Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OTOMOBİL ÜRETİMİNDE TÜRKİYE Baştarafı orta sayfadan devam noloji alanlarındaki, varsa çalışmalarınız ile sektörü buluşturmayı başarabilmelisiniz. Örneğin, Türkiye’de üniversitede Li temelli piller ile ilgili çalışmalar var. Bu çalışmaları otomotiv sektörü üzerinden ticarileştirebilirsiniz. Yanıtların satır aralarında vermeye çalıştığım gibi sadece iç pazara yönelik bir üretimle ölçek ve kapasite sorunlarının altından kalkmak mümkün değildir. Bu nedenle ürünlerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek kalitede ve uygun fiyatlarda üretilmesi gerekecektir. Teknoloji ile istihdam her zaman barışık gitmezler. ‘Teknolojide yetkinleşmek’ iyi yetişmiş insan gücüne dayanır. Çok sayıdaki niteliksiz insanınızın kısa erimli işsizlik sorunları bu yöntemle çözülemez ama imalat(seri üretim) yetkinliği önemlice bir istihdam alanı yaratır. Bunun tersi olduğunda yani imalat alanı Türkiye’yi terk ettiğinde doğabilecek sıkıntıları düşündüğümüzde ‘otomotiv imalatının’ Türkiye’de kalmasını istemeliyiz. Ancak unutmamalıyız ki imalatın Türkiye’de kalması için de belli teknoloji alanlarında yetkinleşmek gerekmektedir. Aksi takdirde üretim hatlarının bir gece içerisinde başka bir coğrafyaya taşınması gerçekleşebilir. Velev ki üretim teknolojilerine olan yüksek hâkimiyetiniz; örneğin ‘entegre ürün ve proses geliştirme için dijital ve sanal üretim’ konusunda teknolojik bir üstünlüğünüz olsun. Yani uluslararasılaşmış bu sektörün bu coğrafyada kalmasını cazip kılacak teknoloji temelli yetkinliklerinizin olması gereklidir. Bir an için, otomotiv sektörünün kaderiyle baş başa bırakılıp sonunda da otomotiv imalatının Türkiye’yi terk ettiğini düşünelim; kendi ulusal pazarımızı tamamen yabancılara bırakmış olacağız. Üstelik ‘Otomotiv değil de, hangi sektör üzerinde odaklanalım?’ dediğimizde verecek cevabımız da yok. Beyaz eşya mı, tekstil mi, savunma sanayi mi? Söz konusu yapısal sorunlar her yerde karşımıza çıkacaktır. O zaman bugünden başlayarak yol haritalarımızı oluşturup bu yetkinlikleri kazanmanın ulusal mekanizmalarını geliştirmeliyiz. Bu dinamik ve etkileşimli bir süreçtir, doğrusal bir yol izlenmesini beklemek yerine birden fazla eylemi paralel sürdürdüğümüz aşamalı bir yöntemin izleyicisi olabiliriz. Böylece 2023’lere gelindiğinde yan sanayisi yetkinleşmiş ve uluslar arası ölçekte başka ana sanayiler için de tedarikçi konumu kazanmış, belli alanlarda teknoloji hâkimiyetini kurmuş ve yetkinleşmiş bir sektöre ulaşabiliriz. Bu durum, kendiliğinden, yüksek katma değerli bir alana taşınmış sektörde ithalat azalımını da sağlayacaktır. “Yerli otomobil”in anlamı, kapsamı ve içeriği nedir ne olmalıdır sizce? Otomobil üretiminin günümüzde t amamen uluslararasılaştığı, belirli parçaların hem işbirliği ile ortak hem de ucuz ve kaliteli odak ülke ve bölgelerde üretildiği gerçeğini de dikkate alırsak? Biz hangi ölçüte yerli üretim diyeceğiz? Üretim oranına mı, sermayenin yapısına mı, yoksa ikisini de dikkate alan bir ölçeğe mi? TOS’daki ana firmaların birçoğu yabancı ortaklıklar yoluyla kurulmuştur, birinci kademedeki tedarikçilerin önemli bir kısmı da evlilikler, ortaklıklar, satın almalar veya kapanmalar v.b. yollarla artarak, el değiştirmektedir. Dolayısıyla sermaye yapısının yarınki niteliği hakkında bugünden garanti verilemez. Önemli olan bu coğrafyada konuşlanmış ana sanayisi, yan sanayisiyle, ileri mühendislik firmaları ile ArTge’ye (araştırma teknoloji geliştirmeye) dayalı teknolojik yetkinlik kazanmış, ürettiği veya kazandığı bu teknolojik bilgiyi piramidal yapının tabanına yaymayı başarmış bir sektörün varlığıdır. Bugün otomotiv sektöründe %100 yerlilik oranını tutturmak hem imkânsız hem de gereksizdir. Buna rağmen yüksek yerlilik oranı özellikle dış ticaret açığını iyileştirici etkisinin yanı sıra istihdam üzerinde de olumlu etki yaratacaktır. Günümüzde yayın ve basından izlediğimiz yaygın söylem; finansman sağlandığı takdirde her türlü yetkinliğin satın alınabileceği izlenimini vermektedir. Ancak bunun doğru olamayacağını sektörle ilgili aktörler çok iyi bilmektedirler. Dolayısıyla sorularımıza yanıt alabilmek için Türkiye Otomotiv Sanayine (TOS), kitlelerin gözünde itibar kazandıracağını düşündüğümüz boş sloganlarla değil, günümüz kavramları ile dikkatlice bakmakta yarar vardır. Yerli Otonun Türkiye’ye kazandıracağı bilgi ve teknolojik birikime ne kadar sürede ulaşabiliriz ve bu birikim Türkiye’ye istihdam, kapasite ve ithalat azalımı olarak ne ölçüde yansıyacaktır? Aşağıda sıralanan önlemlerin bu süreci hızlandıracağı düşünüyorum: • Kamu destekleme politikalarının değiştirilerek işbirliğine dayalı, yan sanayiyi de kapsayan, uzun erimli üniversite sanayi işbirliğini teşvik eden projeler için destek mekanizmalarının oluşturulması • Kamu tedarikinin uzun erimli programlara uyarlanması, böylece yerlilik oranı yüksek, ilişkilerini ve faaliyet dağılımını ileri örgütlenme biçimleri ile çözmüş (kümeleşmiş, şebekeleşmiş) yapılara yönlendirilmesi • Belli teknoloji alanlarında, sistem ve alt sistem grup SÜRECİ HIZLANDIRACAK ÖNLEMLER larında odaklaşma • Kamudaki desteklemenin talep odaklılıktan arz odaklılığa dönüşmesi • Detaylı teknoloji yol haritalarının hazırlanması • Tüm aktörlerin bu politikaların oluşumuna katılması ve benimsemesi • Bu politikaların ulusal teknoloji politikalarına dönüştürülmesi • Uzun erimli güven ortamının inşası • Akademik bilgiyi dönüştürecek ileri mühendislik hizmetlerinin desteklenmesi vb mekanizmaların geliştirilmesi. OEM: Original Equipment Manufacturers Otomotiv Teknoloji ile ilgili ayrıntılı bilgi için Http://www.inovasyon.org/yazardetay.asp?yazarıd=2 1 2 D Ü NY A G Ö S T E R G E L E Rİ 2030’da dünya enerjisini nereden sağlayacak? Dünyanın önde gelen petrol şirketlerinden British Petroleum (BP) şirketinin 2030 Dünya Enerji Tahminleri’ne göre 20202030 yılları arasında dünyanın ortalama büyüme hızı %1.3’e gerileyecek olmasına karşın (Dünyanın büyüme hızı son on yıldır %2.5 civarında seyrediyor), dünya bugüne göre %40 oranında daha fazla enerji harcayacak. Tarih boyunca dünyada tüketilen enerji karışımında, enerji kaynaklarından biri her zaman başat konumdaydı. Bu, Sanayi Devrimi’nden önce odun; Sanayi Devrimi döneminde kömür; 20. yüzyılda petrol oldu. Tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde gaz ön plana çıkacak ve enerji kaynaklarının tüketim trendlerinin birbirine yakınlaştığı görülecek. Tek bir birim GSMH üretmek için gereken enerji miktarının izlediği yollar da bu dönemde birbirine yakınlaşma eğilimi gösterecek. Bunun en önemli nedenleri: Küreselleşme ile birlikte enerji verimliliğin artması. Dünyanın her yerinde ekonomik büyümenin daha az enerji tüketimini hedef alması. Kas Hastalıkları Derneği’ne yeniden darbe Ülkemizdeki yaklaşık 100.000 kas hastasının; toplumla entegrasyonunu sağlamak, daha kaliteli yaşam sürmelerinin koşullarını yaratmak, hastalarımıza ve topluma rehber olmak, çözüm önerileri geliştirerek uygulanmasını sağlamak ve sayamadığımız birçok görevi yerine getirmek amacıyla kurulan Derneğimiz büyük bir tehdit altındadır. 20 yıldır sayısız kas hastasına umut ışığı olmuş, yaşama bağlanmalarına kaynaklık etmiş, halen fizik tedavisinden eğitimine, büyük çoğunluğu tekerlekli sandalyeye yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan kas hastalarına hizmet veren Dernek binamız rant için yok edilmek istenmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş 2010 yılında verdiği sözü tutmamıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi verilmiş mahkeme kararlarını, sürmekte olan hukuk sürecini hiçe saymıştır. Verilen sözler unutulmuş, hukuk bir kenara bırakılmış ve Derneğimizin kendi imkânlarıyla ve gönüllülerimizin katkılarıyla yaptırdığımız binamız elimizden almaya çalışmaktadır. Belediyeyi aldığı bu yanlış ve hukuk dışı karar nedeniyle protesto etmek; başlatılan tahliye işlemlerinin durdurulmasını sağlamak amacıyla 24 Şubat, Cuma günü bir basın açıklaması yapılacaktır. Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası önünde saat 11.00’de yapılacak basın açıklamasına, tüm engelli dostlarını, kas hastalarını ve ailelerini, duyarlı vatandaşlarımızı, meclis üyelerimizi ve basın mensuplarını, tüm kamuoyunu davet ediyoruz. Sesimizi duyurmak, telafisi mümkün olmayacak bir kaybı önlemek, maddi ve manevi yıkımdan kurtulmak için desteğinizi bekliyoruz. TÜRKİYE KAS HASTALIKLARI DERNEĞİ CBT 1301/15 24 Şubat 2012