25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR EINSTEIN’IN TEORİSİ KANITLANDI, ZAMANDA YOLCULUK İMKÂNSIZ! UZAYDAKİ EN UZAK SU REZERVİ su buharı, birkaç yüz ışık yılı (1 ışık yılı= aşağı yukarı 9,5 milyar) çapındaki gazımsı bir bölgeye dağılmıştır. Su buharı ve karbonmonoksit gibi diğer moleküllerin ölçümü, karadeliğin altı misli büyüyecek kadar gaz biçiminde madde yutacak durumda olduğunu göstermekte. Fotonları inceleyen Hong Konglu bilim insanları, Einstein’ın ışık hızıyla ilgili teorisini kanıtlayarak zaman yolculuğunun mümkün olmadığını açıkladı. Hong Kong Üniversitesi’nde Du Shengwang ile çalışan ekip hiçbir şeyin ışıktan hızlı olmadığını söylüyor.. Einstein bu teoriyi görelilik kuramı çerçevesinde geliştirmişti. Fakat bazı araştırmacılar bundan yaklaşık on yıl kadar ö n c e ışıktan daha hızlı hareket uyartılar keşfedince bu teoriye kuşkuyla bakılmaya başlanmıştı. Gerçi bulgu sadece görsel etkiydi ama yine de ışıktan hızlı olduğuna inanılmıştı ki bu da zaman yolculuğunu mümkün kılıyordu. Du Shengwang ile çalışan ekip, şimdi Physical Review Letters dergisinde, fotonun hızını ölçtüğünü söylüyor. Işığın temel birimi olan foton da elektromanyetik dalgalar gibi evrenin hız kurallarına göre hareket ediyor deniyor yazıda. Sonuçta fotonlar da ışıktan hızlı değiller. Dünyamızdan 12 milyar ışık yılından daha uzakta yer alan bir kuasarın etrafında, iki astronomi ekibi gelmiş geçmiş en büyük ve en uzaktaki su rezervini buldu. Uzaktaki bir galaksinin etkin çekirdeğinin etrafında dünyadaki okyanusların tümünün 140 milyar misli su bulunuyor. “Bu kuasarın çevresi muazzam su üretmesi nedeniyle neredeyse eşsiz bir bölge” diye açıkladı bu sürpriz bulguyu Jet Propulsion Laboratuvarı’ndan (NASA) Matt Bradford. Etkin galaksilerin çekirdekleri olan kuasarlar, sürekli çevrelerindeki toz ve gaz disklerindeki maddeleri yutan karadeliklerce tetiklenirler. Bu süreç esnasında uzaya düzenli olarak enerji püskürttükleri için de uzayın en parlak cisimleridirler. “APM 08279+5255” olarak isimlendirilen kuasar, güneşimizden 20 milyar misli kütleye sahip olan ve 1000 milyar güneşten daha fazla enerji üreten bir karadelikte yer alıyor. Gerçi astronomlar daha önceleri de bu kadar uzaktaki, dolayısıyla da evrenin erken dönemlerindeki eski cisimlerinde de su buharı bulunabileceğini tahmin ediyorlardı ama bu teori bugüne kadar ka Küresel ısınma yaklaşık on yıldır, daha önceki on yıla göre yavaşladı. Bilimciler şimdi bunun sebebini buldu. Stratosferde gitgide ço YUKARIDAN GELEN SERİNLİK İTHAL GEN FAREYİ ZEHİRDEN KORUYOR Bakteriler kalıtım maddelerindeki parçaları kendi aralarında değiş tokuş ederek mesela birbirlerine antibiyotiğe karşı dirençlik kazandırabiliyor. Amerikalı ve Alman bilim insanları buna benzer bir etkiyi farelerde saptadı. Kemirgenler güney ülkelerindeki farelerle çiftleşerek kendilerini fare zehrine karşı dirençli kılan bir gen varyantına sahip olmuşlar. Normalde kalıtımda yaşanan küçük değişimlerle hayvanlar yeni çevre koşullarına uyum sağlarlar, diyor Rice Üniversitesi’nden Michael Kohn. Oysa dirençli farelerde tüm bir kalıtım bölgesi diğer farelere geçmiş ve yararlı olması nedeniyle de kalıcı olmuştur. Kohn’un Almanya’daki meslektaşları da Almanya’da klasik fare zehri Warfarin’in bir türü olan Bromadiolon’dan etkilenmeyen fareler bulmuşlar. Bu etki maddesi de K vitaminini bloke ederek, pıhtılaşmayı önler. Dirençli farelerde bu enzim o kadar değişmiş ki, ilaç hiçbir şekilde etkimemiş. Değişim enzim genindeki küçük mutasyonların bir ürünü değildi diyor araştırmacılar, Current Biology dergisinde. Söz konusu gen etrafındaki yaklaşık on milyon DNA bazı büyüklüğündeki bir kalıtım parçasıyla Cezayir faresinden (Mus spretus) geçmişti. Kemirgenlerin geriye kalan kalıtımı Almanya’daki farelerle (Mus musculus) aynı. Birçok ülkede yapılan çalışmalar sonucunda Afrika kalıtımına sahip farelerin hiç de ender olmadığını göstermiş. Almanya’daki elli ev faresinden on altısı, İspanya’daki 29 fareden 27’si Afrika genleri taşıyor. Bitkilerden ve bakterilerden melezleşme sayesinde çok avantajlı gen kombinasyonlarının ortaya çıktığı bilinmekte. Kohn şimdi böyle bir şeyin hayvanlarda da gerçekleştiğini gösterdik diyor. Ancak bu sürecin istisna mı olduğu yoksa buna benzer durumların sürekli yaşanıp yaşanmadığı henüz kesin olarak bilinmemekte. Nilgün Özbaşaran Dede Burma kültür bakanı Kyaw Hsan’ın yaptığı açıklamaya göre yeni laboratuvar analizleri Burma’nın insanlığın beşiği olduğunu kanıtlamakta. Uluslararası organizasyonların laboratuvar testleri ve analizleri sonucunda, Pontaung’da bulunan primat fosillerinin yaklaşık olarak 40 milyon yıllık yani Afrika’daki fosillerden daha eski oldukları ortaya çıkmış. Söz konusu fosiller Mandalay’ın batısında yer alan Pontaung’da 1979 yılında bulunmuştu. Bilim insanları bunların maymunun mu yoksa insanın mı atasıolduğu konusunda tartışıyorlardı. Bazı araştırmacılar kalıntıların kesin sonuçlar vermeyecek kadar küçük olduğu görüşündeler. Halen yaygın olarak geçerli olan “Out of Africa” teorisine göre modern insan Afrika’da geliştikten sonra dünyaya yayıldı. Fakat son yıllarda bulunan yeni kalıntılar artık bu teoriye gölge düşürmekte. Mesela Almanya’da 2009 yılında bulunan primat fosilinin yaşı 47 milyon yıl olarak saptandı. Amerikalı ve Hintli araştırmacılar ise 2008 yılında Proceedings of the National Academy of Science dergisinde Hindistan’da bulunan antropoid (insansı) fosillerinin 50 milyon yıldan daha eski olduğunu söylemişlerdi. İNSANLIĞIN BEŞİĞİ BURMA MI? nıtlanamamıştı. Samanyolumuzda da muazzam miktarda su buharı bulunmakta. Fakat galaksimizdeki suyun çoğu donmuş durumda olduğu için “APM 08279+5255” kuasarındakine kıyasla 4000 misli daha az. Su buharı, kuasarın doğası hakkında bilgi veren önemli bir gazdır. “APM 0879+5255”in karadeliği etrafındaki ğalan aerosollar gezegenimizi serinletiyor. 1816 yılı “yazsız yıl” olarak tarihe geçmiştir. Amerika’da ağustos gecelerindeki sıcaklıklar sıfırın altına düşerken, Avrupa’ya düşen yağmur ve kar ekinlerin büyük ölçüde zarar görmesine neden olmuştu. 100 yıl sonra bilim, 1816 yılında yazın niçin yaşanmadığını buldu: Endonezya’daki Tambora Yanardağı’nda yaşanan püskürme. Stratosferde biriken kükürtdioksit zaman içinde sülfürik aside dönüşmüştü. Suda çözülen sülfürik asit damlacıkları dünyamızın etrafında bir reflektör oluşturunca, havada asılı parçacıklar güneş ışığını uzaya geri yansıtarak dünyamızı soğutmuştu. Bu tür etkilerin uzun vadeli olarak önem taşıyıp taşımadığı tartışmalıydı. Colorado Üniversitesi’nden Susan Solomon ve arkadaşları, Güneş ve Dünya arasındaki ışıma bilançosunu çıkardı. Buna göre stratosferdeki aerosol miktarı 2000 yılından bu yana iyice artarken, küresel ısınma da aynı süre içinde yaklaşık beşte bir kadar yavaşlamış. Eğer bu aerosol birikimi yaşanmasaydı dünyamız daha fazla ısınırdı. Bu etkiden yanardağ püskürmeleri (kül ve kükürtoksit) dışında örneğin deniz tuzu, toz ve santrallardaki ve motorlardaki yanma süreciyle açığa çıkan kükürt bileşimleri de sorumlu tutuluyor. Araştırma ÇOK FAZLA KAFEİN HALİSÜNASYONLARA YOL AÇIYOR Günde beş ila altı fincan kahve içenlerde yanılsama görme riski yükseliyor. Halüsinasyonlar özellikle de stres ve yüksek kafein tüketiminin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabiliyor, diyor Melbourne La Trobe Üniversitesi’nden Simon Crowe ve ekibi. Kafein ve stresin etkisini 35 sağlıklı erkek ve 57 sağlıklı kadın üzerinde test etmişler. Katılımcılara “beyaz ses” (white noise) kaydı dinleten araştırmacılar, Bing Crosby’nin “White Christmas” şarkısını duyduklarında haber vermelerini istemişler. Gün içinde yoğun stres altında bulunan ve kandaki kafein seviyesi yüksek olan 16 kişi bu şarkıyı üç kez duyduğunu söylerken, diğerleri sadece bir kez duyduklarını söylemişler. Oysa söz konusu şarkı hiç çalınmamış bile. Kafein ve stres kombinasyonu, psikoz türü semptomların gelişmesini tetikliyor diyor Crowe. Sonuç zararsız gibi görünen kahve tüketiminde dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Araştırma sonuçları öte yandan stresin sağlıklı insanlardaki şizofren semptomlarının gelişiminde ne derece etkili olduğunu da göstermesi açısından önem taşımakta. CBT 1272/ 4 5 Ağustos 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle