26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR Anne sütünde 700’ün üzerinde bakteri sanları şimdi katil hücrelerin ömrünü önemli oranda arttırdı. Yenilenmiş T lenfositlerin insan bedenindeki tümör hücrelerini öldürüp öldürmedikleri ve bedendeki diğer hücreleri etkileyip etkilemedikleri araştırılacak. Olumlu sonuç alındığı takdirde hücreler doğrudan doğruya hastalara aşılanabilecek. Kyoto Üniversitesi’nden Shinya Yamanaka, iPShücrelerine geri programlama tekniği için 2012 Tıp Nobel ödülünü almıştı. iPShücrelerinin üretimi gerçi artık alışılmış hale geldi ama çok zaman alıyor. Ayrıca La Jolla Rejeneratif Tıp Merkezi’nde moleküler biyolog Jeanne F.Lohring de, bu işlem sırasında kalıtım maddesi DNA’da değişimler meydana geldiğini de göstermiştir. Bu şekilde genlerde kanserin ilerlemesinde etkili olan mutasyonlar meydana gelmiş. Bu nedenle iPShücreleri kanserle savaşmak yerine kanserin ilerlemesine neden olabiliyor. Bu riskler iyice araştırılıp incelendikten sonra indüklenmiş katil hücreler kanser tedavisinde kullanılabilecek. Resimde Japon bilim insanları tarafından bir tür kök hücrelerden kazanılan yeni tür akyuvarlar (Tlenfositleri) görülüyor. kuyrukluyıldızların, Samanyolu’muzdaki yıldızlarda, gezegenler kadar sık göründüğünü tahmin ediyor. Kuyrukluyıldızlar güneş sistemimizde sıkça görülen buz ve toz birikimleridir. Bu “kirli kartoplarının” çapı sadece beş ila yirmi kilometre arasındadır ve normalde güneşten uzakta dönerler. Fakat yörüngelerinden atıldıklarında güneşe yaklaşır ve eriyerek dev bir kuyruk oluşturur. Bu uzun gaz ve toz bulutunun malzemesi yıldızın ışığını belli başlı dalga uzunluğunda yutarak, yıldız ışığının tayfında karakteristik koyu çizgiler bırakır. İşte Welsh’in ekibi üç gözlem kampanyasında bu şekilde altı yıldızda, kuyrukluyıldız saptamış. Bu uzak kuyrukluyıldızların tespit edilmesi düşündüğümüzden daha kolaymış diyor Welsh. sürülüyordu diyor Ribechini. Kimyasal, mineralojik ve botanik içerikler, karışımın önemli ölçüde çinkodan oluştuğunu gösteriyor. Bir santimetre kalınlığında ve dört santim çapındaki ilaç her şeyden önce nişasta, demir oksit, balmumu ve çam sakızı içeriyor. Ayrıca odun kömürü, keten lifi, nişasta tanesi, zeytin ağacı poleni gibi çok sayıda bitki kalıntısı da tespit edilmiş. İspanyol bilim insanlarının American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanan araştırma yazısına göre anne sütünde 700’ün üzerinde bakteri bulunabiliyor ki bu oran tahmin edilenden çok daha fazla. Bilim insanları şimdi bebek maması üreticilerinin daha iyi ürünler geliştirebileceklerini düşünüyor. Yeni saptanan bakterilerin bağışıklık sisteminin gelişimi için yararlı oldukları anlaşıldığında bunlar bebek mamalarına eklenerek, alerji, astım ve otobağışıklık hastalıkları riskini düşürülebilir. Önceki araştırmalarla emzirilen bebeklerde alerjinin daha ender görüldüğü anlaşılmıştı. Agro Kimya ve Gıda Teknolojisi Enstitüsü’nden (ATACSIC) Maria Carmen Collado ve Kamu Sağlığı Araştırma Merkezi’nden (CSIPGVA) Alex Mira, bununla birlikte yeni keşfedilen bakterilerin bileşimlerinin ve yenidoğanlardaki biyolojik rolünün kesin olarak öğrenilmesi gerektiğinin altını çiziyor. İspanyol bilim insanları anne sütünün bakteri tablosunu hazırlarken, DNA sekanslamasına dayanan bir teknikten yararlanmış. Bu çalışma sırasında şişman annelerin veya hamilelik döneminde çok fazla kilo alan kadınlardaki mikroorganizma çeşitliliğinin daha fakir olduğu ortaya çıkmış. Ayrıca önceden programlanarak sezaryenle doğum yapan annelerin sütündeki bakteri çeşitliliği de daha az. CBT 1348/ 6 18 Ocak 2013 Bir Japon araştırma ekibi, kansere göre uzmanlaşmış uzun ömürlü katil hücreler üretti. Bu hücrelerle kanser tedavisi için yeni yöntemler geliştirilebilecek. Yokohama Riken Araştırma Merkezi’nde Hiroshi Kawamoto ve ekibi, önce akyuvarları bir tür embriyo haline yani indüklenmiş pluripotent kök hücrelerine (İPShücreleri) dönüştürmüş, bunlardan ise yeni katil hücreler üretilmiş (CellStem Cell). Katil hücreler (TLenfositleri) bedendeki yabancı organizmaları veya hasta hücreleri tanıyarak öldürür. Katil hücreler kanser hücrelerini de tanıyıp etkisiz hale getirebildikleri için yıllardan bu yana kanser araştırmalarının odağındaydı. Ne var ki katil hücrelerin sayısı ve ömrü başarılı bir tedavi için yeterli olmadığından, bugüne kadar etkili bir kanser tedavisi mümkün olmamıştı. İşte Japon bilim in Kansere karşı uzun ömürlü katil hücreler Amerikalı astronomlar uzak yıldızlarda altı kuyrukluyıldız keşfetti. Berkeley Kaliforniya Üniversitesi’nden Barry Welsh ve ekibi yeni gözlemi Long Beach’de (Kaliforniya) gerçekleştirilen Amerikan Astronomi Birliği’nin (AAS) konferansında sundu. Bunlar diğer yıldızlarda bulunan ilk kuyrukluyıldızlar değil. Daha önceden bilinen dört örnek var. Welsh yeni gözlemlere dayanarak bu uzak Uzak yıldızlarda yeni kuyrukluyıldızlar İtalyan bilim insanları iki bin yıldan bile eski olan bir ilaç buldu. Pisa Üniversitesi’nden Erika Ribechini’nin Proceedings dergisindeki araştırma yazısına göre söz konusu ilaç göz hastalıkları içindi. Araştırmacılar iki bin yıl önce Toskana sahilinde batan Relitto Del Pozzino gemisine ait çinko bir kap içindeki grimsi bir maddeyi incelemişler. Analizler sonucunda parçalanmış topağın bileşiminin ve biçiminin göz ilacı için uygun olduğu anlaşılmış. İlaç doğrudan doğruya göz kapaklarına 2000 yıllık ilaç Mars aracı Curiosity tel fırçasıyla Kızıl Gezegen’de ilk kez bir taşı fırçaladı. Bu işlem daha sonra diğer ölçüm aletleriyle taşın bileşimi hakkında daha fazla bilgi almak için gerekliydi. NASA’dan yapılan açıklamaya göre aracın robot kolundaki tel fırça Gaie kraterindeki “Ekwir1” olarak isimlendirilen bir taşı tozdan arındırmış. Sonucun çok iyi göründüğünü söyleyen NASA araştırmacısı Diana Trujiilo, “Curiosity”nin aynı bölgede bundan sonra matkabını da kullanabileceğini tahmin ediyor. Bugüne kadarki en pahalı ve en gelişkin tekniklere sahip Mars aracı neredeyse yarım yıldır Mars’ta yolculuk ederek yaşamın izlerini arıyor. Altı tekerlek üzerinde hareket eden dokuz yüz kilo ağırlığındaki robot, bir zamanlar gezegende akmış olan suyun varlığıyla ilgili kanıtlar da buldu. NASA’nın açıklamasına göre bundan sonraki Mars aracı 2020 yılında Mars’a gönderilecek. Curiosity Mars aracı ilk kez tel fırça kullandı Dev deniz sürüngeni kendi boyunda hayvanları yutuyordu Okyanuslarda mezozoik dönemde bile gerçek devler yaşıyordu. Bunlardan en eskileri 240 milyon yıl önce yaşayan ve sekiz metreden daha uzun olan Thalattoarchon saurophagis. Deniz sürüngeninin fosilinden anlaşıldığı üzere bu ilkel hayvan kendi büyüklüğündeki hayvanları bile avlayabiliyordu. Uluslararası araştırma ekibinin Proceedings of the National Academy of Sciences dergisindeki yazısına göre dev sürüngen bu yetisini kuvvetli çenesine ve keskin dişlerine borçluydu. 8,60m uzunluğundaki deniz sürüngeninin fosili 1997 yılında Nevada eyaletindeki dağ sırasındaki bir kaya oluşumunda bulunmuştu. Fakat dev iskelet ancak 2008 yılında Alman paleontolog Nadia Fröbisch tarafından yerinden çıkarılmıştı ve o zamandan bu yana korunuyordu. Fosilin neredeyse kafatasının tamamı, yüzgeçlerin bazı kısımları ve kuyruk ucuna kadar belkemiğinin tümü korunagelmiş. İlk incelemeler sonucunda hayvanın çok kuvvetli bir çenesi olduğu görülmüş. Büyük dişler çok keskin kenarlı diyor araştırmacı. Bu çeneyle hayvan büyük sürüngenleri kolayca yakalayıp, parçalayabiliyordu. Yırtıcı deniz sürüngeninin fosili 244 milyon yıl önceki ekosistemlerin evrimi ve dinamiği için değerli bilgiler vermesi açısından da önem taşıyor. Çünkü o tarihlerde canlılar dünyası, dünya tarihinin en büyük toplu ölümlerinden sonra yeni yeni toparlanıyordu. 250 milyon yıl önce Perm’den Trias’a geçişte okyanuslardaki tüm hayvan ve bitki türlerinin yüzde seksen ila doksan altısı birdenbire yok olmuştu. Bu yok oluşa tam olarak neyin sebep olduğu kesin olarak bilinmiyor. Fakat o zamanki ekosistemlerin bu küresel felaketi bugüne kadar sanılandan çok daha hızlı bir şekilde atlattıkları bir gerçek. Çünkü Thalattoarchon sauraphagis toplu ölümlerden sadece sekiz milyon yıl sonra yaşıyordu. Böylesine muazzam bir deniz sürüngeninin büyük bir felaketten sonraki varlığı, evrimin kayıpları ne kadar çabuk telafi ettiğini gösteriyor diyor bilim insanları.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle