23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 ken türü. 4. Işınım – Matematikte 3,14 sayısı – İngilizce numaranın kısa yazılışı. 5. Küf ve çürük gibi kokan – Mantarbilim. 6. Organik bileşiklerin bileşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu – Su – Eklembacaklıların ve kabukluların örteneğini oluşturan, dayanıklı ve esnek organik madde. 7. Stronsiyumun simgesi – Jüpiter’in bir uydusu – Kuzey Avrupa’da kullanılan, 2 tona yakın gemi yüklerine değer biçmeye yarayan kütle öl ilginç SORULAR Işığın göz ve cilt üzerindeki etkisi Soru: Işık, kızılötesi ve morötesi radyasyon göz ve cildi nasıl etkiler? Yanıt: Kaynak: http://copublications.greenfacts.org/en/energysavinglamps. Vat, değeri 1 jül/sn. olan elektriksel güç birimidir. Fakat ışık, gözün farklı dalgaboylarına olan değişen duyarlılığını açıklamak için lumen (lm) ile belirtilir. İnsan gözü ışığın dalga bandı ile ilgili yapısını tam olarak kaydedemez, ancak renkleri algılar. Güneşin önemli bir ışık kaynağı olmasından hareketle, tüm teknik kaynaklar “İlgili Renk Sıcaklığı” ile belirtilir. Bu da “Kara Cisim Işıması”nın (güneş veya yıldız) yüzey sıcaklığıdır. Kara Cisim Işıması gözlemcide benzer renk algısı yaratır. Tipik bir elektrik ampulü 2700K’dır; sarımsıbeyaz tenktedir. Halojen aydınlatma 3000K’dır ve günışığı 5000K’dır. İlgili Renk Sıcaklığı ışığın insan üzerindeki etkisi bağlamında önemli bir özelliktir. Bu da görme yardımı ile dış uyarıcıları tanıma ve algılamayı etkiler. Suyun üzerindeki güneş ışığı gibi, UV (morötesi), görünür ve IR (kızılötesi) radyasyon, cildin ve gözlerin dış yüzeyinden kısmen yansır ve dokunun içine işlediği zaman farklı yönlere doğru dağılır. Dokunun içinde radyasyon farklı moleküller tarafından emilir. Görünür radyasyon, UV ve uzundalgaboyu IR radyasyonu ile karşılaştırıldığında, masif doku tarafından güçlü bir şekilde emilmez, ancak pigmentler ve kan gibi başka unsurlarca güçlü bir şekilde emilir. Geriye dağılan ve emilen görünür radyasyon, cilt rengini, gözün beyazını ve çokrenkli irisi tayin eder. Uzundalgaboyu IR radyasyonu dağılmaz, fakat su tarafından güçlü bir şekilde emilir. Su da yumuşak dokunun en önemli bileşenidir. Bu, cilt güneşe maruz kaldığında ısıyı hissetmesine yol açar. UV radyasyonu, özellikle kısa dalgaboyundakiler, proteinler, yağlar ve DNA gibi organik moleküller tarafından emilir. UVB radyasyonunun pek çoğu bu nedenle en dıştaki deri tabakası (epidermis) tarafından emilir. UV radyasyonundan emilen enerji, IR radyasyonunda olduğu gibi ısıya dönüşmez, ancak fotokimyasal reaksiyonlara neden olur. Gözde, görünür radyasyon özel fotopigmentleri tarafından emilir. Bunlar optik sinirlere elektrokimyasal uyarıcıları tetkler. Sonuçta görmemizi bunlar sağlar. Aynı zamanda ters etkilere de yol açabilir. Birkaç istisna dışında UV radyasyonunun ciltte ve gözde yol açtığı fotokimyasal reaksiyonlar zarar verir. Proteinler ve DNA zarar görür, işlevlerini yapamaz hale gelir. Sonuç olarak UV radyasyonu zararlıdır. Aşırı hasar gören hücreler ölür ve apoptozis adı verilen bir süreç içinde parçalanıp dağılırlar. Apoptozis sürecindeki hücreler, birkaç gün içinde gözle görünür tepkilere yol açar. Buna cildin soyulması veya “peeling” denir. Neyseki insan cildi UV kaynaklı hasara karşı oldukça korunaklıdır. Hücreler karşı tepki verdiği zaman, alarm sinyalleri enflamasyon reaksiyonlarına yol açar. Başka bir deyişle bağışıklık hücrelerini kandan kendisine doğru çeker ve toksik saldırı bölgesine yönlendirir. Bütün bunlar ciltteki normal güneş yanığı veya gözdeki kar körlüğü reaksiyonlarıdır. Gözde yüzeye yakın kan damarlarının genişlemesiyle kırmızılık oluşur. Ayrıca akyuvarların geçişini kolaylaştırmak için damarların geçirgenlik özelliğinin artmasıyla gözde şişkinlik de meydana gelir. Bazı vakalarda güneş yanığı reaksiyonları, düşük UV’ye maruz kalındığında da oluşur. Bu da UV toksitesinin ne kadar büyük olduğunu gösterir. Ya da anormal alerjibenzeri cilt reaksiyonları oluşur. Bu da UV’ye maruz kalan kişide hastalıklı bağışıklık tepkisi olduğu anlamına gelir. SOLDAN SAĞA 1. Doğal eleme yoluyla evrim kuramını geliştiren, İngiliz doğabilimci ve jeolog. 2. Sara nöbeti belirtisi – Soluk borusu – Bulgaristan’da bir dağ. 3. Asır (kısa) – Su işleriyle ilgili devlet kuruluşu – Hıristiyan. 4. Bir tür bağımsız büyük il – Jüpiter’in bir uydusu – Konya’da bir baraj. 5. Değerli bir taş – Akkan – Ateş. 6. İnikas – İklimleme aygıtı. 7. Şebnem – Bir fotoğraf sanatçısı. 8. Kas uru – Cihaz, aygıt. 9. Hadım – Züppe – Demir küfü. 10. Anahtarla kilidi kapamak. 11. Bir renk – Potasyum hidratı, potasyum karbonatı gibi potasyum bileşiklerine verilen genel ad – Kimi dillerde erkek cinsten sayılan sözcük. 12. Frengi hastalığı – Güney Amerika’da yaşayan bir kuş. 13. Lif – Varlıksal – Tekst. 14. Senetlerin arka yüzünde yer kalmayınca, uzatmak için uzunlamasına yapılan ilave – Sessiz, dingin – Kalça kemiği. 15. Buhran – Gümüşbalığı. çü birimi. 8. İlahi Komedya’nın yazarı – Yönlü bir eksen üzerinde bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri – “… Çelik” (fotoğraf sanatçısı). 9. Ağabey – Bir tür tabanca – Acil, had hastalık. 10. Su düzeyinde sıra kayalar – İdrar yolu hastalıkları hekimi – Bir bağlaç. 11. Yunancada bir harf – Bir pompada, bir körükte, bir motorda akışkanın geçmesini sağlamak ya da engellemek üzere bulunan kapak – Acımtırak bir içki. 12. Bağış yapma – Öldürücü hastalık salgını – Emzirme organı. 13. Kristof Kolomb’un üç gemisinden biri – İridyumun simgesi – Karın zarı. 14. Yağ uru – Kalıcı, ölümsüz – Kinaye. 15. Ayak – Faiz hesaplamasında kullanılan bir terim – Rusya’da bir ırmak. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 YUKARIDAN AŞAĞIYA Hazırlayan: 1. “Sir George …” (İnsan taşıyan ilk planörü İlker yapan, İngiliz mucit) – Organizmanın herhangi Mumcuoğlu bir noktasında bulunan bir hastalık olayının, başka bir yere sıçraması. 2. Mizaç – Bir tür şahin, doğan – Almanya’da bir kent. 3. Güzel sanat – Güvenlik – Deniz teknelerinde bir yel J O S E P H B R A M A H OH N L T E O T E R O L İ P A T İ A N E E L M N A O E G İ R İ T A S R İ A D A A L A V A H L A K U Z R O S K İ A L R U L E T G E N L E Ş M E Ö L Ç E R İ E B A N R İ DO S AG E T İ L K İ L R E A İ N F D K I A KO Z MA K V O L E R A G E OM B E N Z İ R D L İ A A N L G İ N G İ L K A R E N L T K A K A N A N S A T E T R MA İ M A A R İ F İ K A T İ L d ü ş ü n SORULAR EN ÇOK KULLANILAN RAKAM (I) Ender Aktulga eaktulga@gmail.com SORU: Dört basamaklı sayıların asal olanlarında en çok kullanılan rakam hangisidir? Kaç kez kullanılmaktadır? DÜZELTME: 1189. sayıdaki bulmaca metninde yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bazı eksiklikler olduğu için yeniden yayımlıyoruz: 188.sayıdaki İstanbul isimli bilmecenin yanıtı: 23 Bilmeceyi doğru çözenler: Ahsen Canatİzmir, Necah BüyükduraAnkara, Ender Aktulgaİstanbul, Yılmaz Aruİzmir, Ulaş Atmaca Harry’nin yaşı (New Scientist dergisinden Necah Büyükdura tarafından tercüme edilerek gönderilen ve geçen hafta yayınlanan 'Harry`nin Yaşı" isimli bulmaca, yanlışlıkla Necah Büyükdura'nın hazırladığı şeklinde yer almıştır.) Dün hem Harry, hem de onun yaşça küçüğü olan Tom doğum günlerini kutladılar. Harry'nin yaşı da, Tom'un yaşı da ikişer asal sayının çarpımına eşittir. Yaşlarının farkı da yine iki asal sayının çarpımına eşittir. Söz konusu asal çarpanların altısı da bir birinden değişiktir. İlerde, Harry'nin yaşı 90 olmadan önce, Harry'nin ve Tom’un yaşları ile yaş farklarının ikişer asal sayının çarpımına eşit olma ve asal çarpanların altısının da bir birinden değişik olma durumu üç kez daha yaşanacaktır. Soru: Harry’nin şimdiki yaşı kaçtır?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle