23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uygulamalı dilbilim ve yabancı dil eğitimi Türkiye’de yabancı dil eğitimi alanında yaşamakta olduğumuz başarısızlığın temel nedenlerinden bir tanesi, yabancı dil eğitimini bugüne kadar bir milli eğitim politikası olarak bilimsel bir akademik çerçeveye oturtamamış olmamızdır. Prof.Dr. Sinan Bayraktaroğlu, sinanbayraktaroglu1@gmail.com Ü stelik, yabancı dil eğitiminin akademik olduğu kadar, pedagojik uygulamaların son derece pratik bir şekilde yapılmasını gerektiren bir mesleki eğitim olduğunu da yeterince kavramış değiliz. Durum böyle olunca, yabancı dil eğitimi alanında, özellikle yabancı dil öğretmeni yetiştirme alanında çok sayıda hata yapılmakta, bu hatalar da içinden çıkılması mümkün olmayan sorunları beraberinde getirmektedir. Üniversitelerimizdeki mevcut yapılanmaya baktığımız zaman, yabancı dil eğitiminin, Batı Dilleri ve Edebiyatı, Dilbilim, Mütercim Tercümanlık ve Eğitim Fakülteleri bünyesindeki yabancı dil öğretmenliği (İngilizce, Fransızca, Almanca, vb.) gibi bilim alanları tarafından ele alınmakta olduğunu görüyoruz. Ancak, yabancı dil eğitiminin birbirinden nitelik bakımından böylesine farklı akademik alanların şemsiyesi altında ele alınması, yabancı dil eğitiminin özü ve niteliğine aykırı olan ve olmayan bir sürü farklı uygulamaya yol açmakta, mesleki bakımdan yetersiz yabancı dil öğretmenlerinin yetişmesine neden olmaktadır. Oysa, yabancı dil eğitimi (buna anadili eğitimini bile dahil edebiliriz) “Uygulamalı Dilbilim” adı altında kendine mahsus bir aka Diğer taraftan, söz konusu derneğin, UNESCO’ya resmi statüde danışmanlık hizmeti veren bir sivil toplum kuruluşu olduğunu da belirtelim. Ancak, bugün ülkemizde YÖK tarafından “Uygulamalı Dilbilim ve Yabancı Dil Eğitimi” veya “Uygulamalı Dilbilim ve Türk Dili Eğitimi” adı altında kurulmuş bir bilim alanı mevcut değil. Böyle bir bölüm hiçbir üniversitede mevcut olmadığı gibi bu alanda bugüne kadar oluşturulması gereken bir “Turkish Association of Applied Linguistics” (“TAAL”) da yok. Kısaca, gerek anadil eğitiminin gerekse de herhangi bir yabancı dil eğitiminin (Fransızca, Almanca, İtalyanca, Japonca, Rusça, Çince, Arapça, vb.), öğretim, öğrenim ve pedagojisinin Uygulamalı Dilbilim kuramları çerçevesinde ele alınıp uygulamaya sokulması artık dünyada tüm bilim çevrelerinde zaruret olarak kabul edilmiş durumdadır. Yabancı dil eğitimi, hem bir öğrenim ve hem de bir öğretim alanı olarak, temel ilkelerini en başta Eğitim Bilimleri, Genel Dilbilim, Psikoloji, Sosyoloji, Antropoloji, İletişim İncelemeleri ve Felsefe gibi başlı başına bağımsız bilim alanlarından esinlenerek oluşturmaktadır. Bu çerçeveyi biraz daha genişletirsek, yabancı dil eğitiminin Sosyal Bilimler, İnsan ve Toplum Bilimleri gibi alanların yanında, Bilişim, İşletme, Biyoloji, Tıp ve hatta bazı Mühendislik bilimi alanlarıyla dahi ilişki içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, yabancı dil öğrenim ve öğretiminin, nasıl bir eğitim faaliyeti olduğunu anlayabilmek için, her şeyden önce, bunun hangi akademik disiplinlerle ne zaman, hangi boyutlarda ve nasıl bir ilişki içerisinde olduğunun anlaşılması gerekiyor. Ancak, asırlar boyunca, bilim adamları tarafından yabancı dil eğitiminin akademik kimliğinin ne olması gerektiği tartışılırken, iki ayrı akademik görüş ve yaklaşım ortaya çıkmıştır. Birinci görüşe göre, Dilbilim, Eğitim Bilimleri, Psikoloji, Sosyoloji, Antropoloji, Felsefe, vb. bilim alanlarından her biri kendi başına bağımsız bir akademik disiplindir; dolayısıyla yabancı dil eğitimi bunların uğraş alanlarının dışındadır. İkinci görüşe göre, bu bilim alanları, yabancı dil eğitim çalışmalarına sadece katkıda bulunmaktan öteye geçemez ve yabancı dil öğretim ve öğrenimi ile başka hiçbir ilişkileri yoktur. Yabancı Dil Eğitiminin kimliği ile ilgili olarak birbiriyle çekişen bu iki akademik yaklaşım, yabancı dil öğretim ve öğreniminin nasıl bir eğitim alanı olması gerektiği konusunda çeşitli akademik tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bir taraftan, gerek anadil gerekse de yabancı dil eğitiminin Genel ve Kuramsal Dilbilim’in bir yan dalı olduğu, bunların hakimiyeti altında vücut bulduğu ve dolayısıyla Ferdinand De Saussure, Edward Sapir, Bloomfield, Chomsky, Firth, M.A.K. Halliday, Dell Hymes gibi birçok dilbilimcinin oluşturmuş olduğu çeşitli dilbilim kuramları ışığı altında ele alınmadığı takdirde, etkin bir eğitim faaliyeti haline gelemeyeceği görüşü ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan, yukarıda belirttiği İKİ AYRI GÖRÜŞ demik kimliği bulunan, çok sayıda disiplin barındıran, bağımsız bir bilim alanıdır. Bu, bugün uluslararası bilim dünyasında, üniversitelerde, araştırma merkezlerinde, vb bilim kurumları tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Nitekim, 1960 yılında uluslararası düzeyde kurulmuş olan Uluslararası Uygulamalı Dilbilim Derneği (International Association of Applied Linguistics ; l’Association Internationale de la Linguistique Appliquée) (“AILA”) ve bu derneğin 40’a yakın değişik ülkede ulusal düzeydeki kolları (örneğin, American Association for Applied Linguistics (AAAL); British Association of Applied Linguistics (BAAL); Asociacion Espanola de Lingüistica Aplicada (AEsLA); Greek Applied Linguistics Association (GALA); Russian Federation National Association for Applied Linguistics (NAAL); AILA Cameroon (CAMAILA); Applied Linguistics Association of Brazil (ALAB), v.b.)., ile bunların uluslararası akademik dergileri, yayınları, faaliyetleri, haber bültenleri v.b. Uygulamalı Dilbilim’in başlı başına bir bilim alanı olduğunun somut göstergeleridir. miz üzere, yabancı dil öğrenim ve öğretiminin, kendine has özellikleriyle bağımsız bir akademik alan olduğu görüşü doğmuştur ve bu görüş çok sayıda eğitimci ve dilbilimci tarafından desteklenmiştir. Bu ikinci görüşe göre, yabancı dil eğitimi, duruma göre belirlenmesi gereken bir dilbilim, eğitim, psikoloji, sosyoloji vb. kuramından yararlanmalıdır. Ancak, hangi bilim alanının hangi kuramının nasıl ve hangi yöntemle eğitim ortamına uygulanması gerektiği, yabancı dil eğitimini diğer bilim alanlarından farklı bir konuma getirmektedir. Netice itibarıyla, birbirine zıt olan bu iki akademik yaklaşımın son 70 yıl boyunca tartışılması neticesinde, günlük yaşamda dille ilgili her türlü uygulama, kullanım, eğitim, araştırma ve benzeri akademik faaliyeti alanı içine alan, başlı başına bağımsız, kendine öz kuramları ve akademik kimliği bulunan disiplinler arası bir bilim alanı olarak Uygulamalı Dilbilim adı altında ortaya çıkmıştır. Bununla ilgili oluşturulmuş değişik modeller aşağıda sunulmuştur: Uygulamalı Dilbilim alanında yabancı dil eğitim faaliyetini biraz daraltıp bunu belirli bir yabancı dilin (Almanca, Fransızca, İngilizce, Çince, vb.) eğitimine indirgersek, Uygulamalı Dilbilim ve Alman Dili Eğitimi/Fransız Dili Eğitimi/İngiliz Dili Eğitimi/Çin Dili Eğitimi ve hatta Uygulamalı Dilbilim ve MütercimTercümanlık gibi bilim alanlarını belirlemiş oluruz. Bugün üniversitelerimizde YÖK tarafından belirlenmiş Dilbilim adı altında bir anabilim dalı mevcuttur. Ancak, yabancı dil öğretimiöğrenimipedagojisi Dilbilim’in ilgi alanının dışındadır. Uluslararası bilim dünyasında, insanoğlunun sahip olduğu dili kuramsal düzeyde ele alan “Dilbilim”, “Dil Kuramı” ve “Dil Betimlemesi”ni genel olarak belli bir dile indirgemeden, ama kuramlarını doğrulayabilmek için çeşitli dillerden de örnekler vererek, insanoğlunun “dil” denilen son derece kompleks bir iletişim sisteminin ne olup ne olmadığını disiplinlerarası bilim yöntemleriyle çeşitli kuramlar oluşturarak inceler. Bu nedenle, Dilbilim’in pratik uygulamalı pedagojik uğraşısı yoktur. Diğer taraftan, Genel ve Kuramsal Dilbilim’in kuram ve inceleme tekniklerinin belirli bir dile indirgenmesi durumunda, o dilin yapısal özelliklerini, anlam, söylem, kullanım çözümlemelerini, sözdizimi, sesbilgisi, dilbilgisi vb. özelliklerini betimleyen, Dilbilim ve Alman Dili, Dilbilim ve Fransız Dili/İngiliz Dili/Türk Dili/ Çin Dili, gibi farklı bilim alanları oluşmaktadır. Bu bilim alanlarının öğretim ve öğrenimine önemli katkıları bulunmasına rağmen, yine de o dilin öğretimöğrenimpedagojisiyle ilişkili pratik eğitim uygulamasını içerdiği söylenemez. Bu nedenle, bugün üniversitelerimizde pratik mesleki öğretmenlik becerilerini geliştirmeyi amaç olarak benimseyen bölümlerin müfredatlarını Uygulamalı Dilbilim kuramları çerçevesinde ele almaları kaçınılmazdır. Örneğin, yabancı dil edi ULUSAL DİLBİLİM DERNEĞİ CBT 1348/ 14 18 Ocak 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle