Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Nature Climate Change dergisindeki rapora göre körfez akıntısı, Atlantik okyanusuna kıyasla iki ila üç misli daha hızlı ısınmış. Körfez akıntısı geçen yüzyıl içinde yaklaşık olarak 1.2 santigrat derece ısınırken, Atlantik’teki sıcaklık sadece 0.4 derece artmış. Kiel Okyanus Araştırmaları Enstitüsü’ne (Geomar) göre fenomen, Japonya, Avustralya, Brezilya ve Güney Afrika’daki akıntılar için de geçerli. Körfez akıntısı en kuvvetli deniz akıntılarından biridir. Körfez akıntısıyla Amerika’dan Avrupa’ya taşınan sıcaklık, Orta ve Kuzey Avrupa’daki göreceli olarak ılıman iklimden sorumludur. Sıcak deniz akıntısının kaynağı Meksika körfezindedir ve saniyede yüz milyon metreküp suyu Amerika’nın doğu kıyılarından kuzeye doğru taşır. Körfez akıntısı Atlantik’ten daha hızlı ısınıyor terilerek, en çok kiminle komşu olmak istedikleri sorulmuş. Kadınlar ortalama olarak altı, erkekler ise yedi komşu seçmiş. Bundan sonra ise bir tür oyun içinde diğer Hadzalılara bal hediye etmeleri istenmiş. Bal Hadzalılarda en sevilen gıda ürünü. Bilim insanları bu şekilde modern ağlarla birçok benzerlik saptamışlar. Mesela arkadaş sayısı bireyden bireye değişiyor. Bir kişinin iki arkadaşı varsa, o iki kişi kendi aralarında da iyi geçiniyor. Sevilen üyelerin, diğer sevilen üyelerle ilişkisi bulunuyor. Sonuçlar, ABD’deki gençlerin ve Honduras’taki yetişkinlerin sosyal ağlarıyla karşılaştırılmış; tüm parametreler aynı olmasa da ilişki motiflerinin birbirine benzedikleri görülmüş. İrticanın demokratik bir yönetime sahip bir toplum içinde egemen olabilmesi için önce toplum bireylerini mürteci fikirlerin aslında ilerici olduğuna inandırması, gerici düşüncelerin de dile getirilmeye hakları olduğu gerçeğini sık sık tekrarlaması, ama giderek gericiliğe karşı düşüncelerin dile getirilmesini toplum ve rejim düşmanlığı olarak tanıtması gerekir. İrticanın Demokratik Bir Ülkede Mücadele Yöntemleri5 Bir fikir grubunu yayabilmek için öncelikle o fikri yayacak kişilere ihtiyaç vardır. Gerici fikirleri yayacakların üç değişik grupta toplanabileceklerini daha önceki bir yazımda belirtmiştim: 1) Samimi gericiler, 2) Çıkarcı gericiler, 3) Satılmış gericiler. Bu üç grup içinden elde garanti olan samimi gericilerdir. Yapılacak öncelikle bunları teşkilatlandırmak ve mümkünse, imkânlarla donatmaktır: Dinci grupları, tarikatlar, siyasi hücre ve partiler bu iş için kullanılabilir. Toplum kendini bu gerici teşkilatlanmaya karşı korumak için mevcut yasalarını harekete geçirirse, bu grupların yaygara etmeleri ve demokratik bir toplum içinde haklarına tecavüz edildiğini dile getirmeleri gerekir. Bu aşamada samimi gericilerin bilgi ve yetenekleri yetersiz kalabilir. Bu aslında çok büyük bir ihtimaldir ve onun için devreye daha kurnaz, daha iyi eğitimli olabilecek ve daha fütursuz çıkarcı gericiler sürülür. Bu çıkarcı gericilerin toplumun muhtelif katlarında kilit noktalardaki görevlerde bulunmaları çok önemlidir: İlk başlarda özellikle basınyayın ve radyotelevizyon kurumlarında bunların olabildiğince bağımsız noktaları kapmaları önemlidir ki, işlerini bir üste bağlı olmadan veya en zayıf bir bağla yapabilsinler. Bunlar samimi gerici grupların borazanı olurlar ve o gerici grupların tek başlarına yapabileceğinden çok daha fazla patırtı çıkarabilirler. Eskiden bu grupların içine terör elemanları da yerleştirilirdi. (Mesela Nazi’lerin SA teşkilatı sırf bu amaçla kurulmuştu. ABD’deki Ku Klux Klan benzeri bir terör örgütüydü). Ama günümüzde açık terör modası geçmiştir, zira uygar dünyadan destek bulması beklenemez. Ama katliam da içeren terör hareketlerini uygulayan çok geri kalmış toplumlar mesela Afrika’da bugün bile mevcuttur. Dünyada da Taliban, El Kaide, PKK gibi tedhiş örgütleri şiddetten beklenen yaygın tanıtma ve sindirme görevlerini üstlenmişlerdir. Ama uzun vadeli planları olan gerici örgütler olabildiğince tedhişten uzak durmaya, sindirmeyi daha sıradan yöntemlerle yapmaya çalışırlar. Bu sıradan yöntemlerin ilk aleti doğal olarak politikadır. Gerici örgütlerin politikaya sızmaları için ya çıkarcı ya da satılmış gericilerin bulunması çok önemlidir, zira özellikle bu tipler uluslararası geniş örgütlerle iç içe olarak bilgi ve imkân açısından çok iyi beslenip mahalli politikacıların uzanamayacakları mekanizmalara hükmedebilirler. Ülke çapında politikada söz sahibi olan gerici örgütlerin bu zaferlerindeki ilk amaçları ülkenin bürokrasisini ve hukuk sistemini ele geçirerek, kendilerine karşı durabilecek tüm muhalefeti yasal gibi görünen ama meşru olmayan yollardan susturmak veya tasfiye etmektir. Mesela Nazi Almanyası’nda yargıçlar bizzat Adolf Hitler‘in şahsına bağlılık yemini etmek mecburiyetindeydiler. O sistemde korunan hak veya haklı değil, kendini Alman devlet ve milletiyle bir tutan diktatörün fikirleri ve şahsıydı. ABD’de McCarthy döneminde McCarthy’nin suçladığı kişilerin hakkını savunan bir hukukçu kısa zamanda kendisini McCarthy soruşturma komisyonu karşısında buluyordu (meselâ FBI tarafından telefonları dinlenen, postası okunan ve sürekli izlendiği için sonunda intihar eden meşhur avukat Bartley Cavanaugh Crum). McCarthyvâri yöntemlere Başkan Truman «biz bu ülkede insanları yaptıkları için mahkum ederiz, fikirleri için değil» diyerek ne yazık ki parlamento tarafından reddedilen bir veto bile çekmişti. Sırf bu veto o zaman ABD parlamentosundaki gerici egemenliğini göstermesi bakımından ilginçtir. Gerici, bürokrasi ve hukukun yalnızca kilit mevkilerini elde etmeyi hedefler. Buna, becerebildiyse, seçtirdiği politikacılar alet edilir. Bu arada sürekli olarak gerici karşıtları ülke ve rejim karşıtı olarak halka lanse edilirler. Mesela McCarthy’e zemin hazırlayan kuruluş «Amerikan Olmayan Faaliyetler Komisyonu’ydu» (Committee on unAmerican Activities). Dikkatinizi çekerim, komisyonun adı yalnızca Amerika karşıtı olan faaliyeti değil, Amerikan addedilmeyen her hareketi kapsıyordu. Yani bu komisyonun hedefine istenilen herkes yerleştirilebilirdi ve sonunda da öyle oldu. Bu düzeye erişmiş bir gerici faaliyeti ancak, yapılanların halkın canına tak demesi ve dürüst politikacı, hukukçu ve bürokratlar durdurabilir. Amerika’da Silahlı Kuvvetler ve Senatör Ralph Flanders, Çin’de önce Zhu Enlai daha sonra da Deng Xiaoping ve arkadaşları giderek kontrolden çıkan gerici kuvvetleri durdurmuşlardır. Yoksa ülkenin ve milletin başına gelenler korkunç olur. AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, Nazi Almanyası böyle bir akıbetin iyi bilinen örnekleridir. Bu tür sıcak akıntıların son yüzyıl içinde ne kadar değiştiği araştırıldı ve şu sonuca varıldı: Bu tür akıntı sistemlerindeki ısınma, okyanustaki karbondioksit alımını da etkileyebilir. Isınmanın artması halinde okyanus daha az karbondioksit almaya başlar diyen araştırmacılar, sıcaklıkları sekiz farklı gözlem verisi ve deniz akıntılarını ise yüksek çözünürlüklü bir okyanus modeliyle inceledi. Son araştırma Batıdaki tüm akıntı bölgelerinin son yüzyıl içinde küresel verilerinin gösterdiğinden çok daha fazla ısındığını ortaya koymuş olsa da, bunun kesin nedenleri henüz bilinmiyor. CBT 1299/ 5 10 Şubat 2012 Facebook, Twitter ve Google+ gibi modern ağların, avcı ve toplayıcı topluluklarının sosyal ağlarına benzer bir şekilde işlediği ortaya çıktı. Tanzanya’daki Hadza halk grubunu inceleyen bilim insanları, günümüzde kullanılan arkadaşlık ağlarının aslında internet çağının bir buluşu olmadığını söylüyor. Harvard Üniversitesi araştırmacısı Nicholas Christakis’ın Nature dergisindeki yazısına göre arkadaşlık, diğer canlılardaki ilişkilerle karşılaştırıldığına insana özgü alışılmadık bir özellik. Çok uzun süre devam eden bu ilişkiler, çocukların doğumuyla da doğrudan ilintili değil. Bilimciler, Hadza’da göçebe olarak yaşayan on yedi gruptaki 205 erkek ve kadınla testler yapmışlar. Katılımcılara fotoğraf listeleri gös Sosyal ağlar aslında yeni değilmiş Yeni geliştirilen bir test, akciğer kanserinin evresi ve hastalık süreci hakkında güvenir bilgiler veriyor. Sonuç, Amerikalı ve Çinli bilim insanları tarafından gerçekleştirilen geniş kapsamlı bir araştırmayla elde edildi. Hastalar, kanser hücrelerindeki on dört genin analizi sonucunda üç risk grubundan birine sınıflandırılabiliyor. Diğer kanser biçimleriyle karşılaştırıldığında akciğer kanseri hastalarındaki ölüm oranı erken teşhiste bile yüksektir. En çok görülen küçük hücreli olmayan akciğer karsinomunda cerrahi girişiminin ardından, metastaz riski varsa kemoterapi de yapılıyor. Bugüne kadar kullanılan yöntemlerin aksine yeni gen testi, kanser evresinin bireysel değerlendirmesine izin vererek, kemoterapinin gerekli olup olmadığını söylüyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden David Jablons’a göre, yeni testin heryıl yüz binlerce insana yardımcı olacak potansiyeli var. Gen testi kantitatif polimeraz zincir reaksiyonuna (qPCR) dayanıyor. Bununla kanserli dokudaki on dört genin etkinliği belirlenmiş. 361 küçük karsinomlu olmayan akciğer kanserine sahip hastadan alınan ölçüm değerleri, bir hastanın beş yıllık hayatta kalma şansı hakkında bilgi verdi. Geniş kapsamlı araştırmaya 433 Amerikalı ve 1006 Çinli hasta katılmış. Hastaların çoğunda kanser erken evresinde teşhis edilmiş. İki araştırmanın sonuçları, hastaların üç risk grubundan birine sınıflandırılmasında belirgin bir örtüşme gösteriyor. En düşük risk derecesindeki hastaların beş yıllık hayatta kalma şansı yüzde 7174. En yüksek risk grubunda bu oran yüzde 4449 arasında değişirken, orta derecede riskli olan gruptaki hayatta kalma şansı yüzde 5758 civarında. Yeni yöntemle kanser dokusunun büyüklüğü, pozisyonu ve mikroskobik yapısı değerlendirildiği gibi yaş, cinsiyet ve sigara içimi gibi faktörler de dikkate alınıyor. Ayrıca, diğer yöntemlerle henüz saptanamayan minik metastazlar da saptanıyor. Bilim insanları şimdi genetik testin gerçekten de hastaların daha fazla yaşamalarına yardımcı olup olmadığını gösterecek bir araştırma planlıyor. Nilgün Özbaşaran Dede Akciğer kanserine genetik test