16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YENİ Ürünler Bıçaksız İsviçre çakısı Ünlü İsviçre çakısının üreticisi Victorinox, bıçaksız çakı üretti. Çakının birinci modelinde bir USB çubuğu, diğerinde iki USB çubuğu bulunuyor. USB çubukları darbeye ve suya dayanıklı gövde içinde gizleniyor. Belleğe kaydedilen veriler şifreli ve yalnızca kişisel parolayla ulaşılabiliyor. Özel çakı daha çok sık seyahat edenler veya verilerini anahtarlıkta taşımak isteyenler için ideal. Victorinox Slim modelinin tek USB çubuğu var ve 4GB kapasiteli, ikinci model Victorinox Slim DUO ise çift çubuklu ve toplam 128GB kapasiteli. Fiyatlar: 30 ve 350 Avro. Bilgi için: http://secure.victorinox.com/ ca DC VARİOELMARIT merceğiyle gerçekleşiyor. Fotoğraflar 12.1 megapiksellik CDD sensoruyla kaydediliyor. Diğer özellikler arasında Venus Engine FHD işlemcisi, 460.000 piksel çözünürlükte 7.62cm ekran ve POWER O.I.S optik görüntü sabitleyicisi. Yeni kameranın Ağustos ayında satışa sunulması bekleniyor. Fiyatı: 399 Avro. http://www.dpreview.com/news/1107/11072110p anasonicdmcfz47.asp ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Geçen hafta, doğa yasalarının semavi (yani «göksel»1) denilen tektanrılı dinler ve eski çoktanrılı Yunan dini tarafından nasıl görüldüğünü özetlemeye çalışmıştım. O özetten şunlar çıkmıştı: Oturma odasına multimedya oyun sehpası Scythe firması çok sayıda bağlantı imkânı sunan Kama Dock kenetleme istasyonunu tanıttı. Bir USB 3.0 girişine sahip istasyon PC veya dizüstüne bağlanıyor. Ayrıca 2.5 ve 3.5 inçlik sabit diskler için girişler de var. Kenetleme istasyonunun boyutları 72x120x30mm ve 164 gram ağırlığında. Fiyatı: 23 Avro. Bilgi için: http://www.techpow e rup.com/149393/ScytheAnnouncesNewKamaDockHardDriveDockingStation.html Sabit disklere kenetleme istasyonu Liberty Games firmasının yeni Platinum Multi Game Arcade sehpası, multimedya oyun sehpası olarak geliştirilmiş. Sehpanın ortasında bulunan 55.88 cm ekran, HiFi sisteme veya PC’ye bağlandığında film veya oyun gibi içerikleri gösteriyor. Ayrıca IntelDual Core işlemci, Windows işletme sistemi ve kablosuz klavye gibi özellikleri de var. Fiyatı: 4.825 Dolar. Bilgi için: http://www.libertygames.co.uk/store/videoarcademachines/retromultiplayarcademachines/retrotechplatinum/ Hama Combo fotoğraf tarayıcısı Kaleidescape M700 Disc Vault sunucu Kaleidescape firmasının M700 Disc Vault sunucusu film ve müzik için geliştirilen bir sunucu ve 320 CD, DVD veya Bluray diskini kaydedebiliyor. Sistem, içine yerleştirilen tüm diskleri otomatik olarak tanıyarak, kaydediyor. Bu şekilde en sevilen veri taşıyıcılarının kopyaları yapılabiliyor. Dahili Kaleidescape çalıcısıyla da kayıtlı içerikler dinlenebiliyor. Firma aynı modelin Bluray filmleri için olan 1Usunucusunu da satışa sundu. Fiyatlar: 5.995 ve 15.990 Dolar. Bilgi için: http://www.kaleidescape.com/products/discvaults/m700/ Hama’nın yeni taşınabilir fotoğraf tarayıcısı 10x15cm’lik ya da daha küçük fotoğrafları dijitalleştiriyor. Normalde 300ppi çözünürlükte tarayan alet, film şeritlerini 1200ppi çözünürlükte tarıyor. Taranan içerikler isteğe göre PC veya SD/SDHC/MMC/MS veya MS Pro gibi bellek kartlarına kaydedilebiliyor. Fiyatı: 89 Avro. Bilgi için: http://www.photographyblog.com/news/hamacombophotoscanner/ Suyun üzerinde yüzen fenerler Panasonic’ten süper zum fonksiyonlu kamera Panasonic firmasının yeni dijital kamerası Lumix FZ47’nin 24x optik zumu var. Zum fonksiyonu Lei Eğer bahçenizde havuz varsa, suda yüzen fenerlerle romantik bir ortam yaratabilirsiniz. İçine mumları yerleştirip yaktıktan sonra havuzun içine bırakılan fenerler, hemen hemen yanıcı değil ve suya dayanıklı. En büyük özellikleriyse doğada yüzde yüz çözünür olmaları. Onluk paketlerde satılan fenerlerin fiyatı: 20 Avro. Bilgi için: http://www.flyinglanterns.co.uk/lanternonlinestore/floatingwaterlanterns.html Nilgün Özbaşaran Dede 1 «Göksel din» ifadesi, Ortadoğunun üç büyük tektanrılı dini olan Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta, onların ilkel doğa dinleri geçmişlerinden kalma bir mirastır. CBT 1272/ 5 5 Ağustos 2011 Tektanrılı Sami kökenli dinlerin Ortadoğunun despotik yönetim tarzlarını yansıttıkları ve bu dinlerde her şeye egemen olan tanrının da evreni keyfince yönettiği, buna karşılık çoktanrılı Yunan dininde, tanrıların bile Temis’in şahsında temsil edilen doğa kanunları karşısında insanlar kadar güçsüz olduklarıydı. Bu durum, Sami dinlerin mensuplarının aşırı bir dindarlığa ve «tanrı köleliği» denebilecek bir tutuma itilmesini, buna mukabil, tanrıların bile doğa yasalarınca yönetildiği eski Yunan dininde, insanların özgür olabilmek için (yani tanrıların kaprisleriyle başa çıkabilmek için) herkesi yöneten yasaları öğrenmeye çalışmalarını intac etmiştir demiştik. Ülkemizin yetiştirdiği en büyük bilimcilerden biri olan rahmetli Ord. Prof. Dr. Dr. h. c. mult. Ekrem Akurgal 1954 yılında Ankara Üniversitesi’nde verdiği bir konferansta Doğu ile Batı arasındaki farkı Doğu’da kişi özgürlüğünün olmaması, buna mukabil Batı’da bu özgürlüğün çeşitli derecelerde mevcut olması olarak özetlemişti. Bu iki toplumun dinlerine baktığımızda (Musevilik ve Hıristiyanlığın Doğu kökenli Sami dinleri olduğunu bir kez daha hatırlayalım!) bu durumun nedenlerini daha iyi anlayabiliyoruz. Doğu’da, hükümdar, tanrının temsilcisi veya gölgesidir (bazı Doğu toplumlarında bizzat tanrının kendisidir) ve insanlar üzerinde tanrısal yetkilere sahip keyfi bir yöneticidir. Kanunları hükümdar koyar ve bozar. Bu kanunları öğrenmenin tek yararı onlara itaat etmektir. Hükümdara yakın olup onun himmetiyle bu kanunlara uymamak mümkündür. Doğu tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur. Temelini Yunan çoktanrılı dininden alan Batı’da ise, çok erken çağlarda kanunların öyle keyfi olarak konulup kaldırılabilecek şeyler olmadıkları inancı yerleşmiştir. Tanrılar bile onlara itaate mecbur olduklarına göre, Doğu’dakinin tersine, Batı’da kanunlar tanrı üstü şeylerdir. Onlardan zarar görmemek için tanrıya yakarmak değil, onları öğrenmek ve onlara itaat etmek (veya onlardan nasıl kaçılabileceğini bulmak) gerekir. Bunun için Batı çok erken çağlarda toplumun bir bütün olarak kanunları öğrenip onlara itaat etmesini mecbur kılan demokrasi denen rejimi yerleştirmiştir. Yunan dininde, doğa kanunlarını temsil eden Temis’in en güçlü kızı Dike hakkaniyet tanrıçasıdır. Dike haksızlığa mani olmaz, ama yapanın başına iş açar. Bunun için Batı’daki insan toplumu haksızlığı önleyecek doğa dışı, kendi «iç yasalarını» geliştirmeye ve onlara uymaya özen göstermiştir. Bu kanunların koruyucusu tek bir hükümdar veya bir oligarşi değil, halkın tamamıdır ki bu da demokrasidir. Ancak eski Yunan’da durum hep böyle değildi. En eski çağlarda aynı Doğu’daki gibi hem din adamı hem de hükümdar olan mutlak krallar vardı ki bunlara vanaks denirdi. Daha sonraki vasileos (veya eski Yunancadaki haliyle basileos) her türlü dini yetki ve görevlerinden arındırılmış, laik kralları temsil eder. Mutlak din kökenli krallıktan demokrasiye geçiş eski Yunan’da da kolay olmamış, bu durum önce şehir devletlerinin oluşması ve daha sonra Atina tiranı Peisistratos’un (MÖ 561 ilk adaylığı) eski Yunan dinini oluşturan mitolojiyi kitaplar halinde yazdırıp halka satmasıyla mümkün olabilmiştir. Bu sayede halk dinin detaylarını öğrenmiş ve dini kendi arasında tartışmaya başlamıştır. Bu dönem aynı zamanda Milet’te Anaksimandros ve arkadaşlarının tanrıların doğa güçleri karşısındaki aczini fark ederek, doğa yasalarını doğrudan öğrenmeye teşebbüs ettikleri dönemdir. Türkiye’de yaşayan insanlar tüm geleneklerini ne yazık ki Doğu’dan almışlardır (buna gayrimüslimler de dahildir!). O gelenekte yasa, hükmedene tâbidir, hükmeden yasaya değil (bu açıdan İslam öncesi eski Türk toplumları eski Yunan toplumlarına daha yakındı). Bugün ülkemizde gördüğümüz hukuk sefaleti, yönticilerin eski Doğu geleneğinin izleyicileri olarak yasaları belli ilkelere göre değil, kendi keyiflerine göre değiştirip kullanmaya kalkmalarının sonucudur. Türkiye’de kişi özgürlüğü yoktur. Hele İslamcı AKP yönetimiyle kişi özgürlüğü daha çok daralmıştır. Bu yazıyı yazan ben, yarın evimden alınıp kodese tıkılabilir ve ömrümün sonuna kadar orada hakkımı arayamadan kalabilirim. Bu durumun değişmesi, toplumun yasalara bakışının değişmesiyle mümkün olabilecektir. O nedenle ben sık sık toplum eğitiminde doğa bilimlerinin her şeyin önüne alınması gerektiğini savunuyorum. Doğa yasası kavramını bilmeyen, yasaların ruhunu anlayamaz. Benim AKP karşıtlığımın temelinde bu görüşler yatmaktadır. Türkiye’de Yasalara Bakışın İnançsal Temelleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle