24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YENİ ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Ürünler Yolculuk için mini şarj aleti Innergie firması yeni mcube Mini’nin dizüstü bilgisayarları için dünyanın en küçük şarj aleti olduğunu iddia ediyor. Şarj aleti uçak veya otomobilde kullanılmak üzere geliştirilmiş. 12 veya 15 voltla çalışan alet maksimum 65vatlık Netbook ve Notebook bilgisayarlarının enerji ihtiyacını karşılıyor. Şarj aletinin USB bağlantısıyla diğer aletler şarj edilebilmekte. mcube Mini’nin boyutları 60x26x18mm. Fiyatı: 70 Dolar. Bilgi için: http://www.myinnergie.com/mCubeMini/default.aspx Su geçirmez fenerin boyutları, 32x17cm. Fiyatı 70 Dolar. Bilgi için: http://www.redferret.net/?p=17077 Kaç kişilik? Türkçe’ye elit kelimesini “seçkinler” olarak çeviriyoruz. Bu tercüme elitin Latince eligere’den gelen kökü göze alındığında doğrudur, zira eligere aslında exlegere yani elle toplamak, devşirmek anlamında olduğundan seçmek olarak anlaşılmış ve Fransızca’daki élire’i (seçmek) oluşturmuştur. Elire’den de élite kelimesi oluşturulmuştur ki, biz de Fransızca’dan önce bu kelimeyi devşirmiş sonra da onu seçkin olarak Türkçeleştirmişizdir. Elit Düşmanlığının Ayyuka Çıktığı Ülke Bu daracık sandalyeye kaç kişi oturabiliyor dersiniz? Karton ve ahşap kalıntıları gibi yenilenebilir malzemelerden üretilen akordeon biçimindeki “Flexible Love” sandalyenin iki modeli var. Birinci modele açıldığında on altı kişi, ikinci modele sekiz kişi oturabiliyor. Fiyatlar:400 ve 200 Avro. Bilgi için: http://www.flexiblelove.com/ Basılı fotoğrafları da gösteriyor National Geographic diskte Piyasada artık çok sayıda dijital çerçeve var. Bunlar hepsi birbirine benziyor, bir tanesi hariç. Epson yazıcısı çerçeve veya WebApps fonksiyonli HP olarak adlandırılan alet, sadece dijital değil kağıda basılı fotoğrafları da gösteriyor. Dijital çerçevenin 1GB belleği, 2 bellek kartı girişi ve 8 inç TFTLCD ekranı var. Kâğıda basılı fotoğraflar PC bağlantısı olmadan tek tuşla taranıyor. Alet, resimleri slayt şovu olarak gösteriyor, isteğe göre MP3 müziği de ilave edilebiliyor. Fiyatı: 200 Dolar. Ayrıca MPEG videolarını gösterme özelliğine de sahip. http://www.hammacher.com/Product/77938?pro mo=CategoryNewArrivals&catid=60 National Geographic dergisi tüm sayılarını 160GB harici sabit diskte topladı. 1888’den bugüne kadar yayımlanan sayılar 60GB’lık yer kaplamış. Geriye kalan kısım gelecek sayılar için boş bırakılmış. Sabit disk daha iyi fotoğraf kalitesi sunan bir DVD ile birlikte satılıyor. Fiyatı: 80 Dolar. Bilgi için: http://www.crunchgear.com/2009/12/30/nationalgeographicreprintseveryissuetoanexternaldrive/ Kamp yerinde aydınlık Anahtarlıkta mini geceler hoparlör 4D tipi pille çalışan bu fenerin en önemli özelliği, on dört gün boyunca aralıksız olarak ışık veriyor olması. Fenere benzeyen tasarımıyla çevresini 360 derece aydınlatabiliyor. LED teknolojisiyle çalışan fenerin iki farklı aydınlık ayarı var. Güçlü ışık veren ayarda 175, düşük ışık ayarında 336 saat aydınlatıyor. CBT 1190/ 5 Kenar uzunluğu topu topu 2,5cm olan hoparlör, 3,5cm uzunluğundaki kabloyla birçok cep telefonuna bağlanabiliyor. Bir USB adaptörüyle hoparlör işlemciye bağlanıyor. Hoparlörün aküsü sekiz saat kadar dayanıyor. Fiyatı: 14 Avro. Bilgi için. http://www.deviltronics.com/product/206/keychainminispeaker Nilgün Özbaşaran Dede Ancak seçkin veya elit, temsil ettikleri kavramın gerçek anlamını hiçbir dilde karşılamaz. Yani hem Fransızca aslının, hem bunun diğer dillere geçmiş şeklinin, hem de Türkçe tercümesinin elit kavramının ruhunu yansıtmadığı kesindir. Elit birilerinin birilerini seçmesini imâ eder etimolojik olarak. Halbuki kavram olarak elit tamamen antidemokratik bir kavramdır. Birilerinin kendiliğinden başkalarından daha iyi bir hale geldiğini imâ eder. Yani elit seçilmez, oluşur. Bu nedenle elitlere karşı her zaman ve her yerde bir reaksiyon meydana gelir. Elitleri, geri kalan toplum üyeleri genellikle sevmez. Halbuki, toplumları ileri götüren, insanlığı yücelten, yenilikler yaratarak yaşam kalitemizi arttıran hep o sevilmeyen bir avuç elit olmuştur. Tarihteki ihtilâllerin, devrimlerin hemen hepsi elitleri de yok etmeye yönelmiştir. Fransız İhtilâli faciası esnasında öldürülen bilim insanlarını Fransa’da Collège de France’daki derslerim esnasında sayarken «Fransız ihtilâli felâketi» dediğimde, karşımda dersimi dinleyen ikiyüze yakın Fransızdan en küçük bir itiraz gelmemişti. Benzer şekilde Rus ihtilâli esnasında pek çok bilim insanı ülkeyi terketti (bunlar arasında Lenin’in kuzeni jeolog Nicolas Oulianoff da vardı), diğerleri, büyük jeolog İnostransef gibi intiharı tercih etti. Ne onu ne diğerini yapabilenlerin çoğunu Stalin Sibirya’ya sürdü, kamplarda ve hapishanelerde işkencelerle öldürttü ki bunlar arasında Atatürk’ün emriyle Türkiye’nin ilk ziraat araştırma raporunu derleyen büyük biyolog Vavilof da vardı. Çin’de Kültür İhtilâli benzer bir felâkete imza attı. Orada çalıştığım esnada bu insanlık utancının kurbanlarıyla konuşma imkânını buldum. İnsanın, Çin Halkına Daqing petrol alanı gibi bir gelir kaynağını hediye etmiş olan Huang JiQing gibi büyük bir jeologa yapılanları onun kendi ağzından dinlediği zaman kanı donuyor. Türkiye’nin hiçbir zaman bir Fransa, bir Rusya veya hattâ bir Çin gibi bir entellektüel eliti olamadı. Ama her şeye rağmen, Türkiye’yi dar zamanında kurtaracak kadar dünyayı bilen, işinin ehli, vatanını seven bir eliti olmuştur. Bu elitin adı Türk Silâhlı Kuvvetleridir. Bu elit Türkiyeyi ve Türk milletini korumakla kalmaz, ona ilk ressamlarını, ilk doktorlarını, ilk gerçek bilim insanlarını da hediye eden kurum Türk Silâhlı Kuvvetleri olmuştur, çünkü en iyi eğitimi hep Türk Silâhlı Kuvvetleri vermiştir. Türk halkı geleneksel olarak ordusunu canından çok sever, çünkü o ordunun mensupları kendi çocuklarıdır. Kendi yavrusunun ülkesinin elitine katılmasını isteyen aileler çocuklarını asker yapar. Son yıllarda bu elite karşı bir hücum başladı. Bunu ülkenin en bilgisiz ve en görgüsüz, takımı yönetiyor. Bu takımın özelliği cehaletidir ve o cehaletin en belirgin ifadesi yobazlıktır. O yobaz, aynı Kurtuluş Savaşında yaptığı gibi, ülkesinin felâketini isteyen dış güçlerle el ele, kol kola olduğu intibaını vermektedir. Bir yandan orduyu yok etmeye yönelmişken, bir yandan da ülkenin diğer elit kaynağı üniversitesini bitirmek peşindedir. Bir şeyi ortadan kaldırırken yaptığınızı başkaları fark etmesin isterseniz en iyi yol, yok etmek istediğiniz nesneyi sulandırarak çoğaltmaktır. Şu anda üniversiteler böyle bir tehditle karşı karşıyadır. Yargı ayrıca tehdit altındadır. Ama, en elit kurum olan ordu tam hedeftedir. Ülke çok ciddi bir bölünme krizinin içindeyken. Bu olayların tesadüfen aynı zamana geldiğini herhalde hiç kimse düşünmüyor; hem de tehdit altında olan yerler tüm Ortadoğunun en zengin su kaynaklarını içeriyorsa. Zorda kalan ülkeleri ayak takımı değil, elitleri kurtarmıştır. Türkiye şu anda kendi elitini yemek sürecindedir. Yani AIDS olmuştur. Kendi direnç sistemini yok etmeğe yönelmiştir. 8 Ocak 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle