Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SON ARAŞTIRMALAR “Mavi misketin” güzelliği Amerikan uzay ajansı NASA dünyamızın muhteşem bir fotoğrafını yayımladı. “Mavi misket” olarak isimlendirilen fotoğrafta Kuzey ve Orta Amerika ön planda ve kısa bir süre önce “Suomi NPP” uydusu tarafından çekildi. 4 Ocak’taki çeşitli görüntülerle bir araya getirilmiş ve 64 megapiksel (8.000 x 8.000 piksel) çözünürlükte. 1972 yılındaki “Apollo 17” misyonu sırasında da “Mavi misket” olarak adlandırılan başka bir görüntü alınmıştı. Ancak bu fotoğrafta Arap yarımadası ve Afrika görünüyordu. “Suomi NPP” sayesinde daha iyi hava raporu tahminleri yapılacağı gibi iklim değişimleri de araştırılacak. Uydu, uydu meteorolojisinin babası sayılan bilim insanı Verner E.Suomi’ye (Wisconsin Üniversitesi) göre isimlendirildi. hip erkek bebekler, konuşmayı öğrenirken üç misli daha fazla sorun yaşıyor. Oysa aynı hormon kızlarda daha çok tetikleyici bir rol üstleniyor. Çünkü yüksek testosteron değeri, kızlarda konuşma zorluğu riskini düşürüyor (Child Psychology and Psychiatry). Verilerimiz anne karnındaki testosteronun çocuklardaki konuşma yetisi üzerinde cinsiyetlere göre farklı etki yaptığını kanıtlamakta, diyor Batı Avustralya Üniversitesi’nden Andrew Whitehouse. Araştırmasına göre çocukların yüzde on ikisi konuşmayı yaşıtlarından daha sonra öğreniyor. Ayrıca erkek çocuklar genelde kızlara kıyasla daha geç konuşmaya başlıyor. Göbek kordonundaki hormon içeriği, her şeyden önce hamileliğin üçüncü evresindeki testosteron değerleri hakkında bilgi verir. Bu nedenle hormon bu evrede beyinde, konuşma yetisi için önemli olan devreleri etkiliyor. Bir olasılıkla hormon iki beyin yarısındaki işbölümü miktarını değiştiriyor. Bu da sağlaklardaki konuşma merkezlerinin normalde sağ beyin yarısında bulunması nedeniyle konuşma üzerinde etkili olmakta. Sonuçlar gecikmiş konuşmayla ilgili biyolojik mekanizmaların anlaşılması kadar normal konuşmayı geliştiren mekanizmaların da anlaşılmasına yardımcı olacak. Araştırmaları için 767 yenidoğanın göbek kordonundaki testosteron değeri ölçüldü, 89 çocuğun daha geç konuştuğu görüldü. Bunlardan 53 tanesi erkekti ve testosteron değerleri daha yüksekti. Oysa geç konuşmaya başlayan kız çocuklarındaki testosteron değeri ortalamanın altındaydı. Bu da hormonun kızlardaki dil gelişiminde tetikleyici etki yaptığını gösteriyor. murtadan çıkmış bazı yavruların fosilleri de var. Bugüne kadar bulunan en eski dinozor yuvalarından 100 milyon yıl daha eski olan yuvalar 190 milyon yıllık. Yumurtalar, Jura döneminde yaygın olan altı metre büyüklüğünde, uzun boyunlu Massospondylus dinozorlarına ait. Yuvaların düzeni, birkaç dişi dinozorun birlikte aynı yere yumurta bıraktığını gösteriyor. Dişiler belki de zaman zaman bu yuvalara geri döndü (Proceedings of the National Academy of Sciences). Yuvalarda ayrıca biraz daha büyük yavrulara ait çok sayıda ayak izi de bulunmuş. Yavrular, yumurtadan çıktıktan sonra iki misli büyüyene kadar yuvada kalıyor. Ön ayak izleri yavruların henüz dört ayak üzerinde yürüdüklerini gösteriyor. Oysa yetişkin Massospondylus dinozorları genelde iki ayak üze Turuncu ok Sahra tozu, yeşil okduman ve toz karışımı, yeşil alan Amazon ormanları. Afrika’daki yangınlar Amazonu kirletiyor Afrika’daki yangınların dumanları Amazon yağmur ormanlarına kadar ulaşıyor. Rüzgârlar duman parçacıklarını sadece on gün içinde Atlantik’in öbür yanına taşıyor. Bu gelişme Brezilya’daki hava ölçümleriyle saptandı, yangınların Amazon havasındaki en büyük etkisi ocak ve nisan ayları arasında görülüyor. Duman parçacıkları yağmur ormanları üzerindeki bulut oluşumunu da etkilediği için, iklim için önemli bir rol oynayabilirler, (Geophysical Research Letters). “Sahra çölündeki tozun Atlantik’i aşarak Amazon ormanlarına ulaştığı uzun bir süredir biliniyordu. Ancak yağmur döneminde Afrika’da yaşayan yangınlarla ortaya çıkan duman parçacıklarının Amazon havasındaki oranı sürpriz oldu” diyor Leipzig Troposfer Araştırmaları Enstitüsü’nden Holger Bears. Bugüne dek Amazon bölgesindeki havanın yağmur döneminde, endüstri devrinin başlangıcında olduğu kadar doğal olduğu sanılıyordu. Oysa artık bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Tıpkı toz parçacıkları gibi duman parçacıkları da yağmur bulutları için tohum görevini görebiliyor. Ancak bu etkinin büyüklüğü parçacıkların özelliklerine bağlı. Bilim insanları bu yüzden iklim üzerindeki öneminin daha iyi anlaşılması için dumanı daha ayrıntılı bir şekilde inceleyecek. Tahminlere göre bu parçacıkların, ışın miktarı, bulut oluşumu ve Atlantik ve Amazon havzasındaki yağmurlar üzerindeki etkileri oldukça büyük. Araştırmacılar duman partiküllerini Troposfer Araştırmaları Enstitüsü’nde geliştirilen özel bir lazer ölçüm aletiyle ölçtü. Bu alet atmosferde 20km yüksekliğe kadar havada asılı parçacıkların dağılımıyla ilgili veriler gönderiyor. 11 yeni gezegen sistemi bulundu Ötegezegenleri arayan uzay teleskopu “Kepler” 11 yeni gezegen sistemi keşfetti. NASA’ya göre bunlar farklı büyüklüklerde 26 gezegenden oluşuyor. Bazıları Dünyamızdan bir buçuk misli büyük olan bir çapa sahip. Diğerleriyse Güneş Sistemimizin en büyük gezegeni Jüpiter’den bile daha büyük. Bu ötegezegenlerden on beş tanesinin büyüklüğüyse Dünya ve Neptün’ün büyüklüğü arasında yer alıyor. Bazıları yıldızlarının etrafını altı günde çevrelerken, diğerleri yüz kırk üç günde tamamlıyorlar. Ötegezegenler, Güneş Sistemimizin dışındaki gezegenlerdir. Uzay teleskopu “Kepler” Mart 2009 tarihinden bu yana, bugüne kadar uzaya gönderilen en büyük kamerayla ikinci bir “Dünya” arıyor. Alman astronom Johannes Kepler’in adına göre isimlendirilen uydu, 95 megapiksellik kamerasıyla, dünyadan görünen bir gezegenin, yıldızının önünden geçtiği zaman oluşan hafif “Dimmer etkisini” (karartıcı etki) yakalayabiliyor. Bugüne kadar keşfedilen ötegezenlerin hiçbirinde yaşamın oluşmasını sağlayacak koşullar yok. Güney Afrika’da en eski dinozor yuvaları bulundu. Bitişik olarak yan yana sıralanmış on yuva içinde otuz dört yumurta fosili ve yu En eski dinozor yuvaları rinde yürüyorlardı. 190 milyon yıllık yuva sırası, bu hayvan grubunun üreme şekline ilk ayrıntılı bilgileri verdi. Kalıntılar, şimdiye kadar daha geç dönemlerde yaşayan dinozorlardan bilinen yuva stratejilerinin, daha önceki evrelerde varlığını kanıtlamakta (Royal Ontario Müzesi’nden Toronto, David Evans). Yuva fosilleri Güney Afrika’daki Golden Gate Highland Ulusal Parkı’ndaki bir tortul kayacında bulundu. Aynı bölgede daha önceleri de en eski Massospondylus embriyoları gün ışığına çıkarılmıştı. EN İYİ ZAYIFLAMA YÖNTEMİ: “HER ŞEYDEN DAHA AZ YE’ Zayıflamak için en iyi öneriler, bir haftada ya da bir ayda şu kadar kilo nasıl verilir, verdiğiniz kiloları yeniden almayın, her zaman zayıf kalmanın püf noktaları… Günümüzde zayıflamayla ilgili önerilerin ardı arkası kesilmiyor. Bir gün yağsızı diğer gün karbonhidratsızı, durmadan yeni diyet türleri geliştiriliyor. İnsanların zayıflama sevdası dev bir pazar oluşturdu. Fakat Amerika’da gerçekleştirilen son bir araştırma, şimdi tüm bu diyetlerin pabucunu dama atacak sonuç verdi. Pennington Biyotıp Araştırmaları Merkezi’nde (Louisiana) George Bray ve ekibi, disiplinli bir şekilde daha az kalori almak lazım ve diyetin türü değil, diyete uymak önemli diyor (American Journal of Clinicial Nutrition). Ekip, yüzlerce kişi tarafından denenen dört diyeti karşılaştırdı. Tüm diyetler kişilerin normalden 750 kalori daha az almalarına dayanıyordu. Altı ay sonra yapılan kontrollerde, katılımcıların ortalama olarak 4.1 kilo yağ ve diğer beden kitlesinden de 2.3 kilo verdikleri görülmüş. İki yıl sonra gerçi birkaç kilo geri alınmıştı. Ama yine de 3.6 kiloluk bir kilo kaybı (bunun 1.4 kilosu karın yağı) söz konusuydu. Bu başarıyla rağmen diyetler arasında kazanan yok. Devam edildiği taktirde hepsi aşağı yukarı aynı etkiyi yapıyor. Bir kişinin hangi diyeti yapacağı damak zevkine kalmış. Kimi daha az yağlı kimiyse daha az karbonhidratlı diyeti tercih edebilir. Ama önemli olan daha az yiyip bu kuralı sürdürmek. Daha az yemek, diyetinin ne kadar etkili olduğu aslında yirmi yılı aşkın bir süre devam eden bir araştırmayla 2009 yılında açıklanmıştı. Daha az yiyen maymunlar, daha uzun süre formda kaldıkları gibi aralarında kanser, diyabet 2 veya kalpdolaşım hastalıklarına yakalananların sayısı da diğerlerine göre daha azdı. Her şeyi bol bol tüketen maymunlar ise daha yaşlı görünüyordu. CBT 1299/ 4 10 Şubat 2012 Erkek çocuklar niçin daha geç konuşur? Erkek çocuklar genelde kız çocuklarına göre daha geç konuşmaya başlar. Avustralyalı bilimcilere göre bundan testosteron hormonu sorumlu. Doğum anında göbek kordonunda daha yüksek testosteron değerlerine sa