17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör rinin yüzde 95’inin çok fazla zarar görmesine hatta ölmesine neden olacak. Bundan, suyun ısınmasına bağlı olarak ortaya çıkan sıcaklık stresi sorumlu tutuluyor. Dünya genelindeki mercan resiflerinin korunabilmesi için sıcaklığın en fazla 1,2 santigrat derece artması gerekiyor ki bugünkü önlemlerle bunu başarmak neredeysle imkânsız diyor Kanadalı ve Almanlar: “Mercan resiflerini önemli ölçüde koruyabilmek için zamanımız az ve gitgide de kısalıyor.” Gerçi resifler geçmişte daha sıcak ve yoğun karbondioksitli dönemleri atlatmışlar, ama o zamanlar sıcaklık günümüzde olduğu gibi on yıllar ila yüz yıllar değil, binlerce yıl içinde yavaş yavaş artmış. Mercanlar sıcak deniz suyunu sevseler de normal seviyeyi aşan sıcaklıklara karşı çok hassas reaksiyon gösteriyor. Bu sıcaklık stresi mercanlar ve onların içinde yaşayan tek hücrelerinin ortakyaşarlılığını bozuyor. Ve bunun sonucunda da mercanlar yaşamsal önem taşıyan sembiyoz eşlerini kaybediyor ve solmaya başlıyorlar. Mercanların solmasına yol açan hastalık bir yıllık ortalama sıcaklığın sadece bir ay süreyle iki derece fazla olması halinde ortaya çıkıyor. İklimbilimcilerin hesaplarına göre küresel sıcaklık artışının iki dereceyle sınırlandırılması halinde bile (Uluslararası İklim Değişikli Paneli’nde IPPC alınan karar bu yönde), 2050 yılında mercan ekosistemlerinin çoğu uzun vadeli olarak zarar görmüş olacak. 1,5 derecelik sıcaklık artışı bile mercanların yüzde seksen dokuzunu etkileyecek. Sevgili okuyucularım, bugünkü yazımın amacı sizlere akademik merasimin öneminden bahsetmektir. Diyeceksiniz ki tek bir tane bile üniversitesi olmayan bir ülkede bir bu mu kaldı konuşulmadık ki bunu konuşacağız. rü belirlemek için ilk kez IUCN’den 8000 bilim insanı bir araya geldi. Listeye alınan hayvanlardan geriye kaç örneğin kaldığı bile bilinmiyor. “Bu hayvanlar ve bitkiler sırf insanlara doğrudan yararları dokunmadığı için ölmek zorundalar mı? Kaldı ki listedeki yüz isim sadece buz dağının görünen ucu” diyor bilim insanları. Türlerin yok oluşundan insanlar sorumlu tutuluyor. Türlerin yaşam alanlarının önlenemez bir şekilde bozulması, iklim değişimi, avcılık ve saldırgan türlerin hassas ekosistemlere getirilmesi gibi faktörler hep insan kaynaklı diyor araştırmacılar. Kısa bir süre önce yaşamını yitiren Amerikalı astronot Neil Armstrong’un külleri Amerikan uçak taşıyıcısı “USS Philippine Sea” ile Atlantik denizine savruldu. 1969 yılında ilk insan olarak Ay’a ayak basan Armstrong’un cenaze töreninde ailesi ve çalışma arkadaşları vardı. Denizde gerçekleştirilen askeri törenden bir gün önce Armstrong Washington National Cathedral kilisesinde anıldı. Armstrong’un ünlü çalışma arkadaşları kilisedeki anma töreninde olduğu gibi denizde gerçekleştirilen törende de hazır bulundular. Son olarak Ay’a Güle Güle Neil giden Eugene Cernan, Armstrong’un Ay’a inişi sırasında yörüngede kalan Micheal Collins ve Armstrong’dan hemen sonra Aya ayak basan Buzz Aldrin bunlardan bazıları. Armstrong 25 Ağustos’ta 82 yaşında hayata veda etmişti. Armstrong’un adı 1969 yılında Ay’a indiğinde söylediği o meşhur cümleyle de bütünleşmişti: “İnsan için küçük ama insanlık için büyük bir adım”. CBT 1332/ 7 28 Eylül 2012 Dünya Doğayı Koruma Organizasyonu IUCN en fazla tehdit altında bulunan yüz hayvan ve bitkiyi açıkladı. Yakında Java gergedanını, Saola yabani sığırını, Kaliforniya musurunu (Phocoena sinus) ya da cüce tembelhayvan gibi daha birçoklarını doğal yaşam alanlarında değil sadece hayvanat bahçelerinde görebileceğiz. Dünyamızda en fazla tehdit altında olan yüz tü Ölüm listesindeki canlılar Wake Forest Üniversitesi bilim insanları bir tür sanal beyin protezi geliştirdi. Büyük beyin kabuğundaki sinir hücreleri ve bir bilgisayar arasındaki iletişimi simüle eden araştırmacılar bu şekilde maymunların daha iyi kararlar verebilmelerine yardımcı olmuş. Tüm düşünce ve karar verme süreçlerinin merkezi olan büyük beyin kabuğu, çeşitli hücre tiplerini barındıran ve her biri “lamina”olarak adlandırılan altı tabakadan oluşuyor. Kabuğa ulaşan her sinyal, belli şekillerde tabakalardan geçer. İşte Sam Deadwyler ile çalışan ekip bu süreci kısmen bir bilgisayar programıyla canlandırabilmiş. Deneyler sırasında beş Rhesus maymununa (Macaca mulatta) beş basit zihin problemi sorulmuş. Maymunlar bir görüntüyü akılda tutarak, bu resmi daha sonra gösterilen resim dizisi arasında yeniden bulmak zorundaydılar. On denemeden yedisinde başarılı olan maymunlara ödül olarak bir yudum meyve suyu verilmiş. Bu süreç sırasında hassas elektrotlarla, ikinci, üçüncü ve beşinci tabakadaki nöronların “ateşlenmesini” kaydeden bilim insanları, bu verileri matematiksel bir modele aktardıklarında bilgisayar, ikinci ve üçüncü tabakadaki nöron etkinliklerine göre beşinci laminadaki hücrelerin etkinliklerini tahmin edebiliyordu. Bu teknik maymunlara uygulandığında sinyallerin beşinci laminadaki hücrelere aktarılmasıyla hayvanların karar verme yetisi iyileşmiş. Maymunlar hem daha hızlı değerlendirmiş hem de hatalı resme daha ender basmışlar. Bu durum maymunların ilaç etkisinde oldukları zaman da değişmemiş. Bilim insanları bu nedenle beyindeki bilgi işleminin teknik olarak iyileştirilmesinin mümkün olduğunu düşünüyor. Bu gelişme özellikle de bir demans hastalığı yüzünden korteksteki bazı bölümlerin zarar görmesi halinde yararlı olabilecek. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Sanal beyin proteziyle daha iyi düşünce yetisi Garibinize gidebilir ama merasim bir üniversitenin en önemli işlevlerinden biridir. Büyük bestekâr Johannes Brahms (18331897) Breslau Üniversitesi’nin kendisine verdiği onur doktorası için meşhur Akademik Bayram Uvertürünü (Akademische Festouvertüre, Op. 80, 1880) bestelemiştir. Merasim ne kadar şatafatlı olursa, o merasim esnasında üniversiteye kabul edilen, veya akademik bir derece alan öğrenci ve ailesi o derece heyecanlanır ve ömürleri boyu, öğrencinin yaşamında aslında son derece önemli bir an olan üniversiteye kabul veya mezuniyeti bilhassa o merasim nedeniyle tüm detaylarıyla hatırlar. O merasimlere katılan diğer öğrenciler de o âna ulaşabilmenin iştiyakını bir başka hissederler. Onun için merasimler son derece göz kamaştırıcı ve düzenli olur. Hoca ve öğrencilerin genellikle serpuş ve cübbeden oluşan giysileri hem akademik dünyanın ağırlığını dile getiren ciddiyet, hem de edinilen diplomaların ve temsil edilen bilimlerin yüceliğini ifade eden ihtişamı yansıtırlar. Akademik bayramlarda çalınan müzik de olayın ağırlığını ifade eden türde olur ve bu nedenle ya özel, o merasimler için geçmişte bestelenmiş müzeklerden veya doğrudan klâsiklerden seçilir. Konuşmalar üniversitenin rektörleri ve en önemli hocaları (tabii gerçek üniversitelerde hocanın önemi bilimdeki maharetiyle ölçülür) tarafından bilimin aydınlattığı konulardan veya üniversiteyi ilgilendiren bahislerden seçilerek yapılır. Bu nedenle rektörler, bilimsel ağırlığı olan, görgülü, mümkünse gösterişli (bilimsel gösteriştir kastedilen) kişiliklerden seçilir. Bu merasimlerde rektörler, bazan hattâ ülke yönetimini eleştiren ve yöneticilerini ikaz eden konuşmalar yaparlar. Büyük filozof Miguel de Unamuno’nun (18641936) İspanyol falanjist yönetimini acımasızca eleştiren meşhur rektörlük konuşması, neredeyse üç çeyrek yüzyıl sonra bile akıllardan silinmemiştir. Geçenlerde benim “Viyana’nın devleri” adını taktığım gruptan büyük Avusturyalı jeolog Carl Diener’in (18621928) yaşamını okurken, doktorasını sub auspiciis imperatoris, yani imparatorun gözetimi altında aldığını öğrendim. Bunun ne demek olduğunu anlatayım: Eski AvusturyaMacaristan İmparatorluğunda eğer bir öğrenci, liseyi bitirirken olduğu olgunluk imtihanı dahil, üniversite tahsili süresince bütün derslerinden tam not almışsa, o öğrenci imparatorun gözetimi altında diplomasını almaya hak kazanmaktaydı. Viyana’da senede üç defa, taşra üniversitelerinde senede bir defa yapılan bu muhteşem mezuniyet merasimlerinde imparatoru, Viyana dışında eyalet valileri temsil ederdi. Bu şekilde diploma alan öğrencinin diplomasına sub auspiciis imperatoris yazıldıktan başka, bu aynı zamanda özgeçmişinde de yer alırdı. Ben İTÜ’de öğretim üyesi olduğumdan beri girdiğim tüm yüksek lisans ve doktora imtihanlarında tüm jürinin cübbeleri ile gelmesinde ısrarcı olmuş, aksi takdirde imtihana katılmayacağımı bildirmişimdir. Erkek öğrencilerden, o gün tıraşlı ve mümkünse bir takım elbiseyle, kızlardan da saçları bakımlı ve güzel bir elbise giymiş olarak gelmelerini isteyerek bluejean benzeri şeyleri giyerek geldikleri takdirde kendilerini imtihan etmeyeceğimi söylemişimdir. Eğer kendi üniversitem dışında bir yerde bir imtihana veya törene gideceksem, muhakkak kendi cübbemi yanıma alıp giderim. Geçenlerde bize yeni cübbeler diktiren üniversite yönetimine, serpuşun nerede olduğunu sorduğumda, bunun ne olduğu, gerekli olup olmadığının bile bilinmediğini dehşet içinde müşahade etmiştim. Üniversitelerimizde yapılan diploma törenleri içimi kaldırdığı için genellikle gitmiyorum, çünkü insan hem öğrenciler hem de üniversite adına isyan ediyor. Muhterem okuyucularım: Bu yazımda bahsettiğim nihayet bir ciddiyet gösterisidir. Dünyanın çok çeşitli ülkelerinin üniversitelerinde törenlere katılma şansını yakalamış bir öğretmen olarak, uygar ülkelerdeki üniversite geleneklerine hep gıptayla bakmışımdır. İnanınız ki bu merasimlerimiz başından beri ciddiyetle yapılıyor olsaydı, hiçbir hükümet üniversitelerimizi ve akademik yaşamı bu denli fütursuzca ayaklar altına almaya cesaret edemez, üniversitenin en azından heybetinden korkardı. Biz Türkiye’nin üniversite öğretmenleri, üniversitenin anlamını bilmediğimiz ve üniversitenin ihtişamını korumak yerine, üniversitelerimizi gecekonduya çevirdiğimiz için, önüne gelen hükümet de kendinde buldozer görevini yapma yetkisini bulabilmiş veya tavuk çiftliği açar gibi üniversite açmaya yeltenmiştir. Yüce meclisimizi bizlerin cahil bıraktığı öğrencilerimiz doldurmaktadır. Onlardan saygı beklemeye hakkımız olabilir mi? Sub Auspiciis Imperatoris
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle