17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

meye neden olan, olaylar dizisi değil, beklenmedik bir anda meydana gelen ve ender görülen tek tek olaylardı. Her türde ender olaylar rastlantı sonucunda türleşmeyi tetikleyebilirdi. Bunlar yalnızca fiziksel soyutlanma ve önemli genetik değişimler değil, çevresel, genetik ve ruhsal olaylardı. Pagel’e göre istatistiksel kanıtlardan ortaya çıkan en önemli nokta, türleşmeyi tetikleyen unsurun, evrimsel açıdan kestirilmesi olanaksız, kaderin bir cilvesi olarak meydana gelen tek bir olay olması gerektiği idi. PageL, “Burada doğal seçilimin yanlış olduğunu ve Darwin’in yanıldığını söylemiyoruz. Bir tür ikiye ayrılır ayrılmaz, doğal seçilim büyük bir olasılıkla her ikisini de yaşanan belirli koşullara uyumlu duruma getiriyor. Asıl önemli olan bu uyarlama sürecinin bir neden değil, türleşmeyi izleyen bir süreç olması. Bu da türleşmenin tümden gelişigüzel bir olgu olabileceğine işaret ediyor,” diyor. Bu durum evrimin en çekişmeli konularından biri olan önceden kestirilebilir olup olmadığı konusuna da ışık tutuyor. Pagel görüşünde haklı ise, doğal seçilim, var olan türleri bir bakıma kestirilebilir bir biçimde ve yavaş yavaş biçimlendiriyor. Ancak türleşmenin rastlantısal yapısı kapsamlı bir evrimsel değişimin önceden kestirilemeyeceği anlamına geliyor. Bu konuda önemli bir engel evrimsel dirimbilim uzmanlarının u “uyarlayıcı yayılım” adını verdikleri kavram. Çevresel olanaklar ortaya çıktığında, canlı türleri buna, her biri farklı bir duruma uyumlu, bir yığın farklı biçimlere dönüşmek suretiyle tepki veriyorlar. Bu gibi türleşme patlamaları canlıların kendilerini türleşmeye itecek ender bir olayı beklemek zorunda olmadıklarını, doğal seçilim aracılığıyla o yöne çekilebileceklerini gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında Pagel’in bulguları, tarihi geri çevirip yeryüzünde yaşamın evrimini yeni baştan başlatacak olsak, her seferinde farklı sonuçlarla karşılaşacağımızı öne süren Stephen Jay Gould’un ünlü eğretilemesine de uygun düşüyormuş gibi görünüyor. Ne var ki, öteki evrimsel dirimbilimciler Pagel’in görüşünü yürekten desteklemekten bugüne dek kaçındılar. Kimileri araştırmayı ilginç ama yetersiz bulurken, kimileri Pagel’in çözümlemesinin olayın yalnızca bir bölümünü ortaya koyduğunu düşünüyor. Vancouver Üniversitesi’nden Daniel Rabosky, araştırmada türleşmenin gerekli ama tek başına yeterli olmayan bir unsuruna değinildiğini belirterek, “ ki unsur olması gerekir: yalıtıma yol açan bir unsur, ya da farklılaşmaya yol açan bir unsur,” diye ekliyor. Yeni türlerin oluşumunun uyarlama ile pek de ilintili olmadığı görüşü, evrim ile ilgili temel görüşlerle bağdaşmıyor. EVR M BAŞA SARSAK SONUÇ FARKLI OLURDU Dirimbilimciler bu konuyu araştırırken, şimdilerde olduğu gibi, iki türü farklı çevresel konumlara çeken seçici baskılara odaklandıklarında, uyarlama konusunda bir yığın bilgi elde edebilirler ama türleşme konusunda pek bir bilgi sahabi olamazlar. Pagel, “Yeryüzünde neden çok sayıda kemirgen olup öteki memelilerin sayıca daha az olduğunu gerçekten anlamak istiyorsanız, hayvanların sürekli içine çekildikleri çevresel konumlar olduğu görüşünden yola çıkmak yerine, bir hayvanın çevresindeki olası türleşme nedenlerine bakmanız gerekir,” diyor. Örneğin, serin iklimlere uyumlu olan kemirgenler iklimin ısınması durumunda dağların tepelerinde soyutlanmış olarak yaşama eğiliminde olacaklardır. Bu durumda kemirgenler, sıcak iklimlere uyumlu memelilere kıyasla, türleşmeye daha yatkın duruma gelebilir. Benzer biçimde, kurtçuk evrelerini deniz dibinde ge NEDEN BU DENL ÇOK KEM RGEN VAR? çiren deniz canlıları, ortalıkta özgürce dolanan kurtçuklara kıyasla, daha çok türleşmeye gidebilirler. Nitekim, Chicago Üniversitesi taşılbilim uzmanlarından David Jablonski deniz salyangozlarıyla ilgili araştırmasında tam da böyle bir duruma tanık oldu. Türleşmeyi hangi süreçler tetikliyor? Evrim ağacını kesip, farklı uzunluklardaki dalların sayısını belirlemek suretiyle farklı süreçler için geçerli eğriler elde edilir. Üssel eğri Türleşmenin rastlantı sonucu meydana gelen tek bir olayla tetiklendiğini gösterir. Evrim ağaçlarının %78’i buna uyuyor. Türlerin kökenleri üzerine Değişken hız eğrisi Türleşmenin çevresel koşulların yeni olanaklar sunduğu durumlarda patlak verdiğini gösterir. Evrim ağaçlarının yalnızca %6’sı buna uyuyor. Çan eğrisi (lognormal dağılım) Türler, çok sayıda değişimin bir eşiğe ulaşıncaya dek çoğalmaları sonucunda, yavaş yavaş ortaya çıkarlar. Ağaçların %8’i buna uyuyor. Çan eğrisi (normal dağılım) Türler, değişimlerin üst üste gelerek birikmesi ve bir eşiğe ulaşması sonucunda, yavaş yavaş ortaya çıkarlar. Bu düzene uyan tek bir ağaca rastlanmadı. Dalın uzunluğu türün bölünmeden önceki yaşam süresini gösteriyor CBT 1276 / 15 2 Eylül 2011 Dalların uçları tek bir türdeki bölünmeleri gösteriyor Henüz kimse bu konuda bir bilgiye sahip değil. Page türleşmeye yol açabilecek unsurların listesini yapmaya ve bu unsurlardan hangilerinin türleşme olasılığının yüksek hangilerinin düşük olabileceği yönünde kestirimlerde bulunmaya şimdiden başlamak gerektiğine dikkat çekiyor. Bu listelerin evrim tarihinde yaşanan kapsamlı değişimlere memelilerin yükselişine, neden çok sayıda kınkanatlı olduğu, ya da çiçekli bitkilerin çarpıcı başarısı v.b ışık tutması durumunda Pagel’in önemli bir konuyu aydınlığa kavuşturduğu da anlaşılmış olacak. Ancak bu arada Pagel’in türleşme konusuna yaklaşımı doğal yaşamın bir başka gizemli özelliğini açıklamaya yardımcı olabilir. Yabanıl türlerin DNA dizgelerini tekrar tekrar inceleyen dirimbilimciler tek bir türmüş gibi görünen canlıların gerçekte iki, hatta çok daha fazla sayıda türü yansıttıklarına tanık oldular. Söz gelimi, Madagaskar ormanlarında 16 farklı fare lemuru türü yaşıyor. Bunların tümü de aynı ortamda yaşıyor, benzer şeyleri yapıyor ve hatta birbirlerini çok andırıyorlar. Türleşmenin giderek farklı çevresel konumlara iten doğal seçilimin bir sonucu olması durumunda, bu gizemli türlere bir açıklama getirilmesi son derece güç. Ancak yeni türler mutlu birer rastlantı iseler, aralarında herhangi bir çevresel farklılık olmaması gerekiyor. Tanzanya’da bir ağacın dibine oturmuş 40 metre tepesinde oynaşan iki farklı kolobus maymunu türünü izlerken bu konuda bir aydınlanma anı yaşayan Pagel,“Birinin siyahbeyaz ve ötekinin kırmızı olması dışında, tümü de aynı şeyleri yapıyorlardı. O sırada türleşmenin son derece keyfi bir olay olduğunu düşündüm. Örnekleri karşımdaydı,” diyor. Rita Urgan Kaynak: New Scientist, 13 Mart 2010 BAŞKA OLASI RASTLANTILAR NE OLAB L R? Türler Türleş luklard çerli e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle