösterdi. Büyük hayvanlar, normalde kıtlığın yaşandığı bölgelere önemli besleyici maddeler taşıyor. Oxford Üniversitesi’nde Christopher Doughty ve ekibine göre, 12.000 yıl önceki türlerin yok oluşu Amazonlar’daki bitki dünyası üzerinde olağanüstü bir etki yapmış. Büyük hayvanların yok oluşu besleyici maddelerin azalmasına yol açmış ki bu bölge günümüzde de hâlâ verimsizdir. Büyük hayvanların yok olduğu başka bölgelerde de aynı tehlike görülebilir (Nature Geoscience). Küçük bir otomobil büyüklüğünde hortumlu hayvanlar, dev tembel hayvanlar ve dev armadillolar (Pridontes maximus) tüm bu hayvanlar, insanlardan çok önce Güney Amerika’da yaşıyordu. Bu megafaunanın besleyici madde dağıtıcısı olarak ekosistem için önemli bir işlevi vardı. Çünkü besleyici maddelerin çoğu Andlar’dan nehirlerle Batı Amazon havzasına ulaşır. Ancak su akıntılarının ötesinde kalan bölgeler verimsizdir. Geniş alanlara dağılabilen bu büyük hayvanlar besleyici maddeleri dışkılarıyla ya da öldükleri zaman bedenleriyle çevreye yayıyorlardı. Yani bir hayvan ne kadar büyükse besleyici maddelerin dağıtılmasındaki rolü de o kadar büyük. Pleistosen’in sonlarında insanların yaklaşık olarak 12.000 yıl önce Güney Amerika’ya gelmeleriyle birlikte ortalama olarak 1156 kilo ağırlığında olan altmış dört türün soyu tükenmiş ve hayvanların yaşam alanları altmış iki kilometrekareden yedi kilometrekareye düşmüş. Bu nedenle de besleyici maddeler daha çok nehir deltalarında veya sel bölgelerinde kalmış. Mesela fosforun dağılımı %98 yok olmuş. Matematiksel model ile, örneğin gergedan veya fil gibi hayvanların yok oluşuna bağlı çevresel sonuçlar tahmin edilebiliyor. BaoChangJun (Nanjing Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi) British Medical Journal dergisinde. Kuş gribi H7N9 Mart ayında ilk kez insanlarda teşhis edilmişti. Birkaç hafta içinde hastalık bulaşan insanların sayısı hızla arttı. Birçok kişide virüs akciğer iltihabına neden oldu. Birçok vakada yetkililer virüsün insanlara kümes hayvanlarından bulaştığıı CBT 1379 6 / 23 Ağustos 2013