02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Çocuklarda kas iskelet yaralanmaları Çocukların meraklı ve heyecanlı karakterleri, bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ve dikkatsizlikleri onları travmaya yatkın hale getirir. Dolayısıyla, kasiskelet sistemi travmaları çocuklarda sık görülür. Travmalı hastalardaki tedavi prensiplerinin çoğu, çocuklar için de geçerlidir. Ancak çocuk iskeletinin anatomik, mekanik ve fizyolojik yönlerden farklı olması nedeniyle çocuk kırıklarında erişkin kırıklarından farklı özellikler görülür. Prof. Dr. Mahmut Berkman, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkan Yardımcısı uzmanının röntgeni değerlendirmesi gerektiğini hatırlatmalıyız. Büyüme plağı kırıklarının tedavisinde anatomik redüksiyon, yani kırık öncesi duruma getirilmesi ve bu durumda sabit şarttır. Bu amaca ulaşmak için gerekirse cerrahi tedavi uygulanır ve alçı ile tespit yapılır. Ancak tüm çabalara rağmen büyüme plağı bazen geri dönüşümsüz hasar görebilir. Bu durumda o kol veya bacakta kısalık ve/veya eğrilik oluşabilir. Fiz kırığı olan çocuklar büyüme çağı tamamlanıncaya kadar belli aralıklarla iyileştikten sonra da röntgenle kontrol edilmelidir. Büyüme kusuru görüldüğü takdirde gerkli müdahaleler yapılarak hastanın ileri yaşlarda oluşabilecek sakatlığı önlenebilir. Çocuk kemikleri, erişkin kemiğine göre daha esnektir ve periost adı verilen kemik zarı tabakası erişkinlere göre çok daha kalındır. Bu nedenle erişkinde tam kırığa neden olabilecek bazı travmalar, çocuklarda kemikte bükülme ve özgün kırıklara yol açabilmektedir. Kemik Bükülmesi (plastik deformasyon): Genellikle kol kemiklerinde görülür. Düz olması gereken kemik, travma sonucu bükülmüştür. Bu tip sorunu ancak ortopedi uzmanları ayırt edebilir. Şüpheli durumda karşı tarafın röntgeni çekilmeli ve karşılaştırılmalıdır. Torus kırığı: Kemiğin esnek ve yumuşak olması nedeniyle, ekseni boyunca gelen yükler sonucunda akordeon gibi kendi içine katlanması ile oluşur. Çoğunlukla, el bileği ve ayak bileğinde oluşur. Yeşil ağaç kırığı: Yeni dikilmiş bir fidanın dallarına benzeyen çocuk kemiklerinin kırıkları da yeşil ağacın kırığına benzeyebilir. Bu kırık tipinde kemiğin bir tarafı kırılırken karşı tarafı sağlam kalır ve bükülür. Tedavi sırasında sağlam kalan tarafta kırılmalı ve kemiğin şekli düzeltilmelidir. Aksi takdirde eğilme nüksedebilir. Tam kırık: Yüksek enerjili travmalar ile ortaya çıkar. Kırılan kemik tam olarak ayrışmıştır. Daha çok bükülme veya rotasyon (döndürme) tipi travmalar ile ortaya çıkar. Büyüme plağı kırıkları ve kusurlu büyüme Büyüme plağı (fiz) uzun kemiklerin ekleme yakın uçlarında yer alan ve kemiğin büyümesini sağlayan kıkırdak yapılardır. Bu yapılar, yerine ve cinsiyete göre değişiklikler göstermekle birlikte 1621 yaşlarına kadar aktiftir. Büyüme plakları, eklemlere yakın bölgede yer aldığı için, travmaya uğrama olasılığı yüksektir. Kemikten daha yumuşak yapıda olduğu için; ayrışma, zedelenme veya kırık oluşması kemikten daha kolay olur. Tüm çocukluk çağı kırıklarının %1520’si fiz bölgesinde görülür. Ayrıca, röntgen görüntüsü itibariyle, tecrübeli olmayan gözler, büyüme plağını kırık ile karıştırabilirler veya tam tersi olarak kırığı, fiz zannedebilirler. Yine bu durumda ortopedi ÇOCUKLARA ÖZGÜ KIRIKLAR Çocuk kemiklerinin kanlanması iyi, hücresel aktivitesi yüksektir. Bu nedenle çocuk kırıkları çabuk kaynar. Kırığın yeri büyüme plağı bölgesine ne kadar yakınsa iyileşmesi o kadar hızlıdır. Kırıkların remodelasyon (yeniden şekillenme) kapasitesi yaşla ters orantılıdır. Küçük yaştaki çocukların kırıkları röntgende kötü pozisyondaymış gibi görünse de zaman içinde şaşırtıcı biçimde remodele olarak düzgün bir şekil alır. Ancak çocuk kırıklarında hangi kusurlu kaynamanın düzelebileceğini bilmek önemlidir. Çünkü zamanla düzelme kapasitesini aşacak tarzda bir şekil bozukluğu, başlangıçta gerekirse cerrahi olarak düzeltilmelidir. Diğer taraftan, zamanla düzelecek bir kusur için ameliyat yapmak gereksiz cerrahi sorunlara kapı açmak anlamına gelir. Genel olarak, iyi remodele olan kusurlar şunlardır: Büyüme plağına yakın kusurlar, eklemin hareket düzlemindeki açılanmalar, pazı kemiğinin (humerusun) üst ucu (omuza yakın kısmı), uyluk kemiğinin (femurun) dize yakın kısmı, el bileğine yakın kırıklar. Kırık uçlarının yan yana gelerek açısal bozulma olmaksızın kemik boyunu kısaltacak şekilde kaynaması; veya kısalma ve açısal bozulma olmaksızın kırık uçlarının tam karşı karşıya gelmemesi (translasyon) hallerinde zaman içinde hiç iz kalmadan düzelme (remodelasyon) sağlanabilir. Açılanmanın olduğu durumlarda yaşa ve ÇOCUKLUK ÇAĞI KIRIKLARINDA KAYNAMA ÖZELLİKLERİ kırığın yerine göre kemiğin belirli remodelasyon kapasitesi vardır. Bu durumda en iyi kararı ortopedi uzmanınız verecektir. Rotasyon kusuru, yani kırığın alt ve üst ucunun farklı yönlere dönük olması hali ise zamanla düzelmez, bu nedenle başlangıçtan itibaren çok dikkatli olunmalıdır. Kaynamama (psödoaratroz), çocuk kırıklarında kemiğin ve zarının (periostun yüksek kendini yenileme kapasitelerinden dolayı hemen hiç görülmez. Konservatif (ameliyatsız) tedavi çoğu kırıkta uygundur. Uygun pozisyona alınan kırık uçları alçı ile gerekli olduğu kadar, çoğunlukla 46 hafta istirahate alınır ve vücudun müthiş iyileştirme kapasitesi ile kemiğin iyileşmesi sağlanır. Bazı bölge kırıkları ise yüksek kötü kaynama riskleri yüzünden erken cerrahi gerektirir. Bunların başlıcaları, humerusun (pazı kemiği) alt uç (dirseğe yakın) kırıkları, femur boynu (uyluk kemiğinin kalça eklem içi) kırıkları, remodelasyon kapasitesininin aşaıldığı ve alçı ile hakim olunamayan diğer tüm bölge kırıklarıdır. Çocukluk çağında kırıklara sık rastlanılır. İyileşme kapasiteleri yüksektir, sonuçlar yüz güldürücüdür. Doğru tedavi için, doğru tanı şarttır. Çoğunlukla tedavi konservatiftir ancak gereğinde cerrahi müdahale yapılmasından kaçınılmamalıdır. ÇOCUK KIRIKLARINDA TEDAVİ SONUÇ Şengör ve uygulanamaz önerileri Yüksel Atakan, [email protected] Sayın Celal Şengör’ün 20 Ocak 2012 tarihli ‘İrtica ile Mücadelenin Yöntemi2’ yazısındaki düşüncelerin uygulanabilirliği var mı? Şengör ‘Gericilikle savaşın, aile, okul ve toplum olarak üç ayağı bulunduğunu’, açıklıyor; ‘İlk ayağı da ‚yetişkin eğitimidir’ diyor. Devlete büyük görevlerin düştüğü, TV’lerin, radyoların gazetelerin gerici yayınlar yapmaması gerektiğini vurguluyor. Bu güzel düşüncelerin nasıl gerçekleşebilir? Atatürk’ün ‘akıl ve bilimi’ öne çıkaran, çağdaş düşüncelerinden gitgide uzaklaşıldığı, bunların ders programlarından çıkarıldığı, okullarda artık Arapçanın da okutulacağı, gençler için umre gezilerinin düzenlendiği, 19 Mayıs kutlamalarının bile sınırlandırılacağı ülkemizde, bu ’devlet görevlerini’ kimler yerine getirecek? Ortalama eğitim düzeyinin 6.4 yıl, köy ve varoşlarda ya CBT 1299/17 10 Şubat 2012 şayan, çoğu işsiz güçsüz nüfusun gelir düzeyinin çok düşük olduğu bilinen toplumda ’yetişkinlerin eğitimi’ nasıl yapılacak? Ülkede 6.5 milyon çocuk gelin olduğunu Cumhuriyet bir kaç ay önce yazdı. Cumhuriyet’in geçen günkü haberinde yer alan 12 yaşında kızını evlendiren babayı, kocasından hergün dayak yediği için kucağında 1.5 aylık bebeğiyle ailesine kaçan 13 yaşındaki kız çocuğunu ve onu hergün döven kocayı nasıl eğiteceğiz? Babaya ’kızını bu yaşta neden evlendirdin?’ diye sorulursa alınacak yanıt aşağı yukarı bellidir: ’bende 6 çocuk daha var, bakamıyorum da ondan!’ der. ’Peki, bakamayacaktın da neden 7 çocuk sahibi oldun’ diye sorulursa, onun yanıtı da hazırdır: ’Allah verdi; ne yapayım!’ der. Yazıda medyanın gerici yayınlar yapmamasıyla ilgili açıklamaların uygulanabilirliği, ancak otoriter rejimlerde söz konusu olabilir. Özlenen gerçek demokratik bir toplumda bu çeşit kısıtlamalar, yasaklamalar olabilir mi? Çıkar ve rating hesapları içindeki medyanın gerici yayınları kendiliğinden engellemediğini de her gün zaten görmekteyiz. Yazıda, ‘Okulun en önemli görevi öğrenciye serbest, eleştirel düşünmeyi öğretmektir. Bu nedenle onun önüne «bu tartışılamaz» etiketini taşıyan hiçbir şey, ama hiçbir şey konulamaz’ deniyor. Bu güzel düşünce, yazıdaki ‘men edilmesi’, ‚izin verilmemesi’, ‘önlenmeli’ gibi sözcüklerin bulunduğu cümlelerdeki yaptırımlarla çelişiyor. Ayrıca gericiler: ‘her düşünce tartışılacaksa o zaman ’neden yaratılışı’ da öğretmiyorsunuz?’ diye soruyorlar! Yazıda: …gerici düşüncedekilerin, kurumsal olarak eğitime, hele hele 18 yaşından küçüklerin eğitimine geçmeleri mutlaka yasayla önlenmelidir’ deniyor. Böyle ilerici bir yasa meclisten çıkabilir mi? Diyelim ki çıktı. Uygulamada öğretmenlerin görüşleri nasıl değerlendirilecek ve gerici görüşlerin öğrencilere yayılması nasıl engellenebilecek? Sayıları yüzbinleri geçen öğretmenleri değerlendirme kurulları kurarak değerlendirmek olası mı? Sonra, bu değerlendirme ne ölçüde gerçekçi olabilir? Kaldı ki onları değerlendirecekleri, kimler değerlendirecek? ‘Eleştirel aklın eğitilmesi’yle’ ilgili olarak da önce bir yönetmelik sonra da bunu uygulatacak bir iktidar ve bu düşünceleri benimsemiş öğretmenler gerekir. ‘Dogmatik düşüncelerin kurumsallaşması’ ise ‘umre gezileri’ örneğiyle gitgide körüklenmiyor mu?.. Bu nedenlerle, Sayın Şengör’ün yazısındaki düşüncelerin uygulanabilirliği bizce, ne yazık ki, olanaksız. Gericiliğin gitgide artmayacağını umarız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle