16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR Yeni hastalık etkeni içinde bulunduğu tabakanın yaşı radyokarbon tarihlendirilmesine göre 10.50010.700 yıl arasında değişiyor. Etraftaki tortuldan toplanan kuvars taneciklerinin tarihlendirilmesiyle de 10.20011.700 yıllık bir sonuç elde edilmiş. Bu da gaga kafalı figürün Amerika kıtasındaki en eski figüratif kaya resmi olduğu anlamına gelmekte. Kaya resmi öte yandan Amerika kıtasına ilk insanların 11.000 yıl öncesinden yerleştiklerini de kanıtlıyor. Kaya resmin üzerindeki figür bugüne kadar Kuzey ve Güney Amerika’da bulunan taş devri kaya resimlerinden farklı. Amerika’nın ilk sakinleri farklı taş aletlere veya farklı yaşam biçimlerine sahip olmakla kalmayıp, farklı bir sembol dünyasına da sahipti. Bununla birlikte bazı grupların kültür alışverişinde bulunduğu görülüyor. Çünkü gaga kafalı figür daha önce Brezilya’nın kuzeydoğusunda, kesin olarak tarihlendirilemeyen bir kaya resminde de bulunmuştu. Bu da o tarihlerde birbirlerinden çok uzak mesafelerde (1.600km) yaşayan gruplar arasında bile kültür alışverişinin bulunduğunu açıklıyor. lardan yalıttığı kök hücreleri deney tüplerinde çoğalttıktan sonra, bunlardan bazılarının yumurta hücresine dönüştüğünü görmüş. Araştırmanın ana hedefi yumurta hücresi üreten kök hücrelerinin verimli kadınların yumurtalıklarında da bulunduğunu kanıtlamaktı, diyor Jonathan Tilly. Kök hücreler sayesinde örneğin kemoterapi görmek zorunda kalan kadınlar yeniden hamile kalabilecek. Bu hücreler tıpkı sperm bankalarındaki spermler gibi daha sonra kullanılmak üzere dondurulabilir. Çünkü yumurta hücrelerine karşın kök hücreler dondurulma ve çözülme sırasında hiçbir zarar görmüyor. Yeni saptanan kök hücreler öte yandan yeni araştırmalara da yardımcı olacak. Bu sonuçlarsa yapay döllenme çalışmalarındaki başarıyı arttırabilir. Deney tüplerindeki yumurta hücrelerinin döllendikten sonra sağlıklı embriyolar olarak gelişip gelişmediği etik ve yasal kaygılar nedeniyle denenmemiş, ama farelerde geliştiği biliniyor. İncelenen fare yumurtalıklarındaki hücrelerin yüzde 0,014’ünü kök hücreleri olduğu sanılıyor. Kök hücrelerden gelişen yumurta hücrelerinden, insanlarda da sağlıklı embriyoların gelişeceği düşünülüyor. İnsandan alınan kök hücreleri boyut, görünüş ve hücre biyolojisi açısından farenin kök hücrelerine çok benziyor, ama farelerinkine kıyasla daha yavaş bölünüyor. Deney tüplerinde gelişen yumurta hücreleri de yumurtalıklardaki hücrelerle aynı karakteristik özelliklere sahip. Ağız boşluğunda yaşayan Streptococcus tigurinus ağır enfeksiyonlara neden olabiliyor. İsviçreli bilim insanları ağır enfeksiyonlara yol açabilen yeni bir hastalık etkeni keşfetti. Yeni bakteri streptokok grubuna dahil ve hastaların iltihaplı kalp kapakçıklarında ya da beyin zarlarında saptanmış. Fakat anlaşıldığı üzere, herhangi bir hastalığa neden olmadan da birçok insanın ağız boşluğunda da yaşıyor. (International Journal of Systematic and Evolutionary Microbiology) Streptococcus tigurinus’un sağlıklı insanlarda ne kadar yaygın olduğu ve ne zaman ve ne şekilde hasta ettiği araştırılacak. Normalde ağız boşluğunda bulunan streptokoklar, diş eti iltihabıyla kana karışıp enfeksiyona neden olabiliyor. Bakteri, alyuvarlara saldırarak kırmızı boyar maddesi hemoglobinini indirgiyor, alyuvarlar hasar görüyor ve yeşilimsi indirgeme ürünü oluşuyor. Zürih Üniversitesi’nde Andrea Zbinden ve ekibine göre, yeni bakteri çeşitli moleküler biyolojik ve dış özellikler açısından bugüne kadar bilinen streptokoklardan ayrılıyor. Bakteri ilk olarak kalp kapakçığı enfeksiyonu bulunan bir hastadan yatılmış. Diğer hastalarda ise bakterinin beyin zarı veya omurda da enfeksiyona yol açtığı saptanmış. Bilim insanları yeni bakterinin adını buluntu yerine göre isimlendirdiler. “Tigurum” 17. ve 18. yüzyılda Zürih’in Latince ismiydi. Yumurtalıklarda kök hücreler var Bilim insanları yumurtalıklarda kök hücreleri buldu. (Nature Medicine) Deneyler sırasında bu öncü hücrelerden gerek deney tüplerinde gerekse farelerin bedenlerinde yeni yumurta hücrelerinin oluştu. Bulgu, tüm kadınların belli sayıda yumurta hücresiyle dünyaya geldiğine ve bu hücre rezervinin yaşam süresince azaldığına dayanan teoriyi çürütmüş oldu. Bu tür kök hücrelerinin varlığı aslında farelerden biliniyordu ama araştırmacılar bunları ilk kez kadınlara ait yumurtalık dokularında da saptadı. Yumurtalıklar, cinsiyet değişikliği ameliyatı olan verimli kadınlardan alınmıştı. Massachusetts General Hastanesi’nde Yvonne White ve ekibi, dondurulmuş yumurtalık den daha çok sıcaklık atabilir. Daha büyük hayvanlar ise daha küçük yüzeye sahip oldukları için sıcaklık kaybını en aza indirebiliyor. Bu nedenle, kutupsal enlemlerdeki hayvan türleri tropikal bölgelerde yaşayan akrabalarına kıyasla daha büyüktür. Memelilerin PaleosenEosen Termal Maksimumu’nda daha küçük oldukları biliniyordu, fakat ilkel at sayesinde şimdi beden büyüklüğündeki gelişmenin gerçekten de sıcaklık artışına bağlı olduğunu ilk kez kanıtladık, diyor Florida Üniversitesi’nden Jonathan Bloch. İlkel atın gelişimi, günümüz hayvanlar dünyasının güncel iklim değişimine ne şekilde reaksiyon vereceğini göstermekte. 56 milyon yıl önceki ısınma, bazı iklim modelleriyle önümüzdeki yüzyıl için hesaplanan sıcaklık artışına benziyordu. Fakat ilkel dönemdeki iklim değişimi günümüzden çok daha yavaş gerçekleştiği için hayvanlar, beden boylarını küçülterek uyum sağlayacak zamanları vardı. Bu nedenle aynı gelişmenin yakın gelecekte yaşanmasının mümkün olduğunu söylüyor Ross Secord; hatta kuşlarda küçülmenin ilk belirtilerini görmüşler. Küresel ısınma atları küçültmüş Küresel ısınma yüzünden gelecekte bazı memelilerin beden boyları, artan sıcaklıklara uyum çabası sonucunda küçülebilir. Çünkü benzer bir durum 56 milyon yıl önce atların atalarında yaşanmış. Köpek büyüklüğünde olan ilkel at türü Sifrhippus sandrae o tarihlerde 130.000 yıl içinde yüzde otuz küçülerek kedi büyüklüğünde kalmış. Sıcaklıkların artışına bağlı olarak yaşanan bu küçülme, sıcak PaleosenEosen Termal Maksimumu’nun sona ermesinden sonra durmuş. Science dergisindeki yazıya göre, ilkel at bundan sonra yüzde yetmiş altı büyümüş. Bir hayvan ne kadar küçükse yüzeyi, hacmine göre o kadar büyüktür. Bu şekilde cildi üzerin 30 bin yıllık bitki çiçek açtı Yeni Dünya’nın en eski kaya resmi Brezilya’da en az 10.500 yıllık olduğu tahmin edilen kaya resimleri bulundu. (PloS ONE). Resimlerde Yeni Dünya’nın en eski insan tasvirleri yer almakta. Otuz santim büyüklüğündeki insan benzeri figür, prehistorik bir kaya sığınağının kireçtaşı duvarına kazı Rus bilim insanları 30.000 yıllık tohumlardan çiçek açan bitkiler yetiştirdi. Laboratuvarda “canlandırdıkları” tohumlar Sibirya’nın perm toprağında korunagelmiş. Deneyin başarısı, perm toprağının, dünyada soyu tükendiği sanılan yaşamların kaynağı olarak ne kadar önemli olduğunu gösteriyor (Proceedings). Donmuş topraklar dünyanın yaklaşık olarak yüzde yirmisini kaplamakta. Rus KAHVENİN ZARARI YOK FAYDASI VAR Son bir araştırmaya göre kahve içimi kalpdolaşım hastalıkları ve kanser riskini yükseltmiyor. Hatta diyabet 2 tehlikesini azalttığı bile ortaya çıkmış. Geniş çaplı bir beslenme araştırması çerçevesinde günde dört fincandan fazla kafeinli kahve içenlerde diyabet 2 riskinin, günde bir fincandan az kahve içenlere kıyasla dörtte bir oranında daha düşük olduğu görülmüş. Benzer bir bağlantı kafeinsiz kahve tüketimiyle de elde edildi, diyor Alman Beslenme Araştırmaları Enstitüsü’nden Anna Flögel, American Journal of Clinical Nutrition dergisinde. Dünya genelinde en sevilen içeceklerden biri olan kahve çeşitli içeriklere sahip. Bunlara kafein, klorojenik asit, diğer polifenoller, nikotinik asit (niyasin) ve insan metabolizmasını etkileyen ve kısmen olumsuz kısmen de olumlu sağlık etkileriyle ilişkili olan mineraller dahil. Bu nedenle kahve tüketiminin sonuçları her zaman bilimsel araştırmaların odağını oluşturdu. Bu araştırmalarda genelde kahve içimi ve herhangi bir hastalık arasındaki bağlantı incelenir. Alman bilim insanları geniş kapsamlı bir araştırma çerçevesinde 42.000 kadın ve erkekte aynı anda çok sayıda kronik hastalık ve kahve tüketimi arasındaki ilişkiyi inceledi. Katılımcıların beslenme ve yaşam biçimleri dışında tıbbı verileri de ele alındı. Dokuz yıllık araştırma süresinde 1.432 kişi diyabet 2 hastalığına yakalanırken 394’ü kalp krizi, 310’u inme geçirmiş. Ve 1.801 kişi ise kansere yakalanmış. Çok kahve içen ve az kahve içenler arasında yapılan bir karşılaştırma sonucunda böylece kronik hastalıklar ve kahve tüketimi arasında bir bağlantı bulunamamış. Buna karşın diyabet 2 riskinin düştüğü görülmüş. CBT 1303/ 6 9 Mart 2012 ma tekniğiyle yapılmış. Figürün C biçimindeki kafası gagaya benziyor ve iki elinde de sadece üçer parmak var. Cinsel organı ise çok büyük gösterilmiş. Kaya resmi Brezilya’nın doğusunda yer alan Lapo da Santo kaya sığınağında yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarıldı. İnsan betimlemesini taşıyan duvar, 2009 yılında dört metre kalınlığındaki bir tortul tabakasının altında bulunmuştu. Figürün yaşını, Sao Paulo Üniversitesi’nde Walter Neves ile çalışan ekip iki farklı yöntemle saptadı. Figürün ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle