17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uyku bozukluklarının giderilmesi ruhsal sorunlara da çözüm getiriyor D epresyon ya da başka ruhsal rahatsızlıkları olanlar çoğu zaman uykusuzluk, gündüz sersemliği ve uykuya bağlı daha nice sorundan yakınır. Şimdilerde araştırmalar uykuyla ilgili sorunlara çözüm getirilmesinin ruhsal rahatsızlıkların sağaltımında da son derece etkili olduğunu ortaya koyuyor. Son araştırmaların büyük bir bölümü, uyku sırasında kişinin soluğunun durmadan kesildiği yaygın bir durum olarak bilinen, uyku apnesinin ruhsal hastalıklara yol açtığını ya da bu tür hastalıklarla ilgili belirtileri kızıştırdığını gözler önüne seriyor. Daha önceki yıllarda yapılan küçük çaplı araştırmalarda uyku apnesiyle depresyon arasında bir ilinti olduğuna dikkat çekilmişti. Şimdi Hastalık Denetim ve Önleme Merkezleri tarafından yapılan bir araştırma bu bağlantıyı daha da güçlendiriyor. Söz konusu araştırma kapsamında uyku apnesi sorunu olan yaklaşık 10,000 Amerikalı erişkinin tıbbi ka CBT 1348/ 3 18 Ocak 2013 yıtları incelendi. Uyku apnesi tanısı konanlarla uyku apnesi olmayanlar arasında bir kıyaslamaya gidildiğinde, uyku apneli erkeklerde depresyona yakalanma olasılığının iki kat, kadınlarda da beş kat daha yüksek olduğu görüldü. Araştırmayı yürüten Anne G. Wheaton ve arkadaşları Sleep dergisinin Nisan sayısında yayımlanan yazıda uyku apnesine bağlı oksijen eksikliğinin hücrelere zarar verip normal beyin işlevlerini önleyebileceğini belirtiyorlar. Kısa bir süre önce Cleveland Kliniği’nde yapılan bir araştırma da uyku apnesi sorununu gidermenin depresyon belirtilerini azaltabileceği yönünde umut verici birtakım bulgulara işaret ediyor. Bu araştırma kapsamında hastalara yatmadan önce gırtlaklarındaki basıncı arttıran bir makineye iliştirilmiş maskeler giydirildi. Basıncın arttırılması, uyku apnesinde çoğu zaman solunumun durma nedeni olan, hava yolundaki çöküşün önlenmesine yol açar. Ruhbilim uzmanı Charles Bae ve meslektaşları bu düzenekten yararlanmak suretiyle uyku apnesi tanısı konan 779 hastayı iyileştirdiler. Ortalama 90 gün boyunca bu düzenekle uyuyan hastaların tümündedaha önce depresyon tanısı konup konmadığına, ya da antidepresan alıp almadıklarına bakılmaksızındepresyonla ilgili yaygın belirtilere çok daha az tanık olunduğu belirtildi. Araştırmadan elde edilen bulgular geçtiğimiz Haziran ayında Boston’da yapılan Uyku 2012 konferansında kamuya sunuldu. Hastaların uyku düzenlerinin incelenmesi ruhsal rahatsızlıklarla ilgili belirtilerin erkenden hastaların psikiyatrik ilaçları denemelerinden bile önce giderilmesine olanak tanıyabilir. Uykunun erken yaşlardaki ruhsal rahatsızlıklarla bağlantılı olduğunu ortaya koyan üç yeni araştırmaya göre, bu tür bir sağaltım özellikle çocuklar açısından son derece önemli. Ağustos ayında yapılan ve Medical Hypotheses dergisinde yayımlanan bir araştırmada dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve ergenlerin yaklaşık %2550 kadarının uyku sorunları yaşadıklarına dikkat çekiliyor. Bu araştırmadan birkaç ay önce Pediatrics dergisinde yayımlanan bir raporda da, araştırmaya katılan 11,000 çocuk denekten (anababalarının ifadelerine göre) uykuda düzensiz soluyanlarda davranışsal güçlüklerin dört yaşında %40, yedi yaşında %70 daha fazla olduğu belirtiliyor. Uyku bozuklukları duygu durumlarını da etkiliyor. Üstelik bu etki yalnızca huysuzluk yaratmakla da sınırlı kalmıyor. Journal of Mental Health Policy and Economics (Ruhsal Sağlık Politikaları ve Ekonomi) dergisinin Mart sayısında yayımlanan rapora göre, gün içinde sersemlikten yakınan ergenlerin üzüntüye kapılma olasılıkları da daha yüksek oluyor. RU, Scientific American online S Transyağ ağırlıklı beslenme saldırganlığı körüklüyor erinkanlılığınızı korumak istiyorsanız o yağlı tavuk kanatlarından ve vıcık vıcık tatlılardan uzak durmanız gerekebilir. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma yüksek düzeyde trans yağ içeren yiyeceklerle beslenen insanların saldırganlığa daha eğilimli olduklarını ortaya koyuyor. Araştırmalardan elde edilen bulgular trans yağlar, ya da hidrojenize yağlarla kalp hastalıkları ve kanser arasında yakın bir ilinti olduğuna işaret ettiğinden son yıllarda sıkça haber konusu oldu. Kimi yerlerde trans yağların kullanımını yasaklayan yasalar yürürlüğe girdiyse de, lokantalarda ve çok sayıda hazır yiyeceklerde bu yağlar yaygın biçimde kullanılıyor. Trans yağların sağlıklı bir yağ türüyle etkileşimini fark eden Kaliforniya Üniversitesi tıp uzmanlarından Beatrice Golomb bu yağların davranış biçimini de etkileyip etkilemeyeceğini merak etti. Daha önce yapılan araştırmalar, kısaca DHA olarak bilinen, dokosaheksaenoik asit adlı uzun bir omega3 yağlı asit zincirinin sakinleştirici, antidepresan bir etki yarattığını gözler önüne sermişti. Trans yağların yağlı asitlerin DHA’ya dönüşmelerini sağlayan kimyasal süreci kesintiye uğratmasından yola çıkan Golomb bu yağların saldırganlıkla ilintili olabileceğinden kuşkulandı. Golomb’un Mart ayında PloS ONE adlı dergide yayımlanan araştırması kapsamında, 20 yaşın üzerinde 1018 kadın ve erkek denek beslenmeyle ilgili bir sorgulamanın yanı sıra, sabırsızlık, çabuk öfkelenme ve saldırganlık gibi özelliklerin ölçüldüğü çeşitli incelemelerden geçirildi. Golomb ve arkadaşları, etkili olabilecek başka unsurlar göz önünde tutulduğunda bile, trans yağ tüketimiyle saldırganlık arasında güçlü bir bağlantı bulunduğuna tanık oldular. Golomb,“Trans yağlarla saldırganlık arasında yaş, erkek cinsiyeti, eğitim ve sigara gibi kimi geleneksel risk unsurlarına kıyasla çok daha sıkı bir bağlantı var,” diyor. Araştırmadan elde edilen bulguların her iki cins, tüm yaş grupları, tüm etnik ve sosyoekonomik sınıflar için de geçerli olduğu görüldü. Aradaki sıkı bağlantıya karşın, araştırma yağların saldırgan davranışa neden olduğu yönünde herhangi bir kanıt sunmuyor. Bir olasılıkla, doğası gereği saldırgan olan insanlar sağlıklı besinleri daha az tüketiyor olabilirler. RU, Scientific American online/ 31 Temmuz 2012 Sıcak iklimler biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor E n büyük toplu ölümler dünyada 252 milyon yıl önce meydana geldi. Denizlerde yaşayan türlerin yüzde doksan beşi ve karada yaşayanların üçte ikisi jeolojik açıdan kısa sayılan 200.000 yıllık bir süre içinde yok oldu. Toplu ölümlere neyin sebep olduğu hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Ancak iklimsel değişimlerin etkili olduğu kesin ve Zürich Üniversitesi şimdi bu gelişmeyle ilgili ayrıntılar buldu. Paleontolog Hugo Bucher yönetimindeki ekip, örneğin ammonit ve konodontların (omurgalıların bir akrabasına ait soyu tükenmiş bir grup) en parlak dönemlerini sanılandan üç ile dört milyon yıl daha önce yaşadıklarını saptamış. Anlaşıldığı üzere toplu ölümlerden sonra iklim uzun vadede aynı şekilde devam etmek yerine önemli oynamalara sahne olmuş. İlk önce soğuk, daha sonra çok sıcak sonra yine soğuk bir evre yaşanmış. Düşük sıcaklıklar sayesinde deniz faunasındaki çeşitlilik artmış. Ara evredeki daha sıcak iklimde (atmosferde yüksek oranda karbondioksitle ilişkili) gerçi yeni türler gelişmiş ama bunlar kısa ömürlü olduğu gibi sıcaklık da uzun vadede biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etki yapmış. Bilim insanları konodont fosillerindeki oksijen izotoplarının bileşimini analiz etmişler. İncelemelere göre Trias’ın başlarında yani 249 milyon yıl önce soğuk bir iklim hüküm sürmüştü. Bu soğuk evreyi takip eden kısa bir iklim evresi çok sıcaktı. 247,9245,9 milyon yıl önce İlk Trias’ta yeniden soğuk bir iklim yaşanmış. Değişken iklimin fauna ve flora üzerindeki etkisini inceleyen araştırmacıların sonuçlarına göre biyolojik çeşitlilik en fazla soğuk evrelerde artmış. Bunu takip eden çok sıcak evrede deniz faunasında ve bitki dünyasında önemli değişimler meydana gelmiş. Sıcak evrelerdeki biyolojik çeşitlilikte görülen azalma, atmosferdeki karbon izotoplarının bileşimindeki oynamalarla ilişkili. Bunlar ise doğrudan doğruya volkanik püskürmelerden yayılan karbondioksitle bağlantılıdır diyor bilim insanları. Muazzam miktardaki organik malzemenin indirgenişi suda bulunan oksijenin büyük bir kısmını tüketmişti. Bunun sonucunda ise okyanuslardaki yetersiz oksijen yüzünden çok sayıda türün soyu tükenmiş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle